SEVGİLİ DOST

Köyümüzle ilgili ağıtların ve destanların yanında forumumuzdan derleme makaleleri burada yayınlıyoruz.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı

SEVGİLİ DOST

Mesajgönderen Mustafa Mechul Ayal » Prş May 04, 2006 8:05 pm

Sevgili dost;

Ben sana bu satırları yazarken, bir bozacı sesini katıyor geceye. Çünkü yalnız mektuplar değil, bozacı sesleri de vardır gecenin tariflerinde. Geceyi, karanlık ay ve yıldızlardan ibaret sananlar, annelerin çorbalarındaki lezzeti yağda arayanlardır. Oysa sevgidir; annelerin kaşıklarından ‘miktarınca’ yemeğe katılan. Kitaplar yazmaz. Çünkü anneler şişelenmeden kullanırlar suyu kaynağından.
Ben sana bu satırları yazarken bir müezzin nefes nefese tırmanıyor minareye. Sıcağa aldanıp yalnız bırakmıyor soğuk merdivenleri. Kış uykusundan uyandırmak kolay değil, biliyor; şerefeden dökmeden ezanın lezzetini.
Sevgili dost;
Sevginin eli; Midas’ın elleri gibi dokunduğu her şeyi altına çeviriyor. Simitlerin susamlarını, balıkların pullarını, dolmakalemlerin uçlarını parlatan o işte. O elle düğmeye dokunuyorsunuz, ışık yanıyor. O elle veda ediliyor hüzne.
Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezinecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne de o bina yıkılır.
Sevgili dost;
Çaba istiyor sevgi. Tohum yetmiyor, çaba istiyor sevgi. O halde dinle, karların içinde çilek yetiştiren münzevinin hikayesini:
‘ Ihtiyar bir kadın ormanda yaşayan bir münzevininkarların içerisinde çilek yetiştirdiğini duymuştu. Büyük kızından ormana gidip çilek getirmesini istedi. Kız münzeviye gitti ve annesinin isteğini münzeviye iletti.
Münzevi: ‘ Öyle ise önce bana bir iyilik yap. Şuradaki karları süpürüver. Kuşlara yem vereceğim’ dedi. Kız oralı bile olmamıştı. Sadece çilek istediğini tekrarladı. Münzevi de ona çilek vermedi. Kız geri dönüp olanları anlatınca kadın bu defa küçük kızından aynı şeyi istedi. Münzevi ona da karları süpürmesini söyledi. Kız hemen süpürgeyi alarak işe girişti. Karları büyük bir ciddiyetle süpürmeye başladı. Çilekleri unutmuştu bile. Yalnız aç kalan kuşları düşünüyordu. Ama birdenbire karların altından çilekler çıkıverdi.’
Sevgili dost;
Beraber karları süpürmeye ne dersin? Ne dersin süpürdüğümüz karlardan, kardan adam yapmaya... Çileklerden gözleri, burnu ve dudakları olan bir kardan adam;elinde süpürgemiz. ‘ Elimden geleni yaparım’ diyorsun demek. ‘ Insan ancak elinden geleni yapar ama, elinden gelenin ne olduğunu bilmek gerek’
Sevgili dost;
Elini nabzına götür...
Kullanıcı avatarı
Mustafa Mechul Ayal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 97
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 9:06 pm

Dön AĞITLARIMIZ - DESTANLARIMIZ VE MAKALELER

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron