TUM FIKRALAR BU BASLIK ALTINDA LUTFEN

Hadi burada hep beraber guzel olan herseyi paylasalim!... (Romanımız Bu Sayfada)

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Alptekin Gökhan Şahin

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzt Kas 12, 2007 6:28 pm

:arrow: Balıkçı Temel'e, bir müşteri hamsinin fiyatını sormuş.

-Elli Kuruş.

Karşıdaki balıkçıda Kırık Kuruş.

-Sen de git ordan al.

Orada kalmamış.

-Bende de kalmasa.ben On Kuruşa satarım.
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzt Ara 10, 2007 11:00 am

:arrow: Albay askerlerin sigara içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda:

-Sigara öldürür,diye yazıyormuş..

Ertesi gün oradan geçen albay yazının altındaki cevabı görmüş:

-TÜRK ASKERİ ÖLÜMDEN KORKMAZ !!!!!!!!
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Mehmet Altuncu » Cum Mar 07, 2008 11:40 pm

askerde komutanı temeli yanına çağırır ve sorar temel söyle bakalım islamun şartı kaçtır. temel şaşırır ve cevap verir komutanum kırk. tabi bu cevap karşısında komutan kızar ve temeli iyice bi döver tabi temel ağzı burnu kan içinde dışarıya atar kendini o sırada oradan dursun geçmektedir telaşla sorar temele ola temel ne oldi sana nedu habu halun. temel cevap verir komutan sordi bana islamun şarti kaçtur dedum ona kırk basti bana dayağı. dursun temele cevar verir ola temel sen manyakmisun delirdun mi git komutanun elini öp özür dile deki komutanum özür dilerum islamun şarti beştur. temel hemen yapıiştırır lafı ola sen delirdun mi adam kırkı kabul etmeyu beşi nasi kabul etsun.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 164
Kayıt: Pzr Eki 23, 2005 12:01 pm
Konum: Ordu

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr Mar 09, 2008 1:11 pm

:D :D iyiydi Mehmet
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İsmail Bayraktar » Cum May 09, 2008 1:54 pm

Mehmet ALTUNCU
hakikaten 40 ı kabu etmeyen 5 i kabul etmez
diline sağlık okudum ve güldüm allahta seni güldürsün
Kullanıcı avatarı
İsmail Bayraktar
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1334
Kayıt: Cmt Oca 05, 2008 11:18 am
Konum: HATAY / Erzin

Mesajgönderen Nurhayat Ayaloğlu » Sal May 20, 2008 11:08 am

Temel bir çay ocağı acar nedense gelen temel ver bir çay babanın ruhuna der temel verir tekrar gelirler temel ver birsu babanın ruhuna derken bu böyle uzar gider temel kara kara düşünmeye başlar işler berbat herkes babanın ruhuna para veren yo temel sabah çay ocağını acar gelen arkadaşı temel ver bir çay babanın ruhuna temel üzgün bir şegild bu akşam babamı rüyamda gördum yeter dedi ruhuma ne çay ver neda su ÇAY SU VEMEKTEN BURALARI SU BASTİ SEL ALDI DER.
Nurhayat Ayaloğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 252
Kayıt: Sal Mar 18, 2008 1:10 pm
Konum: samsun

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Prş Haz 12, 2008 1:47 pm

Şehrin ucuz bir otelinde kalan müşteri sabah olduktan sonra görevli personelden birini arar.
-Yahu kardeşim sabaha kadar uyuyamadım.
-Hayrola neden uyuyamadınız?
-Neden olacak.Sabaha kadar farelerin cirit atmasını seyrettim ,der.
-Görevli müşteriye sorar.Kaç para verdiniz?O zamanki fiyata göre,500.000 lira verdim der bizim müşteri.
-Eeeeee, o kadar parayla sana deve güreşi seyrettirecek değildik ya cevabını alır.....................
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Fatih Ayaloğlu » Çrş Mar 11, 2009 5:59 am

Adamın biri kafeye gelir ve bir kola içer. Garson hesabı almaya geldiğinde fiyatı sorar. Kola fiyatının 260.000 lira olduğunu öğrenir ve yirmi altı tane on bin liralık demir parayı üstüste dizer. Garson tam parayı alacakken, bir vuruşta hepsini yere saçar. Birşey diyemeyen garson içinden söylene söylene paraları toplamaya başlar. Ertesi gün aynı adam, aynı garsondan bir kola ister. Hesabı öderken aynı şekilde yirmi altı tane on bin liralık demir parayı üstüste dizer. Garson tam parayı alacakken, yüne bir vuruşta hepsini yere saçar. Garson çok sinirlenir fakat birşey diyemez ve paraları toplamaya başlar. Bir sonraki gün aynı adam aynı kafeye tekrar gelir ve yine bir kola içer. Fiyatı sorar garsona. Neler olacağını bilen garson bezgin bir şekilde:
- 260.000 TL. diye cevap verir.
O da ne?.. Adam cebinden bir beşyüz binlik çıkarıp uzatır garsona. Garson büyük bir keyifle yirmi dört tane on binliği üstüste dizer ve tam adam alacakken öncekilerden çok daha kuvvetli bir vuruşla paraları kafenin içine saçar. Adam hiç istifini bozmaz. Cebinden iki tane daha on binlik çıkarıp atar diğer paraların arasına:
- Boşver... Bir kola daha ver bana...
Kullanıcı avatarı
Fatih Ayaloğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 119
Kayıt: Prş Ara 28, 2006 5:00 pm
Konum: ANKARA

Mesajgönderen Fatih Ayaloğlu » Çrş Mar 11, 2009 6:10 am

mafya

Mafya babasi haraclarini toplamasi icin yeni bir tetikci buldu.
Sectigi adam sagir ve dilsizdi.
Cunku baba, bu tetikci yakalanirsa polise fazla bir sey
anlatmasi mumkun olamaz, diye dusunuyordu.
Baba, bir gun odemelerin geciktigini fark etti ve tetikciyi odasina aldirtti, Bir de isaret dilini bilen tercuman buldular.
Tercuman isaretle sordu:
'Para nerede?' Sagir dilsiz isaretle yanit verdi:
- 'Ne parasi?
Benim paradan maradan haberim yok.Neden bahsettiginizi anlamiyorum.
' Tercuman tercume etti:
- 'Neden bahsettiginizi anlamiyormus.'
Baba 38'ligi koltuk altindan cekip sagir dilsizin beynine dayadi:
-'Simdi sor bakalim, para nerede.' Tercuman isaretle sordu:

- 'Para nerede?'
Sagir-dilsiz kan ter icinde isaret le yanit verdi:
-'Sehir merkezindeki parkta, buyuk heykelin oldugu kapidan girince soldan 3. agacin kovugunda yuz bin dolar var.'
'Ne soyledi?' dedi Baba.
Tercuman yanitladi:
- 'Dedi ki, hala neden bahsettiginizi anlamiyormus, ayrica o tetigi cekmek de biraz got istermis.'
Kullanıcı avatarı
Fatih Ayaloğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 119
Kayıt: Prş Ara 28, 2006 5:00 pm
Konum: ANKARA

Mesajgönderen Fatih Ayaloğlu » Çrş Mar 11, 2009 6:13 am

Yaşlı çift

YAŞLI çift yataklarına girmişler, koca uykuya geçmek üzere... Ama hanımı aniden bastıran bir romantik dalganın tesirinde... Kocasıyla sohbet etmek istiyor. Dudaklarında hülyalı bir gülümseme, gözleri uzaklardaki zamanlarda;

- Bana kur yapacağında elimi tutardın...

Koca, gözleri hálá uykuda, elini uzatır, elini hanımının elinin üzerine koyar. Birkaç dakika geçer.

- Sonra beni öperdin...

Koca uykusu ile hanımı arasında bocalar, uykusunu kaçırmaktan imtina ederek uzanır ve yanağına bir öpücük kondurur, aynı ağır çekimle başını yastığına tekrar yerleştirir. Artık huzurlu bir uykuya geçmeye tamamen hazır...
Sonra boynumdan hafifçe ısırırdın...

- ?

Koca oyuncağı elinden alınmış çocuk huzursuzluğuyla yorganı kaldırır, yataktan kalkar. Hanımı sorar:

- Nereye gidiyorsun?

- Dişlerimi takmaya
Kullanıcı avatarı
Fatih Ayaloğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 119
Kayıt: Prş Ara 28, 2006 5:00 pm
Konum: ANKARA

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Cum Nis 17, 2009 1:05 pm

-Hasan Altuncu(Ünal'ın oğlu) ilkokula yeni başladığı yıllarda yaptığı resimleri bir gün bana gösteriyordu.Resimin birinde bir avcı yapmış ,güya bir yere nişan alıyormuş..................
-Hasan bu nedir sordum,
-Avcıdır amca dedi,
-Ne yapıyor?
-Tavşana nişan alıyor dedi.
-Tavşan nerede?
-Hasan,hemen kağıtın arkasını çevirerek işte tavşan dedi.
-Niye gülmedunuz!!!!!!!!!!!!!!?????????????**
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Hülya Ayan » Pzr May 03, 2009 9:37 am

Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:

- "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"

- "Evet."

- "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"

- "Otlanmayacağım."

- "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"

- "Yıkattırmayacağım."

Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:

- "İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine işemiyeceğim.."




40 yaşında bir kadındı. kalp krizi sebebiyle hastaneye yatırılmıştı.Kendinde değilidi. Doktorlar kurtarmak için uğraşıyordu..Tam bu sırada Tanrı kadına göründü.
-Yanına geliyorum Tanrım, diye seslendi kadın.
-Hayır, diye cevap geldi yukarıdan,daha önünde 35 yıl, 3 ay, 5 gün var…
Kadın sonunda kendine geldi. Doktorlarda çok mutluydu. Kadın daha da mutluydu.
Biraz itoparlanınca kesenin ağzını açtı.
Yüzünü gerdirdi.Liposuction yaptırdı.Göğüslerini silikonla dikleşirildi.Kadının ısrarlarına dayanamayan doktorlar bir kuaförün gelip saçlarını platine boyamasına izin vermişti.Artık bambaşka biri olmuştu kadın. Kendini harika hissediyordu.
Hayatının kalan bölümünü mutlu bir biçimde geçirmeye hazırdı.Nihayet taburcu oldu.
Dışarıya çıkıp göyüzüne baktı,temiz havayı içine çekti.
Taksiye binmek üzere caddenin karşısına geçerken bir ambulans çarptı kadına.
Çok kötüydü durumu. Derin karanlığa doğru kayarken sordu:
-Ulu Tanrım, sen her şeyi daha iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yıl 3 ay 5 gün vardı?
Tanrı’nin cevabı şöyle oldu:
- Pardon! İnan seni tanıyamadım…
Kullanıcı avatarı
Hülya Ayan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Cum Nis 24, 2009 1:33 pm
Konum: trabzon-erdoğdu

Mesajgönderen Ahmet Üstünbaş » Çrş Tem 08, 2009 7:07 am

. . . Arabasını mezarlıkta unuttu !...

Adam arabası ile ölü bir arkadaşının cenazesine iştirak eder.

Cenaze defin edilir,orada görüşmeler yapılı ve herkes geldiği

araça veya başka araçlara binerek mezarlıktan ayrılır..


Ölüm heyecanı mı ne olacak adam kendi arabasına değil de,

bir başka arkadaşın arabasına biner ve cenaze evine gelirler.

Orada kendi arabası aklına gelir.. Vede arabasını mezarlıkta

unuttuğunu hatırlar.. Hemen bir arabalı arkadaşına durumu

anlatır vede gider mezarlıktan arabayı alırlar.. Bu dalgınlık ve

unutkanlık neden ?.. Gerçe herkeste yaşlanınca olur ya !...
Kullanıcı avatarı
Ahmet Üstünbaş
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 2473
Kayıt: Cmt Haz 20, 2009 1:40 pm
Konum: KIRIKHAN - HATAY

Re: TUM FIKRALAR BU BASLIK ALTINDA LUTFEN

Mesajgönderen Hasan Ataman » Cmt Nis 10, 2010 7:19 pm

ÖPÜCÜKK :)

Ekonomistler der ki:
ÖPÜCÜK, talebin her zaman icin arzdan fazla oldugu bir alisveristir...

Muhasebeciler der ki:
ÖPÜCÜK, geri dönüsüm sagladigi icin kar orani yüksek bir tür kredidir..

Matematikciler der ki:
ÖPÜCÜK, sonsuzluktur cünkü burada 2 nin boleni yoktur.

Geometriciler der ki:
ÖPÜCÜK, iki dudak arasindaki en kisa mesafedir

Fizikciler der ki:
ÖPÜCÜK, kalbin yogunlasmasi sonucu iki dudagin birbirine yapismasidir.

Kimyacilar der ki:
ÖPÜCÜK, iki kalbin birlesmesi sonucu ortaya cikan reaksiyondur.

Anatomi profesorleri der ki:
ÖPÜCÜK, ask ve heyecan tasiyan bakterilerin tükürük yoluyla agizdan agiza gecmesidir.

Fizyoloji profesorleri der ki:
ÖPÜCÜK, insan vücüdundan 2 adalenin heyecanla birbirine degerek
kasilmalaridir.

Disciler der ki:
ÖPÜCÜK, hem bulasici hem de antiseptiktir.

Istatistikciler der ki:
ÖPÜCÜK, 90-60-90 ölcülerindeki artma ya da azalmaya bagli olarak
degisiklik gösterebilen bir olgudur

Filozoflar der ki:
ÖPÜCÜK, cocuklar icin oyun, gencler icin zevk, yaslilar icin güvendir

Dilbilgisi ogretmenleri der ki:
ÖPÜCÜK, tekil gibi görünen ama cogul olan, cins isim gibi görünen ama
özel olan, ve her cümlede bir anlam ifade eden kelimedir...

Mimarlar der ki:
ÖPÜCÜK, iki dinamik nesnenin arasinda saglam bir köprü olusturan degerdir.

Ve Bilgisayar Bilimcileri der ki:
ÖPÜCÜK, bazen iki sistemin iletisimini hizlandiran önemli bir sistem dosyasi, bazen de bütün sisteminizi altust eden bir virüstür..
Kullanıcı avatarı
Hasan Ataman
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 727
Kayıt: Pzt Tem 10, 2006 2:45 pm
Konum: ANKARA

Önceki

Dön GÜLELIM - EĞLENELİM

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron