gönderen Caner Kama » Cmt May 10, 2008 9:07 am
Yazıya katılmamak mümükün değil, egemen bir gücünü Türkiye'deki lider isimlere biçtiği BOP başkanlığı eleştiriliyor; doğrudur, katılıyorum bu durum insanı aşağılık kompleksine sokan bir durum. Kendi hür irademizle seçtiğimiz liderlerin bir yerlerden icazet alıp politika yapmaları sizler gibi beni de sıkıyor, sinirlendiriyor.
Başbakanı Amerikan güdümünde siyaset yapmakla suçluyor elekştiriyoruz ama sadece Tayyip Erdaoğan mı, bu sıfatla fişlenmeli? Yıl 1948 Truman Doktrini iki kutuplu bir dünya resmen ilan ediliyor, Türkiye' de yönetimde etkin isim İsmet İnönü. Peki Truman Doktrini ile yine Amerika'nın Türkiye'ye biçtiği kominizme karşı bir üs olarak kullanılması; Türkiye'nin dört bir yanına askeri üsler açılması, deniz ve hava limanlarının ABD emrine verilmesi? Truman Doktrini, sonrası Marshall yardımları ile ekonimik anlamda ABD Türkiye'ye, tarım toplumu işini biçmişti. Almanya, İngiltere, İtalya; Fransa gigib devletlere sanayi kredileri verirken Türkiye'ye de o devletleri doyurma görevi vermişti.
1960 Darbesi, genç subayların yapmış olduğu bu darbede en yüksek rütbeli kişi albay kademesindesi Alparslan Türkeş; Türkeş Türkiye'deki NATO subaylarındandır. Yani eğitimini genellikle ABD'de almıştır. Darbe öncesi Türkeş'in ABD'ye gitmesi benim için Erdoğan'ın seçim yasağı sırasından parti başkanı sıfatıyla ABD başkanı ile görüşüp dönüşünde de seçilip meclise girmesi gibi şüpheli bir durum. Yani acaba Türkeş, darbe emrini birinci ağızadan alamak için mi acaba ABD'ye gitti?
1950-1953 arasında Kore Savaşı sırasında ABD (özgür dünya(!) ) zor duruma düşmüştü, tanesi 13 centten Türkiye'den asker istedi e biz de oraya gaza yapmaya gitti. ABD istedi, yaklaşık 1000 şehidimizi orada bıraktık geldik ve NATO'ya girmeye hak kazandık.
1990'ların Avrupa'daki ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, kendisi yeşil pasaportlu ABD vatandaşıydı. Malumunuz G.Doğu'daki çekip güç hep de özellikle bu dönemlerde görev sürelerin uzatılıyordu.
28 Şubat 1997, Erbakan'a karşı postmodern darbe yapılmasının başlıca gerekçesi Genelkurmayın Batı Çalışma Grubu'nun çalışmaları olmuştu. Bunun yanında ABD ile kemik yalama ilişkisi olan medya gruplarının çalışmaları ile halk Erbakan iktidarının devrilmesine alıştırılıyordu. Nedeni neydi, bu ülkede ABD istemeden ona rağmen kimse darbe yapamaz, nedeni Türk dış politikasının ABD güdümünden uzaklaşmasıydı bence. NATO ve Avrupa Birliği'ne rakip olabilecek bölgesel toplulukların kurulması önlenerek palazlanmadan bu tehlikeden kurtulunması gerekiyordu ve de bunu da yapmış oldular.
Türkiye'de son zamanlarda benim gördüğüm kadarıyle gelenekleşen bir olay; yeni seçilen genelkurmay başkalarının hemen akabinde ilk dış ziyaretlerini ABD 'ye yapmalarıdır. Sadece laiklik konusunda fetva vermeye alışmış komutanların acaba BOP gibi ilerde Türkiye'yi de içine alabilecek bir projenin uygulanmasına destek olmaları, başbakanla görüş ayrılıklarının olmaması kusura bakmayın bunların o zaman asli görevi olan vatan savunmasından anlamadıkları uzmanlık alanlarının laiklik oldukları fikrini uyandırıyor.
Aklıma geldiğince araştırma yapmadan kendimce örnekler verdiğim bu topal yazının ana fikri ABD Türkiye'nin kukla oynatıcısı olduğudur. Ülkemiz ancak ustamızın izin verdiği kadar hareket edebilir eğer potansiyelimizi keşfedip kendi başımıza hareket ettiğimizde de bir şekilde bizi felce uğratır. Belki birilerini e-muhtıra yayınlatır, belki de birilerine darbe, belki de birilerini içimizde zengin ederek bizi provake eder, bunu da en iyi medya ile yapar.