DOĞAN TELKESEN'IN ŞİİRLERİ...

Üyelerimizin yazdığı şiirleri bu bölümde toplayalım mı? Ne duruyorsunuz!.. Kaleme sarılma zamanı gelmiştir...

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Adnan Ayaz

DOĞAN TELKESEN'IN ŞİİRLERİ...

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:14 pm

dogantelkesen yazdı:Hüznün hikayesi okudum yazdım
Peşinden üç deniz dört kıta gezdim
Aradım sordum canımdan bezdim
Nerdesin dağ başında açan çiçeğim?



Hüznün hikayesi okudum yazdım
Dalda çiçek tarlada sazdım
Aşkımı kan ile toprağa yazdım
Nerdesin göl içinde açan çiçeğim?


Hüznün hikayesi okudum yazdım
Senden önce harf okumazdım
Kendimi çerçeve duvara astım
Nerdesin saksıda açan çiçeğim?


DOGAN TELKESEN..
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:16 pm

dogantelkesen yazdı:Geceye dokunmak

Saatlerin tükendiği anda
Anlamını yitirdiği akreple yelkovanın
Güneşin hep başkaları için doğduğu artık
Çöllerde suyun anlamı kalmadığında
Ayın hilalsiz doğduğu akşamlarda
Benim sensiz yaşadığım
Senin nerde nefes aldığın
Ve “hiçbir şey”in “her şey” olduğu gün
Ve anlamın anlamsızlaştığı
Sözlüklerin tarifsizlik üzerine yazıldığı
Bilinmeyen duygunun peşinde
Görülmeyen sevginin ardından
Koşulduğu çağlarda
An gelip durduğu kalbimin
An gelip donduğu ruhumun
An gelip bittiği gözyaşımın
Kopası başımın düşünmekten yorulduğu
Beynimin isyan ettiği gece vakti
Dokunmak vaktidir artık geceye.
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:17 pm

dogantelkesen yazdı:gecenin hükmü saklı gözlerinde
bir asır önceden miras kalmış yitik hazine kokusu
sevdanın ara yollarında kaybolmuş.
geriye bakıldığında karanlık
önünde ise loş bir aydınlık.
gecenin hükmü çökünce saçlarına
yalnız kalınca ruhunla başbaşa
çekilince kabuğuna...
iç çekmelerle gizlenen
gülüşlerde saklanan hüzün
ve özlenen bahar esintileri...
ey kendinden kaçan!
bu gidiş nereye?
gecenin hükmü saklı gözlerinde
gece bize yoldaş.
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:18 pm

dogantelkesen yazdı:gitme...
bu gidiş öncekiler gibi değil.
dur gitme,
bu bir hançerdir kalbime saplanacak yapma.
gözyaşlarımın akmaması seni yanıltmasın
ağlayan bir kalbim var
ki çağlayanlar çöldür onun yanında
gitme ne olur!!
yaşadıklarımız belki yaşayacaklarımız adına
bir yalvarmaksa bu evet yalvarıyorum
beni benden alma
sökme bu yüreği yerinden
sen gittiğinde ölecek biliyorsun.
bu kadar acımasız değilsin
olamazsın,
olma!
...
sevincin, üzüntünün, paylaşımın adına gitme
solacağım sen gidince
sen gidince donacağım
eksik kalacağım biliyorsun.
bile bile beni atma soğuk hücrelere.
gitme...
bu gidiş ah bu gidiş!
...
bu acı tarifsiz
ben ki kaldım sahipsiz...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:19 pm

[quote="dogantelkesen"]söyle,
gittin gideli kaç yüreğe dokundun?
kaç geçilmez sevda yaşadın
hangi gözlere gülümsedin sıcacık
kaç yürek sarmaladı seni
ne özlemlerle yandın benden sonra
söyle,
gittin gideli odanda kaç mum tükendi
gece karanlığına ve güneşe inat
kaç gece uyanarak ağladın!
hangi yolda anımsadın yüzünü sevdiğinin
kimlere benzettin beni
söyle,
gittin gideli ellerini kim ısıttı
üşüdüğünde sarıldın
korktuğunda aradın telefonla
ya da "olsaydı yanımda" dedin
hissettin eksikliğini
söyle,
şimdi gittiğin yerde günler başka mı doğuyor
başka mı yaşanıyor hayat
gün 25 saat mi, gece yok mu oralarda
sen de düşündün mü niye diye!
yoksa vaz mı geçtin kendinden
söyle,
gittiğin gideli kaç yüreğe dokundun?
sevgini adadın karşılıksız
"yanma" nın tadına vardın
yağmur altında yürüdün
söyle,
kaç yüreğe dokundun gittin gideli!?[/quote
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:20 pm

dogantelkesen yazdı:kağıttan gemilerim vardı,
ümitlerim, hedeflerim
kağıttan kaptanlar tutmuştum
kağıttan limanlardan kalkarlardı gemilerim
her gece kağıttan vedalaşmalar yaşanırdı rıhtımımda
el sallardı insanlar
insanlar el sallardı
ellerinde mendil yerine kağıtlar vardı
kağıttan bir dünyam vardı
yazardım, çizerdim kağıtlara
hayallerim kağıtlara sığmazdı
sen sığmazdın kağıt üstüne yazdıklarıma
benim kağıttan sevinçlerim vardı
gözyaşlarımı akıtırdım kağıttan kutucuklara
öfkemden sıkardım kağıtları
öfkemle yok ettim anıları
kağıt üzerinde suçlar işlemiştim
kendimi kağıt üzerinde fişlemiştim
kağıtlar üzerinde kalan geçmişim vardı
kağıtlarım hep yırtıldılar yandılar
halbuki ben gerçektim
beni kağıttan adam sandılar!
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:21 pm

dogantelkesen yazdı:derya deniz engin desem
sensin benim dengim desem
aşkım senin rengin desem
yine beni üzer misin
bırakıp ta gider misin?

susuz kalsam çöl içinde
gülsüz kalsam gül içinde
ateş olsam kül içinde
yine beni üzer misin
bırakıp ta gider misin?
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:22 pm

dogantelkesen yazdı:bir mum alevinde saklıyım
evet
ben bir mum alevinde saklıyım
kimseye söyleme canım
ben Sen'den yasaklıyım!
değdiremem bile gözlerimi gözüne
ulaşmaz asla tek bir sözüm sözüne.
çünkü ben yasaklıyım
bir mum alevinde saklıyım
gecenin tortusu kalmış şamdan içinde
nice sırlar saklarım içimden de derinde.
yazılamaz, söylenemez
anlatılmaz şekilde
ben bir mumda saklıyım
aman bir tanem
ben Sen'den yasaklıyım
sakın ha "gel!" demeyesin!
bu geliş bir bitiş olur
bunu iyi bilesin.
bilesin ki
sevmek için olmaz mesafe
sevmişim işte kime ne!?
sevgilim ben sana yasaklıyım
bir garip mumun alevinde saklıyım
kapat tüm camları
kapat girmesin rüzgar
bendeki ateş elbet aşkınla yanar.
"gül yüzlüm" ben Sen'den yasaklıyım
kutularda unutulmuş
eski bir mumda saklıyım
gün gelir söndüğünde kalbinin ışıkları
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:22 pm

dogantelkesen yazdı:ben geride ne bıraktım
geçip giden yıllarımı?
bir an olan günlerimi?
benden kaçan dostlarımı?
ben geride ne bıraktım
güneş hala benimle mi
ay haleler saçıyor mu hala benim için
sen hala uykusuz kalıyor musun?
geride ne kaldı benden bir ömürden
acılar mı,
güzel anılardan tortular mı!
şu anı böyle mi hayal etmiştim yıllar önce
bu satırları mı yazacaktım
bu muydu beklenen!
ben geride ne bıraktım
bir hiç olmanın hayretini mi
düşüncelerle savaşmanın cesaretini mi!
yoksa kendime mahkum olmanın esaretini mi?
ne bıraktım kendime "hiç" ten başka!?
hadi ey dünya!
artık benim için dönmeye başla!...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:23 pm

dogantelkesen yazdı:BİR RÜYAM VAR

bir rüyam var sana dair
hani yolun köşesinde beklediğin beni
ağaçların kızıl yaprakları dökülürken
sis çökerken yavaş yavaş üstüne şehrin
beni beklediğini sanıp sevinirken

bir rüyam var sana dair
ne kadar papatya
ne kadar lale
ne kadar gül varsa yoluna döktüğüm
kokular içinde kokunu alırken
hani akşam yalnızlığına esirken

bir rüyam var sana dair
sabahın en koyu yerinde ümide göz kırpan
bekleyişin tadına alışmış dudaklarımdan
ve ruhumda sakladığım sözlerin
ve senin için yazdığım dizelerin
adını andığım bestelerin

bir rüyam var sana dair
söylenmemiş o şarkı kulaklarımda
yazılmamış şiirin mısralarında gizli
beni döken en cömertçe ortaya
...
sana dair bir rüya
sana ait bir anı
senden gelen bir ışık
senin için bir şiir
senin olsun bu şiir...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:24 pm

dogantelkesen yazdı:Öğleye doğru kapı gürültüsüyle uyanabildi.
Dün, tüm gün ve hatta gece geç saatlere kadar dışarda dolaşmıştı. İş arıyordu ama bir türlü bulamıyordu. Sanki "nasibi kesilmişti!"
KAPILAR KAPANMIŞ MIYDI NE?
Kalktı, üstünü başını düzeltti. Kapıyı açmaya giderken "bu saate kim olabilir?" diye kendi kendine söyleniyordu. Arıyacak ve soracak kimsesi yoktu. İşsiz kaldığından beri nerdeyse kimse kalmamıştı etrafında. En son 2 ay önce de eşi evi terk etmişti. Halbu ki daha yeni evli sayılırlardı. Topu topu 2 yıl ya olmuş ya olmamıştı evleneli ama eşi işşiz kalınca 2-3 ay sabretmiş, sonra evi terk etmişti bir sabah ansızın...
"Zor günler insanların gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya yarar!"
"-Kimsiniz?" dedi
"-Adnan abi benim, babam gönderdi."
Ahmet di bu, ev sahibinin oğlu. Kirayı ödeyemiyordu.
"-Tamam Ahmet açtım. Ne oldu hayırdır?"
"-Abi kusura bakma ama babam gönderdi. Kirayı soruyor, üç aydır ödememişsin."
"-Tamam Ahmet, babana söyle bu ay hepsini ödeyecem, söz. "
"-Abi babam dedi ki; eğer bu ayda vermezsen zorla atacakmış seni.
...
Ne olursa olsun bir iş bulmalıydı. Gazete ilanlarına bakmış, bir çok yere gitmişti. Ama her seferinde "biz sizi sonra ararız!" cevabı ile geri dönmüştü.
Dalgın dalgın bunları düşünerek yürürken, bir kitapçının camında elaman arandığına dair ilanı gördü. İçinden bir ses "git, başvur" diyordu.
Ama nasıl olurdu, koskoca kimya mühendisi Adnan...
nasıl, fakat derken kendini birden kitapçının kapısının önünde buldu. Sanki kendi gitmemişti de bir el onu itivermişti.
"-Selamun aleyküm!"
"-Aleyküm selam!" diye bir ses duydu.
İlk görünüşte içerde kimse yok gibiydi.
Ses ise ilerideki rafların arasından geliyordu.
"-Şey, ben eleman ilanınız için konuşacaktım."
"-Evet, bir çırak arıyorum kendime."
-Ben de epeydir işşizim. İlanınız görünce?..
Kitapçı rafların arasından çıktı Adnan'a doğru yürüdü. Altmış yaşını çoktan geçmiş, ton ton bir ihtiyardı. Adnan'ı görünce şaşırdı. Baktı, baktı... "Sen"", dedi.
"-Sen, koca adamsın evladım. Ben şöyle 15-16 yaşlarında bir delikanlı arıyordum."
"-Anlıyorum sizi. Ama inanın çok zor durumdayım. Kısaca başından geçenleri anlatıverdi. Neden anlattığını da bilmiyordu doğrusu. Fakat gerçekten "çaresiz" bir durumda idi. İhtiyar kitapçı Adnan'ı dinlerken hem üzülüyor hem de inceliyordu. Konuşması, hareketleri, utangaçlığı, yüzündeki ifade. Kısa süreli sohbette kanı ısınmıştı Adnan'a. "Tamam" dedi. Madem bu kadar zor durumdasın müslüman kardeşine zor gününde yardım etmicek te ne zaman edecek! Sonra,
"Ey gidi sahafçı Hulusi efendi, kim derdi bir gün koskoca kimya mühendisi senin çırağın olacak." diye içinden geçiriverdi.
İkisi de birbirlerine ısınmışlardı yarım saatlik sohbette.
"-Yarın 7 de gel işe başlarsın. Olur mu evladım?"
"-Tabi, tabi, tabi diyebildi" sevinçten.
...
Akşam olmak üzereydi. Sonunda bu akşam evine mutlu dönüyordu. Üzerinden dünya kalkmıştı adeta. son iki yıldır sürekli yüzüne kapanan ve geçit vermeyen kapılar nihayet açılıyordu galiba. "İnşaAllah! İnşaAllah!" diye bağırdı, neşelenmişti.
Onca kapanan kapıdan sonra artık
YENİ KAPILAR AÇILIYORDU!!!.
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:25 pm

dogantelkesen yazdı:Başını ellerinin arasına aldı. Saate baktı, gecenin 2' si olmuştu. Uyuyamıyordu. Bu, uyuyamadığı kaçıncı geceydi artık kendisi de bilmiyordu. Bitkindi. Ruhundaki fırtına onu sahilden sahile sürüklemiş ve sonunda bu hale getirmişti. Bulutların arasından zor seçilen ayın ışığı cama vuruyordu. Ayağa kalktı, pencereye doğru yürüdü. Dışarda hala insanlar vardı ve şehrin gece hayatına dalmış eğleniyorlardı(!)
Karanlık gökyüzüne baktı, derin bir ohh çekti. Ama bu, rahatlamanın verdiği bir "ohh!" değil, içindeki acının etkisiyle çekilmişti. İçi acıyordu aylardır. Evet "içi acıyordu". Kafasını meşgul eden, hergün beynini patlatırcasına kendini verdiği ama sonuçta "aynı yere" döndüğü...
Aslında kendisi de "tam olarak" ne hissettiğini, ne istediğini ve ne yapabileceğini bilmiyordu. Zaten öyle olsa, bu otel odasında olmaz, gecenin ikisinde bunları düşünmezdi.
Bulutlar geliyordu karanlık gecenden daha karanlık.
"-yağmur yağacak!" dedi kendi kendine ve mırıldandı: "Varedenin adıyla insanlığa inen nur..."
bu şiiri ne de çok severdi...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:26 pm

dogantelkesen yazdı:üşüyorum

soğuk rüzgar esiyor,
donduran yüzleri,
yüzleri ve daha derinleri.
belki kalpleri,
belki ruhları.

ordasın, tek başınasın
ister ağla, ister gül,
ister sus.

sustukça gözlerin anlatsın
gözlerin tanıklığını yapsın yaşananlara
ve alnındaki çizgiler.

olmazsa kırlaşmış saçlarını çağır,
dillerin anlatmakta yetersiz ,
gönüllerin muzdarip,
kırılganlıktan ağlamaklı olduğu yüreklerin.

soğuk, çok soğuk.
kalın kalın elbiseler nafile.
ruhun üşüyor, dudakların...
geçmişten kalan gözyaşların da donmuş.

sağın solun hem insan dolu, hem boş...

adımların yetersiz,
artık varamazsın, artık duramazsın
susmak sana yakışır.

üşüyorum...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:27 pm

dogantelkesen yazdı:Mihriban şiirine cevap



Üstad biraz yanılmış,

Aşk, kâğıda yazılırmış Mihriban!

Dilde saklamak zormuş,

Aşk, insanı söyletirmiş Mihriban!

Aşk'ı taşımak zormuş,

Aşk, insanı çöktürürmüş Mihriban...
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Mesajgönderen Fatma Ozbilgi » Cmt May 13, 2006 2:28 pm

dogantelkesen yazdı:HAYAT NEDİR?

hayat bu mu acaba?
ben bu muyum?
küçük bir göl içinde bir damla su muyum?
yoksa gece yarısı kaçan uyku muyum?

emek miyim terden yoksun?
dönmüşüm seferden sen mi yoksun?

hayat mıdır acıları içinde!
belki tarif edilemez biçimde.

hani seversin acı soğan yemeyi
ama bilmezsin sevdiğini beklemeyi
hayat nedir sordum aynadaki ben'e
sustu sonra dedi "kime ne!?"

hayat bu mudur çelişkiler yumağı!
ateşin kenarında hararetin ocağı

bir kuş gibi gülümse
kuş nasıl gülümserse!?
insan mutlu olur mu
eğer hiç istemezse!?

hayat nedir biri desin ne olur!
biri ya beni silsin
ya hayatı ne olur!
Kullanıcı avatarı
Fatma Ozbilgi
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 5100
Kayıt: Pzr Eyl 04, 2005 6:06 pm
Konum: Fransa/ Lille/Ankara/ Caykara Sahinkaya

Sonraki

Dön ŞAİRLERİMİZ VE ŞİİRLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir