Şimdi yazılan yorumların hepsini tekrar okumadım, ama ne zaman İbrahim amca başlığının altına bişeyler yazmak istesem hep Hasret'in yaptığı tasvir ve özellikle de su dökmeye giderken ki halini anlatışı aklımda canlanıp özlemle tebessüm ediyorum ve yazacaklarımı unutup dalıp gidiyorum. Ağzından düşürmediği sigarası, üzeri tozlu domatesler, hilal şeklini almış bayat ama lezzetli ekmekler, içiçe geçmiş lamba camları, cama asılı giligalar, hiç bir zaman eksik olmayan misafirleri gözüme, dükkanıyla özdeşleşmiş arka duvara yığılı karalastiklerin kokusu burnuma, trt radyosunun sesi kulağıma gelirken, tipitip sakızlarının tadını dilimde, sisli ve yağmurlu havalarda içeride yanan sobanın sıcaklığını tenimde hissedip tüm duyularımla anıların esiri oluyorum. Bıraktığı boşluğu yazarak doldurmaya sayfalar yetmeyecek bir Kuşmer sevdalısı. Ne mutlu sana ki doya doya tadını çıkardın oraların ve yine ne mutlu sana ki hiç bir çocuk şikayetçi değildir senden.
