İnsanlar bazan yazları kendilerini ,şehirlerin sıcak ve bunaltıcı havasından,gürültüsünden ve stresinden kısa bir sürede olsa uzaklaşıp, sessiz ,manzarası bol ,havası temiz bir ortama atmak ister.Gurbet ellerde hasretlik çeken bir çok memleket aşığı ,mutlaka kendi memleketindeki o güzelim yerleri, dağları ,güzel yaylaları ,mezireleri gezmek ,görmek ister.Özlem giderip eski günlerini yad etmek isterkende dinlenmeyide ihmal etmek istemez.
İşte kiminin yad ellerde özlem duyduğu bir an önce görmek istediği,hasretlik gidermek istediği,eski günlerini yad etmek istediği ,kimininde yakınında olduğu halde işlerinden dolayı gidemediği göremediği ,kimininde bu güzelliklerin hala farkında olamayıp görmezlikten geldiği güzelim mezirelerimiz.İlkbaharı yaşadığımız gün begün yaz günlerine yanaştığımız bu günlerde, bu isteğimizi bir an önce gerçekleştirmek herhalde herkesin doğal hakkıdır.
Yazın şehirin sıcak ve bunaltıcı havasından,gürültüsünden uzaklaşmaya çalıştığımızda eğer sahilde bir yeri tercih etmiyorsak ,sahilden içeride bir yeri tercih eder ve sahilden uzaklaşmaya çalışırız.Kendimizi dağların kendine özgü özgürlüğüyle buluşturmaya çalışır,serinliğine atmaya çalışırız.Böyle bir program yapdığımızda ve şehirden uzaklaşmaya çalıştığımız genelde çocukluğumuzdan beri ciğerlerimizi oraların havasıyla doldurduğumuz,yağmuruyla ıslandığımız,güneşiyle güneşlenip kavrulduğumuz,toprağıyla yoğrulduğumuz memleketimizin dağlarını,dağlarındaki mezirelerini ,yaylalarını gezmek ve görmek isteriz.Köyümüzün Hadi boğazından yukarı çıkmaya başladığımızda ,köyümüzün içindeki ormanların içinde geçen yılan gibi kıvrılmış yollarından yukarı çıktıkça bir yüksek teknoloji ile yapılmış bir klimanın bile veremeyeçeği serinlik ve tertemiz bir havayla buluşmaya başlarız.Köyün ve ormanların bittiği yerden yukarıya doğru çıkmaya başladığımızda artık dağ havasını yavaş yavaş hissetmeye başlarız.Yemyeşil çimenlerin içinden yılan gibi kıvrılarak yukarıya doğru bizleri götüren yol ,mezirelerden başlayan ilk dağ hayatını yaşatmaya hissettirmeye başladır. Ahbalın :üstünki düzleri ,köye, soğanlı dağına bakan yamaçları,yanında virane olmuş Ziğoyiri , Şahin gibi bakan Şahinkaya taşları ve otandik mezire evleri ile ziyaretcilerinin azalmasıyla mahcup duruşu ,yanı başında dert ortağı Yakrop ve Yakropun düzleri ile hasretlik gidermesini,Yakropu otandik mezire evleriyle dahada güzel yapan muhteşem güzelliğini , ve daha fazla ziyaretcisinin olmasını kıskanarak komşuluk yapmasını kim kıskanmazki.Bütün mezirelere meydan okurcasına , sol yanından Karadenize yanbakan ,sağına Yankuni ,omuzlarina Tahtoyi ve Görneği alarak dimdik duran Kazankıranı görmezlikten gelmek doğaya ve aynı zamanda bu dağlara ,tabiata büyük bir saygısızlık sayılmazmı.?Ağaçbaşi ve Gönekdeki oksijen daposu ,oksijen tüpü gibi duran muhteşem manzaralı çamlıklarda oturmak ,piknik yapmak herhalde bu dünyada her kula nasip olmaz. Sırtını Karadenize çevirmiş Şahinkayalarının solunda mütevazı duruşuyla ,lahurtdaki düzlüğüyle ,Çaykara'yı seyretmesiyle,köyümüzün diğer mezirelerine ve köyümüze ayrı bir köşeden yalnız kalmış gibi garip bakan Kaskarobağzodan sanırım herkesin yolu geçmiş ve çoğumuz lağurtun düzüne piknik yapmaya ,top oynamaya gitmişiz.Mezire,yayla ve köy döngüsündeki göçebe yaşam biçiminden arta kalan ve ataerkil aile yapısının bir parçası olan bu göçebe ve toplu yaşamın sürdüğü bu yerlerde ,yapılan komciluklar,çayırcılıklar ,sığır beklemekler ,kafekada çay demleyip içmekler,likarbalar toplayıp yemeler,güzün kestane teşirmekler,görneklerde akşamlari hep beraber eğlenmekler,horon yapmaklar,karşıdan karşıya bağırmaklar,yardımlaşmanın ve paylaşmanın üst düzeyde uygulanıp yapılan ırgatlıkları biz bu topraklarda öğrenmedikmi?yapmadıkmı?.
Kamalidan yukari,Hadi,Raşi,
Ahbal olur Zurtuhlinun başi ,
Yakropdur Ahbalun arkadaşi,
Ah bir olsam oralarda.
Yakrop başi Kazankıran,
Zoğoyir oldi viran,
Solomadur Yankuni ayiran,
Ah bir olsam oralarda.
herkese selam ,saygı ve sevgilerimle.