DOSTA MEKTUP

[Mustafa Mechul Ayal]

DOSTA MEKTUP

Dostum, aslında bu mektup yıllar önce sana göndermeyi düşündüğüm bir demet çiçeğimdi. Geçmişimizin en mavi günlerini toplamış ve bir buket yapmış , sonrada ruhumun penceresinde saklamıştım, sana bir an önce bu taze çiçekleri göndermeyi düşünüyordum. Lakin derdimin ateşi ve irademin soğukluğu soldurmaya başladı çiçeklerimi artık sen bu kırık dökük ifadelerimi kırık mızrabınla yorumlarsın.
Evet dostum hatırlarmısın sokaklarında sevda,hasret ve özlem kokan çaykarayı, orada geçen mahzun lise yıllarını, kurduğumuz hayallerin tersiyle yediğimiz şefkat tokatlarını şimdi daha iyi anlıyoruz, oradan diyarı gurbete gitmek için verdiğimiz mücadelenin iki mislini şimdi oraya dönebilmek için veriyoruz. Hatırlarmısın hafta sonları köye gitmek üzere sarmaç yokuşlarında yöneldiğimizde alaca karanlıkta akşamüstü yaptığımız sohbetleri, argofağada verdiğimiz mola sırasında baçanda yanan ışıkları seyre dalarken bu günlerin ileride özlenen günler olacağını hiç aklımıza getirmemiştik.
Hatırlarmısın yaylada boğaz çayırında tırban salladığımız günleri , sevdalarımızın birini gömüp birini yeşerttiğimiz çürük çayırı günlerini, onbaşının tiz sesiyle öğle yemeğine durduğumuz ve sohbetimize eşlik eden peynir ,ekmek ve karpuzu , bir daha hiç yemeyecekmişiz gibi yediğimiz günleri.
Ve yine hatırlarmısın mezirede gündüz onca çalışmaya karşı, dinlenmek için yakrop düzünde yatsıya kadar devam eden dinamo yakrop – real oksodi maçlarını,
Artık ne çaykaranın özlem kokan sokakları, ne şahinkayanın yayan yürünen yolları, nede mezirenin maçları ve nede yaylanın çayır kesmeleri kaldı. O gün sonbahar yaprakları gibi savrulan hem bizdik hemde yırtılan takvim yaprakları. Yıllara ve yollara savrulmuştuk. Hani ne oldu büyüdük, kocaman laflar ediyor, en güzel yemekleri yiyor, en kaliteli kalemleri kullanıyoruz ama .....
Varmısın bu talihi değiştirmeye, hep beraber köyde tanerlerin evinde oturalım, koskor murat ve saminin otantik sohbetlerini dinleyelim , mezirede akşama kadar kerendi sallayalım sonra sami,finavas ömer, yakup, sadık, murut yusuf, ilhan top oynama için holo arkasına gidelim. Bir akşam oturalım kazancının ayhan bahçe açsın, güner ve sami ve ömer cezalı olsun, ayhan cezalarını versin, ömer kaçsın, güner sıyrılsın saminin annesi gece 11 de baklava yapsın . yaylada çürük çayırına gidelim keselim onbaşı ot dağıtsın biz taşıyalım.
İstemezmisin dostum,dostlar hasret diyarında dostluklarını ebedileştirsin.

[Ahmet Üstünbaş]

. . . Çok anlamlı bir mektup.. Çocukluk günlerini dile getirmişhin..Aslında sen mechull değil, içimzdwn birisin.. Ne yazık ki, o günleri geri getirmek mümkün değil.. Bir an için filim icabı geri getirdiğimizi varsayalım..Hani gençlik ve çukluk.. Onu geri getirmek mümkün mü ?..

Hey gidi günler hey.. Onlar mazide kaldı.. Aslında bizim garipliğmiz biraz da yaşlanmamıza bağlı.. Yaşlanmayı kabullenemiyoruz.. Tamam mı ?..

Bu mechul mektubu yazan her kim isen sonsuz teşekkür ediyorum.Bana da çocukluğumun o güzel günlerini mektubunla hatırlattın..

Hayat bu işte.. Bir gün gelecek noktalanacak.. Bu yazdıklarımız hatıra kalacak..O zaman bizden sonraya kalanlar, bu hatıraları okuyup duygulanacak vede mutlaka ruhumuza fatihalar okuyacaktır..

Allah imandan, kur'an dan ayırmasın.. Amin....

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Sevgili Muhtarım,
Ben bu mechulun kim olduğunu çok merak etmiştim ve öğrenmek için çok emek sarfetmiştim...Şimdi kim olduğunu biliyorum ama maalesef yakın ilişki henüz kuramadık...Yani mechul olmaya devam ediyor...

[Fatma Ozbilgi]

Muhtesem yazilarini ozledik sevgili mechul artik sende cik piyasaya...