ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

[Adnan Ayaz]

---------Sevgili dostlar,
---Bu bölümde kendime de bir yer ayırarak geçmişten bugüne kadar yazmış olduğum şiir,destan,mani ve benzeri yazılarımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.Arşivimi inceledim ve gördümki bazıları silinmeye yüz tutmuş.Tarih sırasına göre tasnif edip burada sizlere sunacaktım ama olmadı.Yani zamanım ve meşguliyetlerim buna el vermiyor.Hangisine öncelikle rastlarsam onları yayınlamaya çalışacağım.Güzel bir paylaşım olacağını düşünüyorum.Yorum ve düşünceleriniz için her türlü eleştiriye açık olduğumu ifade etmek istiyorum.Hoşgörünüze sığınarak beğenilerinize sunacağım yazılarımı sabırla okuyup hoşça vakit geçireceğinizi umarken,hepinize sağlık,mutluluk ve esenlikler diler sevgi ve saygılarımı sunarım...
---İnşallah en yakın zamanda bu sayfamda sizlerle beraber olacağım.Kalın sağlıcakla...

[İhsan Şahin]

HASTERLE BEKLİYORUZ.
ÇOK MÜKEMMEL BİR DİZİ OLACAĞINDAN ŞÜPHEM YOK...
İNŞALLAH BİR ÇOĞUMUZ ZAT-İ ALİNİZİN ARŞİVİNDEN İLHAM ALACAĞIZ.
ACİZANE TAVSİYEM.ÇAAAAAAAAAAAAAAAAABUK.
EN ESKİLERDEN BAŞLAMAK SURETİYLE...BEKLİYORUZ. ARTIK AĞZIMIZA SÜRÜLEN BU TUTAMDAN SONRA MAZERETLERİN KABUL DEĞİL

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Can dost geç kaldın bile,
DAHA FAZLA BEKLETME

[Adnan Ayaz]

-Değerli dostlarımdan sayın İhsanŞahin ve sayın Muzaffer Altuncu'nun göstermiş oldukları ilgiye teşekkürlerimi arzederek yazmaya başlayacağım.
-Kadim dostum en eskilerinden yaz diyor.Benim de düşüncem öyle idi.Ancak benimle beraber dokuz göç yiyen arşivimin en eskilerini arayıp bulmak hem de bu yoğun işlerimin arasında mümkün değildir.Ayrıca 1983 yılına kadar olanları amatörce bir kitap haline getirmiştim.Sadece 20 adet çoğaltabildim ve bildiğim kadarıyla 19 tanesinin çeşitli yerlerde muhafaza edildiğidir.Bir tanesi malesef bir yangında yok oldu.
-Arşivimi karıştırıp en eskisini bulmak emeklilikte düşündüğüm işlerimdendi.Bugüne kadar bunu beceremediğime göre bundan sonra da becerebileceğimi sanmıyorum.O nedenle en azından bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim.Bu arada beğendiğim ve benim olmayan bazı şiirlere de yer vereceğimi belirtmek isterim.
---17 OCAK 1999--Ahmet Kabaklı'nın köşe yazısından....
---Sayın Ahmet KABAKLI,vaktin değerini gönül matematiğiyle değerlendiren Ayhan İNAL'ın bir şiirine köşesinde yer vermiş ben de o günden beri bir gazete küpüründen sizlere ZAMAN adlı şiiri aktarıyorum.

Başaklar gibi bizi
Biçip gidiyor zaman.
Su gibi ömrümüzü
İçip gidiyor zaman
Şimşekten atlarıyla
Geçip gidiyor zaman
Sessiz kanatlarıyla
Uçup gidiyor zaman.
Bir ürkek ceylan gibi
Kaçıp gidiyor zaman.
Çağları perde perde
Açıp gidiyor zaman.
Sanki durduğu yerde
Göçüp gidiyor zaman.
Silinmez izlerini
Saçıp gidiyor zaman.
Sırası gelenleri
Seçip gidiyor zaman...

[Adnan Ayaz]

-------------GENÇLİĞE ÖZLEM--------------

Selam sana ey gençlik benimdin bir zamanlar,
Geri dönemem artık peşime takıl da gel,
Gençliğin kiymetinden ancak yaşlılar anlar,
Sana çok şeyler verdim yarısını al da gel...

Tomurcuktan filize,yeşeren yapraklardan,
Geçmiş hatıralardan biraz koku al da gel,
Baharı Sonbahara bağlayan sokaklardan,
Geçmek üzere iken,ne kaldıysa bul da gel...

Gözüm arkada kaldı,ey gençlik neredesin?
Kiymetini bilmedim,bir bilene sor da gel,
Bir yol buldum kendimce gidiyorum bilesin,
Sana özlem duydukça zincirleri kır da gel...

Bir fırsattı kaçırdım ileriyi görmeden,
Sakın gülme halime bir tanıdık bul da gel,
"O,ben miyim? diyerek sırtını çevirmeden,
Sarılıp koklaşalım,gönlün razı ol da gel...

Çok mu değiştim bilmem,tanımaz gibi olma?
Kimliğim yanımdadır,seninkini bul da gel,
Benimki de o mudur? Nazlanır gibi sorma,
Uzattım ellerimi sıkı sıkı tut da gel...

Canım yavrum gençliğim! Ayırdı bizi yıllar,
Beraber yaşayalım,yaşlandıkça sen de gel,
Geçmişi düşleyelim canlansın o anılar,
Hedefe doğru giden sahibine dön de gel...

Ey gençlik!Senden bana ne kaldıysa bendedir,
Değişen kılığımın altında saklan da gel,
O senin tazeliğin yaşayan kalblerdedir,
Elinde değil ama,istersen canlan da gel...

Beni senin haline inan döndüremezsin,
Deli dolu olmadan biraz akıllan da gel,
Artık vakit geç oldu bunu sen bilemezsin,
Adresim elindedir vizeni kullan da gel...

Çaykara-25 Nisan 1994
Adnan AYAZ(Zazoğlu)

[İhsan Şahin]

ADAMIN CANINI SKMA YAZSANAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA

[Adnan Ayaz]

-Yaklaşık olarak on onbeş yıla yakındır arşivimde sakladığım bu anlamlı şiiri de beğenilerinize sunuyorum...

------------------Bahadır------------------------

Görmez misin milleti,umut sende,göz sende,
Herkes birşey söyledi,kürsü sende,söz sende,
Ufukta güneş dursun zamana bir düğüm at,
İşte senin altında Fatih'te gördüğüm at,
Kalemini hazırla,kılıcı çekme kından,
Gönülleri fethetmek gaye bu son akından...

Nefer mi istiyorsun,sahralar kadar dolu,
Duada evliyalar,secdede Anadolu.
Anadolu tetikte,Anadolu ayakta,
Diriler kahkahada,ölüler ağlamakta...

DENİLİRSE İNANMA,"DAHA DUR AZ DAHA DUR"
KAYBEDECEK ANIN YOK,ZAMAN HIZLI BAHADIR...

Şimdi dünya avcunda,nefes alsan duyan var,
Yazık!.. Batan gemide yan gelip uyuyan var.
Uzay gemilerini fezada yürüt artık,
Sana dar bu hudutlar,hedefi büyüt artık.
Her damla yaş bir dua,her dua binbir füze,
Beklenen hesaplaşma,geldik işte yüzyüze...

Yarın belki yok yiğit,sanki bu an son andır,
Zaferi umuyorsan hem inan,hem inandır.
Biz ki; çağlara mühür vuran nesillerdeniz,
İstanbul'da sur söyler,Çanakkale'da deniz.

NE MADALYA,NE ÜNVAN,HESAP SIRF ALLAH'ADIR.
SIRTINA DÜNYA KONSA ŞİKAYET YOK BAHADIR...

Anlayacaksın beni tarihi düşününce,
Davan kadar büyüksün,hedefin kadar yüce,
Borcun var bu vatana,hem kan hem de ter borcu,
Bahadır,belki yarın bu toprak ister borcu.

Şükür gerek bedenin her bir azası için.
Doğrul be BAHADIR'ım,ALLAH rızası için.

KARANLIĞI TÜKETTİK,YÖNÜMÜZ SABAHADIR.
BİR KEMENT AT GÜNEŞE,ÇABUK GETİR BAHADIR.

Ahmet Mahir Pekşen

[Adnan Ayaz]

-Trabzon ili Of ilçesi Sıraağaç(Çalek)köyündeki Ortaokulda görev yaptığım dönemlerdi.Ordu ilinden geleli yaklaşık dört yıl olmuştu.Görevde yedinci yılımı çalışıyordum.Köy yerinde olduğum için sosyal çevresi dar olan bir yerde özellikle hafta sonlarımı yalnız geçiriyordum.Bu zaman zarfında beni ziyarete gelebilenlerden dayımın oğlu Turgut İbrahimağaoğlu'nu hatırlıyorum.Gençlik yıllarımızı beraber geçirdiğimiz arkadaşlarımdan malesef ziyaretime gelen pek olmadı.Bu durum karşısında bir gün elime kağıt kalem alarak bir kaç dosta aşağıdaki dörtlükleri yazarak Çaykara'ya postalamıştım.Hikaye bundan ibarettir.Herkes kendine düşen payı kadarını alsın istedim...

-------DİKKAT EYLE ZEVALİ----------

Yıllar gelup geçeyur
Bilmem kim ne edeyur
Gençluk geçup gideyur
Oturup konuşmali

Ayrılığa çare yok
Ayrılanın derdi çok
Oku da cebune sok
Haksuzi susturmali

Beklenur musafirler
Elbet bir gün gelurler
Size çok teşekkürler
Gelenle oturmali

Eskiler bir hatıra
Herşey sıhmaz satıra
Dostluk indi sufura
Dereceyi kırmali

Koskoca adam oldun
Yalnuzlukta ne buldun
Ayrı kaldun kurtuldun
Zincire mi vurmali

Yorum yok durma oku
Olmişum sanki kuku
Yapılmalı bir sorgu
İfaden alınmali

Fedekarluk kaç para
Sözlüğe bak da ara
Yaz oni bir kenara
Faizini almali

Sanki antika oldun
Ayrılıkta ne buldun
Kayıplara kariştun
Adreslerden sormali

Yolun düşmez bir yere
Zamanun yok boş yere
Sakın gelma bir kere
Baklava mi yapmali

Kalmadi maneviyat
Para yok düşti fiyat
Aldi sana bir inat
Birkaç değnek vurmali

Gelip dönmek ne tutar?
Yığıldı bütün suçlar
İyi değil sonuçlar
Kulaktan kivirmali

Sorma bana künyemi
Kalmadı dostluk demi
Hazırladım gündemi
İlki idam olmali

Ağır suçladım seni
Seni şeytan üçgeni
Sanki evlendun yeni
Muhtardan mı sormali

Oldun sağtaro kada
Göz diktun saltanata
Zaten bendedur hata
Bir fare mi olmali?

Zam geldi ehbapluğa
Kimse girmez kuyruğa
Yerleştun bir koltuğa
Yanuna mi varmali?

Geldun da git mi deduk?
Kapı mı kilitleduk?
Az mı işler bitleduk
Döküp karıştırmali

Yalnuz kal,hak ver bana
Gidi muskaromana
Daha güvenmem sana
Vicdana tanışmali

Kalbumi zedeledun
Eyiluk mi eyledun?
Beni kaç yıl beklettun
Artık hesap tutmali

Söz ver gelup alayım
Ben her dosta hastayım
Bulunur sıcak çayım
Yanında muhlamali

Okudukça gülersun
Güya gelmek istersun
Kararda ikilersun
Erkek sözde durmali

Dokundum sana biraz
Almasun sana maraz
Alursun birkaç viraj
Arabalar kornali

Fazla uzak değilum
Kapiya kadar yolum
Bulunur birkaç pulum
Dönüşte aktarmali

Aradık aranmadık
Gene de yaranmadık
Okadar da olmaduk
Bir karara varmali

Kurulmali bir sohbet
Dem almali muhabbet
Eski günlere rağbet
Sağ iken olmamali

Toplanun üçer beşer
Gelun bakun ne eder
Belli değil kim gider
Sonra ARAMAMALİ...

3 TEMMUZ 1985
Sıraağaç köyü-Of
Adnan AYAZ(Zazoğlu)

[Adnan Ayaz]

---Yıl 1987,Değerli dayım Bayram İbrahimağaoğlu'na görev yeri Şanlıurfa ilinde iken yazdığım dörtlüklerle sizleri başbaşa bırakıyorum.
-------------------------------------------------------------
Her işte var bir hayır
Mevlam sen bizi kayır
Günler gelup geçeyur
Ayriyuk birbirinden...

Gece saat oldi bir
Günler geçeyur bir bir
Kim dedi giden gelir
Ebedi seferinden...

Hep yollar çatallaşti
Yeğenun fenalaşti
Kağıtlarla anlaşti
Yazayur kederinden...

Özlem bitirdi beni
Göresim geldi seni
Ayirmiştum hisseni
Hatıra defterinden...

Okudukça ağlarım
Eskiyi hatırlarım
Çok fazla gariplandum
Öpseydum ellerunden...

Kariştuk gazellere
Kıskanduk hep ellere
Düştük ayrı illere
Of çekeruk derinden...

En büyük varluğumsun
Moralumsun canumsun
Gurbet elde garipsun
Tutsdaydum ellerunden...

Seslen bana uzaktan
Bağir yeğenum Adnan
Seni severum candan
Yaram vardur derinden...

Engeller var arada
Ayriluk var kurada
Sen orda ben burada
Doymaduk birbirinden...

Kader ayirdi bizi
Mahvetti ikimizi
Dinleruk sesimizi
Teyiplerun dilinden...

Boyun eğduk her şeye
Çekilduk bir köşeye
Hasret kaldum neşeye
Yaş gitmez gözlerumden...

Sensiz yoktur huzurum
Hiç eyi değil durum
Kafamda binbir yorum
Habersuzum kendumden...

Sevmeye doyamadum
Bunaldun duyamadum
Bir yama olamadum
Geçmiş olsun şimdiden...

Seni unutmak bir suç
Bunu düşünmek çok güç
Yaşım oldi otuzüç
Hep senunleyum dünden...

Çocukluğum seninle
Geçti Kaban'da bile
Yaylada kimin ile
Gezduk tozduk gönülden...

Aldi bana bir efkar
Yeşillendikçe dağlar
Şenlenecek yaylalar
Bir ay sonra yeniden...

Kimler vardı kimler var
Şenlendi bir bir komlar
Çıkımda yolculuklar
Güzeldur birbirinden...

Hasretiz hepisine
Siğirlarun sesine
Yolculuk hevesine
Hazirlansak şimdiden...

Hiç bitmez yazduklarum
Çoktur yazacaklarum
Hep candan kucaklarum
Şimdilik bitirirken...

Hasretiz her mevsime
Memlekette her güne
Hiç değilse bu sene
Sohbetleşsek birlikken...

Nisan 1987,Of-Sıraağaç(Çalek) köyü
Adnan AYAZ(Zazoğlu)

[Adnan Ayaz]

-Özellikle çocukluk ve gençlik yıllarını orada geçirenlerin her yıl özlemini çektiği güzel Kuşmer'im için kimler neler yazmadı ki...............................

------------HATIRALAR YAYLASI--------------------

Haziranda şenlenir ekim ayına kadar
İlk zamanlar yeşildir iki üç hafta kadar
Çok soğuktur suları eksi yirmiye kadar
Gezilip görülmeye değer güzelim KUŞMER...

Çok geniştir sahası,üçyüz haneli kadar
Evleri muntazamdır üç dört odalı kadar
Sokakları temizdir yıkanmış halı kadar
Turistik bir beldeye benzer güzelim KUŞMER...

Ulaşım sorunu yok her gün vasıtası var
Eski zamandan kalma üç beş yer obası var
Genelde birçokları evinde tezek yakar
Özlem duyan herkesi yakar güzelim KUŞMER...

Sevilir dört bir yanı güneşli havası var
Koyunu kuzusuyla güzel manzarası var
Kırlardan eksilmeyen sarı papatyası var
Dağlarında kekliği öter güzelim KUŞMER...

Halkına hizmet veren iki üç dükkanı var
Akşam sohbetleriyle insana neşe katar
Özlemi bir kat daha artar geçtikçe yıllar
İnsanı kendisine çeker güzelim KUŞMER...

Komarlık'ı Kemer'i bir garip Çatma'sı var
Sıcak suları ile bir Kuzu kayası var
Tapusuyla beraber "özel haritası" var
Dostların dertleştiği yerdir güzelim KUŞMER...

Sohbetlere renk katan birçok hatırası var
Özel peyniri ile hastaya şifası var
Dünyada görülmemiş derede "alası" var
Göreni kendisine bağlar güzelim KUŞMER...

Temmuz Ağustos ayı,bir başka havası var
Yediden yetmişine ortak bir davası var
Yemyeşil vadisinde bir "ÇURUK ORTASI" var
Eski gelenekleri yaşar güzelim KUŞMER...

Çayır biçme işinde ortak imecesi var
Eşitçe bölüşülür akşam kuruyan otlar
Gençler yorgunluğunu akşam üzeri atar
Kemençe havasıyla çağlar güzelim KUŞMER...

Kuşmer'i "BEYLER " aldı bize kaldı yadigar
Onunla gururludur tüm ŞAHİNKAYALILAR
Çaykara'yı Bayburt'a bağlayan yolları var
Soğanlı'nın bağrında "YATAR GÜZELİM KUŞMER"....................

20 Nisan l994-Çaykara
Adnan Ayaz(Zazoğlu)

[Adnan Ayaz]

-Anılarla dolu yaylamızda "Kuşmer Şenliklerinin" başlatılması amacıyla memleketten uzakta olanlara şenlikle ilgili görüş belirtmelerini birer mektupla isteyerek aşağıda bulacağınız şiirimi de göndermiştim.Teklifim hemen herkes tarafından kabul edilerek kurulan komite sayesinde aynı yıl şenliklere "Palestallarda" başlamış olduk.Selam olsun o günlere.Ölenlerimize Allah'tan rahmet ,sağ olanlara sağlık ve mutluluk dolu nice şenlikli ve huzurlu yıllar dilerim...

-----------DOSTLUKLARA ÖZLEMİM-------------

Eski dostlardan kalan bendeki fotoğrafa
Baktıkça hüzünlenip ağlamak istiyorum...

Yalnızlık çemberinde eriyorum gitgide
Eski dost kokusunu koklamak istiyorum...

Gelenlere gönülden söyledikçe merhaba
Tanımayıp geçeni suçlamak istiyorum...

Dostların telefonu süs gibi bir masada
Numarası yok bende aramak istiyorum...

Sesleri çatallaşmış,ak düşmüş saçlarına
Dostlarımla yakından konuşmak istiyorum...

Geçiyor aylar yıllar,değişiyor kılıklar
Gözlerim bozulmadan bir bakmak istiyorum...

Bir mekan belirlensin olalım bir arada
Geçmiş hatıraları yoklamak istiyorum...

Bitmeyen çilelerle varıyoruz hedefe
Boşa geçen zamanı durdurmak istiyorum...

Bu yaşam kavgasının kapıldık pençesine
Tutmayan hesapları tutturmak istiyorum...

Yokluk içinde özlem çekiyoruz mecburen
Ağır gelen yükleri kaldırmak istiyorum...

Etrafıma baktıkça gözlerim yaşarıyor
Yalnızlık korkusundan hep kaçmak istiyorum...

Birlik beraberliğin bilinmeli değeri
Yeşeren dostluklara katılmak istiyorum...

Her yıl YAYLA ÖZLEMİ sürüklüyor peşinden
KUŞMER'e tüm dostları toplamak istiyorum...

Karara bağlayalım buluşma tarihini
Kuşmer'deki BAYRAMI kutlamak istiyorum...

Eski dostlar toplanıp kenetlensin bir daha
Kemençe havasıyla oynamak istiyorum...

Kutlama komitesi şimdiden belirlensin
Erkenden hazırlığa başlamak istiyorum...

Alınan kararları dostlarım imzalasın
İmzası olmayandan bir parmak istiyorum...

Ziyaretler sınırlı mektuplar aracımız
Dostlarıma bir selam yollamak istiyorum...

Fazla şey istemedim,öyle zannediyorum
Eğer yanlışım varsa affolmak istiyorum...

Gurbette dostlarıma selam ve saygılarla
Böylece satırları bağlamak istiyorum...

Şahinkaya Köyü-Çaykara/OCAK 1993
Adnan Ayaz(ZAZOĞLU)

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Nihayet arşivlerde çürümeye yüz tutan harika şiirlerin günyüzüne çıkmıştır.
Şiirlerinin yüzü güldü,anlyorsun değil mi ?
Bir de okunsalar daha güzel olacak.
Biz okuyalım,bizi mahrum etme.

Devamı geleceğinden eminim.

[Adnan Ayaz]

---Bir zamanlar ben de sevgili Muzaffer hocam kadar değilsede Trabzonspor fanatiğiydim.Okadar ki öğrencilerim pazartesi günlerini bazan hiç sevmezlerdi.Trabzonspor galip geldiği zaman bayram ederlerdi.Baktım bu iş böyle olmayacak,yenilgiyi de hazmetmek gerekir düşüncesiyle aşırı fanatik olmaktan vazgeçtim.Kendimi her ortama hazırlamak için epey sıkıntı çektim ve sonunda ister istemez alıştım.Ne de olsa galip gelmek hep arzu ettiğimiz sonuç olsa da sporda oyun dışı oynanan bazı oyunlar beni taraftar olmaktan soğuttu malesef...
---Yani şimdi sen taraftar değil misin diye sormazsınız herhalde?İster istemez yine de taraftarım.Ne kadar taraftar olduğumu özellikle sayın Muzaffer hocamın yazdığım şiiri okuması için yazıyorum ve eski bir fanatiğin belleğinde yine Bordo mavili birisi olarak kalacağımı ifade etmek istiyorum bilmem becerebildim mi?
---O tarihte cimbom Almanyada Werder Bremenle karşılaşacaktı.O maç öncesi Trabzonda da bizimle lig maçı vardı.Şöyle bir demeçleri olmuştu:Biz Trabzon'a Werder Bremen provası için gidiyoruz.Aynen öyle oldu,geldiler provalarını yaptılar ve boylarının ölçülerini alarak Avni Aker'den ayrıldılar.Hatırlarsanız o yıllarda maçları yönetecek hakemler torbadan kur'a ile çekiliyordu...
---O gün yani maçın oynandığı gün,dersim vardı ve 1-0 galip iken derse girdim ama aklım hep maçtaydı.Dersten çıktığımda maçı yanlış hatırlamıyorsam 2-1 kazanmıştık.Okuldan ayrılmadan önce aşağıdaki şiiri yazarak ve de fotokopi yoluyla çoğaltarak kendimize ait olan dükkana "KUŞMER GIDA PAZARI"na döndüm.Gelenlere okuması için yazdığım şiiri verdim.Okuyan tebrik etti ve özellikle Karaçamlılar birer adet almak için kuyruğa girdiler.Aralarında ve en başta sayın hacı Abdullah Hacımüftüoğlu(Şoför) vardı.Şiiri alan gidiyor ve Karaçam durağından bir yenisi geliyordu.Eline kağıtı alan ,hocam borcumuz kaç para diye sormayı da ihmal etmiyordu...Böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmemişti.Karşılıklı teşekkür ederek ayrılıyorduk.Bizim emeğimizin karşılığı bugüne kadar böyle oldu.Bundan sonra da böyle olur diye düşünüyorum...
---Selam olsun o günlere,o güzelliklere ve o birlikteliklere.Selam olsun birliğimize ve gönülden sevenlerimize.

[Adnan Ayaz]

--------KARADENİZ FIRTINASI--------------

Şanlı zaferlerinle yazıldın tarihlere
Bordo Mavi bayrağım imza attın göklere
Coştunuz coşturdunuz sırtınız gelmez yere
KARADENİZ RÜZGARI ESTİKÇE KORK İSTANBUL.

Gurbet köşelerinden gönül bahçelerinden
Gururla yaşıyoruz Bordo Mavi renginden
Dünya karması olsa,değil senin denginden
GELİYOR KARADENİZ,YIKIL YOK OL İSTANBUL.

Galibiyet ardından sarıldık bayraklara
Dünyanın dört yanından döküldük sokaklara
Futbolun fatihleri helal bu UŞAKLARA
KARADENİZ FIRTINA ! ARTIK DEFOL İSTANBUL.

Hep türlü oyunlarla hedefte ANADOLU
Yaralıdır İstanbul,kırık kanadı kolu
Cimbom ile Fenerin finalde kesik yolu
Hastalandı Kartalın tedavi ol İstanbul.

Hedefe gidiyoruz asıl ve yedeklerle
Petra,Olsen,İsmail,Kemal gibi beklerle
Yakında zirvedeyiz atılacak gollerle
Artık sen tökezledin bir çare bul İstanbul.

Nefistir çalımları Mehmet,Ogün,Şeyhmuz'un
Cimboma azdır bile TRABZON'da böyle bozgun
Geçmiş olsun Denizli,yediniz yine vurgun
YİNE BULUŞACAĞIZ,TEDBİRLİ OL İSTANBUL.

TRABZON'umun fatihi ÜNAL bilenmiş bıçak
Turgut,Hami,Orhan'ı hanginiz durduracak ?
Hamdi'nin şutlarından fileler sallanacak
"EN BÜYÜK TRABZONSPOR",ağlama gül,İstanbul.

Her zaman yanındadır vefakar taraftarı
Bunun adı Urbain,güçlüdür silahları
Soner,Abdullah,Cizyo ;KALE'dir BORDO MAVİ
Daha çok rövanşlara sen hazır ol İstanbul.

Başkan SADRİ ŞENER'le daha nice zafere
Unutulmasın Levent,bekçidir filelere
Selam BORDO MAVİ'den bütün yeşil çimlere
Devlerine bedeldir bizim ÜNAL,İstanbul.

Yıkıldı saltanatın geçmiş olsun İstanbul
Kalmadı artık tadın geçmiş olsun İstanbul
Nihayet "torbalandın" geçmiş olsun İstanbul
Geliyor BORDO MAVİ çekil toz ol İstanbul

Hayırlı olsun Cimbom,Werder Bremen provası
İşinize gelmedi hakemlerin torbası
ÇOK FAZLA ACITTI MI "KARADENİZ OLTASI" ?
Dileriz Almanyada FİNALİST OL İSTANBUL...

26 ŞUBAT 1992
Çaykara İmam-Hatip Lisesi Öğretmenler odasında
Adnan AYAZ(ZAZOĞLU)

[Adnan Ayaz]

---20 Ekim 1987,Trabzon Fatih mahallesi Kanarya sokak 12 nolu evin 1.katında ikamet etmekte olan Hasan Şahin'in(Kavazoğlu) evindeydik.O gece orada toplanmıştık.Değerli dayım Bayram Turan'ı ertesi gün görev yeri olan Sinop'a yolcu etmek üzere bir gece de olsa bir arada olmak ve sohbetleşmek üzere buluşmuştuk.Sohbet bitmiş saat 03.00 olmuştu.Kağıt ve kalemimi alarak o geceyi,kişileri ,hal ehvalimizi aşağıda olduğu gibi izah etmeye çalıştım.Gelecekte de tüm günlerimizin ve gecelerimizin böyle şen ve mutlu olması dileğimle yazmıştım...

Akraba-i tağlükat
Toplandık olduk irgat
Aşçi çorbaya su kat
Gelduk uzak yerlerden.

Yerumuz eyi rahat
Üçe gelmiştur saat
Uykuya daldi erat
Adnan yazar bezmeden.

Kimler yok idi burda
Kimse kalmadi Şurda
Toplanduk bir uğurda
Bayram içun erkenden.

Trabzon Fatih mahlesi
Hasan Şahin hanesi
Bir Çarşamba gecesi
Şenlendi akşam birden.

Çok oldu gelen giden
Çaykara Of Rizeden
İştirak oldi eden
Trabzonun içlerinden.

Kısa sohbetten sonra
Kuruldu hemen sofra
Hiç bakmayun kusura
Bahsedilmezse sizden.

Biraz yavan olacak
Bu sayfalar dolacak
Bir hatıra kalacak
Geleceğe şimdiden.

Selam okuyanlara
Bizi anlayanlara
Çok araduk bir ara
Sedati merkezinden(S.İbrahimağaoğlu)

Aklumda isimleri
Yazayim gelenleri
En evvela içeri
Adnan girdi erkenden.

Beraberinde eşi
Oğli Mehmet er kişi(4 yaşındaydı)
Toplamlari üç kişi
Sayilduk ğelekeden.

Dayım da geldi erken
Yaninda Bülent,yengem
Sait,Muhammet derken(Şahin)
Dokuz olduk şimdiden.

On olmişti konuklar
Geride daha çok var
Muhammet şafleyalar
Kamali mahlesinden.

Az sora kapi çaldi
Gelen Sadik Uysaldi
Hanumi kızı vardı
Onüç olmiştuk birden.

Yemeğun peşi sıra
Başlamiştuk gırgıra
Onalti musafira
Varduk Kamil Şahinden(Kendisi,hanımı ve yeğeni .Kamil hatırlarsa hangi yeğenidir,yazsın lütfen.)

Üçte onlar gelmişti
Oda çoktan dolmişti
Evi çok zor bulmişti
Turgut geldi Rizeden(T.İbrahimağaoğlu)

Hoşbeş merhaba deduk
Gelecek var mi sorduk
Daha yeni oturduk
Muhittin geldi yekten(İbrahimağaoğlu)

Telefonda araduk
Sedati bulamaduk
Eve da soramaduk
Tekrar araduk geçten.

Dediler gitti Ofa
Deduk çekmiştur kafa
Katilmaz PARAGAFA
Dönmezse seferinden.

Bayram sabredemedi
Kamile hayde dedi
Gece saat onbirdi
Geldiler üçi birden.

Sedat girdi içeri
Kizarmişti gözleri
Titreyudi dizleri
Şifa buldi Rizeden.

Yenge ve Hasan beyler
Güzel hizmet ettiler
Madalya hakettiler
Ama,teşekkür benden.

Ya nasip böyle sohbet
Ne niyet neye kismet
Şurlilar bir cemiyet
Kurdiler üşenmeden.

Neler konuştuk neler
Tazelendi eskiler
Çok değişuk kişiler
Bahsettuk Türkiye'den.

Dağilduk sağa sola
Düştük hep ayri yola
Senede bir ay mola
Verilur izinlerden.

Görişur ayriluruz
Göreve sariluruz
İnşallah buluşuruz
Temennim yine tezden.

Bu gece deduk güldük
Biraz da moral bulduk
Sanmayun ki kurtulduk
Bize düşen görevden.

Akil bulunmaz varluk
Almasun size darluk
Yaklaşti eğtiyarluk
Ne haber son seferden.

Azuklar hazirlansun
Yedekte hazir kalsun
ALLAH hayirli yapsun
Hepumuzi cümleden.

Sabah saatun dördi
Herkes bir rüya gördi
Adnan kendine sordi
Bunlar ne ister senden.

Okudukça analum
Dostlari arayalum
Her an birluk olalum
Kuvvet doğar birlukten.

Aranur geçmiş günler
Gelmez geri bu günler
Herkese teşekkürler
Olsun cani gönülden.

Dayım uğurlar olsun
Sinopa selam olsun
Zaman zaman sorulsun
Bizler gidup gelenden
Allah'ım ayırmasun
Sevilup sevilenden............................

20-21 Ekim 1987 Trabzon
Adnan ayaz(Zazoğlu)