KARİZMAYI ÇİZDİRDİK AMA…
ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in “harekât kısa sürede bitsin” açıklamasına Genelkurmay Başkanının;
''Kısa süre izafi bir kavram, bazen bir gün, bazen bir senedir. Biz 24 senedir terörle mücadele ediyoruz. Onun için bizim terörle mücadelemiz devam edecek” karşı çıkışı kaçımıza “oh” çektirmemişti ki?
O günkü ABD Büyükelçisinin “Suriye’ye gitme” ikazına o günkü cumhurbaşkanının “gideceğim” derkenki kadar içimiz yerinden oynamıştı.
Ardından “ABD de terörle mücadele ediyor. Afganistan'da kaç yıldan beri varsınız” sözü hepimizi milli maçta gol atmış coşkusuna getirmişti.
Devlete bak be…
Böyle bir günden, bu söylenenlerden sonra askerin Kuzey Irak’tan aniden çekilmesi elbetteki hiç birimizin hoşuna gitmemişti.
Asker görevini başarıyla tamamlamıştı. Ağır kış şartlarına rağmen PKK’ya ağır hasar verilmişti. Yaz manevralarını bozmuştu.
İnleri başlarına geçirilmişti.
Ama yine de bir burukluktu yaşanan.
Keşke bir gün önce asker çekilmiş olsaydı. Veya üç beş gün sonra…
Ama…
Zaten Türkiye bu harekâtı 240 terörist cesedini şova çevirmek için yapmamıştı ki.
Son nokta Kandil değildi ki.
Bu bir gösteriş savaşıydı.
Teknoloji, mühimmat ve kabiliyet gösterisi.
Türkiye yıllar önce Kardak krizini teknolojisini kullanmadan sadece göstererek çözmemiş miydi?
Hava harekâtıyla gecede uçabildiğimizi, gece de vurabildiğimizi nasıl ispat etmiştiysek, şimdi de karda da kara harekâtı yapabileceğimizi göstermek istediklerimize göstermiştik.
Göstermek istediğimiz de PKK olmadığına göre çekilişteki zamanlama hatası kadı kızındaki kadar bir hata sayılırdı.
Hepsi bu kadar…
Bu çekilişteki önemli bir kazanç da şuydu;
ABD ile Türkiye arsındaki güven probleminin devam ettiği ortaya çıkmıştı.
Bu cümlenin biraz daha gündeme uygun versiyonu; ABD Türkiye’nin Kuzey Irak’tan “ya çıkmazsa” ihtimalini hiç aklından çıkaramıyordu.
O yüzden Türkiye’ye anca bir hafta göz yumabilmişti.
Yani ABD’nin yine “bizim çocukları” olmadan ABD düşmanlığımızdaki yüzde seksen oranımıza geri dönmüştük.
Nasıl biterse bitsin Türkiye bu harekâttan 240 teröristin öldürülmesinden çok daha önemli şeyler kazanmıştı.
Bu harekâtı bir de İsrail’in Gazze saldırısıyla karşılaştırmak istiyorum.
Çünkü Türkiye’nin ana kazanımlarından birisi de bu oldu.
Ne alakası var demeyin.
Eninde sonunda karşı karşıya gelecek iki devletten bahsediyoruz.
İsrail, üç tane derinişçiyi öldüreceğim diye bombalarını sivil yerleşim alanlarına gözünü yumarak atarken,
Türkiye, teröristlerin yaşadığı bölgelerin dışındaki havayı bile kirletmemişti.
Düşünün bakalım es kaza bir çocuğa bir şey olsaydı ne batı edebiyatıyla karşı karşıya kalırdık.
Çok şükür Mehmetçiğin vicdanı vardı.
Velhasıl;
Kandil ufak hedefti, o yüzden çekilmesi muhteşem olmadı.
Siz sonrasını gözleyin.