ÇOK YENİDİR BİZİM KÖYÜN YOLLARI...
Bizim kuşağın çocukluk ve ilk gençlik yıllarında köyümüzün yolu yoktu. Köyün altından geçen ve Çaykara’yı Bayburt’a bağlayan tek yol bizim ilk tanıdığımız araba yolu idi. Okuma kitabımızdan öğrendiğimiz telefon ve telgraf tellerini de bu yolun kenarındaki direklerde gördük. Şimdi düşünüyorum da 25 yaşın altındaki gençlerin çoğu telgrafın ne olduğunu bile bilmiyor. Her neyse. Bu yol bizi öncelikle yaylamıza , Çaykara’ya sonrada Türkiye’ye ve dünyaya bağlardı. Yol üzerinde ki İfler Irmağı, Çsarmaç, Ğadi Altı ve Ğadi Köprüsü duraklarından yukarı çıkan patika yollarla Şur köyünün mahallelerine ulaşılırdı. Kısacası 1970 li yılların başlarına kadar Bizim köyün yolu yoktu.
Köyün ve mezirelerin yolları son 35 yılda yapıldı. Bu otuz beş yılın emeğini, çilesini, azmini kavrayabilmek için yapılan yolara bakmak yeterlidir. Köyümüzdeki yollar en ilkel araç gereçlerle yapılmıştır. Sık sık arızalanan buldozerler, kompresörlerle yapılanlar deyim yerindeyse kazma kürkle, sırtta kum, çimento, taş , ağaç taşınarak tamamlandı. Tartışmalar, kavgalar, gürültüler , yol yapımını engellemeler cabası.
Şur köyünün ilk yolu Feğmenos Kabanlarından aşağıya virajlarla inen yol. 1968- 1969 YILLARINDA YAPILDI. Yolu Mollaselim’ler yaptırdı Ortaokul yıllarımızdı. Her sabah erkenden Çsarmacı geçmek zorundaydık. Yolun yapımında tüm Feğmenos çalıştı. Aklımda kaldığı kadarıyla öncülüğünü yapanlar; Kemal Ve Rıfat Taşkın idi. Dedim ya şur köyünün ilk yolu bu yoldu. Çok virajlıydı, dikti, dardı ama yinede uzun yıllar sadece Feğmenos’a değil tüm Yukrı Şur’a hizmet etti. Veli Taşkın’ın kendi üretimi olan toplama arabası bu yolun simgesi olmuştu.Yolun ilk zamanlarında ufak bir yağmurda yol kapanırdı.Diğer yollar yapılınca bu emektar yol atıl duruma düştü ve kapandı. Feğmenos yolunun tek kazası Kazancı Hasan’ın BMC Kamyonla yuvarlanmasıdır. Arabada tek olan Hasan Kazancı hayatını bu yolda kaybetti.
Bu yolun devamı Feğmenos’u Çmaur mahallesine bağladı. Ama Şur’un ikinci yolu Zurdğli Yolu oldu. Bu yol yukarıdan aşağı yapıldı. Ğolobisten Lakrop’tan Zurduğhli meşesinden aşağı indirildi ve Sülenden sonra mahalleye ulaştı.Zurduğhli dan aşağı Çamur mahallesine inince sağa ve sola dal verildi. Ardından yolu Çaykara’ya bağlamak için Feğmonos yolu ile birleştirildi. Birkaç yıl böyle çalıştı. Bu yolun öncülüğünü Zihni Ayal(Hoca) , Kazancı KÜMBET, Çsübocer Halim yaptılkar.Bu yolda Zurduğhli ve Ça mur mahallelerinin yaptıkları yoldur.
Sağa ayrılan kolu ; önce Bbayros’a daha sonraki yıllar Lazkıran’a kadar Ahmet Cemal Ayan’(Mudoğlu) ın başkanlığındaki yol yaptırma derneği yaptırdı. Yol önce Bobayros Camisine kadar, sonra Çordanlara ve son olarakta ilkokulun üstüne kadar 2-3 yılda yapılabildi. Bu güzergahtaki tüm sıkıntıları rahmetli Ahmet amca çekti. Tüm küfürleri sineye çekerek bu hizmeti köyünden esirgemedi.Yol yıllarca Lazkıran’da kaldı.
Yukarki şur da ki azmi gören Aşağı Şurlular da yol çalışmalarına başladılar.Kaskarobağlardan başladılar kısa sürede yaklaşık bir yılda Fosiya, Silandoz, Kaban mahallelerini yollandırarak, Paratikoz’un dibinden Çaykara’ya ulaştılar. Ardından Feğmenosla işbirliği yapıp yolu Yukarı Şur ve Feğmenos yolu ile birleştirdiler. Bu çalışmanın öncülüğünüde Muharrem Durgun, Kolsuz Mustafa, Hikmet Durgun, Kadir Okur Hacı Ali Sarı yapmışlardı.
Yukarıda ki yolun devamı H. Davut Şahin’in yol başkanlığında yapıldı. Önce Ğadi’da Murud’a kadar çıkıldı. Sonra Ğadi Köprüsü bağlantısı sağlandı.Bu süreçte H.Davut Hoca Ve Gafur Erel’in olağanüstü sabırları yolun bitirilmesini sağladı.
Kırma ve Ayambas yollarının öncüsü ise Naneko Hasan İla H. Hasan Şahin oldu.
Bu gün Şur Köyüne alttan üç, üstten üç yol bağlantısı var. Şur Köyünün yola en yakın mahallesi olan Kamalı mahallesine yol birkaç yıl önce bağlanabildi. O da yarım. Temennim bu yolda tamamlanır. Anabodamo yolu sürekli çalışır hale getirilebilir ve Şinekle bir bağlantı sağlanır.
Yazımın başında çok yenidir bizim Köyün yolları demiştim. Gördüğünüz gibi hala eksikler var.İş gençlere düşüyor. Haydi gençler eksikleri tamamlamak için çalışmalara başlayın bu yollarda giderken emek verenleri yad etmeden gitmeyin.
Köy yolu yapımında emek verenler tüm köylülerdi. Sadece emek mi? Kimi maaşından artırdı verdi. Kimi ineğini ya da koyununu sattı verdi. Analar ve gelinlerden bazıları boğazından lirasını indirdi verdi.İnsanlar gece gündüz yağmur, çamur demeden çalıştılar.Çalışmanın güçlüklerini, sıkıntılarını daha net anlatabilmek için o zaman yaşanan gerçekleri bir yol öyküsü olarak kısaca anlatayım.
Yol yapabilmek için Dozer almak lazım. Dozer köy hizmetlerinden alınacak. Onun için siyasi torpil gerekli, İktidar partisinin ilçe başkanını alıp Trabzon’a Köy hizmetlerine gideceksin. Gitmeden önce Parti il başkanına telefon ettirmek işleri kolaylaştırır. Köy hizmetleri müdürü bir sürü engel çıkartabilir. En basiti “bu yıl sizin köy programda yok” diyebilir. Yeni torpillere koşacaksın. Baskı yaptıracaksın. Yetmedi; Yalvar yakar olacaksın. Sonunda “peki ,tamam” dedirtip dozeri alacaksın.
Dozer kara güze kadar dağlarda yayla yolarında . Yaylalara kar düşmeden inmez. Dağlar kar yağınca köy yolları programı başlar. Dozer ve kompresör gelir. Mazotunu köylü verecek operatörü, yağcıyı, kompresörcüyü ve dinamitçiyi köylü ağırlayacak. Tüm masraflar bir yana onların hizmetini yapacak birileri olacak. Tüm bunların sorumlusu yol yaptırma derneği başkanı ve yönetim kurulu. İyi yatak, iyi yemek, iyi hizmet eksiksiz yapılacak. Aksi taktirde iyi çalışmazlar. Sık sık arızalar başlar. Eksikler çıkar . İş uzadıkça uzar. Bunları eksiksiz yapsan da çalışma haftada üç gündür. Dört gün çalıştıramazsın . Çalıştırayım dfesen bahşiş adıyla vereceğin rüşvete yol için toplanan para yetmez. Dozerciler Salı sabahı gelir özel taksi ile yola çıkar, Cuma sabahı haftalık tatilini başlatırlardı.Arıza olduğunda on beş yirmi gün ara var demekti.
Dozerciler; etli yemek yer, filtreli sigara içer, günde üç kez, gecede en az iki kez çay içer ve sık sık bahşiş alırdı. Rüşvetin kibar adı bahşişti. Kimin tarlasına dayansa tarla sahibinden bahşiş beklentileri olurdu. Ben hayatımda ilk rüşvet vermeyi o zaman gördüm. Dozer Ğadi mahallesinde İsmail Kazancı’nın tarlasına dayandı. Dozerci bu tarlayı viraneye çevireyim dedi ve makinanın üzerinde çıktı. Sert sert gaza birkaç kez bastı. Rahmetli İsmail emice cüzdanından iki adet gün görmemiş yüzlük çıkarttı dozere koştu. İki yüz lirayı dozerciye uzattı. Dozerci yevmiyesini alır gibi parayı alıp büyük bir pişkinlikle cebine koydu ve yarım saat tutmadan tarlayı karşıya geçti.Tarla virane olmaktan kurtuldu. Kompresörcü tabanca tutmaz tüm dinamit lağımlarını biz delikanlılara deldirirdi. Dinamitleri biz doldurur, toprakla sıkıştırır ateşlemeye hazır hale getirirdik. Tüm işi ehliyetsiz ellere yaptıran görevli beyefendi sonunda lütfeder fitilleri ateşlerdi.
Tüm bu sıkıntılara “yol vermem” diyenleri dozerin önüne yatanları yolda çalışanlara ve yöneticilere ana avrat küfredenleri, kazma kürekle saldıranları eklerseniz. Bu yolları yapanlara olan saygı ve minnettarlığın sınırını çizemezsiniz.
Çok küfürler yediler yukarıda saydığım başkanlar. Muhtar Gafur Erel, Mehmet Ali Karabıyık, 12 EYLÜL döneminde muhtar olan Muharrem Durgun, Daha önceleri Hacı Ali Sarı .Ve diğerleri. Kim kazandı. Yolu yapanlar . Onların anıtı dikilse yeridir.Küfredenlerin, fesatlık yapanların , şöyle ya da böyle yolun yapımını engelleyenlerin, en azından geciktirenlerin sadece kötülükleri yanında kaldı. Onlar unutuldular bile.
Yolun yapımında çalışanların , anılarını yaşatmalıyız diye düşünüyorum.Bu fedakar insanların anısı önünde saygı ile eğiliyorum.
NOT Çok emek verenlerden unutup ismini yazmadıklarımdan özür dilerim