ROMANIN KAHRAMANLARI!!!
HACER NANAKA= Aysenin babaannesi.
FERIDE = Muhammetin Annesi..
AYSE= Kacan Kiz
MUHAMMET = Kizi Kacuran Usak.
YUSUF = Koyun Muhtari.
TEMEL =Aysenin Babasi
FADIME= Aysenin Annesi.
DURSUN= Muhammetin Babasi.
SAHINKAYAM SANA OYLE HASRETIMKI !!!!!!!
[b]Cok uzaklarda bir koy..Gurbette olan o köye hasret ! Oyle hasretki aklina gelince!!! yüreciği sızlar hasret kudurur.. Duygulari bir anda, gozyaslarina bogulur. Kimin var boyle koyu.. O köy hiçbirşeyden habersiz yerinde duruverir Hasretle,sabırla,özlemle bekler... ona geri donmesini insanlarin.. nasıl beklemesin yalnızlık kötü.. Köyün dili olsa da anlatsa bir derdini.... Ah Sahinkayam ah sensiz!! neler çekerim senden uzakta , oysa sen sessiz sessiz, yerinde durursun, guzelliginin yoktur, eşi benzeri, cennet gibi...Goremiyorum onun kadar guzel Koy , manzarisi insanin sicakligi, yağmur olur yağarsın gönlümüze, güzel günü ,gecesi sahi, bahar olur açarsın içimizde, senden uzakta yasmak olum, sende; insanlar ne kadar hasret ise sana sende o kadar hasaretsin bizlere ah çekip duruyoruz sana yaban ellerde toplansak bir araya yaylada Ahhh kusmer yaylasi ahhhh.. içsek kemer suyundan kana kana, omuz omuza horon oynasak... hayallere dalmis fadime birden!! demişi ki: "ula Temel, nereyesun"...bütün gün görmedum seni. sorma temel cok ozledum sahinkayami, ha burada olsaydunda dertleşseydik, cok cok dertliyum koyume gitmeyi orda olmayı çok istiyorum,burnumda tütüyor eykidi eski gunler!! sık sık gözümde canlanıyor yaylamızın dumanı,çayırı,çimeni ne günler geçirdik neler nerde kalmis o eski samimiyetler eski dostluklar,paylaşımlar, paragaflar, nahirlar cayir kesmeler!!! ....Hele eski yılları bir göz önüne getirsek.... unutmak üzere olduğumuz, ...İmece sülü çalışmalar,her imecede horon oynamalar... sabahlara kadar paragaf yapmalar.. dostluk,kardeşlik içinde sohbetler paragaf esnasinda oyunlar, cezalar!!! sevdalara şahit seher vakitleri mahmur bir çift göz.. ufuk çizgisini kıskanırcasına seyreden ....kızgın güneşte tezek vurmalar... Arabaaaa geluyur diye bağırmalar. arabanin yanina kosarak gitmeler!! Ormandan kofin ile yaprak yapmalar. o esnada kestaneler toplamak kestanenin kumuşi beğenmemesine benzeyenlere .....Tarlada bellemeler,sepetle toprak taşımalar dallardaki elmalari bir bir, Uzun hereklerle yere düşürüp,yıkamadan yemek... ve sonra armut ağacına çıkıp... Koynumuza ve cebimize armut doldurup,inmek... onlardan gizli gizli yemek icin kacamaklar yapip giderdik Dere dibine arkadaşlarla patikalardan inerken, ...Kabakları asmalarından koparıp yuvarlamalar... ve onları kim daha önce yakalayacak diye.. ...iddaya tutuşurduk.Yakalayana... ...YAKALAMAK ÖNEMLİ DEYİL YEMEK, ÖNEMLİ DER DALGA GEÇERDİK VE... yanmış yanaklı çocukların bağırışları kullaklarimizda cinlarken eski gunler aklımıza gelirdi.Hele o çocukların birbirlerine sarılmaları.. birbirlerini sevmeleri misket oynamalari.. o kadar görülmeye değerdi ki hiç ... .......insanin icinden oralardan cikasi gelmiyordu.Akşamları yatarken derenun sesi esen ruzgarin sesi cobanun baktigi koyunlarun zil sesleri ile kavalumun ahen ki kemencenun sesi ineklerun nefes nefese horona tutuşmalari o Çocukluk günlerinde oynanan oyunları hatırladım bir anda hepimiz ne mutluyduk yanyana o ne oyunlardi helede yayalada neşe,sevgi,saygı hep birarada bir tepenek uğruna yapılan kavgalar Gençler siz yamadan top yapıp, hiç oynadınız mı ? Çormalukta ilk topa vuruşlar...... Çayırda oralet satan çocuğun bağırışları vardiya çavuşlarının hayden oturmayın!! ot kesin demeleri ya birdirbir,kulunkuvar oyunları çocuklar gibi doyasıya eğlenirdik ya fişek oyunu oynayan var mı aranızda.... fisegun yanlis yere sapmasi ahhhh ya tenekeli kuku oyunu, ve onları sonra tavada arkadaşlarla kızartıp, bi guzel ellerimizle yerdik, Dereluklerde top oynamak için saha çalışmaları yapanınız var mı ? eskiden o sahalar sadece iki, gün sele dayanabilirdi....Ondan sonra tekrar yeniden yap.... bir yagmur yagardi herseyiii.. PIRIL PIRIL YIKARCASINA alir gotururdu onune gelen.. .....ağaçlar,ekilmiş tarla,çayır-çimen kısaca her şeyi.... köyümüzün ? memleketinmi desem? otuz yılda bir kaderi.... hiçbirşey çekmedi,köyümün selden-heyelandan çektiğini Zaten bu heyelanlar değil mi bizi bizden ayıran. Gurbet ellerde köyüne hasret brakan.. yabancı ellerde bu yeşillkleri aratan... olumsuz herseyine ragmen unutulmuyor, Marangozhanelerde ölçülüp biçilen tahtalardan yapılan.... köy ve mezire evleri .....yayla evlerine kiremit yerine hartoma örtülürdü,bilirmisiniz? Acaba şu an var mı o hartomalar ? Topraktan evler yapan bu eller miydi'ki ........mezire ve çayırlar hiç gelmedi hatıra..... hele toprağında yetişen o meyveleri varya... 8 km. yolu yaya hergün adımlayarak hadidan Çaykaraya inerken yerdik.O yol bize değil 8 km 18 km olsa... o uzun yolu hergün gider ve okula hiç geç kalmazdık... okul donusu eve gelirken mola verduğumuz yerdur değirmen degirmendeki tasun sesi , misirlarun değirmen taşı altında tane tane ezilişi .... YA değirmenlerdeki horon oynamalar.... horon ile yapilan atma turkuler, ya o vaybenelir, yokluk içinde yaşanan o tatlı muhabbetler..... yalnızlık içinde durur bekler biri gelecek neden sonra ayrılıklar kopuşlar ırğatlıkla mezireden neşe içinde ot taşımalar,yol üstünde horon oynamalar...... yayladan indirilen hayvanlar bağıra çağıra biri sağa biri sola biri yukari biri asaga yayılıp dururlardı.Ama köyümde inek beslemenin.... ayri bir zevki ve bereketi vardı.Hele onları çayırda otlarken görmek insana neşesi vardı inek sağmanın huzur , mutluluk , guzellik , heyecan kısaca aradığımız herşeyi bulurduk onlarda göçler yaylaya çıktığında,aynı anda yaylaya girilmesinin şart olduğunu bilir misiniz aynı anda yaylaya göçler başlasın ki yayla bir anda şenlensin.... ....Eskiden yaylaya bir gün öncesinden hareket edilir ve bir akşam Fileste yatılırdı. soguk sifali suyundan icip temiz havasını içimize çekip... ondan sonra horonlar eşliginde... Toplu halde yaylaya girilirdi..... bundan sonra yaylanın doğal yaşantısına.. birakir kendini insanlar, boyle!! neşe içinde yaylada hayatın güzelliklerini yasmaya baslariz, su yayala cikimi ............yayladaki balık avlamalar,ağacı olmayan otlaklarda sığırların yayılması.... aniden bastıran yağmur kaçmak çözüm değil dolu yağarken sığınırdık daldalara ineklerin aksam döünüşü ile gel kınalı,gel aynalı sesleri ile.... beraber hem inekleri aramak hem de kızlara ......hava atmalar,hava atma uğruna içilen sigaralar.... aksam uzeri kemere volda atmaklar. ......toplu halde çayır kesmeler,yol üstlerinde horon oynamalar..... birbirine türkü atmalar hiç olmadığı kadar mutlu ederdi insanı kemerden yaylayi seyretmek icin kemere kadar yürüyüş yapmalar,yaylayı seyretme zevkine varmalar... dagun ustunden gelen bulutlari bulutları binbir şekle sokmalar bazilarini adam yerine bazilarini düşlerdeki sevgili bazıları olurverir cikardi karsimiza, dalardik hayallere.. hayal etmek güzel şey sevdiklerini hayal etmek yada sevdiğini hissettirmek şu fani dünyada Birdaha bu dünyaya gelseydim..? yine severdim diyebilmek belkide ayni yaylaya sahip olmak .....Gelin köyümüze geri dönelim,hadi suyundan biraz içelim... o tertemiz havasını içimize çekelim dağ,bayır durmadan gezelim.. dağların doruklarından,arasından bir yaylaya bir köye.... o güzel anılarımızı tazeleyelim anılarla yaşayalım hep birden ayrılık olmasın hep bir olalım Fındık toplamak için kugar yapıp.... .....fındık toplama zamanı fındıkları teşurelum......... biryandan mısırları teşirip mısır pişirelim sonrada mısır kazanının başına toplanıp sonrada onlari afiyetle yeyelim...... mısırları yeyip oturmak yok..... misirlari soyma devam edun.. kurutmak için salandere serilecek Ona mısır demezler ona koliva derler....... kolivayi tuzlayıp yemesi ne tatlı olur Kolivayı köyünde,kazanda pişirip yeyeceksin ki tatlı olsun bir yandanda yeşilliklere baka baka... içinde huzur,yanında sevdiklerin... başka ne isterki insan... bundan gayri şu fani dünyada bida lahana var yani ğulilar yaninada misir ekmeği yaninda da yoğurt olacak demledinmi bide mis gibi çay... bide koyu muhabbet tutturdunmu, eski günler,canlanır anılar... muhabbetin tatina doyum olmaz.. bi bakmışsın geçmiş zaman ; hatıralarımızdır bizleri mutluca yaşatan, ve mutlu yıllara umutla baktıran. köyümüz kenetleyen bizi sımsıkıca, saran ve imece usulu ile ... fındıkları ayıklamak,mısırları soymak ardınndan horon ve türkülerle sabahlamak, heygidi ırğat geceleri, Anabodamodan geçip mezirelere çıkarken. ....Kış geceleri siz kamcı oyunu oynadınız mı? .... o yeşillikler içinde patika yollardan geçerken... yüzük oyunu,kibrit oyunu,amiral battı ve, hele bide yanımızda erzağımız varken... .....küçük camimizde kur'an öğrendiğimiz günler, o kis aylarinde camiye giderken.. kara lastiklerimiz çamurdan görünmezdi, eskiden çok fazla kar yağardı,içinde kaybolurduk..... bata çıka caminin yolunu zor bulurduk, tam öyle dediğin gibi,bazan da yolu açmaya anamız-babamız gelirdi... kar yağdıkça sevinç kaplardı heryanımızı, sevinc icinde kizak kaymalarumuz... .....ya kardan adam yapmamız,burun-göz-ağızı kömürle, bir ressam gibi süslerdik. nerede o eski köy nerede o karyağış. ....köy yerinde de,kar yağışları bilmem..... kar bile birbaşka yağar köyümün topraklarına.... eşi benzeri bulunmaz hiçbir yerde, dans ederek toplanırlar dallarda... beyaz olur ömrümüzün en güzel yeri kar altında, titresekte soğuktan, aldırmaz çıkarız yollara.... soğuk bile hissedilmez o cennet diyarında, her mevsim başka güzel... başka güzel heyecanlar sevinçler, içimizdeki huzur,yüzümüzdeki gülümsemeler...ve daha neler neler. saysak sonu gelirmi acaba? gelsede kalırmı acaba.<....kartopu hiç oynamadınız mı ? hemde ellerimiz donana kadar!!! eh küçük küçüçük taşları koymuşuzdur ...öyle yaramazlığı yapmayan çok az çocuk var..... GICIK OLDUGUM KISI IDISE YANDI ......itiraf edip,af dilemekte büyük erdemlik....... Köyden Çaykaraya yaya inmek bile... zevk verurdi hepumuze, şikayetçi olmazdık halimizden,birlikte... güle oynaya zaman geçirirdik, birlik beraberlik oldugu yerde, hangi kötülük barınabilirki asla... saygilar sevgiler eksilmezdi aramizdan, Her zaman ( iyi günde, kötü günde) birbirimizin.... olmuştuk devamlı destekçisi... eskidende hep boyle degilmiyidi! ne oldu bizlere simdi? birseymi deisti.?.! kimse giremez aramıza,izin... vermeyiz hiçkimseye,yine eskiden.. olduğu gibi,tek vücut... olup beraberliğimizin tadına varacağız, birlik ve beraberligin harman oldugu, yaşlısı,genci herkesin birlikte olduğu, o köyde doğup o köyde öldüğü.. birbirinin kuyusunun kazılmadığı günler... hep saygi ile anilan, ve bütün bu güzellikler çocuklarımıza bizden, o koyede ben dogdum o koyede olecegum, edilen son arzular hele, arzularin sonu hic gelmiyor..
.. o yerki arzular son bulur.... Insanin sevincleri, huzunleri, ozlemleri..
Bitmiştir gaye gerçekleşmiş ya sonra.... gerceklesmeyen arzular onlari hiçe, cocuklarimiz bizleri caydirmak icin...çeşit çeşit oyunlar oynuyorlar. oyuncaklari olmayinca her cesit, Oyuncağı olmasa bile.... cocuklugunu her daim yaşar.. alir elline bes tane tas, başlardı onları havaya atıp... nede sarardi bestas oynamak heleda onlari yakalamak, cok zevkli olurdu ne kavgalar!!! yeterdi bize beş tane taş... Azla yetinen azla sevinen.... hayatı olduğu gibi kabullenen, ne gelirse eyvallah diyebilen
zaten köylümüzün özüde bu... herseyin en guzeline layik Ya bundan başka oynanan oyunlar...
SUTAC OYNUNU HIC OYANADUNUZMI? oynamaz olurmiyuk toplanurduk beraber yok cizgiye basdun yandun yok basmadum yalan degisun, vallahida billahida basdun yalandeyildur eki yok basmadum deyirum, sesleriyle ortalik alevlenurdi, kustum ben şahedum basmadi sende e usak yalan deyusun yalan deyenun kaynanasi elsun daha cecuguk ne kaynasi yalanci benda ilerdeki kaynanan icin, yaş geçti beşi ettun bizida yalanci, e giz beyuk konuşma, diye kavgalarun sonu gelmezdi, heleda yüzuk oyini döndimi, zaten erkeklerda çok merakliyidi, yuzuk oynunda sira dayaga, geldimi bastan cosardiler, başlardi kizlar ağlamağa, cok acimasuz olirdiler kizlarun, elleri siserdi yedikleri dayaktan, heleda kizlarun sirasi gelince, kizlar o peskiri ele gecirince, bir intikam bir intikam,
nerde onlarda o yürek acirdiler. Uşaklara, ne acimasi usklarin gozlerinden, bir an ayrilamazdi gözleri, yaslara gelesiye vururdiler onlara, başlardiler yalvarmağa kizlar, kim derdi erkeler yalvarmaz, deselerda inanma,
belki yalvarırcasına bakardılar peşkire, bir yalvarmalar diz cokmeler, ne korkardilar bu usaklar, uşaklar gülmekten alamzdi kendilerini, garizma cizilmesun diye isi vururdiler gulmeye, hırs ve heves yaşanırdı paragaflarda, bu oyunlarin nesesi mutlulugu, kizlar ne olup bittuğini bile anlamazlar, paragaflarda kizlarsuz hic olmazdi, ne mümkün olmazdi, kizlar olmadimi zaten usaklar, yapraksuz ağaca benzerdi paragafda ne horonlar ne fikralar, saatin nasıl geçtiğini bile, hic gormezduk ve eykidi ya yaslilarun evleri heleda bekar kizlarun evleri yaslilar o evleri taslardi, uşaklar saklanacak yer arardi, her tarafa kosardik o taraf senun bu taraf kosusdurmacalar, karanlikta goz gozu, gormezdik nereye bastigimizi bilmeden, nefes nefese bir parakaf, kose bucak arardiler bulusmak , için bir ev bir, sevdalilar nelere katlanmazdilar.. sevgi dolu yürekleriyle giderdiler, sevdiklerini görmek için heryere, kusmerun daglari ne sevdalara sahidur..
BURDAN SONRA KAHRAMANLARIMIZ ROMANDA YER ALMAYA BASLIYOR.
ne heyecanlara ne hüzünlere, ne güzeldi kemerde ateş yakmak, atesin karsisinda goz goze, ölece kala kalmak ve sonrası..... sonrasinda ya yakalanursem korkusu sirtuni verup kayalara bakarken, Ya anakam ne deyecek eba bizum kizi gördunmi..? eba gormedum, hayirdur ne oldi, eba ahirlari kazidida oratilktan, oy fuş.........?yeyenun kizi, akli fikri gezmelerde cok, bogalmisum eba hic sorma, nedu ineğun nağirdan gelmedimi, heeee, kim arayacak oni, o kizda gelmedi napacagum, b.. çığnayan gitti kaldi... ebaaaaaaaa ne konuşuyusunuz orda, ya sorma habu hacerun, toruni sabahtan beri yok , kemerde gördum olari hau, feridenun usagi var idi, yaninda el ele gezeyiduler, oy felan yeyenun uşaği, vuh yaba haunun yaptuğu işe, diye bir telaş bir, eykidi ben bobasina ne, diyecugum o feridenun usaginida, allah bilduği gibi yapsun, ebac dersun kactiler, vuh agzini hayrili ac vuh, eykidi ne yapayim ne edeyim, ebaaaaaaa ya durun cikar, gelurler bir yerden telaslanma, Elime geçirirsem vay hallerine, ebaaaaa hacer oyle dema, yok yok dayaktan oldurecegum, ole demayun sevdalilara dokunmayun, Hacer ya birak günahtur vuh, yok helebi gelsun eve, ekiii bişe olmaz ya birak, eba rezil oldum koye, kimse duymadi sus senda eba hacer daha ortada, bisey yoktur sakin ol, benda deyirum da dinlemeyuki, hacer ile fadime konusmaga, devam ederken,muhammet ile ayse, celebi deresinun oralarda konusuyudiler, ayse, ben nanakaya nedeyecegum birden çıkıp gelurseler yanumuza.. ne fuski yiyeceguk muhammet, cok gec kaldum ben eve, nasil gidecegum ahirlari yapacagum, nenem eldurecek beni offf, tam bu arada muhammetin, aklina kacma fikri gelir, ama korkarlarda neneganın hışmından bu ara eski muhtar hacer neneyi gorur, hayirdur? bütün yayla bu konuyla alakalıdır artık, eykidi sorma basumuza gelenleri eski muhtar bakti bu iş, yolundan cikti gencleri bulmak, ve kendine göre çözmek için... içun kemere doğri yollandi, yol uzadı o gitti.... muhammet ile ayse coktan kacmislerdi bakti oyana bakti buyana, ortaluklarda kimse yok nereye? çaresiz bakışlarla muhammedi arayur, Aha ne görsun komarluktan aşşaği, kactiler nereye gidecekler, filesemi yoksa? yoksa dedi aman allahum, filese giderseler daha bulamayacagum, ertesi gün olmuştur artık, muhtar kalkti doğri filese, vatandaşı toplar muhtar ve derki... artik olan oldu ama peslerinden, gidip bulacaguk getureceguk onlari, dolaşıyor ve kötü örnek teşkil etmekteler, yabancılar otogardaydi en son, oraya bir bakın belkide, zannetmem ama orda olabilirler, buara jandarmada haber aldi, halbuki ne gerek vardı ... ama jandarma birsey yapamayur, cunki yaslari musaitur kacmaga, osıra ihbar geldi filesten, haburda iki saat once iki, genc varidi gorduk kacaidiler, otogarda değuller kanduruyler sizi, muhtar bi hayli sinirli, kalayi basa basa gideyur, jandarma artuk yakalamak üzeredur, kacaklar leman suyuna vardiler, orda karinlari acikir yeselermi? yok yok der ayşe, muhammet birsey olmaz yeyelum, ve ikisida gecerler lokantaya, osira jandarma bunlari görür tıkabasa doldururler karınlarını çarçabuk, Sultan Murata dogru yol, alirlar, bi araba durdurup kaçmayi pilanlayuler ama malesef, arabanin soforu rahatsizlanir ve, onlara arabanin anahatarlarini verur muhammet bakar'ki benzini yok, olan benzin sultan murata, kadar getiricek benzin vardur, ama muhammetun şoforluği yoktur ama aysenun vardur ve, sultan murata yaklastiler ve derki muhammet canimi yolda, birakmadan sag salim gelduk, ayseye sevgi dolu gozlerle bakar ve seni cok seviyorum der, bu arada yayla yanayur hacer nene temele haber yollar, ayşe yaptuğindan pişmandur gelecekler, muhammetin sevgi dolu sozcukleri, ayseye pismanluguni unutturur ve bobam bizi kesecek vazgeçelum, kizinun kactuguni duyan temel hemen kimun usagi ile kactuguni, der ve silahi kaptuği gibi, öğrenur ve harekete geçer, koyden yaylaya dogru gider, feridenun usagi ile kactugunu ogrenince jandarmadan haberi alan boba bir anda ferideyi eskiden.. nasil sevdigi aklina gelir tanımış olacakki olay tatlıya bağlanırmı derken, malesef bu iş olmaz der, kizumi bulub geri alacagum, cunku feride beni terk etmisti, ferideyi arar ve bu nasıl kader der, ama eldureceğum olari der, sora gene vazgeçurur oni feride, feridede soktaydi eski sevgilisinin, kizi gelinimi olacakti diye, ama muhtar iyice bilenmiştur, sasurmus bir halde hala, genceleri aramaktan vaz gecmemistur, gelin kız derken muhtar, çaykara yollarini kesmişidi, bayburta yonlenmisdur, caykaraya gitmeden, sultan muratan istikamet dogri, muhtar varciğanida jandarmaya kesturdi, yerun dibine zaten geçmişidiler, nasil kalmadi bayburta vardiklarinda. aksam olmustu ve yatmak icin, dörtbir yana dağılan jandarma aradı ama ne çare bulamadı, yer ararken, jandarmada onlari, ariyordu ama nafile, bu olay heryeri sarmıştı, artık bu olay uluslar arası bi... bir anda jandarmanin aklina, gelir ki bunlar 18 yasindan, buyukler ve artik olay onlar, icin bitmisti ve geri cekilirler, ayşenin yaşı kurtarmadığını duyan, ve bu karasızlık yormuştu jandarmayı, ayse 18 gecmisdi, jandarma, muhtara acaip kizdi ve, malesef çekilme kararı alır uykusuzluktan yoruldu ve gitti.. gencler yatacak otel bulmuslar, ama paralari yoktu ve, köylüye sığınmışlardı ama kimse, yardim etmedi, meğerse cebi, yirtik olan ceketin astarinda, paralar kalmisti ve iki kacak, bayildiler sevinçten ve yorgunlukta, ve baba artık vazgeçmişti, ayildiler sonra babanın bu .... cevabını duyunca geri dönmeye... karar verdiler,büyüklerin rızasını, alıp ellerini öpüp af.... dilemek için döndüler ama... bir anda korku onlarin geri, adim atmalarina sebep oldu ve, saklanacaklari en guzel yer, olan mezireler akillarina geldi, ve tekrar yola koyuldular, obur tarafdan, temel muhtarla, bulusur ve sinirden ikiside, öfkeden ne yapacağını bilmezken, temel ferideden mutlaka intikam, almak icin kafasinda plan, yaptı ve kendi kendine, soz verdi kizi feridenin, gelini olsada, feridenin yaptiklarini, asla unutmayacak ,intikamını alacaktı. Acaba Kendi hırsımı önemliydi... yoksa evladının mutluluğumuydu önemli, bu arada muhammet ile ayse, kazangirana nerdeyse gelmistiler ve, Ayse bir off cekip, hele sukur gelduk artik, Muhammed aysenin yorgun gözlerine, bakti ve hele sukur, basbasa kalduk, kimse pesumuzden içlerindeki mutluluk yorgunluğu siliyordu... Muhammet ayşe'ye;sevgi dolu, sözlerlerle, şu dünyadaki en.. çok sevdiğim ve değer verdiğim... kişi olmasan kazankıranda işim, ne. bu ara akşam.. güneşi dağlarda kaybolmaya başlar... biran önce kalacak yer... bulup akşamı geçirmek planları... yapmayı düşünürler ve nihayet... akillarina bir fikir gelir, kazangiranda muhtar yusufun evi..... coktandur bos idi oraya, gitmeye karar verdiler enson, kucuk iken haburada oynardiler ayse ile, artık sadece oyunun şekli değişti, bu sefer gercekten gelin, damat olabileceklermiydi heycan tüm hızıyla ... kaplerinde tik tik diye, atar ...ama sabır iyidir der... butun buyuklerimiz her ne, ....kadar anlasalarda birbirlerine duydukları....
Sevgi sonsuza kadar olacak! mıı..? ailelerin birbirine olan kırgınlığı,onların sevgilerini etkileyecek mi? Onlar birbirlerini yürekten sevmişler ve..... her ne olursa olsun ayrılmamaya. Kararlıydılar hayat onlara kötü yüzünü gösterse bile... onlar herzaman gülümseyecekler hayata... Karşılarında ki bütün engelleri aşıp... Bize yaşanılan bir destan bırakacaklardı. Asıl amaçları çok mutlu... olup aşklarının meyvesini yapmaktı. Onlar ne Leyla ne de Mecnundu ama... iki birer aşıktı ölesiye seven, Iste acaba Temel bu sevginin, buyuklugunun farkindami ferideye olan, intikam duygusunu yene bilecekmi? zaman herşeyin ilacı olabilecek mi? bu dusenceler icerisinde olan ( temel) öfkesini hala yenemedi ve... oturduğu yerden ok gibi fırladı, ula yusuf (muhtar) cabuk haburaya, gel, yaylaya gideyuruk, ferideyle, konuşacağum.Ona aşkımın masum, ve derinden gelen yalvarışını mi.. deyeceksun temel, ula sen, hani ferideden intikam alacaksun, buarada,yaylada hacer nanaka ortaligi, birbirine katarak dereyi bulandırdı... kimse sakinlestiremiyor nanakayi, komsulari, bile yalvaruyi ama nafile, yalvarmalar boşina adım atmaz geriye, MILLET NE YAPACAGINI SASIRDI NANAKAYI, sakinleştirmek için ne diller döktüler, ama bikere coşmuştu nanaga, Ben yapacağumi bilirum deyip, aldi eline değneği yürudi, mecnun olmuş temelin peşine.... düşmüş...Ula temel olanlari, biliyurum, sende kizun gibisun Sevenleri bir inat uğruna, ayırmaya hazırdır lakin...
farkında olmadığı bişey vardır, onlar birbirlerini olesiye seviyodu, ayırmanın imkansız olduğunuda biliyodu...
Yinede aklında düşünceleri wardı, düşüncelerinden kurtulmak istiyordu, neler yapmadı kurtulmak için...
Ama unutamıyordu feridenin,oğluna, yaptıklarını... Şimdi birşey olmamış gibi nasıl davranacaktı,içine bir kusku dustu, nanaga gozlerini!! dogri temele yonlendirdi bagirarak, nedur habu feridenun yuzunden çektuğumuz,şimdi kızıylada uğraşacağum, istemeyirum engel ol temelllllllllll!!!!!!!!!!!!!!!
Temel cevabında olmam ne bağırirsun, anlamaysunki bagirmaya mecbur edeysun, ola ya engel olursun yada bu işi ben bitureceğum, o zamanda sana hakkimi helal etmem sana der..
Ve bir hışımla temelin yanından çıkmak istemesede çıkar gider.. e tabi Temelde nanaganın peşinden çıkar ama yetişmek ne mümkün, nenega sanki oldi yirmiluk kiz, bi kaçayu bi kaçayu, temel ise arkadan yasli, dedegalar gibi kaldi koşamayi, nefesi darlanarak nanagaya bagirmaya, bi yakalarsam ama ben, ne yapacağumi bilurum sağa, var gücüyle koşmaya devam eder ama bir turlu yakalayamayu.. Nenega arayi açmiştur o sinirle temelin bile cagirislarina kulak asmayu çünki, telefon çekmeyu , oda kemere dogri yonleneyu, bu kovalamaca okadar uzun sürdüki…
Telefon icat olmuştu bu ara temel yola bakmiski bi araba, koşarak geldi arabanun yanina, biner arabaya nanaganin pesine, nanaga önde araba arkada, uyyyy anacugum ya dur biraz, nanaganın kimseyi duyacaği yok, hic araba yokmus gibi, davranıp,tutti yoli gideyur temel bagirmaktan bikmis kornaya, basayur ama nanaga inadi dikti pas vermeden gidiyur temel sinirden kuduruyi,bi taraftanda, kizini dusuniyi acaba ne yapayur, acaba kensinin yakalayamadığı mutluluğu, yada sevdigi usak ile MUTLU OLACAKMI! NANAGA DALDI, habu benum torini ya bir evlendursemda benda mutli olup rahatlasam, ama oglumun dusmanini ogli.. Ya benum oglumda tekrar ferideye????? yok canummmmm evliduler olmazzzzzz , nanaganun beyninde acayip dusunceler!!!! o sirada temel araba ile neneganun yanına varmaz mi, anacugummmm ya dur daaaaaaa, bak beni bir dinle daaa, tetttttttt ya yutur git diyecekleruni sen güllahıma anlat, anaaaaa bagirturma beni vuhhhhhhhhhh, vuhhhhhhh şimdi senunda koçakari inadun, dinden imandan cikarma beni, yahu oğlum sen beni anlamayumisun, ben torinumun o usak ile evlenmesine raziyum ama işte onlar da kacinca ailemizin adini bütün millete duyurdiler.
Benda boyle karsiyum iste napayim. Onlar kafalarina göre böyle yaparseler, bizida ha boyle zor durumda bırakurseler sen gel ayıkla pirincin tasini habu zamane gençleri..
Allahum ver onlara bira akil hep yapilmamasi gerekenleri yapayiler, o an için tabiki ya sonrası sonrasini dusunmeyilerki eyyy gidiiii, zaman geçtikçe sarıverir düşünceler...
Bu arada ayse ile muhammet, ileriye dönük hayallere dalmışlar, derken muhammetin kalbinde bir sanci, hem ne sancı ayıracaklarmı diye düşünürken, ayse ne yapacagini sasirur olmamalı sonumuz böle diye düşünür, simdi olduklari yerden cikarsalar, belki ayrılık olacak bu onlar için, ama cikmazsaler muhammete bisey olacak, ve elbette ayşe bunu göze alamazdı, ayse baslamazmi aglamaya gozleri göz yaşımıydı yarabbi muhammed görünce, ayseyi teselli etmeye basliyo, senin bir damla yaşına dayanamam kurban oldugum aglama, nerde o bitkin iki sevdalı artık, toparlan hic bisey olmaz bana, gidelim bu diyarlardan toprağımızdan, kimsenin bulamiyacagi diyarlara sadece aşkın ve sevginin yaşandığı yerlere, birden ayse soze atilir, Ailelerimize bunu yapamayız.
Başka bir secenek bulalim boyle, Herkesun memnun olacaği bir şey ama akıllarına hiçbirşey gelmiyordu, ama bir care bulunmasi gerekiyordu, akillarina ilk buyuklerinin karsisina, cikarak belkide kendilerini affedireceklerdi, ama ayse biliyoduki nanagasi, kesinlikle affetmeye yanasmayacakti, heleda o kadar inatciki, Ama kendisini ona affetdirmeye, çaba harcamalımıydı bilemiyordu, ama herseye ragmen denemeliydi, ama biseyden o kadar emindiki hiç kimse sevenleri ayırmak istemez, ama içinde yinede bi korku, olsa dahil gücünü toplayip cikmaliydi karsisina, Artık bundan başka çaresi kalmamışdı. muhammet ile anlasip olduklari, Sultan Murat kayaluklarından dişari çikup, dogri yaylaya yon almaktalar, sis olanca hızıyla kaplamıştı heryanı, ve sahipsiz bi sessizlik, içinde hızla ilerliyorlardı yolda...... Bu sisli ve soğuk havada birbirlerini kaybetmemek için, el ele tutuşarak yürüyorlardı, biraz ilerledikten sonra, bir kuşku belirdi içerlerinde, acaba yola çıkmasa mıydık?. ama artık çok geçti, yola çıkılmiştı yapacak birşey yok artık, gece tüm haşmetiyle üzerlerine çökmüştü, Ayşe çok yorulmuştu,adım atacak hali kalmadı ama, YORGUN GOZLERLE SAGA SOLA, bakarak ilerlemeye çalışıyordu gecenin karanlığında, bir anda icini bir korku, sanki başına bişey gelecekti, karamsar düşüncelere kapılmış yoluna, devam ederken birden bire, o karanlık yol ona cok korkunc, bi son hazırlamışmıdır diye düşünmeye başlamıştır, ama yinede cesaretini topladi, soğukkanlılıkla yoluna devam etmeye başladı, aheste aheste ilerliyordu, karanlığı yırtarcasına gelen sesten, BIR ANDA OYLE KORKMUSKI, birden içinde bir ürperdi oluştu, sağını solunu yokladıktan sonra, devam etmeye karar vermişti, sesin aksi istikametine doğru, ürkek ürkek bakarken bir anda, sesin kendine yaklaştığını, hissetmesine rağmen devam etti, içindeki hasret korkuyu yenmişti, ama yinede adımlarını hızlandırdı, ısrarla adımlarını hızlandırınca, Ayşe muhammeti takip etmekte, biran evvel ona ulaşmak icin adimlarini daha hizli, atarken kafasındaki soru işaretlerini, nasil silcekti, herseyin iyiye, gitmesi için içinden dua etmeye basladi, supheci davranmak, istemiyordu, biliyordu ve emindi yüreğindeki bitmek bilmeyen sevgi ve sonsuz özlemin, asla yok olmiyacagindan, boyle düşüncelerle meşgul olmaması gerektiğini, hızlı adımlarla yoluna devam etmesi kafasi iyice karismis bir an once, ulaşmalıydı ona ve artık, EVE YAVAS YAVAS YAKLASMISDI, üzerindeki tüm tedirginlikle birlikte, kapiya dogru yaklastikca heyecani, daha da artıyordu ve kalbi, SANKI YERINDE FIRLAYACAKTI,O tüm cesaretini toplayarak kapıya DOGRU ELINI UZATMIS, ZILE basarak, onunla yüzyüze gelecekti. KARSISINA BABASI CIKACAKMIYDI ACABA ? o kısacık zamanda aklından, neler geçti neler ve BIN TANE SORU GECTI, HEYECANINI nasıl yenecekti eli ayağı TITRIYORDU DAHA FAZLA BEKLEMEYECEKTI, vee zorlada olsa zile bastın..
Babasinin kapıyı açmasıyla birlikte, karşısına çıkan o yüz yaşadığı onca şeye rağmen, bir kac dusunce aklina, gelmişti herşeyi babasina( temel)e anlatmak isteyen yüreği, gözlerine, yenilmişti.oracığa yığılmamak için kendini zor tutuyordu, ama tüm cesaretini toplayıp, göz göze, geldiler, dakikalarca öylece bakıştılar, ikiside okadar heyecanlıyıdı'ki ne yapacaklarını bilemeden öylece kalakaldılar, fakat ikisinin gözlerinde de aynı sevinç, dudaklarında aynı şarkının sözleri cikiyordu, mutlukltan ucuyorlardi, bosuna zaman kaybetmemek için içeriye davet etti kizin, ve önce Temel (babasi yani) birşeyler söylemek, içindeki şaşkınlığı,yüreğindeki mutluluğu, ve heyecani dile getirmek, icin zorlandi dili tutuldu ve oracığa yığılı verdi (Temel) birden telaşa kapılan Ayşe, Temeli tokatlayince babasi kendine, geldi ve yerden kalkıp ayse'ye, Bir sarildi niye kactun, diyecek gibi oldu,diyemedi, ama ayşe babasinin gözlerinden, ayıramadı gözlerini ve babasina, ne diyeceksen cabuk soyle, artuk ayrilalum bir daha, sensiz yasayamam, dedi aysenin kalbi öyle hızlı atmaya, başladı.başlamasına da, temelin hem heyecanının hemde, öfkesini artırdı, ayşe ile konuşmaya başladı, ama aklı öfkesinden karışık ama bir okadarda, Sevgi doluydu. Aklında esen fırtınalar kadar durgundu yüreği.... Çok sevdiği kizi Ayşesi döndü, onu ne kadar çok sevdiğini, Söylemek istedi ama soylemedi......... Bir zaman sessiz sessiz birbirine baktılar, ARTIK AYSE ILEN MAUHAMMEDI, Beklemedikleri bir sonmu bekliyodu?
ROMANIMIZIN OZETI .. SON GUNCELEME 22.09.2006. SAYFA 58