ĞALEVLER ĞALEVLER, GENE ĞALEVLER
- Bitmez bu köyün sıkıntisi, bitmez!
- Ola oğlum göreyusun ne çekeyuruk,
- Oku kurtar haburalardan!
...
Hangi okulu okursan oku, hangi kültürel, ekonomik birikime sahip olursan ol, köyün, mezilerin, yaylaların, dağların, dereluklerun havası, kokusu, tadı silinmez, geri çevrilemez bir duygu bırakmıştır bizlerde.
Bu tanıdık yerlerden, yüzlerden, hatıralardan ne yaparsan yap, ne olursan ol yüz çeviremezsin.
Köy dışında hangi imkanlara sahip olursan ol, köydeki huzuru bir başka yerde bulamazsın. “Dışarı”da beğenmediğin, yaşamaya tahammül edemediğin koşulları köyde, mezirede, yaylada zevkle aramaya çalışırsın.
Bu “yerler”den, yöreden uzun süre ayrı kalmak bizleri boğar. Nefes almak için; bulunduğumuz yerlerde geçmişimizin geçtiği bu yerlere benzer yerler arar dururuz. Ama nafile, beden bir türlü aradığını bulamaz. Aradığı başka hava, başka su, bir başka ağaç, başka renkler, başka başka kokulardır…
Bu “yerler”, hipnoz olmuş gibi karşı koyamayacağımız bir sesle çağırır bizi kendine. Karşı koyamayız davetine, hatıralarına…Artık hiçbir güç “oralar” a doğru hareketimizi engelleyemez…Ne zorluklar yaşamış olursak olalım hepsi unutulur. Hatıralarımızda iz bırakanlar az olsun çok olsun çoğunlukla tatlı hatıralardır. Bu özlem rahat vermez bize “sıkıntı” olur kalır içimizde. Hasreti, geçmişi, dostlukları bırakmaz yakamızı, döner dolaşır bir hayalet gibi yine bulur bizi..
***
Yöremiz bol yağışlı olup bir o kadar da bol engebelidir. Aynı zamanda köy yaşamımız, coğrafyamız gibi bol engebeli ve zorluklarla doludur. Geçimimizi kıt imkanlarla, coğrafyamızın müsaadesini azami derecede zorlayarak geçimimize ortak olmasını sağlayarak sürdürmeye çalışırız. Kıt olan toprakları, kıt olan taşları bir araya getirerek tarıma elverişli araziler oluşturmaya çalışır, duvarlarla durdurabildiğimiz toprakları kah ellerimizle, kah sepetlerimizle taşır biriktiririz.
Köhide, sehilde, tarlada, funduklukta, ağır altinda, tufada her yerde duvarlar. Köy yaşamının vazgeçilmez unsurudur duvarlar.
Ancak yıkılan duvarların mevzusu yapıldı mı sıkıntı başlar. Çünkü en sıkıcı köy işlerden biridir duvar yapmak. Hele bu işin acemisi ve bu işten anlamıyorsak işimiz gerçekten zor.
...
***
Taşlara merağum gereği duvar ustalarunun yanında çok bulundum. Doğrisini söylemem gerekurse onlardan çok şeyler de kapma fursetum oldi. Size de istersenuz bu konuda aklumda kalan birkaç hususu hatırlatayım.
Şimdi duvar nasi yapilur?
Hen önce duvar yapacağunuz yere gitmeden evvel evde bazı hazirluklar yapmalisunuz. Bi kere rahat davranmanuz ve hareket etmenuz içun eski bir pondol giyeceksunuz. Bol ve yirtuk olmasi hareket kabiliyetunuzi arturacaktur.Ayağunuza kaymayacak bir ayakkabi bulmalisunuz.
Daha sonra yanunuzda bulundurmanuz gereken ve duvar yapımında kolayluk sağlayacak olan malzemeler tedarik edilmeli. Eldivenler ( varsa Almanya’dan gelenler tercih edilmeli ) , çekuç, kirga, çapa, kürek, tağta, sepet, duvarun boyuna göre iskele, havanun durumina göre bi kafeka su ve mutlaka en az ikinci biri daha. Ya bir yardımcı, ya bir arkadaş ama mutlak biri daha olmali. Aksi takdirde duvarun sıkıntisi bi kat daha artar.
Duvarun yanına vardığunuzde acele yapmayacaksunuz. Önce yıkılan duvarun enini, boyuni, sağini, solini inceleyeceksunuz. Yani öncelikle bir hasar tespiti yapacaksunuz.
Devaminda temel kazisina nasil nereden başlanmali,yıkılan duvarun taşlari çok yuvarlandi mi, mevcut malzemeyle bu iş tamamlanur mi ? gibi incelemelerle iş sürdürülmeli…
Duvar yapimina başlanmadan evvel (arazi meyilli ise taşlar yuvarlanmasun diye taş yoğunluğunun dibine tağtadan bir set oluşturulduktan sonra) önce kullanılacak olan beyuk taşlar meydana çıkarilmaya çalışılur. Tüzgün kıymetli taşlar ,sivri taşlar, üçgen vari taşlar, çivi taşlar kısaca malzeme elden geçirilup taniduk hale geturulur. Çünki duvara başlandi mi fazla taş aramayacaksun.
Duvara başlamak için ön hazırlıklar tamamlanınca öncelikle yıkılan duvarun temeli ortaya çıkarulur. Bu işlemi duvarun yükünü taşıyabilecek olan beyuk taşların ilk olarak temele yerleşturulmesi takip eder.
Duvar temeli kazılurken, yıkılan yerleri yıkılmayan yan duvarlara bağlarken çok dikkatli olmaliyuk. Yan duvarlardan alacağımız her bir taşa dikkat etmeli aksi taktirde yapacağımuz duvarın sonu gelmez.
Ğibarlara da çok dikkat etmeli. Aksi taktirde duvardaki çökmelerun, akmalarun önini alamazuk.
Taşları yukariya doğru beyukten kuçuğe doğru dizmeğile duvara aboskal verulur. Duvar ilerledukçe arkası ğalevlerle doldurulur. Burada da ğalevlerun içine fazla toprağun karişmamasina dikkat etmeliyuk.
Duvar şekil almağa başladı mi sohbet tatlılaşır, usta başı türkileri kah sözlüi kah islikle seslendurur. En samimi nasihatler, dertleşmeler duvar örülürken yapilur.
Usta :
-Taş ver,
-Beyuk taş
-Haburaya sokacağum bi taş bul bana
-Şimdi biraz ğalev at
-Yeter
-Ola dikkat et vuracaksun bana
-Allahalla… Hepunallavu veniğmel..
…
Bir başka husus, duvar patika yolla kesişiyuse veya bir “parça”dan diğer “parça”ya geçiş yapılması gerekiyuse taş merdiven birakılmalidur.
En son çıkan ğalevlerden artanlari sepete doldurup irmağa veya yolda çukurlara boşaltacak şekilde hazirluğumuzi tamamladukden sonra yardımciya:
-Ola aletleri topla!
-Nasi güzel oldi daha.
-E okadar olur
-Yahu güzelluk onemli değil, sağlam olsun yeter.
- Haurdan bi sarmaşuk da dikelum dibine sarar duvari.
…
Sigaralarumuzi sakladığımız, yeri geldi diplerinde saklandığumuz
Kastaniga ve kabaklarun asilduği, diplerine, ustlerine patates,lağana ektuğumuz, Ğolisavralarun yuva yaptuği, güneşlenduği duvarlar, duvarlar, duvarlar.
…
- Duvardan duşti
- Duvardan yuvarlandi
- Duvardan atladi
- Yağmur; yağdi yağdi :
- Gene duvarlar hep yıkıldi…
- Bitmez bu köyün sıkıntisi!
- Ğalev! Ğalev! Ola başka pişe yok buralarda!