ADNAN AYAZ(ZAZOĞLU)'DAN GÖNÜL DOSTLARINA

[Adnan Ayaz]

-Sene 1991,Çaykara'da yine bir gün dükkanda otururken aşağıda bulacağınız manileri yazarak arşivimin bir köşesine koymuştum.Geçmiş günlere özlem duyarak birşeyler karalamaya çalıştım.Belki güzel olmadı amma mutlaka birileri en azından kendine ait bir satırı sahiplenecektir diye düşünüyorum...

----------------------------------------------------------------
Biraz mola verelum
Geçmişi düşleyelum
Ey gençluk ne edelum
Seni saklamak içun...

Gözlerumuz geride
Sankiyuk onyedide
Çok şey kaldi mazide
Şimdiden anmak içun...

Toplanalum bir yere
Yapalum bir meşvere
O neşeli günlere
Hayalden varmak içun...

Yazdan şenlenur dağlar
Mezireler yaylalar
Gurbette olan ağlar
Bir sıla yapmak içun...

Ayridur sevilenler
Oni bilur çekenler
Yayladaki gevenler
Güzeldur yakmak içun...

Ey uşaklar yaşlanduk
Beyaz düşti kışlanduk
Çok defa alkışlanduk
Horon oynamak içun...

Kaval ile kemençe
Arkadaştı her gece
Oldimi bir imece
Koşarduk varmak içun...

Bazan aç bazan susuz
Gece gündüz uykusuz
Nani nani,çalkisuz
Oyun oynamak içun...

Kardiyan baş köşede
Misafirler pekede
Oynanur mabeyinde
Bir seyir yapmak içun...

Dönüş yoktur geriye
Hedef hep ileriye
Başlanur vaybeniye
Biraz atişmak içun...

Şenlik idi geceler
Düğünler imeceler
Bayilur kemençeler
Avansi almak içun...

Bir taraftan kardiyan
Söyler kalk,geldi siran
Güzeldur Kazankiran
Paragaf yapmak içun...

Geçeyur gençluk çaği
Çöziluyur diz baği
Olsa yayla kuymaği
Tadina bakmak içun...

Geçer aylar seneler
Yetişur genç nesiller
Değerlidur eskiler
Nasihat almak içun...

Yayla horon düzleri
Hatırlasın bizleri
Çok özledum sizleri
Biraz oynamak içun...

Saçlarım beyazladi
Döküldü ayazladi
Ne insanlar yazladi
KUŞMER'E DOYMAK İÇUN...

Herşey bir gün son bulur
Gidenler unutulur
Bu satırlar okunur
Yazani anmak içun.............................

Adnan AYAZ-Çaykara

[Adnan Ayaz]

6 Eylül 1998 tarihli bir takvim yaprağının arka kısmında yer alan aşağıdaki şiir bir çoğumuzu çok yakından ilgilendirdiği için ancak şu anda yazabilme fırsatı bulduğumdan beni anlamanızı temenni ediyor sizleri bu alıntı şiirle başbaşa bırakırken selam,sevgi ve saygılarımı sunarım...
--(Ahmed Gülmen-ESKİŞEHİR)...KÖY DESTANI

Çift odalı bir evimiz
Küçük idi penceremiz,
Çömlekdendi tenceremiz,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Mum bulunmöaz çıra yaktık,
Tenekeye musluk yaptık,
Kırık ayna bulup taktık,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Bazan olmaz acı soğan,
Üstümüzde yünden yorgan,
Mama bilmez yeni doğan,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Yol parası vergi verdik,
Pencereye gazte gerdik,
Yere ottan döşek serdik,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Heybe ile yük taşırdık,
Dağdan dağa yol aşırdık,
Kamyon görüp çok şaşırdık,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Çelik çomak oyun kurduk,
Çoban,koyun,kurt olurduk,
Asker gibi selam durduk,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Dağa bayra gider iken,
Koyun,kuzu güder iken,
Hep ayağa batar diken,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Çamdan idi bardağımız,
Topraktandı çanağımız,
Çamur dolu sokağımız,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Kahvehane yoktu köyde,
Toplanırdık her bir yerde,
Oda'larda veya evde,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Koyun,kuzu meleşirdi,
Gölgelerde eğleşirdi,
Akşamları birleşirdi,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Çam teknede hamur kardık,
Saç üstünde ekmek yaptık,
Çörek için fırın yaktık,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.
.......................................Devamı vardır..................

[Adnan Ayaz]

Yol alırdık eşek ile,
Çoğu bulmaz onu bile,
Tartımızdı,okka,kile,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Kükürt alıp,barut yaptık,
Dolma tüfek ava gittik,
Keklik,tavşan vurup yedik,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Kamışlardan hasır ördük,
Döne döne düven sürdük,
Kağnı,kızak,neler gördük,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.


Çorap kazak örer idik,
Saban ile çift sürerdik,
Daha sonra pulluk gördük,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Kekik,nane toplar idik,
Çeşit çeşit otlar yedik,
Yalçın dağdan kar getirdik,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Başta sıtma,verem çoktu,
Bizi az mı arı soktu?
Doktor yoktu,ilaç yoktu,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Çıkrık ile iplik büktük,
Kalıp yapıp kerpiç döktük,
Kazma ile kütük söktük,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Yaş yirmiyi derken bulur,
Kız yuvasın erken bulur,
Yağız yiğit asker olur,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

İmece ile,yardım vardı,
Düşmanlık yok,dostluk vardı,
Sabır vardı,mertlik vardı,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

Teyze,hala bil ki ana,
Amca,dayı,sanki baba,
El öperdik bayramlarda,
NE ZEVKLİYDİ KÖY HAYATI.

"Selam olsun o günlere,ne diyelim..."

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Dizelerinde Bayburt esintileri hissettim.
Ne dersin ?

Yüreğine sağlık gönül dostum.

[Adnan Ayaz]

---28 Nisan 2012 Cumartesi günü akşamı Çekmeköy_Saklıbahçe Restaurantta onuruna veda yemeği verilen sevgili doktorumuz Necmi Kurt'a ithafen aşağıda bulacağınız şiirimi okumuştum.Şiiri aynı gün aynı bahçenin bir köşesinde temize çekmiştim,beğenilerinize sunarım.
----------------SEN BİZİM GÜNEŞ'İMİZSİN------------------------

BİR ÖMÜR SAHNESİNDE İNİŞ ÇIKIŞLI YOLLAR,
ANILARINLA DOLU OKUDUĞUN OKULLAR,
TARİHLER SENİ YAZSIN,SENİ ANLATSIN YILLAR,
SENİ ŞEREFLENDİRMEK BİZİM GÖREVİMİZDİR...

ÇALIŞTIĞIN YERLERDEN SENİ DOSTLARIN ARAR,
HÜNERLİ ELLERİNLE ŞİFA BULAN HASTALAR.
SOHBET DERİNLEŞTİKÇE CANLANIR HATIRALAR,
SENİ ARAMAK SORMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR...

MEMLEKET SEVDALISI SANATININ USTASI,
ŞEFKAT DUYGULARIYLA,O DOKTORLARIN ASI,
ANLATMAYA GEREK YOK OLMUŞSANIZ HASTASI,
O'NU ONURE ETMEK BİZİM GÖREVİMİZDİR...

FAKİRİN DUASINI ALACAK KADAR ASİL,
TARİH NASIL YAZARSA ÖYLE ÖĞRENİR NESİL,
ÖRNEK HEKİMLİĞİNLE HAS ADAMSIN VELHASIL,
NECMİ KURT'U ANLATMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR...

RENKLİ KİŞİLİĞİNLE GÖKKUŞAĞI GİBİSİN,
ANZER BALI GİBİSİN,TRABZON YAĞI GİBİSİN,
BAKIŞIN KARTAL GİBİ,KEMER DAĞI GİBİSİN,
SENİ ÖVMEK,YÜCELTMEK BİZİM GÖREVİMİZDİR...

DOSTUM HAYIRLI OLSUN EMEKLİLİK KARARIN
ARTARAK DEVAM ETSİN VAROLAN İSTİKRARIN,
BAK ÇEMBERE ALINDIN,KABUL DEĞİL FİRARIN,
SENİ BAŞ TACI YAPMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR...

HEP YANIMIZDA OLDUN,DERDİMİZİ PAYLAŞTIN,
ONUN İÇİN HER YERDE DİLDEN DİLE DOLAŞTIN,
DOĞAN GÜNEŞ'İMİZSİN KENDİNİ ÇOKTAN AŞTIN,
ŞİMDİ YANINDA OLMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR...


iSTANBUL-28.04.2012

ADNAN AYAZ( ZAZOĞLU )

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

Yüreğine sağlık can dostum.
Aynı gün Sevgili Doktor için benim de yazdığım şiirim var.
Doktorum için ayrı bir sayfa açıp orada her ikimizin şiirini dostlarla paylaşmak isterim.
Ne dersin ?

Belki daha yazanlar olur.

[Adnan Ayaz]

--Onbeş yıl önceydi.Ünal Altuncu ile kendisine ait şarküteride zaman zaman ona yardım yapıyordum.Çorum'dan leblebi siparişi ile devamında yumurta işine de başlamıştı.İş ortağı dayısının oğlu Celal'le beraber Tonya'ya kadar uzanalım dediler ama umdukları olmadı.Devamını aşağıda bulacaksınız...

--------YUMURTALAR UĞRUNA HELAK OLUŞUN DESTANI------------------

Ey Çorum leblebisi fark attun yumurtaya,
Satıldın kilo kilo döndün nakit paraya,
Yumurtalar depoda dizildiler sıraya,
Leblebi senun karun karşular mi zararı?

Dolaştı çarşı pazar Çorum'un yumurtası,
Kırılanlar hep zarar yok idi sigortasi,
Yazmakla anlatılmaz yumurta macerası,
Hepten bedava gitti Çorum yumurtaları.

Yumurta ucuzladı,yedi sekiz arası,
Reklam üstüne reklam çıkamadı parasi,
Sahil boyu dolaştı Çorum'un yumurtası,
Nerdeyse civciv olur geride kalanları.

Her günü bir macera hangisini yazayım,
Tonya yolculuğunun nesini anlatayım,
Görmeden geri döndüm ikbaluma yanayim,
Sadece gördüklerim,karlı idi dağları.

Daha önce gönderdim Ünal ile Celal'i,
Onlar da gidemedi bozuk çıktı ikbali,
Akçabat çıkışında kırdılar olan malı,
Yardım etti onlara bir eğtiyar,bir kari.

Bir köpek engel oldu,şaşurdiler rotayi,
Firen üstüne firen durdurdiler HYUNDayi,
Üç saat rotar yapıp seçtiler yumurtayı,
Zararı karşılamaz yumurtaların kari.

Her işi danışmalı bilinen erbabına,
Kırık yumurtaların bakıldı icabına,
Kırılanlar sığmıyor daha kendi kabına,
Aynı patates gibi çift sarı olanları.

Yumurta viyolleri astı muncurlarini,
Döndüler sağa sola braktiler kollarini,
Depodakiler bekler satış sıralarini,
Hep yumurta kokayur Ünal'un urbalari.

Gezmeduk yer brakmadi zavallim Trabzon'da,
Yıkanmiş urbalari asilidur ladonda,
Eve gittiği zaman volta atar salonda,
Arabasini sardı yumurta kokuları.

Pazarlama işinde yumurta randumansuz,
Ünal düşti yatağa kaldı hepten dermansuz,
Yumurta macerası bitemezdi fermansuz,
Gelecekte okuruz bu eski mısraları.!

Çiftlik sahibi olan zaten aldı karını
Düşünmezki Ünal'ın yaptığı zararını,
Şimdi bekler sipariş,yalar avuçlarini,
Bir daha böyle yanlış yapmasa Ünal bari.

Çorum'un yumurtası varsın o yüzle kalsın,
Damaroğlu Seyfettin tezden siparış alsın(Çorum'da leblebici)
Bu yazdığım satırlar size hatıra kalsın,
Okudukça Adnan'ı hatırlasın dostları...

TRABZON-28 Ocak 1997
Adnan AYAZ(Zazoğlu)

[Muzaffer Mustafa Altuncu]

BİRDE OKUYAN OLSA,TADINA DOYUM OLMAZ.

[Adnan Ayaz]

Ben seni çok bekledim
Sen yatmışsın pusuya

Bilirm benim için
Görmezsin ğirli rüya

Eski dost düşman olmaz
Öyle söylerler güya

Dilerim dostluğumuz
Gitmesin haydan huya

Senden bana taş gelmez
Gerek yoktur korkuya

Yağmurdan kaçmadım ki
Tutulayım doluya

Şimdi bırak yakami
Eğo bola luliya

30.07.2007

.

[Adnan Ayaz]

Zamanım yok diyorum
Peşumi brakmayusun
Kaç yıldur yazayusun
Yazmaktan bıkmayusun

Ne oldi sana bilmem
Forumdan çikmayusun
Pervasuz yazayusun
Kimseyi takmayusun

Tatile giremedum
Niçun anlamayusun
Yol ver bana gideyim
Yolumdan çikmayusun

Hasret seni bitirdi
Bir sıla yapmayusun
Yaş elliyi devirdi
Objektif bakmayusun

Acı biber gibisun
Lakin çok yakmayusun
Sanmaki unutuldun
Aklumdan çikmayusun


03.08.2007


.

[Adnan Ayaz]

Doldurun sayfaları ölçüyü taşırmadan
Yazın bildiğinizi gönülleri kırmadan
Dikkat edip yazalım bardağı taşırmadan
Dost bildiğm dostların yeri,benim yerimdir

Sevelim sevilelim sevmek ilkemiz olsun
Sayfalar kirlenmeden her yanı temiz olsun
Güzellikler bellekte kalıcı bir iz olsun
Hak yolunda tutulan saflar benim yerimdir

Ne mutlu gönülleri okşayan sözcüklere
Bir şey verebildik mi bizlerden küçüklere?
Boşa aldanmayalım sahte gülücüklere
Hakikat neredeyse ora benim yerimdir

Tüm dostlara selamlar afiyetler dilerim
Hoşgörü sevgi ile gönüllere girelim
Birlikten kuvvet doğar hep elele verelim
Dostluklarla yeşeren bağlar benim yerimdir

20.09.2007


.

[Adnan Ayaz]

.................KADİM DOSTUM İHSAN ŞAHİN'E....................

...............KISA KISA.......................

Arıyorsun köşe bucak
Donanmışsın hançer bıcak
Yazıyorsun sıcak sıcak
Vuruyorsun balyoz gibi

Yerim belli yurdum belli
Yaşım çoktan oldu elli
Göründü başımın keli
Ötüyorsun horoz gibi

Özlediysen atla da gel
Ekibini topla da gel
Denklerini katla da gel
Kim engeldir takoz gibi

Tozu dumana katmışsın
Çerkezköyde yan yatmışsın
Sanki gözüme batmışsın
Hohol gibi bir toz gibi

Hep yanımdadır hayalin
Bilmem nice gerçek halin
Yok mu orda hiç emsalin
Yuvarlan gel moloz gibi

Engelleri aşarak gel
Yavaş değil koşarak gel
Sen gönülden coşarak gel
Olma kuku nevroz gibi

Ateş olsan yakamazsın
Arı olsan sokamazsın
Gerçekleri okumazsın
Duruyorsun kör göz gbi

Titreyerek kendine dön
Kabe deyip kibleye dön
Dosta doğru belirle yön
Yanıp olma bir köz gibi

Gurbet seni yakadursun
Hasret seni yıkadursun
Ciddi olsan ne olursun
Doğru olan bir söz gibi

ANLIYORUM DERDİN BÜYÜK
GURBET OMUZUNDA BİR YÜK
OLSAN DUDAĞIMDA SÜLÜK
ELİMDESİN BİR KOZ GİBİ
....................................................sELAM VE SEVGİLERİMLE

01.10.2007


.

[Adnan Ayaz]

.....................SEVENLERİME...........................

Hasretlik çekiyoruz yıllar bizi harcarken
Hızla ilerliyoruz gençlik bizden kaçarken
Yaş elliyi devirdi kuş misali uçarken
Sevenlerim sağolsun diyerek avunurum

Geçmişin izlerini anılarda ararım
Gelen giden olunca can dostları sorarım
Gençliğe özlem duyup köz köz olup yanarım
Bir gün sevenlerime nasipse kavuşurum

Hani çocukluğumuz nerde gençlik çağımız
Dermanları kesilmiş dakatsız diz bağımız
Hedefe yaklaştıkça artıyor merağımız
Bir sohbet arzusuyla yanıpta tutuşurum

Bir araya gelmenin aslında yok bedeli
Dostlar beni ağlattı gurbet ele gideli
Tanıdık simalara gönül verdim vereli
Bazen hayalleriyle oturup konuşurum

Gerçek dost olanların verilir mi değeri
Onların gönüllerden asla silinmez yeri
Gurbet diye dolaştık çeşit çeşit illeri
İnşallah dostlarımı tek tek arar bulurum

Selam geçen yıllara selam sevenlerime
Anılar tazelenir yaş iner gözlerime
Çoğunuz hak veriyor bilirim sözlerime
Adnan diyor dostlarım,size kurban olurum

Kırıcı olmayalım şu üç günlük dünyada
Affınızı dilerim var ise bende hata
Birbirini arayıp renk katalım hayata
Sevenlerim baş tacım,onlar benim gururum

Bu satırları yazdım bayrama bir gün kala
Gelecek bayramlara kavuşursak ne ala^
Kutlu olsun bu bayram tüm inanmış kullara
Güle güle RAMAZAN SANA kurban olurum...

10.10.2007


.

[Adnan Ayaz]

.........................SEN NE YAPTIN................

Herkes başkalarında arar bazan bir kusur
Gerçeği öğrenende döner kafaya vurur
Çiçeğe su vermezsen sonunda o da kurur
Sevmek sevilmek için acaba sen ne yaptın...

Sevinçler paylaştıkça sevinenler çoğalır
Yaşananlar mazide ebedi mahkum kalır
Geçmişi hatırlamak sanmam çok zaman alır
Bunun için arkadaş acaba sen ne yaptın...

Hayat çok şey öğretir yaşayan her insana
Zaman akıp gidiyor takvimlere baksana
Bu yazdıklarım gitsin dostum Şahin İhsan'a
Görenler sorsun ona,Adnan'a sen ne yaptın...

Görüşmemiz kalmıştır artik başka bahara
Memlleket hasretini gidermiştir bu ara
Benim gözüm tok şimdi kandıran yalanlara
Nasıl sorayım İhsan,köye gidip ne yaptın...

Neyin öcünü aldın bilmemki bu faniden
Deniz dalgası gibi geldin döndün aniden
Anlaşılan memnunsun oradaki hallinden
Dostun tekmesi pektir,bilir misin ne yaptın...

Hoşgörülü olmalı,kırıcı olmamalı
Tamiri kolay değil kalpleri kırmamalı
Dua varken almalı,beddua almamalı
Bunun için acaba arkadaş sen ne yaptın...

Sılayı rahim yaptın ne mutlu olsun sana
Allah nasip eylesin inanan her insana
Arife tarif olmaz ne diyeyim İhsan'a
Eğer doğru yaptıysa,söyleyin doğru yaptın...

.................Eski dost düşman olmaz,sizleri seviyorum..................

02.11.2007


.

[Adnan Ayaz]

..................ZAMANA KARŞI ZAMAN ZAMAN.............

Bu işe gönül veren tüm dostlara merhaba
Gurbet ayırdı bizi o da canına çaba
Dağıldık dört bir yana konu komşu akraba
Burada buluşalım özlediğimiz zaman

Dostlar karalar durur sayfaya meramını
Ben görmek istiyorum dostların tamamını
Boş geçirmek istemem kıymetli zamanımı
Arayalım soralım özlediğimiz zaman

Kırıkhan ah Kırıkhan aldın benim aklımı
Bir türlü alamadım ben oraya naklimi
Orasıyla burası birbrinden farklı mı
Bunları konuşalım özlediğimiz zaman

408 Haneydi gidenler evvelinden
Şimdi nesil çoğaldı haber yok birbirinden
Ayrılık çoğumuzu yaraladı derinden
Buluşup koklaşalım özlediğimiz zaman

Kesildi Kırıkhandan eski irtibatlarım
Sağlıklı haberleri duyunca rahatlarım
Saatçı Muhammete paragafta rastlarım
Muhabbete dalalım özlediğimiz zaman

Nerdedir diğerleri niçin gelmez huzura
Pişmanlık fayda vermez kafaya vura vura
Rahatsız olan varsa bakmasınlar kusura
Dost kimdir anlayalım özlediğimiz zaman

Şahin Bebe varidi Kanatlı caddesinde
Naci Ayan dostumuz biraz ilerisinde
Birçokları varidi esnaflar serisinde
Bunları da yazalım özlediğimiz zaman

Örnek oldumu bilmem orda Çaykaralılar
Yolunu şaşırdımı sonradan paralılar
Çaykara şenlenirdi haftalarda salılar
Memlekete gidelim özlediğimiz zaman

Herkes meşgulum diyor güya bir iş peşinde
Gelenler erken döner sılaya gelişinde
Benim aklım kalmıştır yaylanın güneşinde
Dağları dolaşalım özlediğimiz zaman

Bitmez dünyanın işi biraz geniş olalım
Gönülleri fethedip gönüllere dolalım
Fırsat varsa eş dostu arayalım bulalım
Muhabbete koşalım özlediğimiz zaman

Eski tanıdıkların izleri yok sitede
İhsanım esir kaldı yıllardır Çerkezköyde
Hiç merhamet kalmadı para denilen şeyde
Vefasız olmayalım özlediğimiz zaman

İzmitin güzel yeri Gölcük denilen belde
Bir akşam kaldım orda Altucu Muzafferde
İnsan mutlu oluyor böyle ziyaretlerde
Kalpleri kırmayalım özlediğimiz zaman

Muzaffer nasıl söyler geldi ama kalmadı
Seher vakti burada havasını almadı
Planladığımız gibi çoğu zaman olmadı
Birlik olup çoşalım özlediğimiz zaman

Aradım arıyorum tekrar arayacağım
Beni dost bilenleri her zaman soracağım
Özleyen gönüllerde taht kurup kalacağım
Yeterki kavuşalım özlediğimiz zaman

Bu siteye renk katan herkese selam olsun
Birliğe koşanlara başarmak duam olsun
Yarım bırakmıyalım olacaksa tam olsun
Lütfen unutmayalım ÖZLEDİĞİMİZ ZAMAN..........

12.11.2007


.