HA BU DERELER BİZUMDUUURRRR!!!....

[Naci Altuncu]

HA BU DERELER BİZUMDUUURRR!!!!...
Ey Sabancı, Ey İspanyol , Ey İngiliz...
Ey tekelci sermaye,
Ey rantiyeci asalak...
Haburasi Çaykara!
Ha bu dere Solaklı deresi,
Haburalara ne işunuz var.
Çaykara' da , Solaklı'da , Dereler de bizumdur.
Bu böyle biline.
Bu doğanın çilesini bİZİM ANALARIMIZ, bizim atalarımız çekti.
Kaptırmayız bu dereleri.
Kestirmeyiz o ağaçları.
Yıktırmayız o ormanları
Yaptırmayız o HES'leri.
Ey Çaykaralılar,
Ey Şurlular.
Bu taparcasına sevdiğimiz topraklara yaban eller girecek.
Sevmek için değil.
Çıkarları için girecekler.
Kazacaklar, yıkacaklar,
Yok edecekler.
Solaklı deresini de , Solaklı Vadisini de yok ederek "cukka"larını dolduracak oluklar yapacaklar.
Ey komşular,
Ey gençler,
Ey duyarlı insanlar!!!
Bu günden tezi yok.
Kalkın birleşin, örgütlenin
Çaykara bizumdur,
Habudereler bizumduuuurrrr!!!
diye haykıralım.
HES'lere karşı duralım.
Yarın geç olacak.
Eyvah diyeceğiz.
NOT:Ayrıntılı bilgileri VERMEYE ve yapmak istediklerimizi yazmaya devam edeceğim.
Katkılarınız ve görüşleriniz bizi aydınltacaktır.
Gogıla İkizdere yazın orada HES'lerle ortaya çıkan doğa rezaletini bi izleyin.[size=200][/size]

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Sevgili amcaoğlu,işin esasını başta söyleseydin de bizi merak içinde bırakmasaydın.
Bir zamanlar Tran yolu meselesi vardı,
Yoksa bu başka bir şey mi ?

Çaykara bizimdir elbet,

[Ahmet Üstünbaş]

Sayın NACİ ALTUNCU;
"HABU DERELER BİZİMDİR" başlıklı yazını okuyunca üzülmemek mümkün m?..Derelerimiz elden gidiyor mu ?..
Başkaları derelere el mi Koyuyor ?.. Biz nerdeyiz. ?.. Neden bu durumlara bakan yok ?.. Dereler başka tarafa mı kaydırılıyor ?.. Ne oluyor arkadaş ne oluyor ??..
ÇAYKARA dereleri elbette bizimdir !!!!....
TÜRKİYE' de bizim değil midir ??.....Sayın Öğretmenim !.. Sizi anlayışla karşılıyorum..
Milli duygularınız galeyana geldi... Onu farkediyorum.. Fakat bu hususta çok yazıllacak şeyler olduğu için burada kısa kesiyor..
Size bu yaklaşımıznızdan dolayı da çok çok teşekkür ediyorum.. Allah bizleri VATAN VE BAYRAĞIMIZDAN MAHRUM ETMESİN..Amin .. Selamlar..

[Adnan Ayaz]

--Sevgili Naci'ye aynen katılıyorum.Yazılarını okuduktan sonra aklıma rahmetli Cengiz Ayan geldi.O,bu derelerde HES'lerin kurulacağından haberi yoktu.Fakat derelere sahip çıkmıştı.Kimse aldırış etmiyordu garibime fakat ne kadar haklı olduğunu yıllar sonra da olsa anlayabildik mi acaba?Allah ona rahmet eylesin,Allah bizleri geleceğini akıllıca düşünebilenlerden eyler inşallah.Mühür kimdeyse Süleyman odur.Yetkililer görev başına ,marş marş.........

[Ahmet Üstünbaş]

Ben çok anlamlı bir veciz söylemek istiyorum :

" OY DERELER DERELER,
NELER BİLİRİM NELER.
HER BİRİNİ SÖYLESEM,
HER BİRİ YÜREK DELER.."

Başka benzer çok dörtlükler var elbet.. Fakat bununla yetinelim !...

Yazan : Hacı Ahmet ÜSTÜNBAŞ - Çaykaraspor Kulübü Kurucu Üyesi ve İlk Onursal Başkanı

Not : Bu yazı 18 Şubat 2010 perşembe günü Kırıkhan 408 Evler Mahallesi Muhtarlık Binasında
Saat : 08.32 de yazıldı : " HA BU DERELER BİZUMDUUURRR!!!...." Öyle değil mi ?...

[Ahmet Üstünbaş]

19 ŞUBAT 2010 DA, GİTMİŞTİM ÇAYKARA' YA,
DERELERE BAKTIM, BAKTIM KİM VAR ORAYA,
BALIK TUTMAK İÇİN GİRMİŞLER ORTA SIRAYA,
DEDUM ONLARA HABU DERELER BİZUMDUUURR!!..

ORADAKİLER HEPSİ BAKTI BİRBİRİNİN GÖZLERİNE,
BİR ANLAM VEREMEDİLER KONUŞANIN SÖZLERİNE,
HA BU DERELER BİZUMDUUUUUUUUUUURRRRRR!!..
TEKRAR HEPSİ BAKTI BİRBİRİNİN GÖZLERİNE !....

Yazan : Hacı Ahmet ÜSTÜNBAŞ 26.02.2010 Cuma
408 Evler Muhtarlık Binası saat : 13.45 KIRIKHAN

[Naci Altuncu]

Çok güzel yazdınız sayın Üstünbaş.
İşte sıkıntı bu. İstersen o bakışların yorumunu ben yapayım. O bakışlar "bu dereler ya kimundur" diyen bakışlardı. Öyle ya hangi babayiğit bu dereleri bizden alabilir. Babayiğit alamaz, almaz ama vahşi kapitalizmin ejderhaları alacak ve yutacak.
İşte dsünyanın en temiz yürekli insanlarından olan Çaykaralı hemşerilerimizin bilemediği bu.
Onların farkında olmadıkları tehlike kurulması planlanan HES'ler.
Bilseler ki bu dereler kurutulacak. Bilselerki bu vadiler çöle dönecek.... Zamanla terkedilecek.
O zaman bu dereleri kimse onlardan alamaz.
HES'lere karşı örgütlenmeli Solaklı vadisi.
Hem de hemen şimdi örgütlenmeli.

[Ahmet Cemal Durgun]

Herkese selamlar,

Konu bence yanlis bir noktadan ele aliniyor. Karsi olunmasi gereken HES'ler degil, elektrik uretiminin ozellestirilmesinden sonra Turkiye pazarini ele gecirmek icin ac kurtlar gibi saga sola saldiran cok uluslu kapitalist sirketler ve onlarin yerli ortaklari olmalidir. Asil karsi olunmasi gereken para kazanma hirsinin vermis oldugu gozu donmuslukle cevreye duyarsiz santraller yapilmasidir. Sorunu ortaya dogru koymazsak bu ulke icin enerji uretmek isteyen yatirimcilari da digerleriyle ayni kefeye koymaz miyiz?

Isvicre ve Avusturya'da bosa akan bir dere goremezsinis. Hatta guzelligiyle ove ove bitiremedikleri Alplerde kisin kuruyup yalnizca bahar ve yaz aylarinda eriyen kar suyuyla olusan duzensiz akarsularin gectigi vadilerde bile HES'ler vardir. Cunku enerji onlar icin elzemdir. Gelismis ulkelerde durum boyleyken bizde nasil peki? Nukleer santrale karsi cikilir (bir noktaya kadar anlarim), termik santrale karsi cikilir (bunu da bir noktaya kadar anlarim) ve HES'lere karsi cikilir. Hatta Hatay Samandagi'nda ruzgar santrallerine de karsi cikilir. Peki biz enerjimizi nasil uretecegiz? Bildigim birsey varsa o da Turkiye'nin ciddi bir enerji acigina dogru surukleniyor oldugudur. Bir an once Turkiye'deki yerli yatirimcilar, ortaya koyacaklari yerli muhendislik cozumleriyle desteklenmezse onumuzdeki 20 yil icerisinde (ki bu cok iyimser bir suredir) Turkiye cok ciddi enerji sorunlariyla karsi karsiya kalacaktir. Surekli elektrik kesintileri baslayinca ayni seyleri soyleyebilecek miyiz? Surekli elektrik kesintileri artan hirsizlik olaylari demektir (California'da ornegi vardir.) Allah gostermesin, bir yakininiz elektrik kesintisi sonucu bir cihazin calismamasi ya da bozulmasi nedeniyle ameliyat masasinda kalmasi demektir. Uretimin durmasi, zamannin ve is gucunun bosa gitmesi ve ekonominin gerilemesi demektir. Hepsinden daha onemlisi enerji alaninda disa bagimli bir ulke durumuna gelmemiz demektir. Ekonomik bagimsizligi olmayan bir ulkenin kulturel bagimsizligindan soz edile bilir mi?

Peki enerji piyasasi cok uluslu sirketler tarafindan ele gecirilirse durum farkli mi olacaktir? Elbette hayir. Ama bu tarz eylemler hem siyasi hem de ekonomik yonden cok daha guclu olan bu sirketleri daha az etkiler. Olan arada kalan kucuk yerli yatirimciya ve ulkemize olur. Bu yuzden argumanlarimizi daha dogru secerek yola cikmaliyiz diye dusunuyorum. Kisaca yanabci sermayenin ve onun yerli ortaklarinin dogal kaynaklarimizi somurmesine karsiyim ama cevreye duyarli, yerli mali HES'lerin yanindayim.

Saygilarimla

[İlkay Güvercin]

Facebook ta"Solaklı özgür aksın"başlığı altında bir platforum oluşturuldu.Büyük destek gördüğünü söylemek isterim.Doğal olarak böylesine sosyal organizasyon önemsenmeliydi.Fakat bir paradoks oluştu zihnimde.Malesef karşı geldiğimiz HES lerden biri bu platforuma üye olanların büyük bölümünün tanıdığı saygı ve sevgi duyduğu Necdet Ağabinin ortaklığında olan bir santraldi.Duygularımız farklı sosyal sorumluluğumuz farklı yönlere savurmaya başladı bizleri.Fakat işin güzel tarafı bu tür anlayışlarda Şahinkayalılara yakışıyordu.Bu anlamda en zor seçim Ahmet Cemal e verilmişti.Bu anlamda Ahmet Cemale şunu belirtmek isterimki 10 yıl sonra solaklı deresini tanıyamayacak.Ne adına solaklı deresi beton yığınına dönecek.Yaklaşık 100 megawatlık enerji için.(5-10 adet santral kurulacağı düşünülmektedir.)Bu devlet solaklı vadisine ne verdiki şimdi bu bedeli ödetmeye çalışıyor.Ben artık evimden fosiyaya baktığımda ilk gözüme alan o elektrik direk ve telleri.(ki yapılan araştırmalar bu kadar güçlü enerji tellerinin 500 metre çapında büyük sağlık sorunları yarattığı kanıtlanmış durumda).Selamlar.

[Ahmet Cemal Durgun]

Herkese selamlar,

Ne zaman yaylaya elektrik geldigi zamanlari hatirlasam yuzumde hep huzunlu bir gulumseme olusur. Benim icin anlami cok farklidir cunku. Rahmetli dayimin aklimda kalan goruntulerinden bi tanesi de yayladaki evimizin elektrik tesisatini baglarkenki anidir. Her ne kadar diger insanlar icin bu olayin anlami benimki kadar ozel olmasa da yaylaya elektrik geldiginde herkesin yuzundeki mutlulugu da hatirlayabiliyorum. Cunku insanlarimiz elektrigin ya da enerjinin hayatlarini kolaylastiracagininn farkindalardi. Halen daha farkindalar sanirim. Ancak farkinda olmadiklari bir sey var. O da bu enerjinin bir sekilde uretilmesi gerektigi.

Konunun oneminin ve aciliyatinin farkinda olan bir elektrik muhendisi olarak soyleyebilirim ki Turkiye'nin cok ciddi bi enerji sorunu var. Eger cok kisa surede dogru adimlar atilmazsa en gec 20 yil icinde ulkemizi ciddi sorunlar bekliyor. Teknoloji gelsitikce insan hayatinin enerjiye bagimliligi giderek artiyor. Dolayisiyla enerji sektorunde karsimiza cikan sorunlar dogrudan bizlerin hayatini da etkileyecektir. Ister ekonomi alaninda olsun, ister saglik sektorunde ya da toplum guvenligi acisindan, enerji acigmizin kapanmamasi ulkemizin felaketidir. Bunlardan daha da onemlisi bu dogrudan bir bagimsizlik sorunudur. Bu yuzden neye nasil kirsi ciktigimizi cok saglikli belirlememiz ve kendimizi cok dogru bir sekilde anlatmamiz gerekir.

Eger su anda koydeki beton yigini evlere bakip sesinizi cikarmiyorsaniz ya da zamaninda bu tarz evler yapilirken sesiniz cikarmadiysaniz, HES'leri yalnizca Solakli vadisinin dogal guzelligini bozacaklari iddiasiyla elestriemk pek samimi durmuyor acikcasi. Ya da yayla kahvesinde Trabzonspor maclarini televizyon ekranindan buyuk bir zevkle izleyip Solakli deresi bizimdir demek de bana garip geliyor dogrusu. Cukuryurdun tepesine diilen baz istayonuna bakarken orgutlenmek hic aklimiza gelmiyor. Koyde evlerimizin yanina dikilen baz istasyonlarina karsi gelmek de hic aklimiza gelmiyor ama orta gerilim hatlarinin zararlarini hemen ogreniveriyoruz. Yoksa bizler, yine cok uluslu sirketlerin bize dayattigi, tuketim toplumu olma yolunda hizla ilerlerken tuketim adina teknolojinin cevremizde yaptigi degisiklikleri hos gorup uretim adina yapilanlar karsisinda mi orgutleniyoruz acaba? Kimbilir belki de simdinin modasi bu oldugu icin boyle heyecanliyizdir? Zaten moda da ayni kisiler tarafindan sokulmadi mi hayatimiza? Ve son olarak icine girdigimiz bu batakta (kapitalizmin bize dayattigi yasam tarzi) duzene karsiymis gibi gorunen orgutlenme cabalari bizi bu batagin daha derin yerlerine goturmesin sakin?

Benim cekincem iste tam olarak bu yuzdendir. Bu tarz orgutlenmeler once kucuk yerli sirketleri yipratir. Zaten su anda bile bu sirketler daha buyuk cok uluslu sirketler ya da onlarin yerli ortaklari tarafindan satin alinarak pazarin disinda birakilmak istenmektedir. Eger karsi oldugmuz seyi dogru olarak belirlemezsek isin varacagi nokta sudur: Protestolara dayanamayan kucuk yerli sirketler pazardan cekilir, onlarin yerini buyuk kapitalist sirketler doldurur. Dere yine derelikten cikar, ustune ustluk bir de bagimsizligimizdan oluruz.

Bir kez daha tekrar etmekte fayda goruyorum. Orgutlenirken cikis noktamizi HES'lere topyekun karsi olmak olarak secersek, bu cok daha kotu sonuclar dogurur. Bunun yerine yabanci sirketlerin ve yerli ortaklarinin dogal kaynaklarimizi somurmesine karsi bir durus sergileyip enerjimizin yerli enerji ureticileri tarafindan uretilmesini desteklersek, iste o zaman dogru yone ilerleyebiliriz.

Uzun sozun kisasi teknolojinin bizleri ve dogayi sekillendirmesi kacinilmazdir. Onemli olan bu degisikliklerin dogaya saygili bir sekilde olmasini saglayabilmektir, yoksa bu degisikliklerin karsisinda durmak doganin kendisine aykiridir. Teknolojinin hayatmiza getirdigi kolaylilarin bedelini de yine bizler baska bir sekilde odemek zorundayiz. Ama butun bunlari yaparken sorunlarmiza tamamen yerli cozumler uretmeliyiz. Enerji sorununu yuzyil once cozen ulkelerden ithal edilen cevreci bakisla varacagimiz nokta simdikinden daha iyi olmayacaktir. Solakli vadisinde elektrik ureten bir HES'in ortaginin oglu olarak degil; Turkiye'nin enerji bagimsizliginin onemini kavramis bir elektrik muhendisi ve bir Caykarali olarak en icten inancim bu yondedir.

Saygilarimla

[Naci Altuncu]

Bu tartışmayı ben başlattım. İyi ki de başlatmışım. HES gerçeğini yavaş yavaş herkes öğrenecek. HES gereksizdir iddiasında olan yok. Bizde BU İDDADA değiliz.
HES'lerin Yapılması gerekli dereler vardır? Yapılmaması gerekli dereler vardır. bU BAKIŞ AÇIMIZLADIR Kİ, Solaklı ve Doğu Karadenizdeki derelere HES'ler uygun değildir iddiasındayız.
Yalnız Elektrik mühendislerinin değil, çevre, İnşaat, Ziraat, Metoroloji mühendisleriyle birlikte, Turizmciler, Tıpçılar ve hukuköuların oluşturduğu bilirkişi heyetiyle bunlara karar verilmelidir.
Dünya bunu böyle yapıyor.
Sevgili yeğenim duygusal yazmamalısın.
Sen bir bilim adamısın.
Sen daha iyi bilirsin ki,Bilim; yalnızca tüketim için çalışmaz. Evet enerji vaz geçilmezdir ancak üretilmesi,nden çok tasarruflu kullanılması ekonomiktir.
Şimdi şu soruyu sormak abesmidir. Yaklaşık 40 km uzunkuğunda ki Solaklı deresi üzerinde yapılmak istenen HES ler içi şu anda 37 başvuru vardır. Ve Büyük bölümü de bürokratik işlemlerini tamamlamak üzere dir.
O örnek verilen Avrupa ve dünyada doğa turizmine açık hiçbir vadide HES yoktur. Varsa da çok seyrek ve debisi çok yüksek olan ırmaklardan alınan ölçülü su ile çalıştırılmaktadırlar.
Bizim itirazımız bu çerçevededir.
Dünyanın korunmaya muhtaç ilan edilen sit bölgesi olan Doğu Karadeniz Bölgesi ve vadileri öncelikle korunmalıdır.
Sevgili Ahmet Enerji üretilmesi gerekliliği ile ilgili yığınla öneri sunarken HES'leri yapanların nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda tek bir öneri sunmuyorsun. Böyle olunca da amaç üretim olunca gerisi teferruattır pozisyonunda bir görüntü veriyorsun.
Alçak köprü de ki HES belki bir ilkti ama ALİFİNOS, DEREBAŞI, kARAÇAM, kÖKNAR VE AŞAĞI DOĞRU SIRALA GEL.
Ne olur o vadi Can SUYU DA KALMAZ, CEM SUYUDA.
Bizim isyanımız bunadır.
Buna olacaktır.
Tartışmayı çok boyutlu sürdüreceğiz. Sürdürmeliyiz de.
Ama şimdi,lik şunu vurgulayarak bitireyim. "Küçük girişimciler, orta yatırımcılar falan gibi söylemler Büyük tekelci sermayenin halka ve karşı koyuşa karşı kollandıkları "tos demirleri"dir. Bakkal istemiyorum diye açıktan konuşan bir Başbakanın yönettiği bir ülkede yaşadığımızı bilelim.

[Ahmet Cemal Durgun]

Herkese selamlar,

Kendimi cok dogru ifade edemedigim duygusuna kapildim dayimin yazdiklarindan sonra. Simdi biraz daha net yazmaya calisayim. Umarim basaririm.

Oncelikle 40 km uzunlugundaki Solakli deresi uzerine 37 tane HES kurulmak istenmesi ac gozluluktur, gozu donmusluktur. Buna elbette karsi cikilmalidir. Devlet elbette bu talana izin verilmelidir. Bu HES'leri kurmak isteyen sirketlerin olusumuna baktigimizda da cogunun bir sekilde yabanci sermaye ile ilintili oldugunu goruruz. Dogal kaynaklarimizin yabanci sermaye ve onlarin yerli ortaklari tarafindan ac kurtlar gibi somurulmesine karsi cikmak boynumuzun borcudur. Bu noktada en ufak bir muhalefetim yoktur. Buna karsilik benim cekincem su noktadadir. Maalesef orgutlu yasamaya pek alisik olmayan insanlarimiz bu tarz "moda" orgutlenme cabalariyla cok uc noktalara cekilebilirler. Zira gordugum kadariyla HES'lere karsi yurutulen kampanyada durum buna cok yakindir. Benim demek istedigim bu tip toplumsal hareketlerin cikis noktasi ve durusu cok derinlemesine dusunulerek belirlenmesi ve saglam bir temele oturtulmasi gerektigidir. Aksi takdirde herkes istedigi yone cekebilir bu hareketleri ve olan yine bizlere olur.

Sevgili dayim, HES'lerin nerelerde ve nasil kurulmasi gerektiginin belirlenmesi konusundaki goruslerine sonuna kadar katiliyorum. Her derenin veya bolgenin kendine ozgu olcutleri ve oncelikleri olmalidir ve bunlar cok genis bir meslek grubu tarafindan belirlenmelidir. Ancak sunu da unutmayalim ki herkesin deresi kendi icin degerlidir. Enerji tuketen herkes bir sekilde bir bedel odemek zorundadir.

Enerjinin tutumlu kullanilmasi tabi ki cok onemlidir. Keske hukumetimiz enerji tutumlugunu destekleme ve kacak elektrik kullanimini onleme konularinda, elektrik piyasasini ozellestirme konusunda oldugu kadar girisken olsa. Ama onlar da emir kulu ne yaparsin

Son olarak gelelim HES'lerin yapmalari gereken islere. Oncelikle HES'ler kurulusundan isletmesine kadar yore halkina istihdam saglamalidir. Kendi enerji sorunumuza yine yerli muhendislik cozumleri getirilmelidir. Ve pek tabi ki dogaya sonuna kadar saygili olmalidir. Kisaca halka ragmen para kazanmak amacinda degil; halkin yaninda ve halkin icinden cikan uzmanlarin onerdigi cozum yollaryla halkin sorunlarini cozme ve yasam kalitesini artirmak amacinda olmalidirlar.

Dolayisiyla duzenlenen kampanyalar, yerli yatirimcilari bu yonde zorladiklari ve bir o kadar da destekledikleri olcude anlamli olacaklardir. "Habu dereler bizumdur" hareketinin cizgisi bu sekilde belirlenir ve hareket bu cizgiden sapmazsa sonuna kadar da destekcisi olurum.

Saygilarimla

[İlyas Hasret Uygun]

Merhabalar
AcDurgun a kesinlikle katiliyorum.
Enerjinin tuketilirken ki rahatligina bir itiraz getirmeden, uretimi konusunda yaygara gerek yok.
Ve burda ayrintida kaybolma hastaligina dusuyoruz.
Mesele derelerin yok edilmesi gibi kucuk boyutlara indirgenemez.
Hayatlar yok oluyor, yiyeyim sizin derelerinizi.
Bu dunya duzenine alternatif getirmediginiz surece bu dereleri degil bu daglari taslari cok ararsiniz.
Arariz daha dogrusu.
Dereler,daglar, taslar icindeki baliklar hayvanlar dalindaki meyveler insan icindir.
Esya ya hakim olup ona Rabbani bir anlam yuklemedikce daglar taslar dereler kahredecektir.
Sizi tekrar duymak, hallesmek cok guzeldi.
Bundan boyle birazdaha sikca girecegim foruma
Gorusmek uzere...

[Naci Altuncu]

Merhaba Hasretciğim.
Anlaşılan seni çok ihmal etmişim bu sıralar. Hakkını helal et.Ancak şunu bilmeni isterimki:
"Su İnsan dahil tüm canlılar için aynı derecede değerlidir.Suyla ilgili meseleler,ancak böyle bir adalet anlayışı ile çözülebilir.Türkiye Su meclisi, havadan,topraktan ve sudan aldığımız yaşam enerjisinin, insan eliyle üretilen enerjilerden çok daha önemli olduğunun farkındadır.Bu meclisin tüm üyeleri,üzerinde bulunduğumuz coğrafyada kurulmuş bütün uygarlıklara ve bugünün insanına yaşam veren doğanın önünde saygıyla eğilmektedir."
Doç. Dr. Ali Kemal AYAN

[İlyas Hasret Uygun]

Hayir
Kesinlikle hayir....
Bulundugumuz cografyada gelmis gecmis butun uygarliklara ve bugunun insanina yasam veren doganin onende saygiyla egilmeyiz.
Doga insanlar icin Allah tarafindan yaratilmistir. Asli gormemesizlikten gelip yaratilan doga nin onunde egilemeyiz.
Bu cumledeki doga nin yerini Tanri ile degistirmek lazim. Bu cumlede Tanrisal karakterler dogaya yuklenilmis. Olmaz.
Dogayi ranta cevirme bati medeniyetinin bir urunudur. Sanayinin temelleri dogayi ranta cevirme uzerine kurulmustur.
Evet abicigim beni fazla ihmal etmeyin.
Kirilirim.