3. dünya savaşı teorisi

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

3. dünya savaşı teorisi

Mesajgönderen Serkan Birinci » Prş Ağu 02, 2007 8:05 am

'Ucuncu Dunya Savasi Turkiye'den cikabilir' baslikli yazi, Le Monde ve
Stern'de de
yayimlandi.

Iste o ilginc yazi:


Ucuncu Dunya Savasi, Turkiye'den cikabilir...

Turkiye, son ve buyuk bir hesaplasmaya dogru gidiyor.
Bu ulke korkuldugu gibi irka ya da dine dayali bir bolunme yasamadi. Daha
korkunc ve daha temel bir bolunmeyle sakatlandi.

Cumhuriyet boyunca suren "kulturel bolunme" artik
iyice keskinlesti.

Simdi bir yanda, ayakkabilarini sokak kapisinin onunde cikaran,
kadinlarinin basini orttugu,
erkeklerinin sokaga pijamayla da cikabildigi, erkek cocuklarinin kahveye
gittigi, kizlarinin tam bir baski altinda yasadigi, turkuyle arabesk
arasi bir muzikten hoslanan,
belki de hic kitap okumamis, hic dansetmemis, hic kari koca birlikte
lokantaya gitmemis,
hic tiyatro seyretmemis, evlerinde floresan lamba yakan, iyi egitim
alamamis, dini inanclari kuvvetli kalabalik bir kitle var.

Diger yanda ise kiz lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde egitim gormus,
bir dugun salonunda ya da kolej partisinde dansetmis, sinemaya giden, cok
fazla olmasa da kitap okumus, muzik zevki pop sarkilarla klasik muzik
arasinda dolasan,
evi nispeten daha zevkli dosenmis, kizlarin flortune izin verilmese bile
goz yumulan, Allah'a inanan ama ibadete pek aldirmayan, kadinlarinin
basini ortmedigi, Sarabin kalitesinden pek anlamasa da kadin erkek bir
arada gidilen bir gezmede icki de icmis, gazetelere bakan, magazin
haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kiyasla cok gelismis hisseden,
entelektuel duzeyi cok yuksek olmasa da okumus yazmis,
Bati standartlarina yakin bir grup var.

Bu iki grubun yasam tarzi birbirinden kopuk.

Onlari, Bati'daki siniflar arasinda ortak bir zevk yaratan kilise muzigi,
dini resimler, Incil'in
sinemalara bile yansimis hikayeleri gibi birlestirecek kulturel bir zemin
yok.

Hayatlari, zevkleri, inanislari birbirinden farkli.

Hatta birbirine dusmanca.

Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmis, asagilanmis, itilip kakilmis.

Simdi bu grup siyasal olarak orgutlendi. Kalabaliklar.
Ve her secimi kazanacak siyasi bir gucleri var artik.

Ikinci grup ise azinlikta. Ve artik bir daha secim kazanma ihtimalleri yok.

Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya cikiyor.

Daha Batili olan "ikinci grup", Bati'nin siyasi
degerlerini kabul ederse bir daha asla iktidari ele
geciremeyecegini bildigi icin Bati'ya ve Bati'nin
demokratik degerlerine dusman oluyor.

Yasam tarzi olarak Bati'ya dusman olan kesim ise
iktidari ancak Bati'nin kriterlerini kabul ederek ele
gecirebilecegini bildigi icin Bati'yla iliskileri
gelistirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.

Bu kulturel parcalanmada "ordu" onemli bir role sahip.

Eger, birinci grubu desteklerse ve Bati'nin
demokrasisi burada kabul gorurse, ordu da iktidarini
kaybedecek.

Aslinda birinci grubun cocuklarindan olusan ordu,
kendi iktidarini surdurebilmek icin, kendisine
benzemeyen ikinci grupla isbirligi yapiyor. Bir
anlamda kendi koklerine ihanet ediyor.

Bu iki grup siyasi iktidar icin son kez carpismak
uzere hareketlenmis gozukuyorlar.

Birinci grup ekonomik olarak da guclu artik,
Anadolu'da uretim yapiyor, "devletle" arasi iyi
olmadigi icin malini dis dunyaya satiyor. Para
kazaniyor. Siyasi orgutunu destekliyor.

Ikinci grup parasal guc olarak da kuvvetli degil.

Dis dunyayla is yapan, disardan borclanan buyuk
burjuvazi, Turkiye'nin ancak demokrasiyle
normallesebilecegin e inanan entelektuel kesim,
devletin yapisinin degismesi ve dunyayla butunlesmesi
gerektigini dusunen bir grup burokrat, birinci grubun
destekcileri.

Yargi, ordu, burokrasinin onemli bir kismi ikinci
grubun arkasinda.

Ikinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidari elinde
tutmasinin mumkun olmadigini kavradigindan simdi
siyaset ve demokrasi disinda bir cozumun pesinde.

Cumhurbaskani secimi kavganin keskinligini ve iki
tarafin niyetlerini acikca ortaya koydu.

Ordu destekli ikinci grup artik secim de istemiyor.

Ve darbe soylentileri gittikce artiyor.

Cuntalardan soz ediliyor.

Peki, darbe olursa ne olur?

Yasam tarzi Bati'ya daha yakin olan grup orduyla
birlikte iktidara gelir ve Bati'nin destegini
kaybeder.

Avrupa buna kesinlikle karsi cikar.

Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve
Ortadogu politikalarini desteklemesi karsiliginda
darbeyi kabullenebilir aslinda. Ama Amerika'nin onunde
de ciddi bir engel var. "Demokrasi getirecegim" diye
Irak'i isgal eden bir ulke, dunyaya ve kendi kamuoyuna
Turkiye'deki "darbeyi" niye destekledigini
aciklayamaz. Ve Irak faciasindan sonra ikinci bir
"zorlamayi" gerceklestirecek gucu yok. Istese de
istemese de darbeye karsi cikacak.

Silahini ve parasini Bati'dan alan bir ordu ve ulke,
Bati'dan koptugunda ne yapacak?

Sanirim uzun zamandir bunu dusunuyorlar ve korkarim
bunun cevabini buldular.

Turkiye'de darbe olursa, tarihte bugune kadar hic
gerceklesmemis yeni bir olusumla karsilasacak dunya.

Turkiye, olasi bir darbeden sonra, Rusya ve Iran'la
ortaklik kurmak isteyecek.

Silahi, enerjiyi ve parayi bu iki ulkeden alacak.

Rusya'yla Iran'in elindeki dogal gaz, petrol ve
nukleer guc, Turkiye'yi bir sureligine de olsa ayakta
tutmaya yeter.

Ama Rusya, Turkiye, Iran bloku dunyanin butun
dengelerini degistirir.

Ortadogu'nun kontrolunu tumuyle ele gecirir.

Avrupa'yi kucuk kitasina hapseder.

Kafkaslar'i, Afganistan'i, Pakistan'i kendi gucune
katar.

Musluman dunyayla yakin bir iliski kurar.

Petrol kaynaklarina egemen olur.

Cin'le isbirligi yapabilir.

Bu gelisme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya'dan
olusan "Bati"nin dunyadaki etkinligini inanilmaz bir
bicimde azaltir.

Yeni blok asker, enerji ve para acisindan cok
guclenir.

Boylece, Turkiye'deki catlama dunyada buyuk bir
catlamaya yol acar.

Eger Ucuncu Dunya Savasi cikacaksa, sanirim, bu
catlamadan cikar.

"Asla boyle bir sey olmaz" diyebilirsiniz... Niye
olmayacagina dair elinizde cok kuvvetli veriler varsa,
soyleyin.

Ama, ya olursa... Ki bana cok mumkun geliyor.

O zaman ne yapacaksiniz?

Bugun Turkiye'de kamplasan ve bolunen insanlarin da...

Turkiye'yi Avrupa disina itmeye calisan, eski bir
imparatorluk olmanin bir yaniyla cok gorkemli, bir
yaniyla cok zayif mirasina sahip olan bir ulkeye
kustahca davranan, isbirligi yerine "basogretmenlik"
yapmaya kalkan Avrupa'nin da...

Turkiye politikasinda "ikili" oynayip, kurnazlik
ettigini sanan Amerika'nin da...

Bu senaryoyu bir dusunmesini isterim dogrusu.

Turkiye'de yaklastigi gorulen kanli bir catismanin
butun dunyayi yakmasi sandiginiz kadar uzak bir
ihtimal degil.

Hic unutmayin ki ilk dunya savasi tek bir tabancanin
patlamasiyla baslamisti.
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Re: 3. dünya savaşı teorisi

Mesajgönderen Caner Topaloğlu » Prş Ağu 02, 2007 10:55 am

Sağ-Sol
Laik-Antilaik
Birinci Grup-İkinci Grup

Görende diyecek kendi memleketlerinde insanların yüzde 100'ü entellektüel,çok sayıda kitap okumuş,ömrü sinemalarda,tiyatrolarda geçmiş kişiler.Kendilerini de acaba böyle sınıflara ayırıyorlar mı.

İşin teori kısmından çok burası ilgimi çekti benim.Neticede hep duyduğumuz DENGELER'i yönetenlerin kim oldukları konusunda,niye oynadıkları konusunda da fikir sahibi olmak zor.

Sınıflandırma şartlarına baktımda 1.5uncu grup varsa beni oraya yazsnlar.
Caner Topaloğlu
 

Mesajgönderen Mehmet Zeki Sarı » Cmt Ağu 04, 2007 8:46 am

hayal güclerini zorlayarak bizleri kalıplara sokmaya çalışıyorlar.evimde florosan lamba yanıyor ipucunu aldım sanırım ben birinci gruba giriyorum :D
Kullanıcı avatarı
Mehmet Zeki Sarı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1575
Kayıt: Prş Eki 06, 2005 6:46 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr Ağu 05, 2007 7:21 pm

İki guruba da girilmez be Zeki.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Emel Ayal » Pzt Ağu 06, 2007 8:21 pm

Şurdada çayırdan yol kenarına ot taşırken kitap vardı elimde
kaç kitabı öyle bitirdim hatırlamıyorum
şimdi ben bbirinci gruptamıydım o vakit yoksa ikincide mi
Şimdi ise elimde kalem kağıt dünyanın en büyük markaları için tasarım yapıyor modayı dikkatle izliyorum ama hemen hemen her gece florasan lambasını geçtim yayladaki gaz lambasını hayal ediyor sabah kahvaltısında kuymak öğle yemeğinde turşu akşam yemeğinde lahana yiyeceğim güne kaç kaldı sayıyorum
şimdi ben aslında ikinci gruptamıyım
aklım karıştı
ha ille grup olacaksak bunun bi üçüncüsü yok mu ki
Kullanıcı avatarı
Emel Ayal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 790
Kayıt: Pzt Nis 17, 2006 12:46 pm
Konum: İzmir

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzt Ağu 06, 2007 10:03 pm

iki grup da hayatından memnun Emel, bu iki gurubun çatışacağına ben hiç inanmıyorum, bunlar seçimden seçime , olan kitlelerini dağılmadan toplamak için yalandan birbirine girerler, sonuç her zaman iki tarafında lehinedir .Olan senin dediğin üçüncü guruba oluyor her zaman. Aslında bu gurubu burada açmak isterim ama işlerim yoğun bu ara, ilerde belki..
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlkay Durgun » Prş Ağu 09, 2007 3:15 pm

Ana rahminden çıktığımız andan itibaren bizim dışımızda oluşturulmuş bir dünyaya doğuyoruz.Bir çıkarlar çatışmasının içine doğuyoruz.Bir iktidar kavgasının içine doğuyoruz.Büyük ölçüde doğal olmayan uydurulmuş kavramların içene doğuyoruz.

Bizim yaptığımız tek şey; hayatta kalmak,içgüdüsel olarak.

Bu içgüdüyle uyumu seçiyoruz.Ödümüz kopuyor uyumsuzluktan.Uyumsuz olanlardan da nefret ediyoruz.Öfkeleniyoruz.Bir kaşık suda boğasımız var bu uyumsuzları.

Bu yüzden, sırf bu yüzden işte ;hep ikircikli bir ruh dünyamız var.Bir yandan daha sade,yalın,daha doğal ,bir sürü modern kavramdan uzak bir hayat düşlüyoruz,bir yandan da bu uyum çabamız yüzünden içine doğduğumuz bu dünyaya tutunmaya çalışıyoruz.Kafamız hep karışık.Hep kavgacıyız.Kendisiyle kavga etmeye cesareti olmayanlarımız dış dünyayla kavga ediyor.

Bütün dünyayı bir çatışma üzerinden algılıyoruz;karşımızda hep biri var,birşeyler var.Kavramlar,düşünceler,coğrafyalar dahi karşı karşıya.Çoğunluklada, bu tutunma çabamızı tehtit eden,yok etmek isteyen birileri muhakkak çıkıyor.Çatışmadan kaçınmak mümkün değil.Tutunmayı seçmişseniz ,çatışmayı ve kavgayıda göze alıyor olmalısınız.Başka türlüsü de mümkün değil.

Modern zamanların "başarı" diye bir tanrısı var.Yürümemiz bile ailemiz tarafından "başarı" diye tanımlanıyor.İlk büyük başarımız budur bu dünyadaki.Hatta ana rahmine düşüşümüz bile bilim adamları tarafından "başarı" ile tanımlanıyor.Milyonlarcası arasından biz başarmış oluyoruz."Ne?,nasıl?,niçin?neoldu?" diye son yok.Bu sorular yasak. Hedef başarmak.Bir sonu yok.Nerde duracağı belli değil.

"başarıya inanın"

İstemak başarmanın yarısıdır"

Başarı tanrısı kurbanlar istiyor.İnsanlar hayatlarını kurban ediyor bu tanrıya.

Başaramayanlar,yani tutunamayanlar yok sayılıyor,küçük görülüyor,zavallı görülüyor,en temel insani ihtiyaçları olmasada olur.Çirkin şehirlerde,kötü semtlerde,kötü evlerde yaşıyorlar.Sevgiye layık değiller.Aşka dahi layık değiller.Kadınlarımız böyle adamlara aşık olmazlar,Erkeklerimiz böyle kadınlara ince ve zarif bile davranmazlar.Bakımsız ve çirkinler,ter kokarlar ve umutsuzdurlar.

Bunu sorgulayanlar daha çok "başarmamış" insanlardır işin tuhafı :wink:
Hatta kişisel gelişim kitaplarında başaramamanın umutsuzluğuna düşmeyelim diye,devamlı ve mutlak suretle başarıyı kovalamaktan vaz geçmeyelim diye;bilim admlarının o başarmış sperm örneğini veriyorlar bize. "Evet siz bu dünyaya doğmuşsanız, milyonlarcası arasından sıyrılıp doğmuşsanız, siz birkere başarmış kişisiniz.Niçin bir kere daha başaramayasınız." derler.

Yeterki "başarı" tanrısına inancımız sarsılmasın.Herşey sarsılsın,insanlık,erdemler,hatta kendi uydurdukları demokrasi bile sarsılsın ama "başarı" tanrısına inancınız sarsılmasın.

Çatışma bu yüzden gereklidir.Çatışan,çatışmaktan korkmayan insan başarır.Toplum tarihini bu çatışma üzerinden okuruz.Kişisel tarihimizi bu çatışma üzerinden okuruz.Sınıflandırırız.Ayırırız.Ben ve ötekiler,biz ve diğerleri hep vardır.

devam edecek.... :wink:
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm


Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir

cron