Başbakanı dinliyorum. “Aynı kalemden çıkan, aynalı cama yansıyan sıradan sözler bunlar” diyorum. “Daha kaç kez dinleyeceğiz bunları “ diye takılıyorum yanımdakilere. Vurgular, salondaki dalgalanmalara göre, bir iniyor, bir çıkıyor. Yıllardır böyle bu adam. Gerçi iki eliyle dengeleyip tuttuğu Türkiye Cumhuriyeti Başlıklı kâğıtlarda yazan notlarına baktığını da görmüşlüğüm var. Anlatmak istediğim bu değil, pek çok kişinin tanık olduğu ancak pek azının bildiği bir özelliği var, bu Başbakan’ın.
Hafif sırıtmaya başladıysa, badem bıyıklarını buruşturup, ardında da alaycı bir bakış atmaya başlamışsa, işte orada bir durmak lazım. Yılların Başbakan dinleyicisiyim nede olsa. Hele eline telsiz mikrofonu almışsa, hele volta atmaya başlamışsa kürsüde, bilin ki yürüyen bir mayın gibidir artık. Bizden çok o aynalı camın yazarları, danışmanları pür dikkat kesilir. Çünkü yazılı metnin dışına çıktığında Başbakan, olacakları kestirmek güçtür. Bu en yakınındakiler için de böyledir.
Haddimi aşıp, bir bilen olarak diyorum ki, bu kendine münhasır siyasetçi, espri de yapabilir, telsiz mikrofona geçtiğinde kendisine uyum sağlayamayan sesçiye de kızabilir, salon görevlilerine baygınlık geçiren bir vatandaşın yerini de gösterebilir. Ama en çokta, varsa bir eleştiren, haddini bildirmek derdindedir. İşte o zaman Başbakan ceketini çıkarıp, Kasımpaşa delikanlısı olur. Belki de en çok bu tavırları oy getirdiği için, bütün bunların sonunda garip bir gülümseme yüzünde belirir.
Ama üzülerek söylemeliyim ki, böyle zamanlarda Başbakan’ın ağzından bir tek gün olsun, Demokrasi, Adalet, eşitlik lafı çıkmış değildir. Bir kez olsun, Avrupa Birliğinden, İşsizlikten bahsetmemiştir. Kurmalı bir başbakan olarak kötü metinlere bağımlı olduğunda ağzından düşürmediği kelimeler, eline telsiz mikrofonu alıp, Kasımpaşalı kimliğine büründüğünde artık yoktur. Bastırdığı dili su yüzüne çıkar, demokrasinin yerini “bana mı sordun”lar alır, barışın yerini , ‘sevsinler seni alır’, artık ahlakın yerinde “ananı da al git”ler vardır. Böyle bir Başbakan’a sahip olduğumuz için sevinenlere, sırf bu özelliklerinden dolayı halk desteği kazanıyor diyenlere, tek bir soru sormak istiyorum, ‘ mahkemelerin lisanı var mıdır ?