ISMAIL AYANIN SIIRLERI..

Üyelerimizin yazdığı şiirleri bu bölümde toplayalım mı? Ne duruyorsunuz!.. Kaleme sarılma zamanı gelmiştir...

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Adnan Ayaz

ISMAIL AYANIN SIIRLERI..

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:03 pm

KENDİME ÖĞÜT

Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal ...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:04 pm

Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:06 pm

YÜZLERİN VE GÖZLERİN RENKLERİ FARKLI FARKLI OLSADA AKAN GÖZ YAŞLARIN RENGİ HEP AYNIDIR............BAKTINIZMI_?

Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla birşeyler atan bir adama rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını fark eder.

“Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsunuz?” diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden ki?i “yaşamaları için” yanıtını verir.

Adam bu defa “iyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmanıza imkan yok. Sizin bunları atmanız neyi değiştirecek ki?” der.

Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi, “bak onun için çok şey değişti” karşılığını verir.

Hiçbirimiz herkesin hayatını değiştiremeyiz, ama en azından bir kişinin, yalnızca bir kişinin biz var olduğumuz için daha iyi halde yaşamasını sağlayabiliriz.



ŞİMDİYE KADAR İNANDIKLARINIZA İNANMAYA DEVAM EDERSEİNİZ,ŞİMDİYE KADAR NE ELDE ETTİYSENİZ ONU ELDE EDERSİNİZ
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:07 pm

Dualarım sebep olsun vuslatıma
Yalvarırım gönlümü rahata erdir
Kabul eyle dualarımı
Yüreğimi sevindir
Dol muhabbetinle sineme
Ayrılmayayım senden bir an bir saniye
Varlığıyla var olduğum
Sevgisiyle sonsuz huzur bulduğum..RABBİM..m.s
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:09 pm

Annesi dün Hasan a
“Melek Yavrum!” diyordu.
İşitince bu sözü
Oğlu merak etti, sordu.:

-Melek yavrum ne demek?
Doğrusu anlamadım.
Melek kanatlı olur:
Hani benim kanadım?

Cevap verdi annesi:
-İki yavrum daha vardı,
Onlar kanatlanarak
Elimden uçmuşlardı.

Hepsi yalnız bıraktı,
Bu talihsiz kadını,
Bari sen uçma diye
Kopardım kanadını!
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:10 pm

Ağustos 2007 10:00

Aşkın bir adı hüzün ise, öbür adı mutluluktur.
yarısı zorluksa, diğer yarısı rahat bir soluktur.
birgün yüreğin kanadığında, biri ağlar ise,
"O" gerçek dostundur.
dostlarınla öyle yaşaki,
düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın.
düşmanlarınla öyle yaşaki,
dost olduğunda yüzün kızarmasın...

Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç,
bir tohumla başlar.
en uzun yolculuklar bir adımla başlar.
gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar.
değer verdiğin insan sana değer vermiyorsa,
bırak kendi değeriyle kalsın.
lüzumsuz şeylerin peşinden koşan, lüzumlu şeyleri kaçırır.
Gül'ü öyle sevmelisin ki,
soranlara "dikeni yok" diyebilmelisin...

Dal rüzgarı affetmiştir, ama kırılmıştır bir kere,
insanları çılgına çeviren şey, bugünün deneyimi değil,
dün olan herşey için pişmanlık duymak,
ve yarının getireceklerinden korku duymaktır.
geldiğin zaman boşlukları dolduran değil,
gittiğin zaman yeri dolduramıyan ol.
dostlar ırmak gibidir, kimi zaman suyu az, kimileyin çok...
kiminde elerin ıslanır yalnızca,
kiminde ruhun yıkanır boydan boya...,

Hayatın en güzel anı herşeyden vazgeçtiğimiz zaman,
sizi hayata bağlayan biri olduğunu düşündüğünüz andır.
karamsar olmak zor değil,
zor olan çılgın bir fırtınadan sonra,
gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir....
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:12 pm

Mahallemdeki Akşamlar İçin

Kımıldanır mahallemin daralan ruhu
Basma perdelerimde gün batarken
Atıp saatler süren uykusunu
Odama uzanır akasyam pencereden
Kırmızı uzak damlarda bir serinleme
Uyanır gündüz uykusundan evler
Kapılarda işleri ellerinde
Kadınlar giyinip kocalarını bekler
iyi insanların ruhudur yakınlaşır
Takunya sesleri gelir evlerden
Yalnız bu dem rahat bir dünya taşır
Bin mihnet dolu kafasında yorgun beden
Her şeyin geliş saatidir akşam
Mahallede ömürler akşamüstü başlar
Hepsi burda buluşmaya gelir akşam
Başka dünyalardan ayaklar, başlar..
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:13 pm

Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...

Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı...

Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...

Dost dediğin; fanatik olmalı;

Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.

Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,

Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
Ama hepsinden daha çok;

Dost matematiksel olmali;

Sevinci çarpmalı...

Üzüntüyü bölmeli...

Geçmişi çıkarmalı...

Yarını toplamalıi...

Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...

Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...

İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:14 pm

Bir dost arıyorum.
Gerçek bir dost.
bir dost bir de post
yeter bana bu ikisi.
yakışıyor biribirine sanki ikizi
Dünya malı dünyada kalır.
her şey fani
yani...... hani diyorum ki
mükemmel bir dostum olsa
şöyle içime sindirerek koklasam
öpsem sarılsam
can dostum olsa
her bişeyini paylaşsa
sırlarımı anlatabilsem ona
özlensem onun tarafından
açık yürekli olsa
saatlerce konuşsam
sıcacık biri
yokluğunda özlesem
Dert ortağım olsa
yanlızlığımı paylaşsa
seni özlüyorum diyen birisi
her bir şeyi konuşsak
Her şeyi paylaşsak
yanıltmasa beni
sonuna dek
hatalarımla
günahımla
sevabımla
anlasa
Yalnızlık hissetmezdim o zaman
yalnız kalmazdım onunla
Bir dost arıyorum
gerçek bir dost
konuşsa benimle
açık-seçik
korkmadan
güvense bana
benim ona güvendiğim kadar
Bir kartal kadar haşin
bir maymun kadar şaklaban
bir ceylan kadar narin
doğruları olsa
Gerçekçi olsa
yanıltmasa beni
Kandırmasa
içten olsa
sevecen
sempatik
sevdalı olsa
özlemden anlasa
birisi olsa
gözleri konuşsa
gözleriyle anlatsa
yaşadığımı hissettirse bana
yüreğinden verse bana sevgisini
en içerden en köşeden olsa
paylaşırım dese
bir dostum olsa
Benliğimdekini paylaşsa
Dost olsa
Ama gerçek bir dost....
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:15 pm

İSTİKBAL MARŞI

> Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
> Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
> O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
> Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!
>
> Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
> Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
> Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
> Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!
>
> Ben ezelden beri aç yaşadım,aç yaşarım!
> Hangi hükümet beni kurtaracakmış,şaşarım!
> Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
> Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!
>
> Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
> Benim .ceğiz, .cağız diyen bir hükümetim var!
> Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
> 'Avrupa Birliği' denen tekdişi kalmış canavar!
>
> Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
> İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
> Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,
> Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!
>
> Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!
> Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
> Gözleri açık yatır seni kurtaran ATANI,
> Satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!
>
> Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
> Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
> Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!
> On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!
>
> Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
> Yediginiz herzelere başka ne demeli!
> Oyuverin altını iyice sallansın temeli,
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:17 pm

Yıl
2020
kızım 18,
ben 47 yaşındayım...
'Baba bizim bayrağımızda sizin zamanınızda
Ay-yıldız varmış neden
şimdi
haç işareti ve anlamını bilmediğim renkler var?

2 arkadaş okulda tavan arasında eski
bir atlas bulmuştuk, o atlasta
gördük daha önce Edirne'den Kars'a kadar Türkiye
toprağı imiş, şimdi neden

o
haritanın 1/5'ine Türkiye diyoruz?

Eskiden her mahallede 1–2 cami varken,
şimdi neden her ilde bir cami

var, dedem bahsetmişti daha önce ezan denen bir şey
varmış, günde 5 defa

camilerden okunurmuş şimdi bu çan sesleri ne baba?

Filistinlilerin zamanında topraklarını
parça parça satarak İsrail'in

kurulmasına sebep olduklarını hiç mi bir yerde
okumadınız da, topraklarımızı

sattırıp
şimdi bu ufacık alana bizi hapsettiniz? Siz atalarınızdan böyle mi
aldınız bu toprakları?
emaneti böyle mi korudunuz? Günden güne topraklarımız satılırken siz
uyuyor muydunuz baba?
Baba küçükken herkesin beni Ayşegül diye çağırdığını hatırlar gibiyim
şimdi neden bana Angel diyorlar, beni kulağıma
Angel ismini ezanla sen mi
SÖYLEDİN?
Bizim evin önünden tanklarla geçen Amerikan askerleri kim baba? Her
gün bize hakaret ederek ve sizi her gördükleri ye! rde coplayarak
demokrasi! mi getirdiler
baba? Bize okulda demokrasinin tanımını daha farklı öğretiler sanki
Elime geçen gün bir kitap geçti baba, senin gençliğinden kalan. Biz
Ankara'ya taşınmazdan önce memleketimizin ismi Gaziantep'miş ve 6317
şehit vererek 'Gazi' lik ünvanını kazanmış. Neden şimdi oraya kürdistan
diyorlar baba. Baba hani sizlere kürtlerle
Türkler kardeştir demişler, peki kardeşlerim neden bizi öldürüp ülkemizde

ayrı
devlet kurdular.


Baba o kitapta Atatürk diye birinden de bahsetmişti. O her kimse
1933'te Bursa'da bir nutuk vermiş, ben şimdi bile ne kastettiğini
anlayabiliyorken, sizin gençliğiniz
bu kadar mı cahildi de o uyarıları dikkate almadınız?

Şimdiki kürdistan toprağında yer alan Süleymaniye'de askerimizin başına
çuval
geçirmişler ve sen o dönemde gençtin, hiç mi kanın donmadı baba? Neden
hesap
sormadınız? Bunları görmezden gelen yöneticilerinize?


O az önce bahsettiğim Atatürk size bir hitabe yazmış ve sizi hain
yöneticilere ve uşaklara karşı uyarmış ve hitabenin sonunda da 'Muhtaç
olduğun kudret damarlarındaki
asil kanda mevcuttur' demiş. Baba kanınız o kadar bozuk mu ki ülkemizi
bu hale getirenlerin yakasına yapışmadınız ?

Baba Türkiyeli ne demek? Biz Türk çocuğu değil miyiz? Soyumuz belli
değil mi bizim?
O kitapta okumuştum 'Ne mutlu Türküm diyene' yazıyordu. Peki, baba ben neden
mutlu değilim? Türküm demek suçsa ve kötü bir şeyse siz eskiden neden
söylerdiniz?

Baba biz Kurtuluş Savaşı denen bir şey yaşamışız. Kitaba göre
dünyanın gördüğü en
şanlı savaşmış ve o savaşta 4 milyon şehit vermişiz. Madem bu vatandan
bu kadar kolay
vazgeçecektiniz de neden o kadar şehit verdiniz?

Hiç mi kitap okumadınız? Hiç mi sizi uyaran olmadı, hiç mi
göremediniz ülkemizin peşkeş
çekildiğini? eğer farkında olduysanız ve duygusuzca evinizde
oturduysanız sizin
o hainlerden ne farkınız kaldı? Allah'ın huzuruna hangi yüzle
çıkacaksınız baba. 'Vatan
sevgisi imandandır' diye bir hadis varken hadi diyelim ki
Türklüğünüzden vazgeçtiniz
bari İslam'ın emrine uysaydınız.

Senin eski cd'lerden dinledim baba, bizim de bir İstiklal Marşı'mız
varmış. O marşı yanlızca
körü körüne mi ezberlediniz? Atalarımız sizi her fırsatta uyarmış,
demiş ki 'Ey Türk titre ve kendine dön'. Baba ne zaman
titreyeceksiniz? Ankara'yı da kaybettikten sonra mı? Bundan
13 yıl önce titremediyseniz eğer artık hiç bir şey titretemez sizi.

Baba sen son bağımsız olan Türkiye Cumhuriyetini gördün.'Ya devlet
başa, ya kuzgun
leşe' diyebilecek bir Hasan Tahsin, bir Şehit Şahin, bir Sütçü İmam yok
muydu aranızda?
Yazıklar olsun baba sizin gençliğinize!


Bu günleri göreceğime hiç doğmasaydım baba. Türklüğünüzden
utanmadınız hiç olmazsa
insanlığınızdan utansaydınız baba. Bu vatan göz göre göre altınızdan
kayarken
hiç
olmazsa ŞEREFİNİZLE ÖLEMEDİNİZ Mİ?



HER GÜNÜM CENAZE HER GÜNÜM ŞEHiT

BUNLARIN SEBEBİ BİR İT OĞLU İT

UYAN TÜRK EVLADI UYUMA UYAN

OTUZ KUPONA ALINMADI BU VATAN


PKK'YA KARŞI BİR DAMLA BİLE OLSA DÜŞMANLIĞIN VARSA BU
MESAJI HERKESE İLET...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Çrş May 14, 2008 7:18 pm

ALLAH (CC)
Sadece Allah'a ayıracak zamanınız varsa okuyun. Şunu söyleyeyim, neredeyse bu maili silecektim
fakat sona geldikçe çok etkilendiğimi hissettim.
Bu maili aldığımda düşündüm ki....
Bunun için zamanım yok...
Hele de çalışırken.
Sonra böyle düşünmenin kesinlikle günümüzde birçok problemin kaynağı olduğunu fark ettim.
Siz okuyunca ne hissedeceksiniz?
Okuyun ve düşünün bakalım.

'Biz Allah'ı (cc) Cuma günleri mescide sığdırmaya çalışıyoruz.
Belki cuma gecesine, çok nadiren kalkılabilirse, yatağın sıcaklığından feragat edilebilirse de Sabah namazlarına....

Ama hastalıklarımız, zayıflıklarımızda, doğal afetlerde, kısaca zorda ve çaresiz kaldığımızda hemen etrafımızda olsun istiyoruz....
ve, hiç şüphesiz, en çok da ölümün hatırlandığı cenazelerde.

Maalesef, biz Allah'tan (cc) bunları beklerken, Allah (cc) için işte, oyunda, hayatımızın neredeyse tamamında yerimiz ve zamanımız yok...
Çünkü...
Diğer zamanlar işlerimizi kendimiz halledebiliriz düşüncesi hayatımıza girmiş.
Ya da açıkça söylersek o zamanlar Allah'a (cc) ihtiyacımız yok.
Allah'ın (cc) emir ve yasaklarına itaattir. Karşılıksız alabileceğimiz en iyi hediye namazımızdır,
Hem masrafsız ve ödüller de muhteşemdir.

Allah beni affetsin, ....
O'nun hayatımda ilk sırada olmaması gerektiğini kabul ettiğim yer ve zamanların varlığından dolayı.

Her zaman O'nun bizim için yaptıklarını daima hatırlayacak zamanlarımız olmalı.

Bu mesajı idrak ettiyseniz paylaşın!!

Evet, ALLAH'ı (cc) çok seviyorum.
O benim var olma ve kurtulma kaynağım.
Beni her gün ayakta tutuyor.
O'ndan başka sığınılacak kapı olmadığını bilmek..

Onsuz hiçbirşeyim….
Diyebiliyormusunuz?
Bunun için işte size çok basit bir test.
Eğer Allah' ı seviyorsanız ve O'nun sizin için gerçekleştirdiği muhteşem şeylerden utanmıyorsanız....

bunu arkadaşlarınıza iletin.
Bunun için zamanınız varmı?
Kolay zora karşı..
-Gerçekleri söylemek neden bu kadar zor.
Aynı zamanda yalanları söylemek de bu kadar kolay?

-Neden namazda uykuluyuz da bitince aniden uyanıveririz?

-Böyle mesajları paylaşmak varken silmek neden kolayımıza gelir?

Ne gariptir, ALLAH'a (cc) inandığını söyleyip de şeytanın peşinden gitmek .

Ne gariptir, fıkraları çılgınca paylaşırız, mesajlar
havalarda uçuşur da iş İslamiyetle ilgili bir mesajıniletilmesine geldiğinde iki defa düşünürüz.

Bu mesajı eğer birilerine gönderirseniz, adres listenizdeki herkese gönderebilecek misiniz? Yoksa ne tepki vereceğini bilmediğinizden ya da emin olmadığınızdan göndermeyecek misiniz?

Allah'ın bizim için ne düşündüğünden çok insanların bizim için ne düşündüğüne önem
vermemiz sizin adalet terazinizle ne kadar adil görünüyor?
Herşeyden önemlisi ne kadar daha yaşayacağınızı sanıyorsunuz,
Ne zaman telafi etmek için harekete geçeceksiniz?'
_________________
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

selam

Mesajgönderen İsmail Ayan » Cmt May 17, 2008 8:39 pm

Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven, mutluluk, şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.

Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil,
kendilerini olduğu gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayat, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
Kullanıcı avatarı
İsmail Ayan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 758
Kayıt: Pzr Oca 13, 2008 5:09 pm
Konum: antalya

selam

Mesajgönderen İsmail Ayan » Cmt May 17, 2008 8:57 pm

Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven, mutluluk, şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.

Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil,
kendilerini olduğu gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayat, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
Kullanıcı avatarı
İsmail Ayan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 758
Kayıt: Pzr Oca 13, 2008 5:09 pm
Konum: antalya

selam

Mesajgönderen İsmail Ayan » Cmt May 17, 2008 9:36 pm

Duygular bir isyandır.
Kimi zaman çığlık, kimi zaman gözyaşı...
Düğüm düğüm bir şeyler sıralanır boğazına.
Ağlarsın ağlayamazsın.
Sevgidir, acıdır, umuda duyulan umutsuzluktur.
Bütün dünya sığmıştır gözüne.
Alabildiğine uçsuz bucaksız hissedişler içinde,
zamansızlıklar içinde zamana çağrıdır içindeki.
İstersin ama. zordur silip atmak her şeyi.
Her şey yalnızlığındır, yalnızlık her şeyindir.
Hiçbir şeyin kalmadığı zaman umudundur yalnızlık...
Yalnızlık iki haliyle vardır yaşamımızda.
Kimseli ve kimsesiz oluşuyla...
İnsafsızdır, yaban ve de garip...
Bir sonbahar yaprağının yalnızlığını yaşardık.
Bilirim herkesler yalnız bırakır ama sen bırakmazsın...
Oysa şu an öyle yalnızım ki dostum ne bir insan ne bir canlı hayatımda
kimseyi istemiyorum bu yalnızlığımda...
Oysa seni özlemişim ki ne bir sevgi ne de bir ilgi istemiyorum...
Bir tek sen, bir tek senin sevgin,
bir senin ilgin benim yalnızlığımı yok edebilir...
Ve bana bugün, bu saatte, bu anda sana böylesine ihtiyacım varken.
Sağır, kör, karanlıklar içinde bir başkasıyla değil,
yalnızlığımla, kimsesizliğimle, sensizliğimle bekliyorum seni
Kullanıcı avatarı
İsmail Ayan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 758
Kayıt: Pzr Oca 13, 2008 5:09 pm
Konum: antalya

Sonraki

Dön ŞAİRLERİMİZ VE ŞİİRLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir