marmaradaki mezirem

[Yusuf Uysal]

her denize bakışımda nazım güvercinin(ellerinden operim ilkokul öğretmenim) yakroptaki mezıresınin arkasından koca caykara vadisi gelir aklıma.duman oyle bır kaplamıştır kı vadiyi koca bir okyanusun içinde sular altında kalmış bir vadi....ve sonra taşların üzerindeki ayak izlerini düşünürüm..benim için efsanelerin başladığı noktadır orası türlü anlamsız keşişlemeler yaşar beynim çocukluğumun kaldıramayacağı anlamsızlıklar.taki sığırın yolu şaşırıpta başka yola sapmasıyla annem uyandırırdı bu düşten.....

yıllar sonra anladımki benim heri potırım orası...
ve az aşagıda ormanın içinde herkesin duvarına yazı yazdıgı sanki bir zamanların kızılay meydanı gibi o kadar siyasi görüşün ortak buluşma noktası olan ev....bütün mutluluklarım o eve endeksli sanki dünyanın butun huzuru içerisindeymiş gibi gururla yuzume bakardı.ben oldum olası o evi cok severim,ve her geçişimde sırtımı yaslayıp o koca anılara mutlaka bı sıgara içmekle ödüllendirmişimdir kendimi..


ve aşagıdaki buyuk taşın dibindeki soluklanma yeri olan sülen.kaç sevdaya ev sahipliği yapmış.kaç horona mekan.ne yazıkkı ben onlara yetişemedim.belkide hayatın bana attığı en buyuk kazık tı bu.ama yinede sonuna yetişebildiğim için şanslıyım.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Tarih: Sal Mar 28, 2006 1:51 pm Mesaj konusu: bir gül yapragı değilmiydik anıların içinde


hafifçe hareketlenirdi yerinden usulca uzatıp başını şöyle bakardı sesin geldiğiyere ve sonra usul usul ritm tuttururdu kavalın sesine başı öne eğik yüzünde bütün geçmişin bir anlık fragmanı ve her gürültüde beni araması gözlerinin...
gitti ansızın iki damla yaş olarak yüreğimden oysa ben razıydım her yaramazlık sonrası yakalanmaya ve kulaklarımın zemberek misali cevrilmesine...
94 yayla şenliklerinin cd sini izledim az önce vay beni çekerken kolundaki bütün akranlarıyla bir ömür büyüttüler ve bir ömürü beraber bitirdiler.şimdi o fotoğraf karesinden kimse yok hayatta oysa onlar bize güvenerek bıraktılar o anıları o evleri çeşmeleri allah rahmet eylesin...

onlar bi oyun oynadılar
sevipte sevilmemesine

(Rahmetli Mehmet amcama(cehennem))
_________________
beni senin gibi bir de annem terketmişti ki;göbeğimde durur...
onun yokluğundan bana kalan çukur

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------zararın neresinden dönersen dön
Tarih: Pzr Mar 26, 2006 11:36 pm Mesaj konusu: zararın neresınden donersen don..

--------------------------------------------------------------------------------

herşey cok guzelde....bana kuşmerdeki cocuklugumu kım verecek martı yuzlu annemi cayırdan ot tasırken kım gorecek.horon düzünü sıcak suları zekiçin dukkanının camındakı ulaşılmaz oyuncakları zehır kuyularını patlamış ellerımı yanmış burnumu ve henefi dedekanın kestiği saçları camıye gıtmemek ıcın dokulen gözyaşlarımı...koyden gelen yuklerı şimdi kim gidip alacak karga nın ve kadolıyonun kamyonundan....şimdi kim tekrar beni çocukluguma götürebilecek...

cayırda sattıgım oraletlerin parasını bıle alamadan daha.....

kapattılar koca bı çocukluğumuzu yuksek bınalara.uydulara ve sahıpsız sevdalara.


ne yazıkkı yenı gelen nesıl ne bunları bılır ne anlar nede yaşamak ister.cep telefonu cekmıyo dıye sıkayet eden cocuklara neyı bırakabılırsın kı.....anılarımızdan başka...

SAYGILAR
_________________
beni senin gibi bir de annem terketmişti ki;göbeğimde durur...
onun yokluğundan bana kalan çukur

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MARTI YÜZLÜ ANNEM
Tarih: Pts Mar 27, 2006 12:34 pm Mesaj konusu: martı yüzlü bir annem

--------------------------------------------------------------------------------

şimdi annem tarladadır söyleniyordur kendi kendine
gah domuzlara gah patateslere...
her tarafı yamalı şalvarı patlak elleri ve yuzundeki geldim geliyorumun tebessümü geliyor aklıma....
aşagıdan yukarı gönül gönül diye bagırması
ya biraz su geturun bana yada o sarı şeyden katun içine deyip fanta reklamı yapması gönlündeki mizahı nasılda atıyor ortaya...
annem anneciğim...
yüreği kocaman cumhuriyet kadını
ne benim gözyaşlarım anlatır nede çektiklerin
yıllar yılı....
çile çekmek için konmuş adını....

sora babam görünür herhangi bir elektrik direğinde..
koca direkte bile söndürmez sigarasını..
sanki köyün bütün elektrik direkleri babamın sorumluluğundaydı,
ve sokak lambaları babama inat yanmazlardı...
ne babam usandı nede ışıklar.eminimki babam burda olduğu için gene yanmıyorlardır...
sora övle yemeği buluşma noktasıdır ayrılıklarımızın
o sofradaki sıcaklığı o paylaşılamayan sevgiyi
altı kaşık sesi bozar...son ra usulca voltalanır herkes
annem güneşe meydan okumaya
babam rüzgara....

şimdi bense koşmaya başlıyorum
af dilemek için
küçükken kırdığım dallara ve incittiğim çınarlara....
_________________
beni senin gibi bir de annem terketmişti ki;göbeğimde durur...
onun yokluğundan bana kalan çukur

[Osman Nuri Sarı]

eline koluna yüreğine sağlık. bizimle paylaştığın bu duygularınla, bizi mezirelere götürdüğün için teşekkürler. bir an kendimi oralarda sandım
saygılarımla