BİZİM KELİMELERİMİZ
Bizim oralarda kadınlar ağbin kokar, ot kokar, ter kokar, ama onları ifade eden kelimelerimiz hüzün, özlem, vefa ve sevgi kokar.
Bizim oralarda gök gürledi mi, şimşek çaktı mı korkarız, ama ana ve memleket sevgisinin gürlemesiyle coşarız, yağmur gibi sevgi yağar içimizden.
Köyü, anayı, merhameti anımsatan bütün kelimeleri bir “fol” gibi yakın ve sıcak buluruz.
Şiddetli yağan yağmurla kiremitlerden sızan, “orti” den damlayan yağmur suyu gibi,
Her geçen gün katre katre gönlümüze damlayıp taşan ana ve memleket sevgisidir.
Bütün dimağımızı kuşatır bu sevgi.
Yırtılan kalpleri bu sevgiyle dikeriz.
El ele yürür ana ve memleket sevgisi…
Kelimelerimiz rengini; çalışmaktan kızarmış tenlerden, kızarmış mısır ekmeğinden, “filobida”lardan, yayla güneşiyle kızarmış el ve yüzlerden, meyvelerimizden, mezirelerdeki “csifin” ve “komar”lardan, yöremizin her türlü yeşilinden ve kadınlarımızın renk renk “oğlukları”ndan, “keşan”larından, yemenileri, oyaları ve dantellerinden ,“mezareler” de yatan canlarımıza sunduğumuz çiçek ve güllerden alır.
Ruh yorgunluğumuzu; bellemekten, kerendi sallamaktan, odun yapmaktan yorulup yorgunluğumuzu atmak için içilen bir çay, bir sigara gibi; hatıralar, köy sevgisi ve ana muhabbetiyle atarız.
Sigaranın dumanı gibi içimize; her şeyden ama her şeyden ana sevgisi çekeriz ve bu nefesi son nefesimiz tükeninceye kadar bırakmayız içimizden. Bu nefesin dumanı, ne ağzımızdan ne de burnumuzdan çıkar ancak ve ancak kalbimizden çıkabilir.
Kelimelerimiz sevgi tüter.
Hayatı lokma lokma kazanmış analara ve memlekete olan sevgimiz “komat komat”tır.
Kelimelerimize sinen bu sevgidir.
Bizim oralarda bir tavuğu “sin sin sin e cücüga..” diyerek yakalayabilirsiniz, bizleri de ana ve memleket sevgisiyle yakalayabilirsiniz. En güçlü ve bir o kadar da zayıf olan noktamız burasıdır.
Torbaya konan yoğurttan sızan suysa “sizuk” se, bizim kelimelerimizden sızan ana ve memleket sevgisidir.
Dere kenarında “baluk” avlamak için taşların altlarında “becuk “ararız, her taşın altında olmaz ama bizim her kelimemizin altında hangi kelimemizi kaldırsak kaldıralım; özlem, hatıralar, analar, babalar, ölen sönen canlar buluruz…
Bizim oralar hüzün kokar, bizim oralar türkü söyler, bizim oralar sevinçle, coşkuyla, hüzün ve mahzunla arkadaştır.
Bizim oralarda acılar, hatıralar, hüzünler, ölüler hafızalarda her zaman canlıdır.
Mekânlar canlarla, hatıralarla sarmaş dolaştır. Bu dağlardan, bu derelerden, bu evlerden, bu yerlerden uzaklaşmak “bizum insana” sıkıntı verir.
Bir ananın çocuğunun beşiğine eğilmiş tebessümü gibi köye eğilir tebessüm eder, sevinç duyar sevgi besleriz.
Nerde olursak olalım sevgimizle, kelimelerimizle; dünyaya, hayata, tabiata, anaya bağlı köy çocuğuyuz biz…
Selam ve sevgiyle…