OYUMU KİME VERECEĞİM ?

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

OYUMU KİME VERECEĞİM ?

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Sal May 15, 2007 3:38 pm

Hiç oy kullanmadım. Son seçmen kütüğü yenilendiğinde tesadüfen Sultanbeyli'deydim. Oy kullanacak yaşa geldiğimde, uzaklığından mı bilmem sandık başına gitmedim. Gitmek istemedim. Son seçimlerde de silah altında olduğum için oy kullanamadım. Pişman da değilim. Kime oy vereceğim ? Kime oy vereceğiz ?


İki kutuplu dayatmalara asla boyun eğmem. O olmazsa bu, bu olmazsa şu değerlendirmeleri, ne kadar da aldatıcı. Öcü gösterenler, korkudan beslenenler, istedikleri kadar çırpınsınlar boşuna. İnadına ak"lını kullanmaktan kaçınanlar, istekleri kadar yeni hayaller kursunlar, boşuna...

Önümüze konulanları, dayatılanları mı seçeceğiz ? Paralarına, para ekleyecek, sağda solda dolaşan zibidileri mi seçeceğiz ? Kişisel iktidarlarını, başımıza kakmak için fırsat kollayanları mı seçeceğiz. Bir "aklı selimin" koyun seçer gibi seçtiği malum adaylar mı bizi temsil edecek ? Paranın saltanatını Ankara'ya taşımak için sabırsızlanan o partili bu partili, sahtekarları mı seçeceğiz.

Demokrasiymiş, bu nasıl demokrasi ki, seçenin önüne, atananlar gelecek. Biz de güdülmüş kitleler olarak sandığa koşacağız. Tatil yapmamayı düşünenler varmış. Sandık başında sabahlayanlar olacakmış. Peh demekrasiye bak, sistem savunuculuğuna bak.

Seçim sabahı, çöpçüler yine sokaklarda olacak. Askeri ücretle dört çocuğuna bakmak için bir işçi yine aynı saatte kalkacak. Ek mesainin hayalini bile kuramadan, işinin başına koşacak. Sıkışık otobüslerde, oy kullanmaya giden parfüm kokulu kadınlar ve hacı yağı sürülmüş sakallılarla yan yana duracak.

O kendi geleceğini düşünürken, birbirlerine hırsla bakanlar ülkenin geleceğini düşünecek öyle mi ? Ben bu işte yokum...
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Fatih Ağaoğlu » Sal May 15, 2007 6:46 pm

HASANIM,SENİN GİBİ DEMOKRASİYE İNANMIŞ ARKADAŞIMDAN BU YAZIYI OKUMAM BENİ ŞAŞIRTTI.BUNUNLA BİRLİKTE YAZDIKLARININ BİR BÖLÜMÜNE KATILIYORUM.
YİNE DE NE OLURSA OLSUN VATANDAŞ OLARAK BİZİM EN DOĞAL HAKKIMIZ OY KULLANMAK.YARINLARIMIZ ,BİZLERE GERÇEKTEN BU BAHSETTİĞİN OLUMSUZLUKLARDAN ARINMIŞ,DÜNYA ÜZERİNDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ LİYAKATLA TAŞIYACAK LİDERLER GETİRECEK.AMA BU DA SADECE VE SADECE DEMOKRASİ İLE MÜMKÜN.SEVGİLERİMLE...
Kullanıcı avatarı
Fatih Ağaoğlu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 253
Kayıt: Prş Haz 29, 2006 8:56 pm

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Prş May 17, 2007 11:20 am

Selamlar...
AKP ye oy vermek istesekte istemesekte boynumuzun borcu oldu.
sizde ona verin.

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Prş May 17, 2007 5:25 pm

Böyle bir yazının altına yazılacak yorum mu bu şimdi ? Tam da bunu söylemek istiyordum işte, inatla "ak"lını kullanmaktan kaçınanların karşısında ben de oyumu CHP'ye mi vereyim. İşte başardıkları budur. Saygılarımla....
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Osman Nuri Sarı » Cum May 18, 2007 10:39 am

Hasret bu memlekette yaşamadığı için "AK" ile "KARA"yı birbirine karıştırmış galiba.
Kullanıcı avatarı
Osman Nuri Sarı
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 500
Kayıt: Prş Eyl 08, 2005 12:11 am
Konum: samsun

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Cum May 18, 2007 3:19 pm

Önümüzdeki seçimlerde barajı aşma ihtimali olan tüm partilerin ortak özelliği tamamının AB'yi, ABD ile stratejik ortaklığı ve BOP'u savunuyor olması. Aksini iddia edecek bir arkadaş varsa parti ismi versin ve genel başkanı'nın açıklamalarından yetkili organlarına kadar bu hususta yaptıkları açıklamaları ve aldıkları kararları ekleyeyeyim bu sayfalara. Sonuç olarak bu partilerden herhangi birine ya da barajı geçemeyecek olup da aynı programa sahip olan partilerden birine oy verecek olan herkes Irak'ta olmuş olanlardan ve bundan sonra Irak'ta, İran'da, Suriye ve Türkiye'de olacak olanlardan kendi payına sorumludur, onay vermiştir. Yaratılan sanal tartışmalarla, suni haber ve ayrılıklarla ve gene suni birlikteliklerle örtülmeye çalışılan gerçek budur, gerisi hikayedir.

Cumhuriyet mitinglerinin tamamının en gür atılan sloganı "Ne ABD Ne AB Tam Bağımsız Türkiye" dir. Toplumun her kesiminin ortak talebi bağımsızlık, ulusal ekonomi, ulusal dış politikadır. Toplumun bu talebini ABD ve AB havuzunda eritmeye çalışan kuvvetleri tarih sahnesinde erimek dışında bir gelecek beklemiyor. Bu talebi saklayıp olayı bir laiklik-başörtüsü meselesine indirgeyen ve toplumu ayrıştırarak gütme hevesinde olanlar başarılı olamayacak.
Selamlar...

Not: Hasret dostum, iteklemeleri umursama, sen gene Saadet'e ver oy'unu. Eğri doğru ABD rüzgarına teslim olmamış bir Parti'dir, en azından vicdan sorunu yaşamazsın, sevgiler.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Necip Feyzayi Uygun » Cmt May 19, 2007 2:12 pm

İsmi ile müsemma kardeşim. Özgür olmak çok güzel ama gel gör ki öyle bir düzen hüküm sürüyor ki, halkın % 5' i oy kullansa iktidar heveslileri o % 5 ten aldıkları yetkiyi kullanma yüzsüzlüğünü göstermekten çekinmezler. Her ne kadar "Vatandaşlık Hakkımızı", hakkımızı yedirmek için kullanıyor olsakta başka çare yok. Demokrasinin basit anlamı halkın kendi kendini yönetmesidir. Anladığım kadarıyla yetkimizi bu seferlik devretmeyelim diyorsun ama dediğim gibi, bu yüzsüzlerden kurtulma imkanı yok. Onun için akıllı olalım....Milliyetçilik yükselen değer.........Amca oğluna gelince galiba oy vermeyecek olmanın rahatlığına kapılmış, yoksa O da işini bilir.
Necip Feyzayi Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 307
Kayıt: Pzt Kas 21, 2005 4:05 pm
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Çrş May 23, 2007 6:59 am

Selamlar
Ari kovanina comak sokmus gibi olduk.
Ama bu benim bugunku olanlardan dolayi ani tepkimdir.
Yoksa AKP ye oy vermek belkide yapacagim en son istir.
Zaten bilen biliyor.Yilmaz kardesim basini belaya sokma diye uyardi zaten.
CHP nin yaptigi sorumsuz politikalar onu parti olmaktan cikarmistir.
Altuncu kardesimizin nereye oy verecegi zaten bellidir.
Oy vereceginiz bir yere gereksiz sebepler uydurmayin.
Benim her zaman savundugum seydir bu giydigimiz demokrasi gomleginin bize dar geliyor olmasi.
Biz Talabani den Barzani den ve dahi hic kimseden posta yiyecek halk ve devlet degiliz.
Bunun suclusuda iktidarlar sag sol degildir.
Bunun suclusu tarihini bilmeyen,bilgi birikiminden yoksun bizleriz.
Bunun suclusu kucugun buyuge saygisini oylara rant eden anlayistir.
Niye Altuncular hep solcudur?
Niye TAskinlar hep sagcidir?
Niye Mahnidalatr hep solcudur?
Niye bizimkiler hep sagcidir?
Evet suc bizim...
Seytan suclu degildir bizi batila davet ederken.
Suclu olan ona meyledendir.
Suclu olan kendi tarihi ile barisik olmayandir.
Suclu olan halk a ve Hakk a sirtini donendir.
Kisacasi suc bilmemiz gerekirken bilmedigimizdedir.

Yeni secim olacak.
Sahi olacak mi?
Ben supheliyim acikcasi...
Bakin bombalar patlamaya basladi.
Iki aydaha var secime.
Bir sebep bulunur secimi yapmamak icin....
Belki de Gul un babasinin sakallari bir sebep olarak gosterilir secimin yapilmamasi icin.
Muz cumhuriyetlerinde bunlar gecerli sebeplerdir.

Neyse
Daha sonra devam ederiz sanirim...
Selamlar

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Emel Ayal » Çrş May 23, 2007 7:31 am

oyumuzu kime verirsek verelim
hatta herkes oy kullansın
hiç fire vermeyelim
ister sağından ister solundan birileri
iktidara gelsin
ne deyişcek
ha memur emekçi
belki seçimden önce
belki seçimden sonra
ağza bal çalmak misali
zam alır
belki

ama bu ülkede zaten zengin hep daha zengin olma yolunda deyil mi
fakir de battı balık yan gider
iktidar halk için mi çalışcak
isterse en baba emekçi yandaşı olsun
beni buna kimse inandıramaz

iktidar adamı bozar
en azından bizim ülkede bozuyor

zaten milattan önce üçbin yılında bi filozof "Bu dünyanın çivisi çıkmış" demiş ya

ben ne bir ümit besliyorum bu ülkede bu hayattan

tek avuntum küçük mutluluklar
şükürler olsun bu sabahta bi simit aldım
çayımı yanına katık yaptım :D

ne diyeyim vatana millete hayırlı olsun
en çokda işini bilenlere
Kullanıcı avatarı
Emel Ayal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 790
Kayıt: Pzt Nis 17, 2006 12:46 pm
Konum: İzmir

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr May 27, 2007 9:21 pm

ya Emel siteyi daha sık ziyaret etsene, yazdıklarını zevkle okuyorum.

Ülkenin kalkınmasından anlaşılan hep bir kandırmaca sonucu yanlış anlaşılıyor. Kalkınma dedikleri zenginlerin büyümesi yani sermayenin büyümesi. Bu da yoksulların üzerinden olur. Ama nedense önce yoksullar buna alkış tutar bizde. Öğrenciliğimde Topkapı sarayı müzesini çok kişiye gezdirdim. Görüpte tarihi biraz daha iyi kavrasınlar diye. (Hem artılarını hem eksilerini Osmanlı nın). Ama nedense gezdirdiklerimin çoğu, o zamanlarda kendi öz ve padişahlardan en az 100 kat daha türk olan atalarının (her kuşakta yabancı kadınlardan alınan genlerle %50 si eksilmiştir türklüklerinin -padişahların-:D ) mısır kuturlarını sonraları fındık kabuklarını besin niyetine midelerini doldurmak için kullandıklarını düşünmeden padişahların altın kaşıklarla yemek yemelerini büyük onur saydı umduğumun aksine.

Prof.Dr Emre Kongar az çok bu konuda ilim sahibidir kabul ederseniz. Derki "bu ülke ne zaman kalkınır; bu ülkenin en zengini ile en fakiri aynı partiye OY VERMEDİĞİ zaman"
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Pzt May 28, 2007 5:59 am

Selamalar.
Her insanin tabii ki bazi degismez dusunceleri vardir.Olabilir.
Arkadaslarimin degismez dusunceleri benim hosuma gitmeyince ben onlari arizali diye nitelendiririm.
Bu da nerden cikti diye derseniz:
Bulentin yukardaki yazisinda da birariza tespit ettim.Ordan cikti.
Bulentin durduk yerde Osmanli padisahlarina atif yapmasi sabah sabah beni bozdu yine.
Asil sebep aslinda su:
Daha bir ay once 60 yasinda eski rus generali olan (rus generali ama alman) musteri-arkadasimi istanbulu gezdirmistim.
Haliyle Topkapi sarayina ve Harem e de girdik.
General bana koca osmanli padisahlarinin haremi burasi mi diye israrla bir kac kere sordu.
Havuz nerde?
Havuzlar nerde?
Yatak odalari nerde?
Diye bir suru soru sordu.
Aslinda heryeri gezdik ama oyle harem diye bildigimiz haremler yok aslinda.
Koca padisahlar yer yataklarinda yatmis.
Haremin dosemesi bile tas.
Hani parke marke falan da yok.
Banyo olarak kullanilan yer en fazla 60 m2.
Oda bolmeli ve kurnali.Havuz filan da yok.
Karilar eglenceler filan hepsi Osmanli da hikayeden ve masaldan ibaret gercekle bir alaka yok.
Tabi butun bunlar anlayana bir kriterdir.
Anlamak istemeyen tabii ki anlamaz.

Selamlar

Hasret UYGUN
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzt May 28, 2007 4:53 pm

"Birileri bir yerde zenginleşiyorsa bir başkaları fakirleşiyordur (ki zate bu sıfatların kendisi zaten birbirinin karşıtı olup tanımlanabilmelerini mümkün kılarlar)" matematiksel gerçeğini mantıksal olarak açıklayabilmek için verdiğim örnek, küçük yazımın ayrıntısı idi. Alınması gayet doğal ve basit bu fikrin üzerinde durulmayıp ayrıntı olan örneğin ön plana çıkarılmasına üzüldüm. Sabah sabah sevgili Hasret'in moralinin bozulmasına ayrıca üzüldüm tabi ki, amacım bu değildi.

Eskilerden tahta kaşıklarımız varken, tahta çatallarımızın uzun süre olmayışı halen daha metal çatallarımız olmasına rağmen bir çoğumuzda parmaklarımızla yemek yeme ( turşu vs.) alışkanlığımızın sürmesinin nedenidir (yöre insanı olarak). Kimbilir bizim tahta kaşıklarımız bile yokken altın kaşık ve bıçaklarla yemek yeme imkanı olan padişahların Hasret in dediği gibi "parkesi bile olmayan zemini taş haremleri" tercihleri olsa olsa fantazileri olabilir, yoksa haremin tabanını bile altın yaptıracak güçleri çok şükür vardı. Banyolarının 60 metrekare olmasına da malesef üzülemedim Hasret.

Ayrıca örnekte dediğim gibi ben Topkapı Sarayını insanlara gezdirmekten çok haz duyardım hala daha da duyarım. Yolum oraya düştüğünde oraya gitmemiş bir arkadaşım yanımda varsa tekrar gitmekten zevk duyarım.Amacım dediğim gibi tarihi en azından saray penceresinden de olsa gözletmek ve geçmişimizin Hasret'in algıladığı gibi sadece eksilerini değil artılarını da göstererek bir bakış açısı sunmaktır. Artılarıyla ve eksileriyle geçmişiyle barışık olup gerektiğinde övünüp gerektiğinde utanacak olgunluğu akşamları başımı yastığa koyduğumda akıl ile vicdanı yanyana getirerek buldum. Sabahları böyle rahatsızlıklar duymamak için sanırım gerekli olanda bu. :D

Açılmış olan konuya getirdiğim bakış açısının gözardı edilip örnek bir olaya saplanmasını istemem, ben bir şey demeğe çalıştım. Fikirden olaya indirgenmiş durumda olan konunun kişisel boyuta katar düşürülmesini ise hiç istemem. Hasret e karşı olan söylemim başta samimiyetten daha sonra özellikle bu site aracılığı ile Hasret in özellikle "kürt sorunu" gibi konularda ki tabuları aşmış soğuk kanlı yaklaşımlarını görüp bildiğim içindir.

Sonuçta ben bir partiye de işaret etmedim. Varsa dediğim gibi bir parti deyin şudur, bakalım ve Özgür Hasan nın açtığı başlığı saptırmadan oyumuzu oraya verelim.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzt May 28, 2007 5:25 pm

Açıklamaya gerek te yok ama , ne bileyim gene de yazayım dedim: verdiğim örneğin açtığım konu ile ilişkisi şu; bizim insanımız kendi somut koşullarını değil de çevrelerinde veya devletin üst kademelerindekilerin koşullarını kendininki imiş gibi düşünüp onun üzerinden tarihi yorumlamakta. Bu yanlış yorumlamanın asıl tehlikeli tarafı da bu günün de aynı mantıkla yorumlanıyor oluşu. Köyünden 10 tane zengin varsa sefil halini unutup onlarla hava atıyor veya utanılacak bir şarkının erovizyonda elenmemesini bile milli gurur sayabiliyor vs. vs. Gerçeklerden kopuk, hayal aleminde, nitelik aramayan, mantık aramayan, sebeb-sonuç ilişkisi kuramayan, onuru zate çoktan rafa kaldırmış birilerinin ağla demesiyle ağlayan, oyna demesiyle oynayan, saldır demesiyle saldıran, boşver demesiyle takmayan, robotlaştırılmış bir millet. Gene dayanamadım özür dilerim.

Hangi parti ? varmı pusula da ? bilmiyorum bilen varsa göstersin.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlkay Durgun » Sal May 29, 2007 10:58 am

"Benim bir hayalim var"
Martin Luther King

Kara kara kazanlara
karı yazı kazanlara
kimse sevgi göstermesin
ak yazıyı bozanlara

Hemi okusun hemi yazsın
yazısını kendi yazsın
yazısından bezen yiğit
o yazıyı baştan yazsın

Anonim

Buraya kadar yazılanlarda gördüğüm şey;İdeolojik yaklaşımı ve/veya koşullandırmaların etkisinden kendini kurtaramayanların kime oy vereceği belli, sağından soluna kadar.

Ancak Bülent'inde içinde bulunduğu hali ifade eden o, "pusuluda var mı? " ifadesiyle ortaya çıkan, ne yapacağını bilememe yada daha doğrusu ,aklındakine karşılık bulamama sıkıntısı, mesela Emel Hn.da daha ileri boyutta küçük mutluluk oyununa kadar gidiyor.

Aslında toplumun okumuş yazmış kesiminin bu sıkıntısı,aynen geri kalanında da çok daha kaba ifadelerle sürmekte.Bu geniş kesim aslında hiç anlamadığı süreçte_yani Cumhurbaşkanlığı krizi gibi,laik-şeriat sürtüşmesi gibi_ sürüklenmektedir.Mevcut pusuladaki partilerden bazıları sesini ya hiç duyuramamakta yada bu sürüklenmeden nemalanmak için taraf olmak durumundadır.

Ülkenin gerçek sorunları bu gürültü içinde hiç konuşulmamakta yada sadece gazetelerin satır aralarında geçmektedir.Gelir dağılımındaki bozulma,sosyal devletin tasviyesi,_ bu ne demek, gerçek tanımı var mı elimizde,sahi sosyal devlet derken neyi kastediyoruz, biliniyor mu?_ Emperyalizmin bölgemizde ve ülkemizde çıkarmaya çalıştığı geniş çatışma ortamı,bu çatışa ortamının mesela hangi şekilleriyle ülkemizde su yüzüne çıktığı gibi tartışmalar hiç yapılmıyor.Bombalar Patlıyor,askerlerimiz pusularda şahit ediliyor,Irak'ın kuzeyine örtülü bir savaş ilanı sözkonusu buna ülkemiz itiliyor.Kim itiyor.Sonuçları neler olabilir.Tartışılmıyor.Bütün bunların gölgesinde seçime gidiyoruz.Bu seçimin asıl dinamiğide bütün bu sıraladığım gerçek sorunlardan uzaklaştıran suni gündemler.

Şimdi yazımıza konu olan, yani bu gerçek sorunları düşünen, yada hayatında hisseden insanların_aslında büyük çoğunluğun_ ne yapması gerektiği konusuna gelelim.

Evet, mevcut pusulada bu gerçek sorunlardan bahseden,ülkenin,ülke insanının eğitim,sağlık,iş yada işsizlik,emperyalizm_ bu dünya ve özellikle bölgemiz için yaşamsal bir konu_ gibi konularda bütünüyle aklıyla ,özgün,konuları çalışmış,bunları toplum projesiyle sunmuş,bir ekonomik modelle desteklemiş,tarihini,tarihi rolünü,insanını, tümüyle kavramış ve sevmiş bir parti yok ne yazıkki.

Peki ne yapacağız?

Pusulada göremediğimiz partilerden ehven_i şer dir diyerek birini mi seçeceğiz?..

Yada her şeyi boş vererek küçük mutluluklarımıza mı sığınacağız?..

"Benim bir hayalim var"

Hayata müdahale eden,Bu mücadelenin hayatın kendisi olduğunu fark eden,Kendi kaderini oy pusulalarında aramayan.Aklıyla,tarihiyle,insanıyla,toprağıyla barışık,onlara sevdalı,bu sevdasıyla ferhatın dağları delmesi gibi dağları delen insanlarn olduğu bir ülke hayal ediyorum.

Hayata karışalım,üniversitede,fabrikada,hastanede,sokakta...Heryerde hayata karışalım...

Çözüm budur...
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Serkan Birinci » Sal May 29, 2007 10:13 pm

sevgili İlkay; final iyiydi. sızlanmalar, sessiz çığlıklar atmak, herşeye muhalif bir tavır sergilemenin yerine bu ülkenin temel değerlerinden, membağından beslenen bir üretimin hayata karışmanın zamanıdır.....

"Benim de bir hayalim var"

Hayata müdahale eden,Bu mücadelenin hayatın kendisi olduğunu fark eden,Kendi kaderini oy pusulalarında aramayan.Aklıyla,tarihiyle,insanıyla,toprağıyla barışık,onlara sevdalı,bu sevdasıyla ferhatın dağları delmesi gibi dağları delen insanlarn olduğu bir ülke hayal ediyorum.

Hayata karışalım,üniversitede,fabrikada,hastanede,sokakta...Heryerde hayata karışalım... "

Ancak, yinede bir siyasi tercihte bulunmanın vicdani bir sorumluluk olacağını, ehven-i şer veya hangi algılamayla olursa olsun tercihten kaçınmanın bir amaca hizmet etmeyeceği gerçeğini de not etmeli.......
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Sonraki

Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir