1988-1993 Yıllarında Kırıkhan

Köyümüzle ilgili ağıtların ve destanların yanında forumumuzdan derleme makaleleri burada yayınlıyoruz.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı

1988-1993 Yıllarında Kırıkhan

Mesajgönderen Coşkun Şahin » Sal Mar 07, 2006 2:49 pm

Şimdi site ile Kırıkhan'ın ne alakası var diye sormayın sakın.
1988 ila 1993 yılları arası neden diye sorarsanız şuan aklıma gelen ve siz değerli dostlarla paylaşmak istediğim için olsa gerek.
O yıllar ben ve benim emsal arkadaşlarım için gerçekten doyumsuz bir o kadar da geri gelemeyecek kadar enfes yıllardı. Kırıkhan'da bulunan ve Şahinkayalı olan (tabi Çaykara'nın diğer köylerinden arkadaşlarımız da var) gençleri aklıma geldiği kadarıyla anlatmak\paylaşmak istedim. Şimdiden hatam varsa affola. Ve unutmadan şunu da ekleyeyim benim hatırlayamayıp başkalarının hatırladığı kişiler varsa eklemesini de istirham ediyorum.

Öncelikle kendimden başlayacağım çünki lakap kullanmam gerekeceği için diğer arkadaşların alınmamasını ve beni saygıyla karşılamalarını istiyorum.
Ben o yıllarda orta ve lise eğitimimi almak için Kırıkhan Gazi Lisesinde okuyordum. Benim o yıllarda saçlarım (okulda olmamıza rağmen) uzun olduğu için onlara kendimden daha çok önem verdiğimi açık yüreklilikle itiraf ediyorum. Öyle ki haftada iki-üç defa tıraş oluyordum desem herhalde yalan olmaz. Ama şimdi düşünüyorum da gerçekten o zamanlar saçlarımda güzeldi hani(ukalalık olarak adletmeyin sadece eskiye özlem). O zamanlar Kırıkhan'da faaliyet gösteren bir dersanede bir biyoloji hocamız vardı ve onun dersinin olduğu günlerde saç tıraşımı kesinlikle aksatmazdım (bu konuda bana inanmazsanız Hikmet Selim ŞAHİN, Oğuz ŞAHİN ve Mehmet KIRMAZ'a sorabilirsiniz). Şunu da onlara sorun ön sırayı kapmak için tenefüste bile dışarı çıkmazdık çıkamazdılar. Ben tabi o sıralar gençliğinde vermiş olduğu kanıdelilikle hip-hop, pop müzik takılıyorum. Tabi saçlarımdan ne tarz müzik dinlediğim de belli olmuyor değil. Bahsettiğim olaylardan dolayı bana bir aborem de takmadiler desem yalan olur. Namı diğer ZİBİDİ. Yahu bu kadar olaydan bahset ve Kırıkhan Gazi Lisesinin tuvaletinin penceresinden bahsetme, orada da az zamanımız geçmedi değil. Oranın önemini bilmeyenlere anlatayım; okulun bahçesini tam olarak görebiliyorsunuz ve oradan nokta tayini yapabiliyorsunuz. Neyse hela muhabbeti fazla uzamasın.
Tabi Kırıkhan'ı bilenler bilir o zamanlar herkesin bir mobileti var ve bende de var. Mahalledeki uşaklarla buluştuk mu bir Kırıkhan turu atmadan olmaz. Hem de sokak sokak. Şimdi anlatmadan geçemeyeceğim. Mehmet KIRMAZ namı diğer Kıcıkırman (Kemal KAMA'ya göre kıçıkirman) ve bazılarına göre de Çeh (ama kızmak yok) günlerden birgün yeni vitesli bir simson marka motor almış bize hava atıyor. Deduk ona "ola hayde bir Kırıkhan turi atalum" o da haman "hayden benum motorum yenidu hemda denemiş olurum oni" dedi ve camenun ordan fotinos camesine çıkan yola vurduk motorlari. Tabi Mehmet motoru vitesli ya hava atayu bize hızli gideyu ama biraz gitti motorda yeni olduğu içun gaz yemedi vitesi kuçultmek gerekti ama Mehmet vitesi değiştururken debriyaji erken bırakur bırakmaz motor altindan çıkti şimdi motor yeni Mehmet acemi kendini atacak yere kurtaracak ama motora aciyur bu arada gazi kesmek aklinada gelmeyu motor önde Mehmet arkada bir yarişki sormayun. Ama şu bir gerçek Mehmet motora çizuk bile gelmeden kurtardi ama kendisi hışma uğradi.
Motordan anlaturken (Canferun) Hikmet AYAN'un oğli Mustafa'yi anmadan geçemeyeceğum. Şimdi günlerden birgün Mustafa motor kullanmasini oğrenuyu ve Ayan marketun etrafinda (yani yol ile) dolanuyu goya bobasina hava atayu hemda amaci bobasina motor kullanduğuni gösterup bir motor aldurmak neyse konumuza dönelum bir tur iki tur Mustafa galiba aklindan ben bu işi başardum artuk bobama bir laf atayim geçti ki yukardan aşağa inerken Ayan market tarafina döneceği sırada bobasina "bak boba nasil süreyrum" demesiyle yere kavuşmasi bir oldi. Motorun ağzi burni eğrilmiş vaziyette Hikmet emice "hehehe......oğli beyudunda motor süreceksun" demesiyle Mustafa'nun bütün hayalleri suya düşmüş oldi. Bu durumda Mehmet ile Mustafa arasindaki azim farkini da görmiş oldunuz.
Tabi biz bu kadar arkadaş sade motor ile gezmeyuduk hoş. Elbette akşamlari (genellikle her akşam). Bahane ya ders olur güyya toplanuruk ders yapmak içun ama neeeerrrrdddeeee. Neyse günlerden birgün Mehmetlerun evinde toplanduk kalabaluk oturuyuruk Kesemeroğli Ahmet SEVER'un oğli Hüseyin bir konu üzerine tartışıyorlar. Konu konuyu açar ve tartışma Mehmet ile Hüseyin arasinda derinleşir ve öyle bir noktaya gelir ki Hüseyin çok kızar ve ayağa kalkar Mehmete hitaben “kalk git habu evden” bunun üzerine Mehmet da “kimi kimun evinden kovayusun” Hüseyin da derki “burasi İbrahim emicemun evidu kalk …. git.
Motordan konuştuk şimdi sıra bisiklete geldi; Muttelibun Ahmet Cemal AYAN’ın vitesli bir bisikleti var çarşuya onle gider gelur Ayan marketun ordan geçerken selam verur vesaire. Birgün yine çarşıya gitmek üzere hızla Ayan marketun önünden geçerken birda baktuk Ahmet yerlerde sürünüyor. Hep kalktuk ayağa “ola ne oldi sana” derken birda baktuk ki bisikletun ön tekerini tutan maşa kırılmiş. Hepumuz “ola Ahmet sen bir okun istersen herhal sende göz var”.
Bu arada miçomdan bahsetmeden geçmem. Haaaa deyeceksunuz ki miço kimdu Hikmet Selim ŞAHİN (Şahinoğun). Miço ile bigün dersanede Türkçe dersinden kaçtuk ne yapalum deduk eve gitmeğe karar verduk. Motor ile beraber eve gideyuruk şöfor da ben. Kırıkhan’un yerlilerinden bir arkadaşun dükkaninun eğinden geçerken miço bana “aha İdrus’un dükkanı” demeğile kendumizi yerde bulmamuz bir oldi. Şimdi nasil yıkılduğumuzi soracaksunuz. Tabi benum gibi usta birinun düz yolda yıkılmasına şaşırmış olabilursunuz ama arkadaşa bakayım derken önümüzde yan duran traktör römorkunu görememek bir kusur sayılmasa gerek. Neyse yıkulurken benum omzumda römorka takılmış kan revan içinde gömlek yırtılmiş motor yerde aynasi kırilmiş pedali eğrilmiş anlayacağunuz ben kendi halumdan geçtum bobama ne hesap vereceğum oni düşünürken miço oyle bir güleyu neredeyse bayılacak. “Ola” deyurum ona “gulma” o da deyu “bırak beni Allahuni seveyusen”. Benda deyurum ona “ola ne yapacağuk Nihat ŞAHİN’a ne cevap vereceğuk” o hala güleyu. Neyse orada pedali düzelttuk ama ayna kırıldi. Miço dedi yeni ayna alalum takalum oraya. Neyse gittuk yeni ayna almağa alduk taktuk ama baktum ki ayna yeni bobam anlayacak bişe olduğuni miçoya dedum ki “ola ne yapacağuk buni Nihat ŞAHİN yemez” o da bana dediki “ola biraz toprak ataruk üzerine birazda çizeruk oni olur biter” yani yeni alduğumuz aynayi eskileştureceğuk. Bu fikir benum akluma da yatti tabi haman gerekeni yaptuk. Ama sonuçta bobami gene kanduramaduk. Bülbül gibi anlattuk ona. Miço hala bu olayı anlatur ve güleruk.

Dostlar akluma gelduğu kadar yazdum. İnanın daha sonra devam edeceğum.

Not: Başka ekleme yapmak isteyenler lütfen eklesinler.
Kullanıcı avatarı
Coşkun Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 2111
Kayıt: Sal Kas 08, 2005 8:10 am
Konum: Ankara

NE GÜZEL YAZDIN BİR TARİH CANLANDIRDIN..

Mesajgönderen Ahmet Üstünbaş » Prş Haz 25, 2009 4:23 pm

COŞKUN ŞAHİN'in yazdığı bu ilginç

YAŞANMIŞ HİKAYEYİ MUHAKKAK OKUYUNUZ !..

HİKAYEDE İSMİ GEÇENLER VEDE BUNLARIN YAKINLARI

OKUSUNLAR DA, NELER NELER OLDU OKUDUKÇA

GÜLSÜNLER.. HELE MOTORSİKLETT YARIŞLARI VEDE

TAM HAVA ATACAKLARI ZAMAN YIKILIP YARALANMALARI,

AYRICA BİSİKLETİN AYNASININ KIRILMASI,YENİSİNİ ALIP

YENİ OLDUĞU ANLAŞILMASIN DİYE ÇAMURLANMASI...

BU HİKAYEYİ MUHAKKAK OKUYUN.. ÇOK GÜLECEKSİNİZ...


HACI AHMET ÜSTÜNBAŞ (Emekli Maliye Gelir Şefi - Köşe Yazarı)
408 Evler Mahallesi Muhtarı KIRIKHAN - HATAY 26.06.2009
Kullanıcı avatarı
Ahmet Üstünbaş
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 2473
Kayıt: Cmt Haz 20, 2009 1:40 pm
Konum: KIRIKHAN - HATAY


Dön AĞITLARIMIZ - DESTANLARIMIZ VE MAKALELER

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron