CEVDET DURGUN

Gurbet ellerde kalıp da yüreklere düşen korları söndürmeye, uzun yıllar görmediğiniz arkadaşlarınızla görüşmeye kim engel ki?.. (Tüm üyelerimizin birbirini tanıma hakkı var değil mi?)

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Fatma Ozbilgi, Sibel Şahin, Adnan Ayaz

Sevgili Sami

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Pzr Oca 01, 2006 12:41 am

Sami Kardeşim;

Dedin dedin ( “misafir” olarak hoş geldin dedin bana ), tekrar hoş buldum!...

Sevgili kardeşim; yazmayı ve konuşmayı severim. Eğer haddimi aşan şeyler yazmışsam senin aracılığınla tüm forumdan özür dilerim. Evet, babam Hasan Hüsnü Durgun; henüz onun kadar alçak gönüllü ve güleç olamadım, çalışıyorum.

Sami inan ki sadece içimden geldiği gibi yazıyorum. Eğer Türkçe’mizi güzel kullanabiliyorsam bunu içinde yetiştiğim aileme ve bana ilkokul üçüncü sınıfta modüler matematik olmak üzere pek çok şey öğreten amcam sayın Orhan Durgun’a borçluyum. Matematik mi, o da nerden çıktı diyorsanız bunu en iyi Ahmet Cemal Durgun anlatabilir.

Bana yapmış olduğun övgüden dolayı sorumluluk yükleniyor ve mahcup oluyorum. Kalite bir tek kişiye ait değildir, bir tek kişiyle olmaz. Bence kalite bizim kültürümüzün bir sonucudur. Önemli olan kaliteyi talep etmektir. Şahinkaya köyü ve köylüleri kendi ölçeğinde kaliteden anlar ve bunu ister. Ben bunu bir kere de Lemansuyu üzerinden İspatan yolu ile Karadere vadisinden Trabzon’a gidince fiziki olarak gördüm. Bir sıra dağın iki yakası gibi düşünürsek, iki taraf arasında bu kadar fark olur. Yolunuz düşüp de görürseniz ne demek istediğimin daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyorum.

Evet belki süre olarak aynı ortamları az paylaştık. Aslolan gönüldür, en azından birbirimizi anlamışız vakt-i zamanında değil mi? Koşullar gereği görüşemedik bir süre, şimdi forum sayesinde görüşebiliyoruz. Benim yapımı değerlendirebilecek durumdaysan, sen benden daha kalitelisin demek ki. Bu bir methiye veya latife değil, sen den gerçekten en az benim kadar kalitelisin ve aydın bir insansın. Gördüğüm kadarıyla ortak paydamız Şahinkaya kültürü ve köyüne benden çok çok hizmet etmektesin, teşekkür ederim.

Muhabbetimiz ömür boyu sürsün Sami.

Saygılarımla.

Cevdet Durgun
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Köksal Ağaoğlu » Pzr Oca 01, 2006 9:55 am

Sevgili dostum, yeni yıla dair nefis mesajını aldım.Teşekkür ederim. Duygularıma tercuman oldun. Akşam konuyla ilgili yazı yazmayı düşündüm ama bende de yazdıklarımdan dolayı yanlış anlaşılma çekincesi var. Yine öyle düşünerek, başka taraflara çekilir diye yazmaktan çekindim. Sabah senin yazını görünce içim rahatladı... Vaktin olursa Ustingi Oda'ya gel.. Sevgi ve selamlarımı sunarım.
Kullanıcı avatarı
Köksal Ağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 176
Kayıt: Pzt Eki 24, 2005 5:30 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Pzr Oca 01, 2006 11:59 pm

Sevgili Kiruk Memed, mankurtlaşıyor muyuz?

Alıntıdır;

“Nedir mankurt?

Mankurt Efsanesi geçmiş çağlarda Türk kavimlerine Çinliler tarafından uygulanan bir işkence ve asimilasyon şekli olarak bilinmektedir. Bu efsaneye göre kafasına ıslak koyun derisi geçirilen kişi, güneşin altında günlerce bekletilmekte, ıslak deri yavaş yavaş kurumakta ve kişinin kafasına müthiş bir basınç yapmaktadır. Güneşin altında kafası gittikçe sıkılan kişi, yapılan işkencenin dayanılmaz tesiriyle kendisini, geçmişini, ideallerini ve şahsiyetini şekillendiren birçok değeri kaybetmektedir ve şuurunu tamamen yitirmiş, yönlendirilmeye açık, kendi geçmişine ve benliğine hissiz, duygulardan yoksunlaşmış, sahibine şartsız olarak bağlı bir robot haline gelmektedir. Bu durumdaki kişilere o çağlarda Mankurt adı verilirmiş. Mankurt kelimesi günümüzde şuursuz kişi anlamında kullanılıyor. Orta Asya halkları arasında yaygın olan bu terim, hastalık, zehirlenme, psikolojik vs. şoklar gibi çeşitli nedenlerden dolayı bellek yitimine /amnezi/ uğrayıp, geçmiş olayları anımsamayan insan yaratıklarını betimler. Terim esas olarak, ‘kendi uruk /soy/ ile köklerini unutan insan’ anlamına gelir. Geldiği soy ve köklerini unutan birinden, etnik, kabul edilen genel insani etik ilke ve norm anlayışlarına uyması beklenilemez. Mankurtlar, kendi benzerlerini yaratıp, normal insanları mankurtlara dönüştürmeye çalışmaları ile de tehlikelidir.”

Şimdi de Orta Asya’dan ülkemize kadar tüm Türk topluluklarında kullanılan fakat bizde politize edilip teröre alet edilecek düzeyde bile kötü niyetlerle kullanılan bir kutlamaya dikkat çekelim; nevruz. Nedir nevruz? Nevruz; eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün. Hemen bir soru; ülkemizde yılbaşını kutlayan kaç kişi aynı zamanda öz değerimiz Nevruz’u kutlar?

İşte böyle Mehmet’çiğim, dünyadaki tüm kültürler var olsun ve gelişsin. Ben kendi kültürümden sorumluyum ve onu korur, onu geliştiririm. İnsanlar ise kendine uyanı, iyi olanı seçsin. Yılbaşı kutlaması mesajımda içimde taşıdığım acı ve sıkıntı bu bağlamdadır.

Gelelim sana;

Karda, geçmişimizde güzel anılarımız ve paylaşımlarımız olması, sanırım pek çok ortak yönlerimizin de olduğunu gösterir ( Gerçi ben senden daha iyi koku alırım ). Dediğin gibi; bir insan sağlıksız ve mutsuz olduğunda neyi nasıl kutlayabilir? Kutlamalar ayrıca bir amaç da içerir. Sana veya bana uymayan kutlamalar amaçlarımıza da uymamaktadır. Niye kutlamıyorsun diye bir soruya yanıt bile verilmez değil mi? Önemli olan sevgilinin olması, doğum gününün mutluluk getirmesi v.s. v.s.’dir. Gerisi bahane!..

Sevgili İlkay;

Geç yazdım, kusuruma bakma. Sana bir itirafta bulunayım; ben seni en büyük Şurlu zannederdim, meğerse sen hakiki bir Şahinkayalı imişsin. Yazdığın mesajlara baktım; sevecen, samimi ve hassasiyetleri olan, karşısındakini kırmamaya özen gösteren bir insan gördüm. Eğer sen her zaman böyleydiysen ve ben bunu fark etmediysem o zamanki toyluğuma ver. Şayet sonradan olduysan iyi oldun. Ama bütün bu söylediklerim, bahsi geçen topu sana vereceğim anlamını doğurmaz. Belki Nazımcan’a verebilirim ( Tabii ki bu onun bir Kolofçu Junior olup olmadığına bağlı ).

İlkaycığım, bu arada hayat benim burnumu da epeyce sürttü. Yazdıklarımdan belli oluyor mu bilemiyorum?

Türk kültürü, yani bizim kültürümüzü önemsememe gelince; bunu basit anlamda bir Japon bireyin Japon kültürünü önemsemesi gibi görebilirsin. Veya, diğer bir basit yaklaşımla; yaşlandıkça, geçmişimin yok olması korkusuyla çözüm arıyor da olabilirim v.s. v.s. Bu basit yaklaşımların dışında bence çok çok daha önemli nedenler var ve bunları yüz yüze yapacağımız güzel sohbetlerle paylaşmak daha verimli olur sanırım.

Türk Ocakları’na gelince; üyesi olduğum üç cemiyetten birisidir, 1912 yılında kurulmuştur, web sayfası;

http://www.turkocagi.org.tr/indexm.html şeklindedir. Yeterince bilgi edinemezsen, konuyla ilgili istediğin bilgileri söyle, sana göndereyim. Huse kardeşime gelince; onun fren pedalini hiç boş bırakmamak gerekiyor. Eğer bırakırsak gördüğün gibi ortalığı toz duman götürüyor.

Evet, öğrenmenin sonu yok, aslında öğrendikçe daha az konuşmaya başlıyor insan değil mi?

Araba dedin de, evet ya ben mekaniği sevdiğim için makina mühendisi oldum, tıpkı kültürümüzü sevdiğim için Türk Ocakları’na üye olmam gibi. Bundan dolayı da her iki pozisyonum beni mutlu ediyor. Yani tüme varım yaptım, mutlu olma ihtimalim tümden gelimden daha yüksek değil mi?

İlkaycığım; düz duvara tırmanamayanlar tırmanamadıklarını söylemezler, alçak gönüllülük yapma!..

Saygılarımla.

Cevdet Durgun
En son Cevdet Durgun tarafından Çrş Haz 21, 2006 8:22 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

Abi affet...

Mesajgönderen Hüseyin Serencam » Cmt Oca 21, 2006 2:02 pm

Mesaj başlığı ne kadar doğru bilmiyorum.Aslında sitenin mekanizmasını henüz çözemediğimden dolayı selam vermeyişimi "cahilliğime ver" demeliydim galiba.
Açıklamalarıma getirdiğin açıklamalardan dolayı meteşekkir olduğumu belirtir:)Ben de senin "yakacak stoklarımızı fazla zorlamamak lazım" espirine açıklık getirmek ve ahalinin ne gibi tepkiler vereceğini gözlemlemek istiyorum:) Neyse; madem mesajlarımıza atasözleriyle yön veriyoruz "yarası olan gocunur" der ve işlerinin rast gitmesini temenni ederim...
NOT: Yakacak stoğun biterse benim yanımdakilerin sakalları bütün bikaç kış ısıtır.Zaten yaz gelsin bak nasıl resimler koyuyorum:) Analayacağınız resimden maksat meşreb değil mevsim:))
Kullanıcı avatarı
Hüseyin Serencam
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 24
Kayıt: Pzt Oca 16, 2006 9:14 pm
Konum: TRABZON

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Sal Oca 24, 2006 4:45 pm

Yazılarını zevkle okuyorum. Türk kültürü konusunda ebey yol aldığını görüyorum. Eskiden bu konularla pek ilgilenmezdin. Sanıyorum Huseyle birlikte tartışmalarınız oluyordur (Bir yazında Türk Ocaklarında karşılaşmanızı anlatıyordun). Türk Ocaklarının genel yapısını bilmiyorum. Fakat senin Fikri yapını etkilediği kuşkusuz. Aslında bizlerinde öğreneceğimiz çok şey olabileceğini gün geçtikçe anlıyoruz. Bu arada öğrenciyken araba markalarını çok iyi biliyordun. Hala ilgin devam ediyormu? Selam ve sevgiyle.....

Cevdet kardeşim nasılsın? Düğün fotoğrafını gördüm. Formundan bir şey kayıp etmedin. Sadece yaşlılık belirtileri yüzüne yansıdı. Bu arada dışarda acaip kar yağışı devam ediyor. Bu kar yağışında yarın Trenle Adanaya gidiyorum. Oradanda Kırıkhana geçeceğim. Yolculuk biraz uzun geçecek ama Tren yolculukları biraz ilginç özellikler içerir. Birde kayıtsızlığımı hoş gör baba annen yaşıyormu. Çünkü geçmişte çok ortak anımız oldu. Hele birinde Yayladan vartana ineklerle inişimiz varki evlere şenlik. Her neyse kafanı şişirdim. Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Şahinkaya Köyünün Kıymetli İnsanları;

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Prş Şub 02, 2006 8:54 pm

Şahinkaya Köyünün Kıymetli İnsanları;

Biz Şahinkayalılar’ın insan sevgisine ve insan ilişkilerimizde saygıya verdiği değer, yaşantımızdaki sosyal ilişki ve girişimlerimizdeki zenginlik ve güzellikler, güncel yaşantımızdaki medeni tavır ve davranışlarımız içine girdiğimiz her toplumda, her zaman imrenilerek izlenmiş ve övgüyle anılmıştır. Bu özelliklerimizi birlikte geliştirecek ve hep birlikte kapılarımızın önünü süpüreceğiz.

İnternet ortamında emeği geçen tüm köylülerimize teşekkür ve minnetlerimi borç bilirim.

Saygılarımla.

Cevdet Durgun

Resim

Resim
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

İnfoya bak maşallah

Mesajgönderen Necati Yavuz » Cum Şub 10, 2006 3:19 pm

Cevdet,kimi kanduruyusun.Yazmişsun"Türküm,müslümanum"Yani tanimasak yutturacaksun.

Cevgettin koçum,sen bu Türk ocaklarına kayit yapdukten sonra boyle MANKURT oldun.Çok yazuk,eskiden sadece Amerikan oğlani idun ama daha verimli idun.Ayrica deşifre uzerinede ustune yok maşallah.
Anlaşilan bu yaştan sonra bida senun uzerune bi tez çalişmasi yapacağız.

Forumda beni bulamaman kayed doğal,beceremedum girmeyi.Bu arada her antalyaya giden A.O sınıfına girmez üzdüne alinma.Ama sen birinci ve en hakiki A.o sun biliyorsun sevimsiz çocuk.Bu ara gribim bi yere gidemem helede senile hiç gitmem.Gitsem mi acaba...
Botlara gelince... ziçtım .... canım
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Neçadi Baba Hoş Geldin!..

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Cmt Şub 11, 2006 11:38 am

Neçadi Baba;

Mademki yazdığım tüm yazıları okumuşsun “…Gemi babalarından sonra tanıdığım dünyanın en büyük babası “Neçadi Baba”…” cümlemi de okumuşsundur sanırım. Benim gönlümde, tüm unvanların elinden alınsa da her zaman “ennn!.. baba” olarak var olacağını biliyorsun (Not: Aşağıdaki unvanın resmen belgelendiği için bakidir.).

Bensiz yaşamının bir anlamı yok değil mi? Mazoşist yanının ilacı benim. Bence fazla açılma, yoksa Tahto’daki longoza (yarım metrekare) kapatmace dalıp çıkmandan sonraki ruh halini de anlatırım bak. Hayır, hatırlatayım dedim sadece!..

Aklıma gelmişken, sayın Şurlular;

Sahip olduğunuz paradoksal veli/deli özelliğiniz iyi niyetinizle yoğrulunca doğal bir cazibe merkezi oluşturmaktasınız. Soğan ve skoleçli peynir ( bilmeyenleriniz için; İskoçya ile bir ilgisi yoktur) diyarının iyi niyetli, aydınlanmacı muhterem şahsiyetlerinin söylediklerini kaale almayın. İçlerinden bazıları adeta bir farfara ( ki kelebek dersem alınırlar ) misali idare lambasının etrafında kanat çırpmaktadır. Haberiniz ola!..


Biliyorsunuz, ben Şahinkayalı’yım.

Saygılarımla.
En son Cevdet Durgun tarafından Prş Şub 23, 2006 1:12 am tarihinde düzenlendi, toplamda 4 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

Babaannene çekmişsin

Mesajgönderen Necati Yavuz » Pzr Şub 12, 2006 11:32 am

Serencam merhaba :-)
Ne tesadüftur ki dün gece rüyada seni ve Cevgettini gördüm.Tam bir huşu içerisinde ve ruku vaziyetindeydiniz.Kıyamet alameti dedim kendi kendime.
Seni seviyoruz,kendine iyi bak
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Engün hoşgörünüze sığınarak:)

Mesajgönderen Hüseyin Serencam » Pzt Şub 13, 2006 11:58 am

Necati Abi sen haböle sitelerde vakti geçir , kıymalının tadı bozulsun soracam ben sana.Bi de şu havuz kartında yazan meslek ismini okuyamadım. Ne çok yönlü bi insanmışsın sen abi yaa... Bölesini de görmedim. Galiba KARPİ'nin açılımını biz yanlış biliomuşuz. Karadeniz Avangelist Rahipleri ve Papazları İcazethanesi,Nerden çıkardığıma gelince ? Şurlilarla takılaman, gemici olman ve çok yönlü oluşun aklıma bunu getirdi:)))

Abi biliosun ben kimyacıyım. İşim analiz olduğundan yazdıklarını sadece tahlil edeceğim.
1"Ne tesadüftur ki dün gece rüyada seni ve Cevgettini gördüm."
---Bu cümlede tesadüf olan şey, rüya görmeniz mi?, Cevdet Abiyle aynı ekranı paylaşamız mı? yoksa normalde haftanın tek günleri girioduk rüyanıza da bu sefer çift gün olması hasebiyle mi şaşkınlığa uğrattık sizi?

2"Tam bir huşu içerisinde ve ruku vaziyetindeydiniz.Kıyamet alameti dedim kendi kendime. "
"
---Gündüz sabahtan akşama kadar çalıştığınıza göre sanırım rüyayı gece uykunuzda gördünüz. Gece vakti kılınan namaz "teheccüd" namazıdır ve nafile ibadetlerdendir. Ama demenize göre aynı anda ruku vaziyetindeymişiz. Aynı hareketler aynı anda sadece farz namazlarda olur benim bildiğim ve bu tür namazlarda cemaatten başka bir de imam gerekir. Bu durumu kıyamet alemetine yormanız ve imamın kimliğini belirtmemeniz bizi ister istemez acaba bir "Hopşaralı'nın arkasında mı saf tuttuk? " sorusuyla başbaşa bırakıyor.
Ayrıca "huşu"lu olduğumuzu da fark etişsiniz hem de rüya halindeyken. Bismillahirrahmanirrahim ben canlı anlamıyorum milletin ne halde olduğunu abimiz rüya halinde fark ediyor üstelik rukudayken. Abi ruku hali biliyosun biraz değişik bir durum o pozisyonda neremizden anladın 'huşu'lu olduğumuzu yauw...
3"Seni seviyoruz,kendine iyi bak"
---Hadi hepsine bir cevap verdiniz diyelim de cümlenin devamında gelen bu lafa ne diyeceksiniz? Seni seviyoruz . Abi ne olur bari bunu aç? "Umarım "ruku" halinde değildir yaaa:( Vallahi ter basti beni.

İşlerinizin rast ve bereketli gitmesi temennileriyle
Kullanıcı avatarı
Hüseyin Serencam
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 24
Kayıt: Pzt Oca 16, 2006 9:14 pm
Konum: TRABZON

NEÇADİ BABA

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Prş Şub 23, 2006 1:04 am

Neçadi Baba;

Hala seni forumda bulamadığım için buradan yazıyorum. Lütfen su üzerine çık da sana rahat rahat yazalım, gözümüz gönlümüz açılsın. Lütfen baba lütfen!..


Mehmet Özsoy Ağabeyimiz demiş ki;

“Merhaba dostum.Antalya'ya gideçek yerde memlekete gelsen daha iyi olmaz mı?” (Tarih: Per Oca 12, 2006 3:51 pm)

ve sen de cevaben demişsin ki;

“Ağaoğlu bilmiyormusun Amerikan oğlanları artık Antalyada takılıyor…” (Tarih: Çar Şub 22, 2006 7:02 pm)

Arada 41 günlük bir fark var ve bana layık gördüğün unvanı da bilmeyen çok azdır. Bence soğan, peynir (yanında da ne olursa olsun) diyetine sımsıkı sarıl. Hafıza, zaman ve mekan kayıplarına çok iyi gelir. Gerek genetik olarak, gerekse yaşın gereği soğan peynire yatkınsın, bunu hepimiz biliyoruz.

Bu arada eğer geçen hafta beş gün süresince Antalya’da olduğumu, her akşam da A.B.'de olduğumu biliyor ve beni çok özlediğini dolaylı yollardan söylüyorsan aşk olsun baba!... Bunu açıkça söyle, herkes beni ne kadar çok sevdiğini biliyor. Geldim, Trabzon’dayım. Söyle nereye gidelim baba, emret!..

Aklıma gelmişken; kovboy botların eskidi mi? Eskidiyse Amerika’dan yenisini hemen ısmarlayabilirim.

Saygılarımla.

Cevdet Durgun
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

merhaba

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Sal Mar 07, 2006 11:33 am

Dostum merhaba ,İlkayın verdiği ilan üzerinemi çıkdın ortaya.Yaramaz bir şey olmasın birden battın gittin , neyse tekrar hoş geldin. selamlar canım.

Bir sen eksukdun ne demek anlayamadım, ben şurli isem sen nereli sin, altılıganyanı bırakalı 2sene oldu atlari değil ,eşşekleri bile unuttum.Hastalık edebiyatı hiçbir zaman yapmadım. becerememda , bu gidişle budünyada nah görüşürüz. Ama olsun ben genede geldiğimde uğrayacağım,
Bir kezdaha görüşelim ,
Helallık alayım senden, ne olur neolmaz,

YARAMAZ ADAM,SELVİ BURNUNA KURBAN OLAYİM.

Cevdetciğim ,hayatımda doğum günü kutlamadım,doğarken çok ağladım halada ağlayurum.
Sevgililer günü ne zamandır bilmem, çünkü hep platonik aşk yaşadım hiç sevgilim olmadıki hatılayayım, bileyim, işim olmaz.
Yılbaşı özel olarak hayatımda çok az kutlamışım, benim için doğduğum gün benim yılbaşımdır,diğerini kutlamak işime gelmez çünkü kendi doğumgünümü bile kutlamıyorum.
Benim için ,insanın mutlu, sağlıklı olduğu her gün yılbaşı ,aybaşı ,doğumgünü, sevgililer günüdür.Gerisi hava.selamlar.

Dostum aramızdaki sıçaklığı , senin sattığın izocamı bile döşesek yine kesemez.selamöptüm.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Kizum duyayu misun?

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Sal Mar 07, 2006 10:40 pm

Kiruk Memed; “aramızdaki sıçaklığı” hiç kimse izocamlarla kesemez biliyorum. Bu arada, bildiğinden eminim camyününün bir yan etkisi vardır. O da; vücuda temas ettiği yerlerde kaşıntı ve biraz da yanmaya neden olmasıdır (adeta sirğan gibi). Ayrıca bilirsin ki kalp ilacı araştırmaları esnasında denenen bir ilacın yan etkileri çok ilginç bir sonuç verdi ve başka amaçlarla piyasaya sürüldü, çok beğenildi. Allah Allaaaaahh!.. Şimdi bu yazdıklarından sonra ne diyecek bu Cevdet diye meraklanmaya başladığını hissediyor gibi oluyorum. Hemen açıklamaya çalışayım (tabi sen ne anlarsın bilemem);

İyi niyetli düşüncelerin yan etkileri bazen kötü, bazen de iyi sonuçlara sebep olabilir. Adı üzerinde “yan etki”; beklenen ve istenen sonuçların dışındaki etkiler. Aklı selim insanların, bu yan etkiler nedeniyle toplumda kötü durumlar yaratmak yerine, nelere sebep olacaklarını önceden kestirebildikleri hareketlerde bulunmaları toplumsal görevleridir. Kızım sana diyorum, gelinim sen işit!...

Saygılarımla.

Cevdet Durgun
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Mahmut Alkan » Cum May 12, 2006 7:58 am

Sayın Durgun!..
İnce düşünceniz için teşekür ederim. Durgunları tanırım ama sizinle tanışmadık herhalde... Hasan Durgun sınıf arkadaşımdır. Rahmetli Cemal Durgun saygın ağabeyimiz,hamimizdi.
Eczacı durgun u,babasını hep tanırım. Onlar sizin neyiniz olur bilmiyorum ama aynı akrabadansınız. Trabzon a gelince tanışırız inşallah.
Tekrar teşekkür eder,selam ve sevgilermle mutluluk dileklrimi iletirim.

Sayın Durgun! Hasan ın oğlu olduğunuzu tahmin etmiştim. Ama emin olmadığım için birşey diyemedim. Çünkü çok benziyorsun.... Babanla da epeyi zamandır görüşemedik. Yollarımız hiç kesişmedi nedense..Selamlarımı,sevgilerimi iletirsen sevinirim.
Evet bana amca diyebilirsiniz. Çünkü arkadaşımın oğlusunuz. Ercan Erol da yeğenim dir.( Vefasız olsa da..)
Sıcak ve samimi yaklaşımınız için teşekkür eder,
en iyi dileklerimle sevgilerimi iletirim.
Mahmut Alkan
 
Mesajlar: 7
Kayıt: Sal May 09, 2006 6:59 pm
Konum: zonguldak

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Sal Haz 06, 2006 9:42 pm

Para kazanmaktan siteye girmeye zaman bulamadığını biliyorumda yazılarını özlediğimizi belirtmeme gerek yok sanıyorum.selamlar
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

ÖncekiSonraki

Dön TANIŞMA - KAYNAŞMA

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir