NE OLDİ SİZE UŞAKLAR

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Cmt Oca 27, 2007 10:46 am

Selamlar
Ne bileyim Necati dostum.
Her gun Boyle Cevdet ile yatar kalkarsan olacagi budur.
Gelinen nokta bence su.
Senin sorunun Fettullah Hoca ile.
Katilinin bile belli olmadigi bir maktulun oldurulus sebebini bir kitap yardimiyla Fettullah hocaya bagladin.
Bahsettigin gurubun Turkiye icin yaptiklarini birak hesaba katmayi herifleri katil bile ettin.
Vallahi bravo.
Merhum Abdulhamitogullari nin (hablemit oglunun asil soyadi budur) olumune getgirilecek o kadar cok yorum var ki....
Bunlar yazmakla bitmez.
Eger SU DERIN DEVLET kitabina bakarasaniz (hasan Taskin) orda bambaska bir sebep bulabilirsiniz.
Her neyse mesele bu degil.
Mesele bence sudur.
Saplantilar cocgumuzu oldugu gibi seni de sarmis.
Akillimiz dogrulari bulmamiza yetmiyor.
Yani korlestirilmis.
Tarikat ve cemmaatlarin ulkemizdeki pozitif calismalari inkar edilemez.
Bu kadar carpik bir sosyal yapilanma icinde tarikatlar insanlari tam bir sukunet havasi icinde tutmayi basarmistir.
Isyan etmeme,
Sakin olma,
Huzuru bozmama gibi carpik bir sosyal yapinin dogal sonucu olabilecek sonuclara insanlarin alet olmamasinin bir sebebi de tarikat ve cemaatlerdir.
Ve bu konuda tarikat ve cemaatlerin eli sikilmalidir.
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Necati Yavuz » Cmt Oca 27, 2007 11:37 pm

Hasret arkadaşım ;
Saplantı olayına çok uzağım ve arada hayıflanırım neden benimde saplantılarım yok diye.Şimdi realite olarak ben Trabzonda yaşayan biriyim.Trabzonda yaşananlar hakkında daha somut verileresahibim.Örneğin Rahip cinayetindan bir süre önce rahibin kilise çıkışında sopa ile dövüldüğünü ve bunun medyaya yansımaması için çok ama çok değerli sn.emniyet müdürü Ramazan Akyürek tarafından yoğun bir çaba sarfedildiğini bilirmisiniz?ve bu sopa olayını gerçekleştiren isimlerin bugün Hırant dink cinayetinde 1. derecede zanlı olduklarını.Saptama yaparkende duygularımla değil görerek yorumladığım şeyleri yazarım.Ama tarikatların bireysel ve toplumsal yaşantıdaki etkilerini yazdın ve ben inanki şoke oldum.Neden ?
Ben hiç bir zaman güdülen biri olmayı bırak düşünmeyi aklımın bir ucundan dahi geçirmedim.bilmediğimiz neler varmış meğer,toplumda huzuru sağlayan meğer tarikatmışta haberimiz yokmuş.
Tarikatlaşmayı cemaatlaşmayı savunmak islama,kuranda anlatılan gerçek islama kesinlikle ters düşmektir ki bunun tarifide kuranı kerimde açıktır.
Kuran bize birileri tarafından güdülün mü demiştir ?
O zaman insan oğlu doğuştan 300-500 gram eksik yaratılmalıydı değilmi.Ama tarif edildiği gibi yaratılan varlıkların en seçkin ve hesap verme konumunda olan biz insanların 300-500 gram beyin fazlası var.
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr Oca 28, 2007 1:26 am

Her ne kadar konuştuğumuz konular açtığım başlık ekseninde olmadıysa da bir köy sitesi için bir konunun bu kadar kapsamlı konuşulabilmesi, farklı düşüncelerin tatlı sert ama dozu aşmayacak şekilde kendini ifade edebilmesi gerçekten çok güzel bir gelişme. Belki bu aşamada birbirlerimizin düşüncelerinden pek fazla birşey almıyor olabiliriz ama bu böyle giderse zamanla çok şeyler değişecektir düşüncesindeyim. Ara ara ikili diyalog haline gelsede, bazen bir an önce cevap verme isteğiyle tekrar bir düşünüp kontrol edilmeden aceleyle gönderilip sonrasında buradan veya başka yollarla düzeltilecek hatalar yapsakta ben bu başlık ve peke sohbetlerinde ki bu konuyla ilgili diğer başlık altında ki tartışmaların önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden hepimizin siteden ilgimizi eksik etmeden, birilerinin ölmesine de gerek olmadan bu ortamı sürdürmek için çaba sarfetmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Kendi aramızda ki düşünce ayrılıklarından kaynaklanan sorunların hepsi düzeltilebilir veya burada bir şekilde kapatılır ama kapatılamayacak olduğunu düşündüğüm ve sitede dikkatimi çeken bir noktayı vurgulamak istiyorum. Büyük küçük ilişkileri üzerinde dikkatimi çeken bir şey var. Küçük yaşlarda aramızda büyük yaşlar varmış gibi görünen insanlara o zamanlar abi diye hitap edip, otuzundan kırkından sora bu farkın kapanması ile arkadaş olunabiliyor ve abilik kallkabiliyor( tabi genede büyük buna olanak verirse). Bu normal bir şey. Ama halen daha birebir görüşmelerde abi- küçük konumu korunan, bazı gençler sanal ortam da karşılaşınca çok farklı bir uslupla konuşabiliyor büyüğü ile sanal iletişimde göz temasının, sesin olmaması gibi nedenlerle. Bunun bazen bu konumlanışlarını değiştirmek istemek gibi haklı nedenleri de olabilir.Ama bence bunun yeri internet değil birebir olunan ortamlar olmalıdır. Yoksa ilerisi için onarılmayacak yaralanmalar yaşanabilir ilişkilerde. Bu saptamamı sitede ki kendi diyaloglarım dışındaki bir çok diyaloğuda izleyerek yaptım.

Konuyu değerlerin kaybından açmıştım. Büyük küçük ilişkileride dejenere olursa uygunsuz davranış ve eylemlerin toplumsal baskı ile önlenebilmesi imkanı da ortadan kalkar. Ogün Samastı da ailem ne der, mahalleden abilerim ne der, arkadaşlarım ne der gibi soruları kendine sorabilseydi veya büyükleri büyüklüklerini sürdürseydi , bu yaşında nerde burdan İstabullara bir çok kez gidip gelip adam vurup katil olacak evine akşam geç gelmek için bile ailesinden izin isterdi. Sakın gidip "ana babasının elini öpüp teslim olacaktı" işte demeyin en acılı arabeskin de bir gururu vardır.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Pzt Oca 29, 2007 12:30 pm

Aziz ve kiymetli dostum.
Hopserali olmanin bazi zorluklariyla karsi karsiyasin.
Seni anlayabiliyorum.
Ama anlaman icin yazmaktan senin icin yorulmayacagim.
Taki anlayasin.
Ne de olsa verdigimiz mucadele emribil maruf, nehyi anil munker dir.
Imdi saadete gelelim:
Tarikatlarin veya cemaatlerin Kuran a uygunlugu veya uygunsuzlugu ayri bir tartisma konusudur.
Binanaleyh bu konuda bendeniz de bazi aykiri fikirler tasimiyor degilim.
Ama bu ayri bir konudur.
Ermeni dostumuzun olumu konusu tarafinizdan Nurcularin cemaatlesmesinin bir sonucudur tezine baglandi.
Emniyetteki malum kadrolasmanin ulke huzurunun bozulmasi sebep oldugu tespitide tarafinizdan yapildi.
Simdide rahmetli papaz olmeden once dovuldu ve Ramazan bey bunu gizledi diyorsunuz.
Olabilir.Olayin olmus olmasina bir itirazimiz yok.
Ama gizlenmeye calisilmasinda sizce ne gibi bir yanlislik var?
Onu anlamadim.
Kim olsa bunu gizlerdi.Degilki Nurcu emniyet muduru ramazan bey.
Dedigim gibi asil konu, tarafinizdan degisik taraflara dogru cekilerek,
maalesef olmadigina uzuldugunuz saplantinizin yorungesine sokulmustur.
Bu arada saplantinizin oldugunu ispat etmisde olduk.
Bu bakimdan artik yok diye uzulmeyesin.

Bir diger konuyada parmak bastiracak olursak:
Gercek Islam in ne oldugu konusu!
Simdi gercek islam laflari bos ve her zaman elestirilebilecek olan seydir.
Islam a baska bir isim bulmaya calismayalim lutfen.
Islam Islam dir ve kaynagi Kur an, sunnet ve O nun tarihidir.
Bazi ilim adamlarimizin son zamanlarda Islam i yasama tarzinin yozlasmaya
baslamasinin verdigi sikintiyla gercek islam tarifleri yapmasi anlasilabilecek bir konudur.
Ama bu tanim kullanilarak Islam icin, selamet icin calisanlar karalanirsa buna elbette isteyecegimiz bir izahat olacaktir.
Eger bu izahatlar yillardir sacmaliklarini TV ler den dinledigimiz Zekeriya Beyaz lardan gelirse tabii ki onu dinlemeyiz.
Eger bu izahatlar Yasar Nuri Ozturk lerden gelirse dikkatle dinleyip,okuyup kabul veya red edecegiz.
Cunku o gibilerin zaaflarni ve artilarini az cok biliriz senelerden beridir.
Onun icin gercek Islam muglak bir tanimdir gunumuzde.
Ve bu gibi basit kompozisyonlarla bunun izahida olmaz.
Onun icin bu konuyu bitirip ana konumuzun alt basligina gecebiliriz.

Tarikatlarin ve cemaatlerin toplum huzurunu sagladiklari hususu:
Bunu ne kadar kabul etmezsenizde bu boyledir.
Toplum huzuru Aile terbiyesi ve iyi ahlakla saglanabilecek bir seydir.
Tarikatlar genelde ahlaga hitap eden calismalariyla one cikar.
Insan uysallastirilir ve kader anlayisi on plana cikar.
Hirsizlik,sarkintilik,cinayet filan buralarad sozkonusu olamaz.

Sayin Hopserali dostum
Bu isler boyle.
Selamlar

Hasret UYGUN
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

ufak bir deneme

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Pzt Oca 29, 2007 4:58 pm

NE İÇİN VARIZ ANLAYAMADIK
SEVGİMİZİ GÖKLERE YAZDIK YİNE BULAMADIK

ADIMIZ ÇIKAR SEVDALARA
GELİR ARDI SIRA UMUTLAR
SEN ÇIKARSAN BU KARANLIKTAN
BEN BAKAKALIRIM ARDINDAN

BİR SEVDAYLA YAŞADIK BİZ
BİRLİKTE OLDUK YAN YANA BÜYÜDÜK
KIRMAK DÖKMEK YOK LİSANIMIZDA
KARDEŞİ KARDEŞ BİLDİK OCAĞIMIZDA

NE TARTIŞIRIZ BUNLARI BİLMEM Kİ
YARARI OLMAYAN SÖZLER KÖR EDER
KİMLİKTEN ÖNCE İNSANDIR ADIMIZ
SEN GÖRMEDEN BEN ÖLMEM Kİ

SOLAKLI DERESİNİN ÇOŞKUSUNU
ANLAMAK MÜMKÜN HADİ ALTINDAN
KUŞMER'İN YOLU GİBİ FİKİRLER
NEREDEN GİRSEN AYNI YERE ÇIKAN

"ÇATMADAN" BAKAN YÜZLER
KOMARLUK GİBİ ÇIPLAK MI KALSIN ?
"ÇUKUR YURDU" DEĞİLİZ Kİ ARTIK
KERENDİ GİBİ SALLANSIN DİLLER

SEN KARDEŞİM AŞAĞIDAN YUKARIDAN
BAK SÖZÜME "ŞUR"DAN BURDAN
SEVGİ EKSİK OLMASIN YURDUMDAN
OLMASIN SONUMUZ KARA BİR ZİNDAN












Saygılarımla
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Necati Yavuz » Pzt Oca 29, 2007 10:34 pm

Uysallaştırılmak ???????????????????????????????????
Hasret arkadaşım,gel bu konuyu kapatalım.Özür dilerim sen haklısın.Ben boş konuşuyorum.
Allah beni islah etsin
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Sal Oca 30, 2007 2:12 pm

Amin amin.

Selamlar

Hasret UYGUN
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Oca 31, 2007 12:41 am

Şu ana kadar her iki başlık altında yapılan tartışmalar gerek cinayetin nedenleri, niçinleri ,gerek Ermeni sorunu ve Hrant Dink hakkındaki bilgilerime yeni açılımlar getirdi. Bu konuda emeği olan herkese teşekkür ederim kendi adıma.

Hrant Dink'i daha öncesinde tanımıyordum. Sitedeki tartışmalarda bu konuda gerçekten araştırılıp emek verilmiş farklı yönde yazılar geldi.Hepsini tekrardan değerlendirince Dink hakkındaki düşüncelerim değişti. Bizlerin ezberci eğitim yapımızdanmıdır, düşünce biçimimizden mi, dilmizden mi bilmiyorum ama şu hatayı hep yapıyoruz.Bu gün Aziz Nesin gibi Türkiye insanını gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına, sosyetesinden köylüsüne, berberine, terzisine, fahişesine, namuslusuna, dindarına dinsizine aklınıza gelecek her türden insanına kadar en iyi tanıyan ve hepsini sevebilen, gelmiş geçmiş en büyük mizah ustasını sorun, insanların % 90 o " Türklerin %60 aptaldır" dedi der onu bilir başkada bişe bilmez. Orhan Pamuk'u sorun gene aynı oranda insan "ermeni katliamı olmuştur" dedi der başka bişe bilmez. Ahmet Kaya gibi sanatında özgünlüğü yakalayabilmiş çok nadir sanatçılardan birini sorun "bu böyle biline" dedi der başka bişe bilmez. Şimdi de ilk kez ismini duydukları Dink'i sorun "pis Türk kanı" dedi derler başka bişe bilmezler. Biz hiç bir olayı, kişiyi çok yönlü ele alıp soğukkanlıkla ve akılla değerlendiremezmiyiz. Sadece cümle mi aklımızda tutarız anlayamıyorum. Galiba düşünce biçimimiz hatalı.Yukardaki örneklere tersten bir örnekte bunun kanıtıdır heralde, dünyada hayatın boyunca her boku ye ölmeden önce bir kelimei şahadet tamamsın, affedildin. Böyle bir mantık insan denilen en üst düzey canlıda hala daha nasıl olabilir.

Dink hakkında ismini ilk kez duyduğumda daha olumlu düşünmekle beraber daha sonra öğrendiklerim adamın güzel olan yanlarını silip atmama neden olamaz.

Benim anlayamadığım bir diğer nokta da bu ermeni meselesini kendi içimizde bu kadar çok konuşmamızı gerektirecek boyutta fikir ayrılıklarımız olmadığı halde neden bu konuda konuşmayı bu kadar çok seviyoruz. Şunu biliyorum ki hepimiz dışarıya karşı bu konuda anında tek vucut olacak milliyetçi duygulara sahibiz. Hatta Fransa vazgeçse düşüncesinden ve tersini dese, komik olacak ama örneğin dese ki " Anadolunun doğusunda yüzyıl önce Ermenilere karşı çete savaşı başlatan Türkleri, Ermeni birlikleri tarumar etti, Ermenilerden korkan bütün Türk köylüleri yüzlerce yıllık tarihini, anılarını, evlerini, mezarlarını maddi ve manevi herşeyleri bırakıp, canını kurtaran korkudan kaçıp gitti" o zaman hepimiz eminim "kimden korkacakmışız, kim bizi tarumar edebilirmiş , inanmıyorsanız gelin bakın Bayburt'a, Erzurum'a, Van'a, Malatya'ya,Elazığ'a, Ağrı'ya bakın bakalım biz mi kaçmışız, onlar mı?" deriz sanırım. Bu dediklerim Ermeni Katliamını tersinden örnek vererek onaylıyomuşum gibi gelmesin kimseye. Şu ana kadar duyup bildiklerimizin hiçbirini duymamış varsayalım kendimizi ve "Soykırım" diye bir kelimenin hiç bir anlam ifade etmediği bir dünya olsa verdiğim örnek te millet olarak tepkimiz böyle olur diyorum. ( bu sadece mantık yürütmek için bir önermedir) Evet korktuk kaçtık dermiyiz düşünsenize. Bunu da şunun için diyorum dışardan gelecek aşağalama, suçlama ve her türlü tehdide karşı biz her zaman birlik oluruz bundan şüphem yok. O yüzden bu meseleyi bu sitedekilerden çok daha uzmanca araştırma şansı olan devlet, araştırıp bize bu suçlamayı yapan devletlere cevabını versin, halkın da kafasını karıştırıp durmasın. Bizde sitemizde huzuru kaçırmayalım. Ama ben her zaman diyorum bu dış güçler kadar devletin bir yerlerinde birilerinin ( ki her zaman onların istediği yöne, hem insanlarımız hem ülkemiz kadermiş gibi gidiyor) beklentilerine de uyuyor bu işler. Bakın ben karadenizde ki kültürel yozlaşmanın neden ve sonuçlarını konuşalım dedim kimse takmadı ama öyle bir tartışma çıktı ortaya ki sanki bir taraf ermeni diğer taraf türk oldu şurlilar. İşte gerçek sorunlar etrafında bir araya gelmemizi ve tali sorunlarla birbirimize düşman olup sürekli parçalanmış olmamızı, o bilinmeyen birileri istiyor bizde alet oluyoruz. Yani istense ne Dink'e öyle bir cenaze yaptırılır, ne medyaya ağızı açtırılır, ne bu şekilde bir milliyetçi dalga yükseltilir ama bu isteniyor gibime geliyor.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Oca 31, 2007 12:45 am

Bu arada yazacaktım unuttum, tartışmalarını tatlıya bağladıkları için Necati baba ve sevgili Hasret'e :D , duygularını şiire döküp gönderen Özgür Hasan'a da teşekkür ederim.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Serkan Birinci » Çrş Oca 31, 2007 11:08 pm

sevgili doktor,

iş nedeniyle birkaç gündür siteyi takip edemiyordum . senin skora dönük bir maç algılamanla nazire yapıp sonuş tayin ettiğin yazına, sen devam etmesende, yüksek müsadenle ben devam edeceğim.

nedenini anlayamadığım bir algılama eksikliği sezinledim yazdıklarından. tatlı sert üslubun/üslubum da kantarın topuzu biraz kaçtı sanırım. ondan olacak yanlış anlaşılmasın diye sona da bir mim koymuşsun.

ancak, gerek bu hususta gerek daha önceki mevzularda, benim değerlendirme ve analizlerimde asla "kişileştirme" olmadı, olmaz. tarz olarak, düşünceler üzerinden bir tartışmaya taraf olurum. bu anlamda yazdıklarıma isnad ettiğin "doktorlar ataistmiş" gibi yada "sen özelinde hangi düşüncenin ve inanışın meraklısı olduğuna dair bir merak içinde olduğum" hususları tamamen algılama ve kavrama ile ilgilidir. ki benim yazdıklarımdan böyle bir sonuç çıkarabilmiş olman hatrete şayandır.

öye yandan, milliyetçilik ve din konusundaki değerlendir-e- me lerine yine katılamayacağım. zira yanlışta ısrardasın hala. bir örnek daha vereyim bakalım anlayabilecekmisin. senin tezinde miiliyetçilik güdüidi. ve önce aileden sonra çevreden, sonra komşudan etkilenirdi ve bu sura şaşmazdı. şimdi örneğe geleyim. misal, bir gurbetçi olsun. doğunca aileden türklük öğrenecek, sonra çevre farzı misal alman, komşu da. e şimdi bu adam ne olacak. alman milliyetçisi mi? bu sorunun cevabı hazır aslında almanyadaki türk gençliğinin yaşadığı bir zamana kadar kimlik sorunu şimdilerde ENTEGRASYON masalıyla kimliksizleşmeye kadar gider oldu.

din konusundaki güdü anlatına benzer bir örnek vereyim. kişi bir islam ülkesinde doğar, o ritüele göre yetiştirilir ama inanç sistematiğini kendisi belirler. ister başka bir inanış sistemine dahil olur, ister tamamen kuralsızlaştırır inanışını. zira, din bir kurallar bütünüdür ve aslında teslimiyettir.


neyse bu meseleyi uzatmayayım, LE KÜM DİNİKÜM VELİYEDİN diyerek herkesin kendince bir din anlayışı ve algılayışı olduğunu söylemekle yetineyim.

zira mesele derin, anlatması da zor anlaması da !
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Oca 31, 2007 11:19 pm

Sevgili Serkan, milliyetçiliğin en yakından uzağa doğru giden tanımını ya anlatamadım veya anlayamadın. Benim yaptığım tanımın içinde ırksal hiç bir kelime geçmiyor, sende karşı gösterdiğin örneklere bunu koymasan anlaşılmayacak hiç bir sorun yok. Diğer değindiğin konuda yanlış anladığımı söylüyosun o zaman onda da sorun yok. Saygılarımla.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Serkan Birinci » Çrş Oca 31, 2007 11:52 pm

YOK DEVENİN NALI..........

Hrant DİNK meselesine ilişkin her iki başlığı da izliyorum ve tartışmaların KÖR DÖVÜŞÜ haline gelmesinden de rahatsızlık duyuyorum. bu anlamda adamın ayakkabısının deliğinden DÜRÜSTLÜK NUTUKLARI atılmasını da şaşkınlıkla okuyorum. neymiş efendim: adam o kadar onurlu ki, aslında kalemini satsa ayakkabıcı dükkanı açarmış da o tenezzül etmeyip yırtık ayakkabı ile dolaşıyor.

denk geldi. bugün ana haber bültenlerini izleyenler dünya bankası başkanının yırtık çoraplarını görmüştür. eee. sanırım bu anlamda bir duruş sergileyecek arkadaşlar ona da methiye düzecektir. ne onurlu adam ülkeleri satın alan paraları yönetiyor ama çorabı yırtık.....

aslında "BELDEN AŞAĞI VURMAK" tarzım değil ama, işi sözüm ona Hümanizme döküp, ayakkabı deliği kadar dar bir pencereden hamaset nutukları atılmasına da eyvallah diyemeyeceğim.

OYUN İÇİNDE OYUN, VARMI BU KÖYDE KOYUN.....

Hrant DİNK meselesini insani değerlerle işlemek bir bakış açısıdır tabi. yok ayakkabısı, yok pantolonu vay anası vay çocukları deyip vah vah da diyebilirsiniz. yada işi takiyeye döküp, şahsın diasporayla ters düştüğünden dem vurup türklerle ve ermeni soykırımı ile ilgili sözlerini anlamlandırmaya, zorlama yorumlar çıkarmaya da çalışabilirsiniz.

Ancak söz konusu cinayeti GENİŞ BİR PENCEREDEN de değerlendirebilirsiniz!!!!

ayakkabı deliğinden çıkıp, dünyayı okuyabilmek yeterli olur. mesela bu cinayetin niye bu dönemde işlendiği, kimlerin işine yaradığı sorusuna cevap arayabilirsiniz. ama bu işi "o piti piti deyip" DERİN DEVLET yaptı kolaycılığında çözmek ! de bir yöntem. ki bu yöntem hali hazırda YÜRÜTME ORGANI tarafından revaşta.

MİLLİYETÇİLİĞİN aslında ne kadar zehirli bir düşünce olduğu, bu hassasiyetin (GÜDÜNÜN ! ?)insanı tetikçi bile yapacağı oyununda piyon olur oyundan çıkabilirsiniz de.... ve hatta bir gaflet, bu oyunda tezi savunan bir KALE ! de olabilirsiniz.

Ya da bu oyunun niye oynandığını kendinize sorar, sorgularsınız. bu oyunun hangi çıkar çevrelerinin galibiyetiyle sonuçlanacağını anlamaya çalışırsınız. bu arada gözden, dilden uzak tutulmaya çalışılan konuların neler olduğunu araştırırsınız.

ya da banane DEVLET bulsun da diyebilirsiniz.

ya da sevgi, huzur, halkların kardeşliği gibi hamaset nutukları da atabilirsiniz. bak geçmişte kimler neler demiş diye örnekler verip, bizim neyimiz eksip deyip biz ermeniyiz, biz bilmem neyiz de diyebilirsiniz.

ya da biraz dünyada olup bitenlere bakıp ne kadar barış, huzur istesende bugünkü halinle bunun mümkün olamayacağını, EMPERYALİZMİN hala sürdüğünü, devlet yönetimlerinin hep bir çıkar kavgası içinde olacağını anlarsın, ve maalesef ama bu dünyada var olabilmenin en HÜMANİST yönteminin en basitiyle kendini korumak olduğunu aanlamak zorunda kalırsın....


ya da bu oyunun yaklaşan seçimlerde oluşacak parlamentonun şekillendirilmesi gibi bir etkisinin de olabileceğini düşünürsünüz.

ya da gözden dilden uzaklaştırılan BOP, kerkük, musul, irana olası saldırı, petrol kanunu, tarım dışı ! toprakların değerlendirilmesi hakkında kanunu
düşünüp NEDEN DERSİNİZ, NİYE ŞİMDİ DERSİNİZ.....

ya da, ya da ........

ama önce GÖZLÜK DEĞİŞTİRMELİSİNİZ......

Önce GÖZLÜK......
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Cengiz Selimoğlu » Prş Şub 01, 2007 8:56 am

Sevgili Serkan herşeyi aslında özetlemişsin senin bu yazdıklarından sonra bana düşen sana teşekkür etmem eline sağlık yazdığın için.Bu arada diğer arkadaşlarada tşk ler farklı fikirleri bizimle baylaşıp düşünce ufkumuzu genişlettikleri için.Ayrıca san imreniyorum duruşun,olaylara yaklaşım tarzın ve değişmeyen çizginle mükemmelsin
Kullanıcı avatarı
Cengiz Selimoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 520
Kayıt: Pzt Nis 10, 2006 3:32 pm

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr Ara 30, 2007 7:44 pm

Trabzon’da bir devlet kurumunda çalışan bir arkadaşım anlattı. Adamın biri oğlunu Rus uyruklu bir kadınla evlendirecekmiş, bizim arkadaşda yaptığı işin gereği olarak adama siz dışarı çıkın oğlunuza özel birkaç soru sormam gerekiyor demiş. Adam da itiraz etmiş, biraz tartışma olmuş aralarında, en son adam ne dese; ben demiş Trabzonda ki papazı vuran falancının babasıyım sen kimi kovduğunu biliyormusun. Normalde utanılacak ömür boyu kötü bir damga olarak taşımak zorunda olduğu bu durumu övünç kaynağı olarak görüyor. Demek ki Trabzon’da adamın bu namı prim yapıyor ki her gittiği yerde diyor kimin nesi olduğunu. Oysa bizde ne üzülmüştük bir diş doktorunun oğlu nasıl böyle bir cinayete karışır, ailesi ne kahrolmuştur diye. Çocuklarından küçüğü bir papazı öldürürken büyüğününde bir Rusla evlenmesine gelince bence hiç şaşırtıcı değil..

İkigün önce Karadeniz gazetesinde gördüğüm başka bir haber.Bir cami avlusunda “Küçük Ayvasıl Cami” tabelası indirilip yerine “Akoluk Çarşı Cami” tabelasını asıyor vatandaşlar, Bizans surlarına Türk bayrağı takıyor edalarında. Çünkü “Vasıl” çok önceleri buralarda yaşamış herkesin sevgisini kazanmış bir papazın adıymış bunu yeni öğrenmişler. Aslında ırk, din gibi çağdışı ayrımları önemsemediğimizin güzel bir delili olarak durması gerekirken bunu namus meselesi gibi algılayıp indirmelerine.. yine şaşırmadım..

Buradan haberi duyup bana hak vermeyeceklere bir haberim daha olsun Akçabat’ın gerçi şimdi Düzköy’ün oldu Gürgendağı köyünün bir mahallesi var Ayvasıl diye hemde orada da bir cami var ismide “AYVASIL CAMİ” öyle küçük müçük de değil
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Önceki

Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir