gönderen Yılmaz Ersezer » Çrş Nis 23, 2008 4:34 pm
Dava? Ortada bir dava var mı? Bir dava olması için bir iddianame olması gerekir değil mi? Savcı ilgili kişiler için şu şu şu suçları işlemişlerdir, şu şu şu işleri hayata geçirmişlerdir diyecek ve ilgili kişiler de bu suçlamalara cevap verecek ve yargıç da bir karara ulaşacak. Ortada bir suçlama var mı? Savcı 8 aydır iddianame oluşturamamış, Yasal olarak hiç bir insan bir suçlamaya tabi tutulmadan 8 ay cezaevinde tutulamaz, darbe dönemlerinde bile olacak iş değil bu, peki şimdi nasıl oluyor? İktidar ve gladyo yasa tanımıyor çünkü. O kadar pervasız ve o kadar reziller ve bunu kaynağı suçlarının büyük olduğunu biliyor olmalarından kaynaklanıyor. Büyük suçlar büyük alçaklıklarla örtülmeye çalışılır.
Tayyip'in damadının, Fettullah'ın vs.. gazetelerinden televizyonlarından yasal olarak suç olmasına rağmen tutuklanan insanların avukatlarının elinde olmayan suçlamalar her gün açık açık yazılıp çiziliyor. İp baskınında ele geçtiği iddia edilen danıştay krokileri yayımlanıyor. Ama o kadar gerizekalı ki bu "gazeteciler" ip'de ele geçirilen danıştay korkisi diye gazetelerinde yayımlanan kroki'nin altında bulunan fax gönderim bilgilerinde ip'e yapılan baskından 1 hafta önce kendi gazetelerinden faks geçilmiş bulunduğu ortaya çıkıyor. Savcı ne yapıyor peki? Hiçbir şey. Bu büyük suç unsurunun sahibinin Perinçek değil de Taraf gazetesi olduğu belgeleniyor ama tık yok. Tezgahın kaynağı da ortaya çıkıyor böylece. Böylesi tezgahlar istihbarat örgütleri tarafından hayata geçirilir. İktidar, 4-5 tane gazete, 6-7 tane televizyon, emniyet istihbaratı ve Amerika sığıntısı eski mitçilerin organize bir operasyonu olduğu gün gibi açık. Terör örgütü budur işte ve hesabını verecekler.
De bu alçaklar bu alçaklıkları neden yapıyor, önemli olan burası. Vatanın satılmasına engel olmaya çalışan bir avuç insan yalan dolanla cezaevine atılarak Türkiye'yi teslim alabileceklerini sanıyorlar. Perinçek alçakça suçlamalarla 12 yıl yattı cezaevinde ve bir 12 yıl daha yatar sorun değil ama Türkiye ite kopuğa satılabilecek bir ülke değildir. Türk halkı Türk'ü ile Kürt'ü ile emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçilerini bir kez izmir'den denize döktü bunu gerekirse bir kez daha yapar.
Türkiye'nin en az yüzdesi içinde olmak benim için gurur verici bir durum Bekir Kırmaz kardeşim. Fikrilerimin doğruluğu yanlışlığını kafa sayısı ile ölçüp biçmeyecek kadar akıl sağlığı taşıyorum. Vatan, namus, onur, ahlak vb.. insani değerlere sahip çıkmak için kafa sayısına bakmam. Benzeri bir tezgah en düşman olduğum insana düzenlense düzenleyene kin duyarım, nasıl olsa düşmanımdır iyi olmuş diyemem. İnsanı hayvandan ayıran temel fark düşünebilmesidir. İnsan düşünür, düşündüklerini kendisi gibi fikir üreten insanlarla tartışır, hatalarını görür fikirlerini geliştirir. Gelişmenin yolu yöntemi budur. İnsanlar birbirleri ile fikirlerini tartışırken sohbete dahil olma isteği duyan ama fikri olmayan birileri ben daha uzağa işeyebiliyorum diye sidik yarışı önerebilir ama oradan ve bu istekten bir şey çıkma ihtimali yok.
Şüphesiz bizim de sana ve sen gibi arkadaşlara bir kinimiz yok. Aynı köylüyüz, abi kardeşiz. Sorun şu ki dünyayı ve olayları algılayışımız tamamen farklı. Bu farklılıkları dostça arkadaşça tartışarak sohbet ederek aşabiliriz ve ya da sidik yarışı yapabiliriz. Sen matematikçisin mesela. 2+2 nin 4 ettiğini bu sitedeki arkadaşların hepsi bilir ama sen daha iyi bilirsin. Birisi çıkıp da hayır efendim 4 değil 5 eder derse sitedeki arkadaşların hepsi güler geçer ama sen gülüp geçemezsin oturur ona neden 5 değil de 4 ettiğini anlatmaya çalışırsın. Arkadaş ısrrla hayır efendim 5 eder, bu hususta ofli hoca böyle buyuruyor derse de afallar kalırsın. Matematik ancak asgari düzeyde matematik bilgisi ya da en azından algısı olan kişi ile tartışılabilir. Siyaset ve felsefe de öyle.
Selamlar...