Bugün sitede hemen her yazılanı okudum ve eski fotoğraflara baktım.Anılar canlandı,maziye daldım.Anlamsız koşuşturmalarımızı içine istemedende olsa düştüğümüz durumları düşündüm.Eski dostları,yaşadıklarımızı ve kaybettiklerimizi düşündüm.Fatmanın serzenişini dink olayından sıkılanları düşündüm.Özellikle sevgili meçhulun eski hatıralarla ve özlemle dolu yazılarını okurgen köyümüzü ve yaylamızı düşündüm.Aslında bizleri birbirine bağlayan bu ortak çok önemli iki değeri düşündüm vede bizim bilemediğimiz kıymetini,gerçek sahiplerini düşündüm.İşte bu duygu yoğunluğunda kelimeleri seçmekle,gözlerimden damlayan yaşlara engel olmayla boğuşurken dilime Bu Vatan Kimin şiiri birden dolandı.Bende vatanın gerçek sahiplerinden esinlenerek şiirden aldığım cesaretle aşağıdaki dörtlükleri yazdım
Bu Köy Bu Yayla Kimin
Köyün yollarında hayır işinde
Yayla mezirede sürü beşinde
Gece hayalinde gündüz düşünde
Gidipte geriye dönmeyenindir
Bir ömür boyunca onla yoğrulan
Her vakit gelende yola koyulan
İstemeden gidip bir bir dağılan
Hasreti içinde dinmeyenindir
Bizim nerden olsun ne eyledikki
Doğrudan şaşmayıp ne söyledikki
Aç susuz çarıklı gün görmedikki
Sefayı sürmeden gidenlerindir
Gerçek sahipleri anı olmuştur
Kimi yaşar kimi rahmet almıştır
Cengiz yine eskilere dalmıştır
Bizlerde emeği olanlarındır
Cengiz dertlerini söyler kaleme
Kalem hiç dururmu yazar aleme
Nerde zekiç amca hani yeleme
İzleri her daim duranlarındır