ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Üyelerimizin yazdığı şiirleri bu bölümde toplayalım mı? Ne duruyorsunuz!.. Kaleme sarılma zamanı gelmiştir...

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Adnan Ayaz

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cmt Şub 16, 2013 8:45 pm

--------------KADİM DOSTUMA HASRETLE-----------------------

Özlem ateşiyle yanar eririm,
Bekle kadim dostum bir gün gelirim,
Nasip ise gelir seni görürüm,
Ziyarete niyet olduktan sonra.

Hep umut doluydu geçmişte yıllar,
Sıladan gurbete götürdü yollar,
Saçım sakalımda ağardı kıllar,
Onca yük,onca dert olduktan sonra.

Hüzünle geçmişi anarım her an,
Yaşlanan bedende kalmadı derman,
Hasbıhal ederiz geldiğim zaman,
Konuşmaya mühlet olduktan sonra.

Dikenli yollarda ömür bitiyor,
Yıllar güne döndü çabuk bitiyor
İçimden gelen ses,bana git diyor,
Dosttan dosta hasret olduktan sonra.

Ham iken pişip de yanabildik mi?
Her nefeste Hak'kı anabildik mi?
Gariplere bir şey sunabildik mi?
Kalplerde merhamet olduktan sonra.

Rol aldık hayatta hep perde perde,
Her birimiz ayrı ayrı yerlerde,
Hak yardım eylesin bize mahşerde,
O'nda sonsuz kudret olduktan sonra.

Her can değerlidir yaratan için,
Ne canlar can verdi bu vatan için,
Dünya imtihandır anlayan için,
Korkum yok,MUHAMMED olduktan sonra.

Önümde kağıtlar kalemim yazar,
Ayrılıklar beni moralmen bozar,
Yazdıkça bu şiir uzar da uzar,
Buluşuruz kısmet olduktan sonra.

13.02.2013,İstanbul(Adnan Ayaz ZAZOĞLU)
En son Adnan Ayaz tarafından Cmt Şub 16, 2013 9:07 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cmt Şub 16, 2013 8:47 pm

----HAKİM BEYİN BİLGİSİNE---
Söz verdiğimiz gibi Trakya'ya adım attık,
Kadim dostla buluşup dost kokusunu tattık,
Büfede ayaküstü yolculuğu anlattık,
Dilekçeyi okuduk,suçumuz yok hakim bey...

O küçük büfesinde büyük işler aşırdı,
Beklemediği anda bizi gördü şaşırdı,
Baltayı taşa vurdu,sabrımızı taşırdı,
Yanlış anlaşılmasın .hıncımız yok hakim bey...

Görseydiniz halini sanki kanat getirdi,
Çok fazla bekletmeden aldı eve götürdü,
Ortada "deve" yoktu!-tavuk kesti yedirdi,
Alış veriş yapmadık,borcumuz yok hakim bey...

Suçlamaları ağır,cahilliğine saydık,
Farkımız olur muydu onun gibi olsaydık,
Belki kavga yapardık misafir olmasaydık,
Onunla dövüşmeye ,gücümüz yok hakim bey...

Heybetli bakışı var ,gören sanır pehlivan
Eşi benzeri yoktur,hayrandır ona cihan,
Güreşe doymaz ama,yok ona göre meydan,
Düşerse kalkması zor,vincimiz yok hakim bey...

Hafta sonu bir gece yaptık sohbetimizi,
Anlamıştır herhalde gerçek niyetimizi,
Görmeyince daha çok bilir kıymetimizi,
Çerkezköy'de bir daha,ÜÇÜMÜZ YOK HAKİM BEY...

Ziyaretin amacı bir özlem gidermekti,
Adresinde halini,endamını görmekti,
Anıları yad edip ,gönül alıp vermekti,
Bizim sevgiden yana,ölçümüz yok hakim bey...

Mahkeme masrafları ne olur bilemeyiz,
Dua etsin kendinden tazminat istemeyiz,
Çekecek cezasını,ikiye bölemeyiz,
Bir kuruş ödemeye,harcımız yok hakim bey...

Kadim dost gelir ise koyarız baş üstüne,
Dilerse heykelini dikeriz taş üstüne,
Bir tatlı ikramını yaparız aş üstüne,
Bizim ona kesecek,"koçumuz" yok hakim bey...

Özrünü açıkladı yazılı beyanıyla,
Yaşasın Çerkezköy'de şerefiyle şanıyla,
Her zaman anılacak o hicivci yanıyla
O'na plaket yapmaya,tuncumuz yok hakim bey...

Vaziyetimiz budur,güvendik adalete,
Akli selim olarak karşıyız cehalete,
Allah zeval vermesin başımızda devlete,
Hiç kimseden alacak,öcümüz yok hakim bey...

İstanbul,29 Mart 2013
Adnan AYAZ(Zazoğlu)
Not:Çerkezköy'de İhsan Şahin'e yazılmıştır.
En son Adnan Ayaz tarafından Cmt Nis 06, 2013 9:34 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cmt Nis 06, 2013 9:31 pm

Not:"Hakim Beyin bilgisine" başlıklı şiirimin öncesinde kadim dostum sayın İhsan Şahin'in bana ve Muzaffer Altuncu'ya ait yazmış olduğu "hakim bey" adlı şiiri vardır.O şiirin de burada olması gerekiyor .(Face book da "şurlilar" sayfasında var).En kısa zamanda bu sayfaya alacağım...
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cmt Nis 06, 2013 10:32 pm

---l994 senesinin Haziran ayı,Çaykara'da görev yapmaktayım.Bir gün okul çıkışı dükkana geldiğimde(babamın bakkalına)masanın üzerinde bana ait bir zarf gördüm ve babam köye gittikten sonra zarfı açtım aşağıda bulacağınız dörtlüklerle muhatap oldum.Yazanı belli değildi.Ama tahmin etmiştim.Hemen cevaben ben de bir şeyler yazarak kendilerine gönderdim.O tarihte çocuklarım ve eşim Trabzon'da ikamet ediyorlardı ,ben ise ancak bir yıl sonra tayin isteyerek Çaykara'dan ayrılmıştım...
İLYAS HASRET UYGUN'dan(Karakuş oğlu)

Anlaşılmaz hallarun
Tutmaz o uşkularun
Derindur bakışlarun
Her gün düşüncelisun.

Uzamadi boylarun
Çalışmaz böbreklerun
Eğridur omuzlarun
Şakula girmelisun

Senun o gezişlerun
Adami sezişlerun
Erimez göbeklerun
Biraz diklenmelisun

Korkar talebelerun
Tükenmez taksitlerun
Hiç tutmaz hesaplarun
Hesap sağlamalisun

Bitmez seyahatlarun
Nerde çamaşurlarun
Kaç çifttur çoraplarun
Arayup bulmalisun

Trabzon'da çocuklarun
Burda akrabalarun
Bekler arkadaşlarun
Bir kure atmalisun

Sohbete gideceksun
Bahçeyi açacaksun
Ceza da vereceksun
Biraz zorlanmalisun

Trabzon'a gideceksun
Dükkanı açacaksun
Derse de gireceksun
Erken davranmalisun

Çofalanun Ahmet'i(Allah rahmet eylesin)
Kerahmetun Mehmet'i
Karakuş'un Hasret'i
Arayup bulmalisun.

Kazancinun Mehmet'i(Öğretmen)
Ğurmalukta Özsoy'i(Brahimağa Muhammet)
Rizedeki Turgut'i
Ziyaret etmelisun.

Trabzon'da çocuklari
Köydeki beyukleri
Çarşuda torunlari(Kardeşim Ayten ve çocuklarını)
Her gün düşünmelisun.

Trabzon navlonlarini
Vergi paralarini
Eşya taksitleruni
Her ay ödemelisun.

Okulda kağıtları
Dükkanda fiyatları
Evde nasihatları
Hiç unutmamalisun.

Dükkanı açacaksun
Derslere gireceksun
Trabzon'a gideceksun
Sohbetta yapacaksun

Akşam geç yatacaksun
Sabah tez kalkacaksun
Yaylaya varacaksun
Bayburt'i göreceksun.

Ğoroma kalkacaksun
Topta oynayacaksun
Bütün bunlari yapup
Hastalanmayacaksun(O yıllar var olan ve halen devam eden böbrek taşımdan dolayı vurgu yapmıştı)

Her yere kavuşacak
Nazar olmayacaksun
Paraları ğarcayup
Aybaşı yapacaksun.

Anlamazuk halundan
Gelemezuk yolundan
Allah yardımcın olsun
Bir döğa almalisun
----------------------------Haziran 1994,Hasret Uygun-Çaykara
----CEVABEN HASRET'e YAZDIKLARIM----

Ne isim var ne adres
Halumi bilmez herkes
Kalmadi bende heves
Ondan düşünceliyum.

Boyum kalmiştur kısa
Hastaluğum olmasa,
Sendeki omuz olsa,
Şakula girmeliyum.

Hatam mi var gezmemde,
Adamları sezmemde,
Gerek yok erimemde,
Sanmaki kibirliyum.

Talebeler rotasuz
Taksitler sigortasuz
Hesaplar faturasuz
Neyi ödemeliyum?

Herşeyin sebebi var
Bitmez bu seyahatlar
Behane çamaşurlar
Gidip de gelmeliyum.

Trabzon'da çocuklarla
Burda akrabalarla
Bazan arkadaşlarla
Hasret gidermeliyum.

Sohbetlerun deminde
Bahçe var gündeminde
Bişe yoksa cebunde
Ceza da vermeliyum.

Takanaklarum çoktur
Yardım edenim yoktur
Bana göre bir doktor
Sipariş vermeliyum.

Ben aradığım kadar
Arasın beni onlar
Candan samimi dostlar
Her zaman görmeliyum.

Zorum yok ziyaretten
Mehmet'den Muhamet'den
Turgut'umi Rize'den
Tayin etturmeliyum.

Çoluği çocuklari
Eş,dost akrabalari
Düşünürüm onlari
Elbet düşünmeliyum.

Bozuktur ekonomi
Kestum hepten gümeni
Aksattum ödememi
Kefil göstermeliyum.

Öğretmenluk vazifem
Dükkanda işler,alem
Evde hazır sandalyem
İfade vermeliyum.

Çingane işi buçuk,
Seni yaramaz çocuk!
Yaz usulcuk usulcuk
Cevabi vermeliyum.(Sevgili Hasret,13.dörtlükten sonra 14-14,5-15-15,5...diye dörtlüklerini yazmıştı.)

Bahsettuğun işleri
Yaparum karşu beri
Yazduğum türkileri
Sana göndermeliyum.

Dostlara güvenum tam
Her günün soni akşam
Birazcık hastalansam
Yatağa girmeliyum.

Edun beni ziyaret
Eğer gerçekse niyet
Dostum budur vaziyet
Artuk biturmeliyum.

Beni taniyamadun
Yazuk,anliyamadun
Hiç sır sakliyamadun
Bir tembih etmeliyum.

Şahinkaya Çaykara,
Hasretim yaylalara,
Yapılan dualara
Yeter dememeliyum.

Gömüldüm dertlerime
Şükür yine halime
Bu yazdıklarım kime?
Nereden bilmeliyum?
-------------------------------01 Temmuz 1994-Çaykara--Adnan Ayaz...
Her geçen gün aranıyor malesef,selam olsun o günlere----------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------İstanbul-06.04.2013---------------------------
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Pzr Nis 07, 2013 9:02 am

--Arşivimden şöyle bir evrak çıktı:Kenarları sararmaya yüz tutmuş ilk bakışta sanki kağıdın üzerinde bir şey yok gibi ama dikkatle bakıldığında bazı karaltıların olduğunu görebildim.Tarih aradım,göremedim.Elime büyüteci alarak dedektif gibi aramaya başladım.Zaten başka türlü yazılanları da okuyamayacaktım.Şiir ,Kuşmer için elle yazılmıştı.Ancak büyüteç sayesinde kağıdın sağ üst kenarına yakın bölümünde bilgisayar çıktısı ya da faks çıktısına ait bir yazıya benzeyen matbu tarihe rastladım.Aynen şöyle yazıyor: AUG 02 '98 15:07 P.01 (Belirtilen tarihin yazarı tarafından farkedildiğin-de doğrulanması bizi bu konuda aydınlatacaktır.)
Not:Eğer tarih 1998 ise çok eski olmamakla birlikte kağıdın sararması faks kağıdı olmasından dolayı olabilir mi diye düşündüm.Buna benzer benim yazdığım kuşe kağıda benzeyen kağıtlarda da zamanla aynı durumla karşılaştım.Amatörce bir karara vardım.Yazanı hariç;kağıt ,mürekkep veya fotokopi kalitesiz olduğundandır diye düşünüyorum...
----------------KUŞMER SEVDASI--------------------------------

Özledim seni çok özledim
Çorak toprakların suya hasreti kadar
Geleceksin diye hep yollarını gözledim.
Mecnun'un Leyla'yı aradığı kadar.

Bülbül güle hasret gül de bülbüle
Aktı göz yaşlarım döndü bir sele
Yaktın ciğerimi eyledin pare
Aslı'nın Kerem'i yaktığı kadar.

İnsanoğlu doğar büyür yaşlanır
Arif olan bu kazanda haşlanır
Deli gönül Kuşmer'den hoşlanırda hoşlanır
Yunus'un sevgiyi tarifi kadar.

Yaktı beni "iki çayır" arası
Çağlayıp akıyor "çelep" deresi
Hiç iyi olur mu gönül yaresi
Caren gözlüm melhem sürene kadar.

Zaradır da deli gönül zaradır
Köz köz olmuş benim gönlüm yaradır
Kapı kapı çaresini aratır
Garibim senemi bulana kadar.

Sensiz yalan dünya bana virane
İnanmazsan el basayım Kur'ane
Bilmem deli miyim belki divane
Dönerim semazen olana kadar.

Elerim de şu dağları elerim
Koyun olur ardı sıra melerim
Senin için dağı taşı delerim
Ferhat'ım Şirin'i bulana kadar.
-----------------------------------------------------Şiirin alt tarafında büyük harflerle "GÖKHAN ŞAHİNE" yazıyordu.Hemen sağ alt bölümde tükenmez kalemle atılmış bir imza zaten ilk bakışta göze batıyordu.Fakat bu imza O'na ait değildi.Çünkü imzayı tanıyorum.Hani aceleden bir zikzak imza olur ya öyle sandım.Daha sonra büyüteçle gezinirken tükenmezin altında kalmış olan asıl imzayı tam solmadan görmüş oldum.İmzanın içerisinde seçebildiğim bir tarih vardı.Yukarıdaki açıklamayla çelişen.07.08.1997 diye okuyabildim büyüteç sayesinde.Yoksa tarih marih hiç belli olmuyordu.Veeeeeeeeee sağın en alt bölümünde yine tükenmez kalemle şöyle bir ifadeye yer verilmişti."KAZAN ŞAH YAPI MALZEMELERİ ADINA,İHSAN ŞAHİN VE MİKAİL KAZANCI...
--O tarihte sevgili Gökhan Trabzon'da okuyor olabilirdi.Ona yazılmış olan bu şiiri kadim dostum bilgi ve ilgi için bana göndermiş olabilir diye düşündüm.Kağıt üzerindeki yazıların kısa zamanda silinmesinin sebebini de buldum sanki.Bu şiirin aslına fotokopi çekilmiş ve bana o fotokopi gönderilmiş.Malum fotokopinin ömrü öyle uzun değil.Yine de ilgililere sonsuz teşekkürler...
--Okuyucuların dikkatine sunmak istiyorum:Bakın okudukça ne kadar unutmuş olduğumuz kişilerin böylece izlerine rastlayacağız.Fena mı?
-Saygılarımla...
İstanbul,07.04.2013 -Arşivden bu sayfaya kayıt tarihidir.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzr Nis 07, 2013 11:12 pm

Geç kalmış şeyi yapıyorsun,seni kutluyorum.
Olur ya birileri okumasa da bu dünyada kilitli yerlerde kalmasından çok iyidir.
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cmt May 04, 2013 4:59 pm

---Yıl 1996 olabilir.
---Gökçeada'dan Trabzon'a bir destan gelir.Gönderen Mustafa Birinci,alıcı Sedat İbrahimağaoğlu.O destan hakkında bana verilen bilgiler ışığında elçiye zeval olmaz hesabıyla benim cevap yazmam istendi.Nihayet aşağıdaki cevabı onlar adına yazdım ve gönderisini zaten onlar yaptı.Tabiiki benim yazdığımı anlamış olmalıki sayın İhsan Şahin'in facebook'ta yayınladığı destanı o nedenle yazmıştı.Özet olarak ilki şu an yok.İkincisi benim aşağıda yazacaklarımdır.Üçüncüsü de sn İhsan Şahin'in facede yazdığıdır.
---Şunu peşinen yazmak istiyorum.Tamamen tarafsız olduğum bir yazışmada kendimi aralarında bulmuş oldum ama,yanlış yaptıysam ikinci defası bana yakışmaz.Doğru yapmışsam bile tekrarını düşünmüyorum.Saygılarımla...

---SEDAT AĞADAN ZEYTİN AĞASINA---

Sedat ağa diyerek bahsettun her seferde,
Ayrildun Çaykara'dan düştün orada derde.

Merhaba deduk sana gördüğümüz her yerde,
Sadaştun hepumuze bilki nafile yerde.

Elbette değer vardur geçen eski günlerde,
Gezdun hep aramuzda gözlerun yükseklerde.

Tutar sana inadın insani korsun derde,
Çatarsun başkasına kendun emin ellerde.

Bilmeyenler zanneder koyin gibisun perde
Hiç affetmez alursun parayı bulsan yerde.

Ağa isem ne mutlu,yer içersun sayemde,
Sen gibi marabalar nankör olur elbette.

Deniz ortasindasun yerun yok Türkiye'de,
Senun özelluklerun yoktur burdakilerde.

Köyde hiç duramazsun döşeğun mezirede,
Tüfekçi takımında yerun hazır ilerde.

Ağanun kıymetini bilemezsun elbette,
Huzur bırakmadun sen adım attığın yerde.

Virüs mikrobu gibi bulaşursun her ferde,
Ömrun geçup gideyur,aklun hep kadehlerde.

Dinsizlikle suçladın başın yapar mı secde?
Karıştın rum halkına kimse görmez camede.

Dostları sıra ile çıkardun bir listede,
Dokundun tellerine hiç insaf yok mu sende?

Acap ne vereceksun o Kurtoğlu Mehmet'e
Misafir olmadın mı İsmail Sarahmet'e?

Dost kalbi tez kırılır,braktın bizi şüphede,
Sitemli destanuni okuyamam her yerde.

Herkesi koydun dara,yok mi yüzünde perde?
Ne isteyursun bilmem,yaz gelecek seferde.

Tedbiruni al da gel bekleyuruk tedikte,
Bakılacak faluna ya burda ya Kuşmer'de.

Ararsun bu ağayi yol aşağı düşende,
Eski dost düşman olmaz,bunu bilirsin sen de.

Vaz geçmezsun huyundan sonucunu bilsen de,
Çatarsun sağa sola bir eyiluk görsen de.

Az mi ikamet ettun Kaban denen mahlemde,
Mahmutağaliları beğenmezsun yine de.

Misafirperverluği gördun benum bölgemde,
Dostum kendi kendini rezil etma millete.

Yalan doğru haberler yer alur gazetende,
Her şeyi bilir gibi fetva verirsin sen de.

Akıllı olmak lazım haboyle zor günlerde,
Eski neşe kalmadı köydeki düğünlerde.

Dürbün ile arasan kimse kalmadı köyde,
Gel de gidelim köye,hayde Mustafa hayde.

Muhuttin hazırladı yeruni o merekte,
Yapar sana malezi akşam sabah yemekte.

Günleri geçurusun Kabani beklemekte,
Belki de labloş Ahmet ister seni Dernek'te.

O senun bileceğun serbestsun boş gezmekte
Akrabamdan bir ferdi değiştirmem bir ferde.

Senin dediğin olmaz her istediğin yerde,
Sülalemden Muhittin benimle en ilerde.

Bahsettuğun dostlari yazamam bir seferde,
Kadir yaptı konağı o güzelim Kuşmer'de.

Yaparuk ziyareti misafir edilende,
Yüzyüze konuşuruz memlekete gelende.

Bizum muhtar adayı var midur sülalende,
Bakma seçilemedi çizildi bir kalemde.

Orosbi cemaatle durulmaz bu alemde,
Söz verup oy vermeyen çoğu senun mahlende.

Senun oyun yoğidi zaten o viranende,
Ağabeyun sağolsun destekledi yine de.

Mert bildiğimiz dostlar ortak oldi namerte
Sait'e oy vermeyen gidecek mi Cennet'e.

Şahinkaya köyünü böldüler üçe dörde,
Muhtar seçildi Gafur,aratacak mı rekolte?

Bize iş bilen lazım gerek yok rekabete,
Sevilmek ayrı olay,bak yapılan hizmete.

İş kişinin aynası,ne var denenmişlerde,
Sandıktan çıkanlara saygılıyız yine de.

Birlikten kuvvet doğar,zarar var bölünmekte,
Karışık hesapları ayıklarız gelende.

Nurettin,Maraş Mehmet geldi döndi geçende,
Çok fena soğeyurler onlar raki içende.

Kaldiler bir kaç akşam Hilmi'nin mahzeninde,
Soğdiler soğuldiler sohbetlerun deminde.

İsmail Sarahmet'un orda idi vaktinde,
Uğradı yanlarına Çalık Sebahattin de

Ağabeyun Hilmi'nun kusur yok sihhatinde,
Kılık kıyafet tamam her şey resmiyetinde.

Kurtoğli tatilleri seçemedi takvimde,
Geç uğradi çarşuya kaldı kendi evinde.

Kavut etleri taşir ceketinin cebinde,
Her tarafı kan revan sanki cihan harbinde.

Yazun gezer dağlarda,inek koyun peşinde,
Bakman kıyafetine hile yoktur kalbinde.

Yayla soğuk suları akar kendi yerinde,
Bu yıl da Zihni yerli Brahimağa berinde.

Epey masraf eyledi İstanbul seferinde,
Hesapları saklidur ufacuk defterinde.

Sorsan ona şimdilik güya keyfi yerinde,
Belli olmaz ne yapar Zihni bey ileride.

Dağlarda koyunlarla neşesinde zevkinde,
O hakkına razıdır yesin içsin blekide.

Konya'ya kadar giden bişe bilur belki de,
Düşündü uşağini,gerek var mi tenkide.

Bu yıl rekolte nasıl ordaki zeytinlerde,
Bir kaç teneke gönder,etiketi üstinde.

O senun bileceğun ister taşi peşunde,
Ödenur faturasi buraya gelişunde.

ZEYTİN AĞASI gibi çalim yapma gelende,
Koşarsın bankalara krediler verilende.

Niçun kredin kalmadı Bayraktar Hüseyin'de,
Demekki kefillerun hepsi sefil yerinde.

Seninle uğraşamam çeşitli işlerunde,
İştahlarun artmasun ne gördun düşlerunde.

Kırk tane tilki vardır dolaşur içlerunde,
Derman olsunlar sana kimsesuz günlerunde.

Tevellütünü yokla merdiven ellilerde,
Yirmi otuz çağlari kaldı çok gerilerde.

Senun marazun olmaz cinlerde perilerde,
Düşüp lataris etme tenha tenha yerlerde.

Sana nüsha işlemez yaptırsam mı yine de?
Tak boğazuna bir haç orda patrikhanede.

Tövbe et imana gel bulunursan kıblede,
Burdaki uşaklarun şüphem yok dinlerinde.

Niçin kafayi taktın o Kurtoğli Mehmet'e
Kizayur misun ona giderse Sarahmet'e,

İsmail'i severiz,seversin onu sen de,
Yersuz suçlamalarun koydi seni zahmete.

Güya sağlıkçı oldun gezersun sahillerde,
Anaruk seni elbet burda muhabbetlerde.

İsyan etma ağaya yerun olsun defterde,
Başkasının lafıyla yer alma hedeflerde.

Alnun ak başun dimdik dolaş gittiğin yerde,
Kırma dostlar kalbini yoktur tamircilerde.

Hayat her şeye değer,sevinip üzülsen de,
Yerine göre bazen büyüyüp küçülsen de.

Dostlar terazisinde tartılıp ölçülsen de,
Yanında değiliz ya,ağlasan da gülsen de.

Yerun vardur Beyoğlu dostlarunun kalbinde,
Taşladın da taşlandın,bilmem kabahat kimde.?

Gezersun avrakodo ada sahillerinde,
Çok görmem oni sana,aklun değil yerinde.

Görmek istemiyoruz seni yaban ellerde,
Gel katıl aramıza verilen izinlerde.

Yanlış yapan olursa çek onlara bir perde,
Seni bekleyeceğiz bir dahaki seferde.

Gençluğum güzelluğum kaldi hep resimlerde,
Gel beraber olalum bu güzel mevsimlerde.

Dostlarun cümlesinden selam diyeyim ben de,
Bir zamanlar tek idun o Fosiya mahlende.

Binbir türlü iz vardır o mübarek çehrende,
Dön bak dört bir yanına dostun var mi çevrende.

Beyoğlu destanunun çok şey var temelinde,
Okundu bir kaç kere dolaştı dost elinde.

Sen de oku bunları bulundur arşivinde,
Temennim kaybolmazler İMROZ SAHİLLERİNDE...
----------------------------------------------------------------------TRABZON-1996 OLABİLİR---------------------------------
----Destanda adı geçen şahıslar:
----Sedat İbrahimağaoğlu,Mehmet KUrtoğlu,İsmail Sarı,Muhittin İbrahimağaoğlu,Ahmet Güvercin(Bankacı),Kadir Altuncu,Sait Kamil Duman,Hilmi Birinci(Allah rahmet eylesin),Gafur Erel(Allah rahmet eylesin),Nurettin Aydın,Mehmet Maraşoğlu,Sebahattin Çalık,Kemal Kahveci(Kavut),Zihni İbrahimağaoğlu(Konya ile bağlantısı nedir,o yıllarda büyük oğlu Yılmaz'ı Konya'dan evlendirmişti.)----SELAM OLSUN O YILLARA-------SAYGILARIMLA----------
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Sal Haz 11, 2013 10:07 pm

---l995 yılının ekim ayında Çaykara İmam-Hatip lisesinden Trabzon-Çağlayan Adnan Menderes lisesine nakil gitmiştim.Trabzon merkezinde ikamet ediyor ve her gün Çağlayan'a gidip geliyordum.Trabzon Uzun sokakta bilenler bilir sevgili İlyas Hasret Uygun, kısaca amblemi "has" olan bir ithalat ve ihracat ltd.şti. kurmuş ve bürosuna zaman zaman uğrayıp sohbetleştikten sonra,bazan da mutfağında ne varsa atıştırtıktan sonra görüşüp ayrılıyorduk...
---Böyle bir gündü.(8 Şubat 1996 günü perşembe olması lazım) Hasret'in bürosuna uğradım.İçeride köyümüz öğretmenlerinden sevgili İhsan Ayal vardı.Beraber oturup Hasret'i beklerken az sonra Köksal İbrahimağaoğlu geldi.Üçümüz sohbete koyulduk.Sohbet sırasında aşağıdaki dörtlükleri yazarak büroya bıraktım ve beraberce oradan ayrıldık.Selam olsun o günlere...

GEÇİYORKEN UĞRADIM
BİR RAMAZAN GECESİ,
BAKTIM YERİNDE DEĞİL,
PARADİKOZ SERÇESİ.

İHSAN HOCAYA SORDUM
DEDİ YAKIN GELMESİ,
AZ SONRA SİNYAL VERDİ
TELEFON AHİZESİ.

ARAYAN HASRET İDİ,
ZOR OLDU BEKLENMESİ,
GELDİĞİNDE OKUSUN
BELKİ ARTAR HEVESİ.

DOLAŞTIM MUTFAĞINDA
TENCEREDE KEPÇESİ,
FENA SAYILMAZ İDİ
İFTARLIK REÇETESİ.

YARIN AKŞAM İFTARA
BEKLER ONİ YENGESİ,
FAZLA AÇMA ARAYI
BOZULUR DOST DENGESİ.

AZ SONRA KAPI ÇALDI
GELDİ KÖKSAL'IN SESİ,
HEP BERABER AYRILDIK
GÖRÜŞ CUMARTESİ.
-------------------------------------TRABZON-08.02.1996-Adnan Ayaz
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Sal Haz 11, 2013 10:43 pm

---Hemen ertesi gün yani 09.02.1996 günü sevgili Hasret cevaben aşağıdaki dörtlükleri sıralayıp bana iletti.On yedi yılı geçen bir zaman yeni sayılır amma işin önemine göre bazan bu süre çok değil midir.?Küçük bir örnek vereyim isterseniz.On yedi yıldan beri görüşemediğimiz kişiler yok mu?Bir kış boyu yaylamızdan ayrı kalıyoruz da ertesi yılın yayla sezonunu iple çekiyoruz değil mi?........

SAYGIYA DEĞER AĞABEYİM ADNAN AYAZ'a Dua ile

Aradı sordu beni
Beklenmeyen zamanda
Bazan bir iş çıkıyor
Olmuyoruz mekanda.
Mutfak geçti kontrolden
Yemekler hep sahanda
Davetin çok inceydi
Hele de Ramazan'da.
Yarın gelemem sana
Belki başka zamanda
Kalanı yemek lazım
Atılıyor kokanda.
Yazıktır yemek atmak
Hele böyle zamanda
Yenge düşünür beni
Acap ne var soframda.
Allah'ıma çok şükür
Bereket var kasamda
Yediğim önümdedir
Yemediğim arkamda.
Bende yemek olmazsa
Vardır Zaz'ın Adnan'da
Zazdan davet beklenmez
Her hangi bir durumda.
Sadece fazla kızar
Arayıp sormayanda
Bende yoktur fazla suç
Suç hiç aramayanda.
Ben genelde ararım
Ekseri telefonda
Bu işin zevki olmaz
Biraz takılmayanda.
---NOT:Karşılıklı atışmalarda gerçekten takılma olmayınca bu işin zevki olmaz.Buna katlanamayan yazmayacak demektir.
---------------------------------------------------------

Rüyalarım hoş değil
Kalmışsın Çağlayan'da
Puanları az olan
Öğretmenler Trabzon'da.
Senin puanın tamam
Kaldın kırsal alanda
Beynemaz öğretmenler
Toplandı okulunda.
Yaparım tayinini
Fakat kusur boyunda
Kısa boylu geçemez
Bu bizim imtihanda.
Torpillerin işlemez
En yakın adamında
Tecrube de etmedin
Bir Hasan Serencan'da(Çaykara'dan Trabzon'a tayin olarak 1993 yılında Merkez Dumlupınar İlköğretim okuluna gitmişti)
Birisi takoz koydu
Trabzon'a atanmanda
Bir gecit bulamadın
Bizim İrfan Ayan'da(Sağolsunlar,gördüğü yerde tanımadan sollarlar ama solcu değiller!!!!!!!!)
Güya da müdür idi
Öyle büyük makamda
Sana sıra geldimi
Takoz olur karşında.
Bir gün iyi dua et
Bir yatsı namazında
Allah'a yalvar yakar
Ramazan orucunda.
Duayı reddetmez Hak
Dua halis olanda
Kesin olursun tayin
Tekavut olduğunda.
------------------------------Trabzon-09.02.1996-İlyas Hasret Uygun
Not:Üç yerde yapılan açıklamalar bana aittir.Hasret sadece dörtlükleriyle o anki meramını anlatmaya çalıştı.Ancak bizde yalan da yok ğilaf da yok.Saygılarımla...
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Çrş Haz 12, 2013 8:25 pm

-------MUTLU OLABİLMEK------------------

İnsanca yaşamanın temel şartından biri,
Yardım etmeyi bilmek,bu herkesin görevi.
İstisnalar kaideyi bozmaz demişler,
Lakin fena bozulmuş,yazık etmişler.
İcabına bakılacakmış güya bazı şeylerin,
Kimin?Ne zaman?Nasıl?...tebrik ederim.

Yok arkadaş,dur diyen yok bu gidişe!
Acayip bir haldeyiz her günümüz endişe.
Palavralar almış yürümüş ordan burdan,
Atılanlar hedefini bulmuyor ama söz çıkıyor ağızdan.
Birileri gırgır mı geçiyor ne?
İsteyen istediğini söylüyor istediğine.
Lakırdı yapmak kolay hiç düşünmeden,
İş görmek herkese göre değil,neden?
Yapılan yanlışları düzeltmek bence en güzeli,
Oturup da derli toplu her şeyi düşünmeli.
Rahat etmek yok sanırım,iyi değil gidişat,
Memnun olmak istiyorsan iyiliğe dikiş at.
Umurumda mı dünya deyip,yan gelip yatma!
Sana düşen görevi bil,işine hile katma.
Unutmaki bu dünya fani,bir gün yolcusun,
Ne mutlu iyilikseverlere ,O sen isen MUTLUSUN.
---------------------------------------------------------------Çaykara-01.04.1994-Adnan Ayaz (Zazoğlu)
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Çrş Haz 12, 2013 8:28 pm

Not:En son yazdığım şiirimde yukarıdan aşağıya doğru satır başları okunduğunda şiirle ilgili anafikri bulacağınızı umarım.Bu tür yazımlara edebiyatta bir şey deniliyor.Biliyordum ama unuttum.Saygılarımla.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Çrş Haz 12, 2013 9:13 pm

---Yıl 1992 mevsim yaz.Çaykara'da dükkanımızda oturuyorken iki genç(Turgut'un oğlu Yalçın ve Yunus'un oğlu Ümit) dükkana gelirler.Elçiye zeval olmaz.Kaban mahallesinden gönderildiler.Gönderen değerli dayım Dursun Ali Turan ve ekibinden sayın hocamız Sait Kamil Duman(Hesabı ben ödeyeceğim demişmiş onlara),Yunus Ulvi Yazar,Turgut İbrahimağaoğlu.Kasaptan ciğer ve biraz kuyruk yağı alarak gençlere vereceğim ve acele beklendikleri Kaban'a gidecekler.Siparişleri hallettikten sonra gençlere dışarıda biraz beklemelerini söyledim ve hemen kalem kağıt alarak aşağıdaki dörtlükleri yazdım ve yarım sat geçmeden gençleri köye gönderdim.Bilenler bilirler,ciğerden kuyruk yağıyla birlikte güzel şiş oluyor(şiş kebap yani.)Hiç yememiştim.Dayım Giresun'da öğrenmiş ve köye geldiğinde uygulamaya başlamış ancak,benim haberim yoktu.Çaykara'da yalnızdım.Çoluk çocuk,anam hepsi yaylada.Akşamları sohbet amacıyla da olsa Kaban'a gitmek zor değildi.Hal böyle olunca biraz takılmak istedim...
---------CİĞERSUZDEN CİĞERLİLERE-----------------------

Ne oldi size bilmem
Sade duyarım,görmem
Korkman davet istemem,
Afiyet olsun size.

Yemeği yeni yedum
Bilse idum yemezdum
Siparişlerden bezdum
Yandum ateşunuze.

Kasaplar yaptı bayram,
Ciğerden kokti Kaban,
Turgut yanmaz mi soban?
Su mi çekeyur Rize?(Turgut o yıllar Rize'de çalışıyordu)

Siparişler peşbeşe
Odun koyun ateşe
Belki akşama beşe
Misafir gelur size.

Ciğeri parçalayun
Kenarini tuzlayun
Sakın kavga yapmayun
Şiş batar gözunuze.

Yanluzum Çaykara'da
Değer yoktur parada
Kimler vardur sirada
Bir şiş gönderun bize.

Bir iki kasap gezdum
Ciğer var midur dedum
Biraz torpil eyledum
Belki da yetmez size.

Gelen koyin ciğeri
Biraz fazla değeri
Para artmadi geri
Borç yazdum hepunuze.

Yeyun doyana kadar
Derum size o kadar
Gelmem Kaban'a kadar
Bakman birbirunuze.

Sağolsun aşçi başi
Söndürmesun ateşi
Yaş geçti otuzbeşi
Kandum tecrübenuze...

Kaynatun kafekayi
Demleyun Rize çayi
Çok özledum yaylayi
Ordan şifa var bize.

Yaylada kuzularım
Onları arzularım
Ne anam var ne yavrum
Döndüm hiç kimsesuze.

Sabrın sonu selamet
Oğlum Adnan ha gayret,
Gaye değil bir gram et
Biraz takildum size

Bol olsun sohbetunuz
Tatli muhabbetunuz
Hiç kaçmasun uykunuz
Şükredun halinize.

Ey Yunus ikballarun
Eyi midur hallarun
Gidersin bugün yarın
Bakım yap miğdenuze

Bir iş başlattı dayım
Olmadı orda payım
Yalnızım ne yapayım
Selamlar cümlenuze.
----------------------------------Çaykara-1992-Adnan Ayaz
Not:Sait Kamil hocamın onlarla beraber olduğunu daha sonra öğrendiğim için dörtlüklerimde Ondan söz edemedim.Daha sonraki ciğer ziyafetinde dayım beni davet ederek ben de ciğer şiş kebaptan nasibimi almış oldum.Güzel oldumu diye sorarsanız,tavsiye ederim diyor saygılar sunuyorum.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Çrş Haz 12, 2013 9:45 pm

---17 Şubat 2000--İkinci dönem başı öğretmenler toplantısında her zaman olduğu gibi can sıkıcı konular konuşuluyor ve sözde toplantı yaplıdı mı sorulduğunda evet yapıldı işte tutanağı deyip usul yerine getirilmiş oluyor.Otuzbeş senedir bunu görüyorum.Kimse kusura bakmasın,yapılması gerekenleri zaten gerçek öğretmenler zamanında ve zemininde yapmak zorundalar...
---Hep aynı şeylerin konuşulduğu bir toplantıda neden böyle yazdığımı şu an hatırlayamıyorum.Ama yazdım bir kere aşağıdaki dört adet dörtlüğü.(Kayıp olmasınlar)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Güneş yıldızdan büyük,
Ay daha küçük müdür?
Horozlar horoz iken,
Tavuklar cücük müdür?

Yumurtanın sarısı
Pişmeyince rafadan,
Bu iş böyle giderse
Ses çıkar her kafadan.

Çürük domatesleri
Ayıralım aradan
Herkes aynı kefede
Tartılamaz sıradan.


İş kişinin aynası
Fazla söze gerek ne?
Baklavayı yemeden,
Bu pişmemiş börek ne?
--------------------------------------Trabzon Mrkz.Kaledibi İlköğretim Okulunda iken.
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Prş Haz 13, 2013 1:55 pm

Maşallah,hazine bitmeeeeeeeeeeeeeeeeez ?
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Re: ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cmt Haz 15, 2013 3:15 pm

Aşağıdaki dörtlüklerin baş kısmında aynen şöyle yazıyordu:

İhsan Şahin albümünden
01/12/2000 Çerkezköy
------------------------------O tarihte Trabzon'da görev yapıyordum dolayısıyla Trabzon'a kadar Çerkezköy'den PTT ile gelmişlerdi.
------------------------------------
Yazmaz oldu kalemler
Açıldı mesafeler
Yıkılınca direkler
Muhaberat kesildi

Anlamam protokoldan
Sarıldum altı koldan
Yaprağum düştü daldan
Dermanlarum kesildi

Terki vatan eyledum
Güzel sözler söyledum
Hiçbir zaman gülmedum
Yazım böyle yazıldi

Nice dostlar bilirum
Hep dizume vururum
Şimdi yaya yürürüm
Defter öyle yazildi

Onlar içun hareket
Eder idum işaret
Çok şeyden aldum ibret
Çekler yeni yazildi

Baktım kalabaluğa
Yeniden ayrıluğa
Bir selam yolla bağa
Mektup öyle yazıldi....
----------------------------------------İmza--------------------
Tam birbuçuk ay sonrasına aşağıdaki dörtlükleri yazarak aynı yolla Trabzon'dan Çerkezköy'e göndermiştim.Selam olsun o günlere...
------UNUTULDUN SANMA-----------

Neyleyim Kırıkhan'ı
Ben özledum İhsan'ı
Ellerumun dermanı
İstemeden kesildi...

Çok defa niyet ettum
Birşey yazmak istedum
Bir "ALO" deyemedum
Hat düşmeden kesildi...

Her gün daha kötüye
Gideyuruk ne diye
Kapturma veresiye
Güven dünden kesildi...

İş yok esnaf ne etsun
Allah yardım eylesun
Sen soyler sen dinlersun
Ümit hepten kesildi...

Kalmadı bir dayanak
Yapalım bir tutanak
Zam gelur sağnak sağnak
İpler dipten kesildi...

Kimsede yoktur huzur
Geçerli değil özür
Herkes oldi behezur
Herşey yekten kesildi...

Eskiyi arar olduk
Kuruşu sorar olduk
Lirada karar bulduk
O da cepten kesildi...

Herkes düşmiştur dara
Olduk hepten madara
Hasretiz dostluklara
Dostluk neden kesildi...

Döküldük sokaklara
Fuzuli attuk nara
MHP iktidara
Geldi,bizden kesildi...

Neler gördük hayatta
Neler vardur sırada
Değiliz bir arada
İlgi tezden kesildi...

Başka çare kalmadı
İstedik de olmadı
Dostun şifa bulmadı
Elamelden kesildi...

Ne iduk da ne olduk
Haman elliyi bulduk
Hiç zannetmem kurtulduk
Hepten gümen kesildi...

Kalmadi tutar dalum
Hiç eyi değil halum
Ey İhsan buluşalum
Gençluk bizden kesildi...

Gelelum bir araya
Gidelum Çaykara'ya
Oradan da yaylaya
İzler "GÜZDEN" kesildi...

Çok şeye hasret kalduk
Dünya işine dalduk
Çabuk ihtiyarladuk
Bağlar dizden kesildi...

Dostluklar kalsun baki
Buluşuruz illaki
Çok özledum inanki
Bu gönülden yazildi...

Sesler gelur temelden
Gençluk gideyur elden
Kismetun Çerkezköy'den
Doğar iken yazildi...

Ararız aranırız
Gün gelir toplanırız
Bir gün de yollanırız
Kitap öyle yazildi...

Korusun bizi Mevlam
Beş vakit budur duam
Çerkezköy'de bir molam
Nasip ise yazildi...

Kismetse geleceğiz
Bir sohbet edeceğiz
Mecbur sabredeceğiz
Ferman böyle yazildi...

Selam soran herkese
Sakın yapma vesvese
Buluşuruz kismetse
Arzum böyle yazildi...
--------------------------------------15 OCAK 2001-TRABZON-Adnan Ayaz
Not:On iki yıl sonra Muzaffer(Mustafa) Altuncu ile birlikte İst.Esenler otogarında buluşarak Çerkezköy'e gittik.Bir akşam kadim dost İhsan'ın misafiri olup ertesi gün İstanbul'a döndük.Yukarıdaki dörtlükleri yazdığımda Trabzon'da görevli idim.Çerkezköy'e gidip hasbihal etmek istiyordum ama çok uzak gibi görünüyordu bu isteğim.Kimin aklına gelir ki 2010 yılında İstanbul'a tayin olacağım ve emeklilikten sonra Gölcük'e yerleşen Muzaffer Altuncu ile buluşup bu arzum yerine gelecekti.Demekki Cenabu Allah istedikten sonra sebepler çok,yeterki niyetler halisane olsun.Saygılarımla
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

ÖncekiSonraki

Dön ŞAİRLERİMİZ VE ŞİİRLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron