YENİ SAYFA

[İhsan Şahin]

Bir ömür solumla, kavga ederken





Yalan dünya senden görmedim umur
Helali haramı, yedirdin bana
Bin türlü tezatla, geçti bu ömür
Zalimle zülmünü sevdirdin bana

Ambarın önüne çulu serince
Zata mahsus küpü, yarım görünce
Herifler içine dalıp girince
Yahya Demirel’i sevdirdin bana

Gömleğin çıkarıp, cıbıldak kalan
On sözden dokuzu, külliyen yalan
Eli kanlı katil diktatör olan
Saddam Hüseyin’i sevdirdin bana

Ermeni yalana, çoğu susarken
Türk ismine herif, karşı çıkarken
Kökten nesepsizler, kinin kusarken
Doğu Perinçek’i sevdirdin bana

Bir ömür solumla, kavga ederken
Din iman adına, bir şey beklerken
Bunları pazara sağdan sürerken
Mao’yu Lenin’i, sevdirdin bana

Bir mecnun yarattın ey koca fani
Kalplere koyduğun insanlık hani
Bu dünyanın birde, öteki yanı
Cehennemi şimdiden, sevdirdin bana

[İhsan Şahin]

Şu Orhan Pamuk’u bir anlat bana


Geçmişi referans gösterme bize
Halden haber ver, kurbanım sana
Devlet mi millet mi, kim geldi dize
Açılım işini, bir anlat bana

İnsafa izana, çağırma bizi
Yüreğimde yara, derindir izi
Türk’lüğe hakaret, sövdürdü sizi
Şu Orhan Pamuk’u, bir anlat bana

Suç olmaktan çıktı, bu devir zina
De bakalım kimin, gitti hoşuna
Müslüman uçkuru sıktı boşuna
Sokakta fuhuşu, bir anlat bana

Ekmeksizlik değil, insan öldüren
Varsa bir şey söyle, yüzü güldüren
Yirmi beş parçaya bizi böldüren
“Türkiyeli” nedir, bir anlat bana

Apo üzerinden, gitti gelindi
Edep ile arın, zırhı delindi
“Görüştü görüşmedi” neler denildi
Hangisi “şerefsiz” bir anlat bana

Rüşvette torpilde, sınır kalmadı
On yıldır yüklendi, gemi dolmadı
Size karşı duran, felah bulmadı
Sivil despotizmi, bir anlat bana

Onlardan farkınız, yok mudur sizin
Ilımlı İslam’a kim verdi izin
Konuşan herkesi, kurşuna dizin
Silivri’yi gör de, bir anlat bana

On iki Eylülü, ..vi Marmara’yı
Hicap duydum yeter, daha yazmayı
Bırakın sağa sola, çamur atmayı
Deniz fenerini, bir anlat bana

[İhsan Şahin]

İNSANLIĞIN BİR KISIM HALLERİ=YENİ=


Bazısı var başa bir dert
Bazısının yüzü çok sert
Bazısı da merte namert
İnsanlığın iptal hali

Bazısı var boşa atar
Çıtasını yüksek tutar
Sözlerini bir bir yutar
İnsanlığın bonkör hali

Bazısı var saygısızdır
İnfazları yargısızdır
Hayat boyu kaygısızdır
İnsanlığın sıfır hali

Bazısı var dostu çoktur
“Dost yanında Can”ı yoktur
Boş laflar karnı toktur
İnsanlığın nankör hali

Bazısı var yalan sever
“Şapur şupur” tutar öper
Adım başı yemin eder
İnsanlığın sulu hali

[İhsan Şahin]

İNSAN DİYE ABARTTILAR=YENİ


Farklı farklı yaratıldık
En mükemmel donatıldık
İnsan diye abartıldık
Bu masrafa değer miydi

Nefis sanki kaşarlaşmış
Vicdan dönüp nasırlaşmış
Beden ruha marazlanmış
Bu masrafa değer miydi

Aynı kalpte üç beş sevgi
Öne çıkan makam mevki
Kul olmanın yok mu zevki
Bu masrafa değer miydi

Ar kavgalı perde ile
O kalkınca düşer dile
Her bir adım bin bir hile
Bu masrafa değer miydi

[İhsan Şahin]

Gel bana doğru



Ahde vefa diye, bir şey kalmadı
Cefayı sorarsan, gel bana doğru
Can diyen dillerim, dostu bulmadı
Sendeyse ikisi, gel bana doğru

Sevip sevilmeyi Rabbim yaratmış
Sevgide şeydayı, sonsuz donatmış
Dost diyen gönüller, aşkı kuşatmış
Gönlümün hurisi gel bana doğru

Kul eyledi yaradan, sev sevil diye
Çile çekmek neymiş, yaşa bil diye
Vefa dosttan gelen, kutsal hediye
Kaldıysa birisi, gel bana doğru

31/12/2010
Çerkezköy

[İhsan Şahin]

Ben Türk’üm Türk’çüyüm,


Ben Türk’üm Türk’çüyüm, Allah’a şükür
Vatansız milletsiz, çapsız değilim
Sözlerim sizlere versin bir fikir
...Türk ve Müslüman’ım, düşük değilim
...Arap’ın veledi, deli değilim

Ben Türk’üm Türk’çüyüm, övünüyorum
Kırılan kırılsın, haykırıyorum
Son akın son nefes, ayakta duruyorum
...Türkoğlu Türküm ben, yetim değilim
...Sünnetsiz Coni’nin yeli değilim

Türk’üm ben Türk’çüyüm, adalet verdim
Nice hain gördüm, başını ezdim
Nesepsiz soysuza, göğsümü gerdim
...Çok şükür Türk’üm ben, çıplak değilim
...Yahudi İzak’ın,eli değilim

Türk’üm ben Türk’çüyüm, gizlemiyorum
Başka bir milleti özlemiyorum
Türkiye’li başı, izlemiyorum
...Müslüman’ım Türk’üm ben, pişman değilim
...Ecnebi Hristonun, beli değilim

[İhsan Şahin]

Neler gördüm sende ey koca fani



Neler gördüm sende ey koca fani
Biçare ümitsiz, insanların var
Kimsenin kimseye olmaz dermanı
Kenarda köşede duranların var

Kimsesizi ezdin, muhtaç eyledin
En acı sözleri, ona söyledin
Çekilmez çileyi, tuttun yükledin
Derdine bir merhem, soranların var

Yalan dünya sana olur mu güman
Elinde var iken, yazılı ferman
Menzile ermeye, kalmadı derman
Ah edip göz yaşı dökenlerin var

Esmeden sönersin, ey koca fani
Yar olduğun kimse, var mıdır hani
Mevlam baki koymaz, verdiği canı
Soyunup koynuna, girenlerin var

[İhsan Şahin]

Ana baba hakkı var


Ana baba hakkı var bilinir mi kıymeti
Bilenler iki cihan mutlu olur demişler
Yaradan peşin öder, hizmetin bedelini
Apaçık delillerle, bize haber vermişler

Ana baba uğraşır, üç beş evlat büyütür
Yemez içmez giyinmez, çocukları okutur
Velakin yaşlanınca, beşi birden unutur
Asi olan evladın, hali harap demişler


Her bir derde devadır, ana baba duası
Alınmışsa sağlıkta, görülüyor faydası
Bu şekilde tecelli, yoktur bunun şakası
Manevi esrarını, göz önüne sermişler

Ağaçlar yıkılınca, belli eder yerleri
Bir daha görülmüyor, o mübarek yüzleri
Gelir yakalar kulu, tutmadığı sözleri
Son pişmanlık nafile, onlar çoktan gitmişler

[İhsan Şahin]

Seni de bir yıkan olacak elbet


Seni de bir yıkan, elbet çıkacak
Baki kalman mümkün, değildir beyim
Kul yıkmazsa bile, Hüda yıkacak
Hak vaki olunca, görürsün beyim

Sultan Süleyman’a, kalmayan dünya
Sana mı kalacak, aldanma beyim
Mazlumun ahına, düçar oldun ya
Yalınayak ateşe, yürürsün beyin

Yalanla riyanla, sahte yüzünle
Gönlümü çelersin, zannetme beyim
Çamura belendin, yalan sözünle
Cezanı mizanda bulursun beyim

Enaniyet gurur, bayılıyorsun
Aklın havalarda, uçuyor beyim
Sen ne dost ne düşman, sanılıyorsun
Zalimlerden yana, olursun beyim

Seni de bir yıkan, çıkacak elbet
Azrail gelince, görürsün beyim
O haram güllerin, solacak elbet
Dikenler üstünde, durursun beyim

[İhsan Şahin]

Siyasi Kürt’çüler ekrana çıktı



Siyasi Kürt’çüler ekrana çıktı
Milletin beynine girdiler usta
Bir çoğu olmayan, dinini yıktı
Bunlara gardaşım diyemem uata

Birlikten değil, bölmekten yana
Sövüpte sayarlar, sen ile bana
Alayı benziyor kara sıçana
Bunlara yoldaşım diyemem usta

Ayrılık isterler büyük bütünden
Yüz buldular zahir, asrın itinden
Şımardı enikler kimin yüzünden
Bunlara sırdaşım diyemem usta

Kederde tasada ayrıldık artık
Alta kalan canı, çıksın ha artık
Hiç birini gardaş bilemem artık
Bunlara dindaşım diyemem usta

[İhsan Şahin]

Referandum yapalım soralım halkımıza



Referandum yapalım, soralım halkımıza
İki dille beraber, açılım istiyor mu
Bak bakalım o zaman, ne düşer payınıza
Cümle alem hepiniz, beş para ediyor mu

Referandum yapalım, soralım halkımıza
Bu millet ordusunu, acaba seviyor mu
Yüz bin çeşit şeytanlık, getirin aklınıza
Bak bakalım askere, bir fiske atıyor mu

Referandum yapalım soralım halkımıza
“Ilımlı İslam” diye, sapık din istiyor mu
Hele bakın ne düşer, yüzdeden payınıza
“Baraj”ların içinde, damla su kalıyor mu

Referandum yapalım soralım halkımıza
Ermeni’ye kilise, açalım istiyor mu
Yiğitseniz son verin gizli ve saklınıza
Görün bakın o zaman, halk sizi seviyor mu

[İhsan Şahin]

Gurbetin akşamları
(Adnan Ayaz beye)

Gurbetin akşamları, nasıl geçer sorulmaz
Akan yaşlar sel olur, gözler coşar durulmaz
Her zaman sıla vardır, düşünceler yorulmaz
Şen şakrak oynayıp ta, dönenleri gördün mü

İnsafsız zalim gurbet, yakar nice canları
Hiçbir zülme benzemez, gurbetin akşamları
Çekmeyenler ne bilir, dinmeyen sancıları
Gurbette çile çeken, gönülleri gördün mü

Bu akşam efkarlıyım, gurbet köşelerinde
Teselli arar oldum, dostun dizelerinde
Ne izan var ne insaf, gelen cümlelerinde
Yangına körük ile gidenleri gördün mü

[İhsan Şahin]

Fareye süt verirsen



Enikler meydanlarda, sahibine havlarken
Zincirleri çözüldü, bölücü köpeklerin
Bazıları gaflette, mışıl mışıl uyurken
İştahları kabardı nesepsiz köpeklerin

“Demokratik özerklik”, Türkçesi ayrı devlet
Dut yemiş bülbül oldu hala susuyor millet
Uyuyanlar uyansın, bitsin artık bu zillet
Hadleri bildirilsin, edepsiz köpeklerin

Fareye süt verirsen, kurabiye istiyor
On senedir ekilen, yeni yeni çıkıyor
İhmal ile ihanet, kol koladır geziyor
Tasmaları takılsın şerefsiz köpeklerin

[İhsan Şahin]

Bizim ki din değişse, mesela Budist olsa



Bizim ki din değişse, mesela Budist olsa
Ondan önce öküze, iman eder gafiller
Hiçbir delil kar etmez, yedi cihan bir olsa
Putlara tapar gibi, tapar gider cahiller

Ayet Hadis nafile, hiç itibar etmezler
O ne derse doğrudur, başka taraf gitmezler
Yüzlerine bevletse, Yarabbi şükür derler
Neces gibi dehlize akar gider cahiller

[İhsan Şahin]

DEVLETİN KIBLESİ NASIL DEĞİŞTİ



Nereden nereye geldi bu ülke
On senede neler, nasıl değişti
Sayısız imzalar, atıldı ilke
Devletin kıblesi böyle değişti

Nesebi inkarla, işe başladık
Türklüğe hakaret, suçtan çıkardık
Sövüp sayanları, bir bir akladık
Devletin kıblesi böyle değişti

Avrupa birliği, dinimiz oldu
Sicilli hainler, ülkeye doldu
Baskılar kuruldu, ümitler soldu
Devletin kıblesi böyle değişti

Küresel sermaye, kapattı bizi
Kucaktan kucağa, aktardı bizi
Bankaya faize, kaptırdı bizi
Devletin kıblesi böyle değişti

Siyaset hukuka resmen dokundu
Adaletin A sı, dosyaya kondu
Suçlunun adresi Ergenekondu
Devletin kıblesi böyle değişti

Vatanını seven, hapse atıldı
Gizli isimlerden şahit yazıldı
Rutbesiz kadıya, yetki verildi
Devletin kıblesi böyle değişti

Olmayan darbeyi, yapıyor dedik
Kuyularda ceset, gizliyor dedik
Kozmik odalarda, ne vardır dedik
Devletin kıblesi böyle değişti

Açılım başlattık, şova dönüştü
Devlet İmralı’yla, gitti görüştü
Şerefli şerefsiz, beyler konuştu
Devletin kıblesi böyle değişti

Dahasın yazmaya nefes tutuldu
“Neme lazım” millet, seyre oturdu
Köpekler sürüsü şimdi kudurdu
Devletin kıblesi böyle değişti