boş

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

boş

Mesajgönderen İhsan Şahin » Sal May 27, 2008 7:15 pm

BOŞ
En son İhsan Şahin tarafından Pzt Haz 16, 2008 7:51 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen İlkay Durgun » Sal May 27, 2008 8:13 pm

Bu "Ermeni" akıl tutulmasından kurtulmak lazım artık.Keşke Milli Eğitimimizde ermeniler olsa sadece.Onlar bu coğrafyanın çucuklarıdırlar ve bizim kardeşimizdirler.Dövüşsekte,sövüşşekte kardeşimizdirler.Aynı suyu içip,aynı havayı soluyup,aynı türküleri söyliyip,aynı kaderin içindeyiz.

Milli eğitim Bakanlığında bir ton Amerikalı uzman çalışıyor.Buralara bu adamları kim getiriyor.Kim saklıyor?Üstelikde bu adamlar bu hükümet tarafından da değil daha önce getirildi.Ancak bu hükümet de onları çalıştırmaya devam ediyor.

Bu ülkede CIA de yeminli tercüman olarak çalışan biri ekonomiden sorumlu bakanlık yapıyor.Bu ülkede Aynı zamanda Amerikan vatandaşı olan bir kadın başbakanlık yaptı.CIA ve Massad ajanları cirit atıyor.Bunların anlı şanlı gazetecilere maaş bağladıkları heryerde söyleniyor...

Ülkemizde hepsi hepsi seksenbin kişi kalmış ermenileri konuşuyoruz biz.CIA da yeminli tercümanlık yapan bakanımız olacağına ermeni milli eğitim bakanımız olsaydı keşke.Bunu içimize sindiren biz "Kripto ermeneileri" diye bir komplo teorisine inanmayı yeğliyoruz.Çok güzel...Batılı emperyalistler bize ermeni oyuncağını,ermenilerede türk oyuncağını verip savaştırıyor...

Bu arada atlıyı görüyor musunuz,üsküdarı geçiyor...

Hrant DİNK tamda bu yüzden şehit edilmiştir.Ermeni soykırımını savunan Dink,bununla ilgili Fransa'da alınan kararara karşı çıkmış ve şöyle demiştir;"Fransaya gidip ermeni soykırımı yoktur diyeceğim".Çünki biliyordu ki,batılı emperyalistler bu topraklarda bir kardeş kavgası çıkarmak için bu kararları alıyorlar.

Bu ermeni saplantısı, yada ermenilerdeki türk saplantısı, batılı emperyalist bir tuzaktır...
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Caner Kama » Sal May 27, 2008 10:44 pm

Osmanlı hoş görüsü diye tarihi severler hep anlatır, ama nerde o hoşgörü. Ya benlesin ya da değil, ya yanımdasın ya da karşımda. İşte bu keskin ifadeler aramıza nifak sokmaya çalışanların kullandıkları argümanlar. O Ermeni, o Rum, o namaz kılıoyor, o başörtülü, o şu partiye oy verdi, o yemeği tuzlu yiyor, o çaya çok şeker atıyor... her zaman sen dili ile karşımızdakini ezmeye açılışıyoruz heralde.

500 bin Ermeni avdet etmiş dinlerindemiş yahu sorarım sizlere Orta Asya'dan bu topraklara gelmiş toplumlar çekik gözlü değilmiydi? Ya da Roma öncesinde bu topraklarda yaşayan o türlü türlü kavimler,devletler ne oldu? Anayasa çok açıktır; kendisini Türk vatandaşı olarak gören, Türk kültürünü kabul etmiş herkes Türk'tür. Daha işi depreştirmenin öküz altında buzak aramanın manası yok.

Ararat Ağrı dağının mitolojik ismidir, tıpkı Samsun'un amisos, İstanbul'un konstantinopolis olması gibi mitolojik bir isim sadece. Ermeniler'de de Türklerdeki gibi türeyiş efsanesi vardır Türkler nasıl dağı eritip ordan çıktıysa Ermeniler de Ağrı dağından (Ararat'tan) geldiklerine inanır bu yüzden diaspora bunu bir koz olarak kullanmaya çalışır yani biz Türklerden önce oralardaydık oralarda Türkler yerine biz olmalıyız demeye işi getiriyorlar.

Aynı şeyi birkaç sene önce de İstanbul için yapmışlardı. Kim ne için kullandı pek hatırlamıyorum ama İstanbul için Konstantinopol denilmesine herkes karşı çıkmış yaygara kopmuştu. Halbuki Osmanlı bile 16.yy vesikalarında İstanbul ismi yerine konstantinopol kullanırdı.Yani Osmanlı bu toprakları daha mı az sahipleniyordu? Osmanlıda olan o şey o hoşgörü, kültür zenginliği; T.C.'de ve onu inatla hala 1920'lerdeki gibi yönetmeye çalışan zihniyette yok! O yüzden şu Ermeni, şu Rum demek birlikteliğimizi zedeler. Birileri hassasiyetleri kaşıyarak bunu da pek ala başarıyor, çünkü biz burada bu başlığı okuyoruz.

Aynı şeyi logosunun altında "Türkiye Türklerindir" yazan basının amiral gemisinin taarruz botu niteliğindeki gazetesinde de okullu çocuklar için verdiği ekindeki Türk bayrağı alt zeminli Türkiye haritasında da Türkiye'nin güneydoğusu yoktu mesela.
Kullanıcı avatarı
Caner Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 226
Kayıt: Cum Mar 03, 2006 4:15 pm

Mesajgönderen Köksal Ağaoğlu » Çrş May 28, 2008 12:12 pm

“Kürt Sorunu”, “Ermeni Meselesi” gibi konularımızı düşünürken şu hususu göz önünde bulundurabilir miyiz acaba?

Bir insanın doğduğu, büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği veya yaşamının bir dönemini geçirdiği, hatıralarının dolaştığı, atalarının mezarlarının bulunduğu bir coğrafyayı unutması, buralardan uzaklaşması, uzaklaştırılması, “tehcir” edilmesi acısını duygudaşlık kurarak hissedebilir miyiz?

Bu ülke üzerinde kötü emeller besleyeni gözden kaçırmak, unutmak ayrı yukarıda saydığım hususları, benzer samimi duyguları unutmak ayrı şeyler. Bunu kuşkusuz hepimiz biliyoruz ama tartışmalarımızda genellikle birinci hususu fazla dikkate almadan tartışmamızı sürdürmekteyiz. Birinciye itirazımızın olmadığını ancak ikinci husus konusunda da taviz vermeyeceğimizi karşı tarafa hissettirmemizi, karşı tarafın da niyetinin netliğini bize hissettirmesini nasıl sağlayabiliriz?

**

-Olan Ermeninun doğurduği,
-E Ermeni yavrisi

Gibi eskiden kullanılan ve belli bir dönem hadi kullanılmasındaki durumu anladığımız ama hala bu genel ifadeleri kullanmayı, tehcir, mübadele esnasında Müslümanlığı seçmiş Ermeni, Rum, Yahudilerinin bulunmasından rahatsızlık duymayı doğru bulmuyorum. Bu gibi geçişler devletin sağladığı imkânla oluyordu. Ama daha sonra özellikle böyle bir geçişi tehcir veya mübadeleye muhatap olmamak için formül olarak kullananların özellikle de Ermenilerin çokluğu sebebiyle bu uygulamadan vazgeçilecekti. Osmanlı imparatorluğu birçok etnik kökene sahip insanı bir arada barış içerisinde yaşatmış ve yönetim kademesinde bulundurmuştur. Birçok konuda da bunu Osmanlının hoşgörüsünü izah etmede övülesi bir durum olarak anlatırız…

**

Coğrafya kitabında yazılan adı geçen Ağrı Dağı yazısını görmedim, hangi anlamda yazdılar da bilemiyorum. Eğer İhsan ağabeyin taşıdığı endişeyi haklı çıkaracak anlamdaysa Ararat olarak yazılmasının doğru olmadığı gibi iyi niyetle de bağdaşmadığına ben de katılıyorum.

İlkay’ın ve Canar’in sesine eşlik ederek: “Onlar bu coğrafyanın çucuklarıdırlar ve bizim kardeşimizdirler. Dövüşsekte, sövüşşekte kardeşimizdirler. Aynı suyu içip, aynı havayı soluyup, aynı türküleri söyliyip, aynı kaderin içindeyiz.”

“Ya benlesin ya da değil, ya yanımdasın ya da karşımda. İşte bu keskin ifadeler aramıza nifak sokmaya çalışanların kullandıkları argümanlar. O Ermeni, o Rum, o namaz kılıoyor, o başörtülü, o şu partiye oy verdi, o yemeği tuzlu yiyor, o çaya çok şeker atıyor... her zaman sen dili ile karşımızdakini ezmeye açılışıyoruz heralde.”

Özetle bu mevzularda yazarken konuşurken söz meclisten dışarı sapla saman çok kolay birbirine karışabilir. Birde bu aralar vatan haini, vatan satanlar, ülkeyi bölmek ve peşkeş çekmek isteyenler, AB’ye girelim diye olmadık dalavereler yapan Türkler, Kürtler bir hayli çoğaldığına göre birkaç Ermeni, Yahudi uyanığı da çıkabilir…
Kullanıcı avatarı
Köksal Ağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 176
Kayıt: Pzt Eki 24, 2005 5:30 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen İlkay Durgun » Çrş May 28, 2008 1:38 pm

özetle bu mevzularda yazarken konuşurken söz meclisten dışarı sapla saman çok kolay birbirine karışabilir. Birde bu aralar vatan haini, vatan satanlar, ülkeyi bölmek ve peşkeş çekmek isteyenler, AB’ye girelim diye olmadık dalavereler yapan Türkler, Kürtler bir hayli çoğaldığına göre birkaç Ermeni, Yahudi uyanığı da çıkabilir…


:wink:
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Ahmet Hamdi Kama » Çrş May 28, 2008 6:58 pm

....

milli eğtim bakanlığının yeni ders kitapları yazma komısyonunda bende görevliyim..bu kitapların yazımı türkiye genelinde sekiz ilde kurulan komısyonlar tarafından gerçekleştirilmektedir..

...ihsanabinin ifade ettiği kitapla ilgili sadece bir bilgi paylaşımı yapmak isterim..konuyla ilgili söylenmesi gerekenleri zaten caner ,ilkaybey,vede köksal izah etmiş,
..kitapla ilgili samsun dakı bizim bulunduğumuz komısyon üyeleri kitap içerisinde 128 tane bilgi hatasının yapıldığını bir rapor olarak bakanlığa sundu..


umarız böyle bilgi hatalarının olduğu kitaplar daha karşımıza çıkmaz.

:D
Ahmet Hamdi Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 386
Kayıt: Cmt Oca 20, 2007 9:28 pm
Konum: SAMSUN/MERKEZ

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Cum May 30, 2008 6:59 pm

Canerin Osmanlı dönemindeki hoşgörünün yeni TürkiyeCumhuriyetinde olmadığını belirtiyor.Ve Osmanlının 16. yüzyıla kadar İstanbula Konstantin demesini buna örnek olarak gösteriyor.Tam bu noktada işe Toplum bilim giriyor.Şöyleki:Toplumsal olaylar Neden-Sonuç ilişkisi dışında çözümlemeye kalkışıldığında bu kavram karışılıklarıyla karşılaşıyoruz.Örneklemeden hareket edersek Osmanlının bu dönemlerine kadar Milliyetçilik akımları dünya yüzeyinde ortaya çıkmadığını ve milliyetçilik çatışmalarının olmadığı bir dönem.Dolayısıyla Osmanlının bu ismin sapote edileceği yada kullanılacağı bir durumun ortaya çıkmayacağını düşünüyor ve rahatlıkla bu ismi kullandığını görüyoruz.Ama günümüzde yayılmacı milliyetçi akımlar her fırsatı değerlendireceğini düşünürsek buna karşı tedbir alması hoşgörü eksikliği olarak yorumlanmamalı.Panoroyak düşüncelere sapmadan ülkelerin savunma mekanizmalarını oluşturması devlet olma gereklerinden biri olacağını düşünüyorum.Selamlar.ı
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya


Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron