NACİ ALTUNCU'NUN KALEMİNDEN

Caykara, Şahinkaya Köyü ve Kusmer yaylasi ile ilgili tüm bilgilerimizi burada paylaşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Köksal Ağaoğlu, Mehmet Aydinli

NACİ ALTUNCU'NUN KALEMİNDEN

Mesajgönderen Eylem Altuncu » Sal Ağu 29, 2006 7:43 pm

YAYLA YOLLARI YA DA YAYLA’YA ÇIKIM VE İNİM
“Kakart yolu”nu bilen kaç kişi kaldı? Ben 50 yaşındayım. Bizim kuşak bile bilmez o yolun hayde hayde zamanlarını.Ama biz çok dinledik “Kakart’tan yokari çikargen , arkamda 10 kot zahre… ayağumda çaruk bile yok!…” diye başlayan; çile anlatan, hüzünlü ama yaşam dolu, yalanı dolanı olmayan müthiş hikayeleri. Kakart’ı çok dinledim ama, ömrümde sadece bir kez çıktım bir kez de indim Kakart’tan. bizim kuşağın yolu ; çocukluğumuzda ve ilk gençlik yıllarında Derebaşı yolu, daha sonraki dönemde de Sultanmurat yolu idi.
12 Ağustos ta Görnek’den başlayacak yürüyüş ve şenlik geleneklerimizde yok. Yanı bizim yaylanın yolları üzerinde Görnek yeralmazdı. Görnek, Mezire dönemlerimizin vazgeçilmezi hatta tutkusuydu.. Köyün sitesindeki yayla ortası organizasyon programına bakınca, eski yayla ortası organizasyonlarını ve bizim deyimimizle “çıkım- inim yolları”nı anımsadım. Şimdiki gençler hoş görsünler , benim amacım çok güzel düşünülmüş bu yıl ki organizasyonu eleştirmek değil, sizin ; ağabeylerinizden, anne ve babalarınızdan bölük pörçük dinlediğiniz bir çok yayla yolu anısının yaşandığı anları, sizlere derli toplu anlatarak geleneksel kültürümüzle kaynaşmanıza katkıda bulunmaktır. Bu müthiş organizasyonu düşünenleri de katılanları da kutluyorum. Sizlerin sitede ki içtenliğinizi , köyümüze yaylamıza ve öz kültürümüze olan sevgi ve bağlılığınızı gördükçe müthiş bir haz yaşıyorum.Sizlerle gurur duyuyorum.İyi ki varsınız. İyi ki bu kadar iyi yetiştirildiniz.
Keşke çocuklarım “biz katılacağız “ demeselerdi de ben katılabilseydim. Akranlarımla görüşür ve yayla yollarındaki sayısız anılarımı tekrar yaşardım. Ve yaşadığımız anıları sizlerle bire bir paylaşırdım diye düşündüm. Bu olmayınca ben de yazmaya çalışarak sizlerle paylaşma yolunu seçtim. Umarım bu yazı bu işlevi yerine getirir. Başarılı olur.
Kuşmer’de şenlik, “ÇÜRÜK ÇAYİRİ” demektir. Her yaylanın kendi adıyla anılan şenlikleri var ama bizim “çürük çayiri” şenliklerinin yanında, hepsi çocuk sayılır. Bu nedenle bana göre bizim şenliğin adı “KUŞMER ÇÜRÜK ÇAYİRİ ŞENLİKLERİ” olmalı. Hiçbir köyün böyle bir çayırı da, böyle bir geleneksel şenliği de yok.
Çocukluğumuzda İki şenlik yaşardık biz. Çayırdan önce “ÇAŞUR” kesimi yapılırdı. 1. şenlik bununla başlar 2. şenlik ise çayırın kesilmesiyle yerel bir karnavala dönüşürdü.
Haziran ayının sonuna doğru çaşur zamanıydı. Zargidi köyünün çaşurlukları da icara alınır bizim Çatma boğazındaki çaşurlarla birlikte kesilirdi. Çayırın kesilmesindeki kurallar çerçevesinde ortak kesim yapılır ve kesilen çaşurlar eşit paylaşılırdı. (Mahalle, mahalle) o zaman yaylamızda çok mal vardı , Çayırların otu yetmez, çaşur ile takviye yapılırdı Mal sayısı azalınca çaşur kesimi de , şenliğide kalmadı.
Çaşur zamanı yaylaya daha çok kızlar çıkar, çaşur orakla kesildiği için delikanlıların çoğu kesime katılmaz, dolayısıyla fazla kalabalık olmazdı. Çaşur kesimi 1 hafta - 10 gün sürürerdi. Çaşurdan sonra tekrar köye inilir kenar kesimi ve çayır vodani gibi işler yapılırdı. Çaşur zamanı yaylaya çıkım çoğunlukla arabalarla, tabii ki kamyonlarla yapılır , inim ise yaya başlar Derin ırmakta yapılan son horondan sonra arabalara binilir ve böyle tamamlanırdı.
Asıl “KALABALUK” çürük çayiri için yapılan çıkım ve inimler de yaşanırdı. Her ikisi de çoğunlukla yayan ve bizim deyimimizle “alttan” yani Derebaşı yolundan yapılırdı. Kalabalığın çıkım zamanı yayla çayırında ki “Kocakarı Çayırı”nın bitmesinden sonra gelen ilk Çarşamba ya da cumartesi günü olurdu. Çıkım öncesi hazırlıklar yapılır, Çıkım; sabah açmadan mahallelerden hareketle başlardı. Mahallelerin buluşma yerleri Hurmaluk, İfler Irmağı, Sarmaç Ve Hadi köprüsü idi. Köyün tamamı Şinek’te Pavarot’ta (Şinek’e çıkan yolun son virajı) buluşur ve ilk horon orada yapılırdı. Yol havası , Ğarğeş kabanlarında başlardı. Çoğunlukla sabahın ilk ışıkları ile Alçak Köprüye ulaşılırken kalabalık içinde ilk gruplaşmalar ortaya çıkardı. Sevdalı çiftler gruplardan birkaç metre kopuk yürür, ilanı aşk yapmak isteyenlerin elçileri büyük bir heyecanla çöpçatanlıklarını başarı ile sonuçlandırmaya çalışırlardı. Delikanlının yaptığı teklif kıza iletilir , ilk tepkiler alınır ve bu tepkiler fis kos şeklinde herkese anlatılınca “sevdalık paparazilerinin konuları ortaya çıkardı. Derin Irmakta yapılan horon çok uzun sürer, bu horon sırasında teklifi yapan delikanlılar sevdikleri kızın ilk tepkisini almaya çalışırlardı. Oğlan teklif ettiği kızın kolunda horona girer ve üç parmağını tutmaya çalışırdı. Kız üç parmağını verirse yeni bir sevdalık başladı demekti.. Horondan sonra yürüyüş yeniden başlar Çsukalas , Aşağı Ogene geçilir , çok geçmeden iki Ogene arası üst virajının kıranında tekrar horona başlanırdı. Öğlen yemeği Derebaşı’nda yenildikten sonra doğrudan Soğanlı Dağı’na çıkan patika sarp ve dik yoldan yola devam edilirdi. Yaklaşık iki- üç saat, çoğunlukla tek sıra halinde bu kötü ama yolu kısaltan bölüm yürünür , bu yol bitince de önce dinlenme sonra Soğanlı Dağının düzünde horon tekrar kurulurdu. Dinlenme sırasında türküler söylenir, ya da transistörlü radyolar açılır, pille çalışan omuz askılı yassı büyük teypler çalınırdı. Özellikle teybi olanların havasından ve kaprisinden de geçilmezdi, yolculuğun son horonu Kuşmer topraklarının başladığı çormalıkta oynanır ve genellikle ikindi ezanından önce yaylaya varılırdı.
Durun daha bitmedi. Akşamüzeri topluca çayıra inilir. Pay edilen otlar alınır. Ve Palestarlar’da ki Horon düzünde o yılın ilk büyük “ seyir”i yapılırdı “Bu seyir her akşam üstü. Başlar gece yatsı ezanından sonraya kadar sarkardı. Gavur Kulesi, Çatma, Küçük.Kemer ve Kuzi Kayası gibi yerlerde var olan horon düzlerinde yapılan horonlar ve gece bekar kızların evlerinde düzenlenen parakaflarla şenlikler gece gündüz sürdürülürdü.
Bu büyük şenlik 20 – 25 gün sürer sonra inim başlardı. Artık aradığı hayat arkadaşını bulanlar mutlu , bulamayanlar buruk ama gelecek yıl için daha umutlu bir şekilde inim hazırlıklarına başlardılar.
“Bu çuruği geçuren kaldi obir çuruğe” Şur özdeyişi işte böyle ortaya çıkmıştır.
Yetmişli yıllardan sonra inimler üstten yapılmaya başlandı. Yani Sultan Murat yolundan.
İlk hareket yine sabaha karşı. ilk buluşma yeri Küçük Kemer .Haykırmalar, bağırmalar, yüksek sesli konuşmalar, kemençe, kaval teyp sesleri , hep birlikte söylenen yayla havaları
, sevdalık türküleri v.s . v.s Elveda yayla . Ya nasip bir daha sene. Bakalım kim sağ kim selamet…. Kim bekar. Kim evli… Haydi allahaısmarladık… Bir daha bakalım yaylaya. Derken Soğuksu da mola . İlk horon burada .Sonra Panduki de horonu tekrarlayalım.. Panduki deki hanları bilen kaç kişi kaldı.. Çocukluğumda bu hanlarla ilgili anlatılan hikayeler vardı ama onları da unuttum. Yedi Çuğurlerde girdik dumana. Neyse ki rüzgar ve çise yok. Bir saat sonra Anomoraş’ tayız. Haydi bir horon daha . Sabahın ilk güneşiyle yorgunluğu hissettik. Uyku mu basıyor ne?. Sohbetler, naralar, kahkahalar. Eee… yeni sevdalılarda kopuyor yavaş yavaş. Gruplaşmalar. Kulisler . Yaylada başlayan küslükleri sonlandırmak için ortaya konan çabalar. Karşılıklı eleştiriler, özeleştiriler , özür dilemelerle yakılan barış sigaraları.
Gençlik ne güzel. Ey gidi dağlar! Sevmek ne güzel… Derken Leman’ Suyu’ndayız
Hep beraber sabah kahvaltısı.. Mısır ekmeğini ve yayla peynirini eşsiz tadına eriştiren su gibi katkısız paylaşım. Lanetlemeyi geçip Büyük Şinek düzüne ulaşınca en büyük horon . Sesi güzel olanların söylediği türkülerle yarıldı sis . Kalktı duman . Yola devam. Sultan Murat’ta öğle yemegi. Vartan , Siçan Oba…İhanet etmesin bu dağlara Sıcak Oba ismini uyduranlar. Barma’ya ulaşınca Oturduk Yusuf’un hanının önünde. Az mı dinledik “Allahsız Yusuf, Hordol Ogli” maceralarını. Neyse , yapalım son toplu horonu…. Artık dağılma başlayacak . İlk küçük grup Vartan üstünde ayrılmıştı zaten.. İkinci grup Ağaç Başından ayrılacak. Bu grup kalabalık. Görnek son durak değil ama çok az adam kaldı Lakrop’a kadar. Görnek; Ey gidi Dursunbey. “Çay varmi Dursunbey” “Var var var” “Getur bi çay” “ Har har har…” söylemi kuşaktan kuşağa miras kalmalı.
. Mezirelere inince yağmurda başladı zaten.
Yol bitti, şenlik bitti. Anılar kaldı.
Gurbetçiler dönmeye, köyde kalanlar ise çayır kesmeye hazırlandılar bile,

Not. O yılların tek sancısı siyasi kutuplaşmanın sıkıntılarıydı. Onları biz yaşadık. Siz gençler bilmese de olur diye düşünüyorum. O nedenle yazmak istemedim.

YAZAN:NACİ ALTUNCU
Kullanıcı avatarı
Eylem Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Sal Eyl 13, 2005 3:50 pm
Konum: samsun

Mesajgönderen Engin Aydin Kuzu » Sal Ağu 29, 2006 11:59 pm

Çok güzel bir yazı...
O günleri bende yaşamış gibi oldum...
Eylem bu yazıyı bize aktardığın için eline koluna sağlık,
Naci amcanın da yüreğine...
Engin Aydin Kuzu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 704
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 9:20 pm
Konum: trabzon

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Çrş Ağu 30, 2006 12:41 pm

Naci ağabinin güzel ve arşivlerde yerini alacak yazısını zevk alarak okudum.Fakat bağışlasın, foruma neden direk katılmadığı ve genel düşünce ve yorumlarıyla bizleri neden buluşturma isteksizliğini anlamadığımı belirtmek isterim.Yayla yürüyüşü olarak nitelendirilen görnek buluşması aslında bir ilkti ve kesinlikle eski günlerin yaşanmasının bir tekrarı değildi.Sadece arkadaşların eğlenceyle birlikte özlem giderme düşüncesiydi.Fakat bu organizasyonun yazıda belirtilen içeriğe dönüştürülmesi ne kadar da güzel olurdu.İnaniyorum ki gelecek yıl bu organizasyonun bir kısmının yapılabileceği.Çünkü bizler bu yaşam tarzınlarının ve organizasyonların geliştirilmesi için elimizden ne gelirse yapacağımızı belirtmek isterim.Selam ve sevgilerle.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Erhan Uysal » Çrş Ağu 30, 2006 2:00 pm

Naci amca bu güzel anları bize aksettirdiğin için size çok teşekkür ederim.
Ne kadarda bilmediğimiz şeyler varmış okuyunca şaşırdım. Zaman ilerledikçe unutuluyor böyle güzel anılar ve bu güzel kültür gelenekleri.
İnşallah sizin gibi büyüklerimiz oldukça biz gençlerde elimizden geleni yapmaya geleneklerimizi yaşatmaya çalışacağız.
Eylem size de çok teşekkürler...
Kullanıcı avatarı
Erhan Uysal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 188
Kayıt: Sal Ara 27, 2005 8:15 pm
Konum: İZMİR

merhaba

Mesajgönderen Ahmet Uysal » Çrş Ağu 30, 2006 8:33 pm

eline yüreğine sağlık naci bey amca. hep o güzel günlerin haz veren anılarıyla sağlıklı ve mutlu yaşaman dileğiyle.inşallah bizimde bizden sonraki nesillere aktarabileceğimiz hoşluklar içinde geçen zamanların anıları olur.
Kullanıcı avatarı
Ahmet Uysal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 258
Kayıt: Pzt Oca 09, 2006 9:09 pm
Konum: KIRIKHAN

Mesajgönderen Sami Ayan » Çrş Ağu 30, 2006 8:36 pm

Değerli ağabeyim. Son günlerde Hasan'la anlaşmışçasına bize müthiş bir duygu yoğunluğu yaşatıyorsunuz. Mükemmel bir belgesel izledim yazınla. Herşey o kadar samimi o kadar doğal ki. Kuşmer'e gittim geldim yazını okuyana kadar. Hatta 20 gün de kaldım orda. Geçmişi geri döndürmek imkansız biliyorum. Geçen geçti gitti. Ama yazma ve hatıraları belgeleme özürlüyüz maalesef. Doğrusu bunu yapabilecek nitelikte fazla adamımız da yok. Sen o altın devri yaşamış biri olarak bizden bu tür yazılarını esirgeme de bundan sonraki nesillere olan borcunu öde lütfen. O günleri yaşayamayacağımıza değil de o samimiyeti yakalayamayacağımıza üzülüyorum sadece. Aman ağabey ne varsa aklında geçmişe dair paylaş bizimle buna ekmek su gibi ihtiyacımız var. Sana da tabi...
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Yusuf Uysal » Prş Ağu 31, 2006 8:39 am

eşsiz bir anlatım yüreğinize sağlık.özellikle horondaki üç parmak olayını ilk kez duydum.bayada şaşırdım.naci amca teşekkürler.
Kullanıcı avatarı
Yusuf Uysal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 112
Kayıt: Cmt Mar 04, 2006 4:06 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Metin Kuzu » Pzt Eyl 25, 2006 10:43 am

BİR YAYLA HİKAYESİ BUKADAR KISA AMA OKADARDA BİLGİLENDİRİCİ OLABİLİR.
BU YAŞIMA KADAR PARÇA PARÇA DUYDUĞUM YAYLA ÇIKIM VE İNİM HİKAYELERİNİ BU YAZIYLA TOPARELAMIŞ OLDUM.

HİKAYE İNİN NACİ AMCAYA YAZI Ş
İÇİN EYLEME ÇOOOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

YAŞADIĞIM YAYLA ANILARIYLA ESKİLERİ KIYASBİLE EDEMİYORUM
AMA YENİ NESİLEDE BU YÖNDEN ÇOK ACIYORUM.

TEŞEKKÜRLER........
Kullanıcı avatarı
Metin Kuzu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 158
Kayıt: Cum Ara 30, 2005 6:26 pm
Konum: İSTANBUL

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzt Eyl 25, 2006 9:03 pm

....Merhaba amcamın oğlu,

....Yazdıkların biz yaştakiler için dahada heyecanli oluyor.Yazdıklarını birebir yaşamadıysamda çokça duydum. Tabi her yaştaki Şurluların mezire ve yayla yollarındaki hatıraları yazmakla hiç bitermi!

....Şurluların yaylaya aynı günde girme şartı meşhurdur.Bir günde yaya ineklerle çıkmak zor olduğundan Fileste bir gece konaklamaları uzun yıllar sürmüştü.Ayrıca şimdi olduğu gibi zamansız köye sığır indirmek imkansızdı. Bu söz Şurlulara aittir."Karar Files kararı sığırlar inecek". Bu demektir ki aynı anda çıkıldığı gibi aynı anda da inilirdi.

....Eskiden Şur kararları Anayasadan daha keskindi.

....Yazdıkların için teşekkürler amcamın oğlu....
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Sal Eyl 26, 2006 12:34 pm

Sayın Naci abiciğim eskiye özlem duyanlara ,o günleri yad etmek isteyenlere sosyolojik ,kültürel bakımdan ele alarak ve günün koşullarını da göz ününde bulundurarak , gercekten çok güzel anlatımla duygu yüklü ve özlem dolu bir yazı sunmuşsunuz.Bu yazıyı biz çağlardaki kişiler olarak okurken (18-40) bu duyguları yaşıyorsak sizin yaş gurubunuz ve üzeri insanlar bu yazıyı okurlarsa herhalde çok daha fazla duygulanacaklarından kuşkum yoktur.Böyle bir yazıyı bizimle beraber paylaştığınız için teşekkür ederiz.Yüreğinize ,duygularınıza,elinize sağlık diyorum ve devamını bekliyoruz.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Mehmet Altuncu » Prş Mar 20, 2008 9:56 pm

mükemmel bir yazı amca yüreğine abla eline sağlık
Kullanıcı avatarı
Mehmet Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 164
Kayıt: Pzr Eki 23, 2005 12:01 pm
Konum: Ordu

Tebrikler..

Mesajgönderen Ahmet Kerahmet Özbilgi » Sal Mar 25, 2008 4:11 pm

Yasanmislarin;boylesine guzel anlatimlarla yaziya donusturulmesi muthis..
Yillar oncesinin carpici bir kusmer hikayesini,tum dogalligi ve etkileyici vurgulamalariyle gozler onune sermissiniz.Adeta tarihe issik tutacak,arsivde her daim yerini alabilecek basarili bir calisma.Abarti olmaksizin kullanilan,yalin ve simsicacik ifadeler de yaziya baska bir butunluk katmis.Emekleri gecenlere tebrikler,tesekkurler.
O yillarda yasanan,siyasi kutuplasmalardan,bizim kusagimiz da cok yaralar aldi.
Dusundukce,bugun bile halla yuregimizin sizlamasi sanirim bosa degil,sizlere hak veriyor ,bende o gunleri yorumsuz olarak es geciyorum...saygilar..
Kullanıcı avatarı
Ahmet Kerahmet Özbilgi
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 93
Kayıt: Sal Haz 05, 2007 12:24 pm
Konum: Avustralya/Melbourne/ Caykara/Sur


Dön CAYKARAMIZ, ŞAHİNKAYA KÖYÜMÜZ VE KUŞMER YAYLAMIZ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron