Ak ada konar...Ok ada..

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

Çerçeveletip asın !

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Prş Tem 26, 2007 3:55 pm

Seçmeni kasıtlı olarak borçlandırıp “istikrar” sopasıyla korkuttular..Kimse AKP'nin aldığı oy karşısında Demokrasi, Ab, E muhtıra falan aramasın, olay bu kadar basittir. Sonuna kadar okumunızı tavsiye ediyorum.

Sandık başında vatandaşın biri, komşusuna şöyle yakınıyordu: AKP’ye oy vermem arkadaş! Türkiye’yi ABD ve AB’nin oyuncağı yaptı. Türk askerinin başına çuval geçirtti. Dış ve iç borçlar patladı. Biz fakirleştik ama onlar oğullarına gemicikler aldılar...


YAHUDİ TAKTİĞİ

DiĞerİ hemen söze girdi: Seninle aynı fikirdeyim ama hükümet giderse yabancıların borsayı çökerteceği, doları ve faizleri fırlatacağı kesin. Ev, araba, tüketici kredisi verdiler, bizi 20 yıl taksite bağladılar. Düzen bozulursa, hem malımız hem paramız gider!

5.2 milyon kişi 100 milyar dolar borçla sandığa gidip oy verdi...


Konut için 20 milyar dolar borç

Otomobİl için 4 milyar dolar borç

BİREYSEL KREDİ için 76 milyar dolar borç ( bu da Akp dönemindeki 'parlak' ekonomimizin yarını karanlık rakamlarıdır)

5.2 milyon seçmen sandığa 120 milyar YTL’nin üzerinde borçla gitti
Oylara ipotek koydular.

Bu seçimlerde oyunu 5 milyon artıran ‘AKP’nin zaferi’nin(!) sırrı ortaya çıktı. Bankalara borçlandırılarak esir alınan vatandaş, ‘istikrar bozulur’ yalanıyla tehdit edildi.


Bireysel borçları 120 milyar doları aşan vatandaşın, sandık başında, statükonun devamına oy kullandığına işaret eden uzmanlar, seçimin galibinin insanları borçla yaşamaya mahkum eden ve alıştıran AKP’nin iktidarına şaşırmadıklarını ifade ediyor. Kredi kartı, konut, taşıt ve tüketici kredileri ile esir alınan vatandaşın, risk korkusuyla ’istikrar’ aldatmacasına evet dediğine dikkat çeken uzmanlar, “İktidar değişirse borçlarım ne olur”, “Hayal satmaktan gerçeğe dönülürse, benim durumun ne olur”, “Ekonomide radikal kararlar alınıp, borçlanmanın önü kesilirse ne yaparım” endişesinin vatandaşın tercihlerini belirlediğini ifade ediyor.

Sandık başında iki komşu arasındaki şu diyalog dikkat çekiciydi:
* AKP’ye oy vermem.. Türkiye’yi dış güçlerin oyuncağı yaptılar. Biz fakirleştik, onlar oğullarına gemicikler aldı. Ülkenin iç ve dış borcu patladı.

* Söylediklerin doğru ama AKP giderse yabancıların borsayı çökerteceği, doları ve faizleri fırlatacağı kesin. Ev, araba, tüketici kredisi derken bizi 20 yıl taksite bağladılar. İktidara AKP gelmezse, hem malımız hem paramız gider.

Bankalara sarıldılar

Vatandaşlarımız, 22 Temmuz’da sandığa, 4,5 yıllık AKP iktidarının kendisine miras bıraktığı toplam 402 milyar dolar artan kamu borcu, 122 milyar dolara yükselen özel sektör borcu ve 70 milyar dolar artan bireysel borçlarla gitti. Vatandaşın bankalara olan kredi kartı borcu geçen yılın ilk altı ayına göre yüzde 29,3 artış göstererek, 64 milyar 705 milyon YTL’ye ulaştı. Konut, taşıt ve diğer tüketici kredilerinden oluşan borçların ise 55 milyar YTL’yi aştığı bildirildi. ATO Başkanı Sinan Aygün ise 2007 yılı Temmuz ayında, vatandaşların bankalara olan borçlarının 80 milyar YTL’ye ulaştığını, özel sektörün borcunun ise 190 milyar YTL civarında olduğunu ileri sürdü.

Borç tırmandı

Merkez Bankası’nın hazırladığı en son sektör kredileri raporuna göre, 2007 yılı ortalarında konut kredisi borçları 15 milyar 798 milyon 552,2 bin YTL’den 17 milyar 255 milyon 622,1 bin YTL’ye yükseldi. Aynı raporda, vatandaşın otomobil kredi borçlarında da artış görüldüğü saptandı. Buna göre, yine aynı dönemde 8 milyar 602 milyon 887,9 bin YTL olan otomobil kredi borçları, 8 milyar 758 milyon 342,6 bin YTL’ye çıktı.

Yabancılar devrede

Tüketici kredileri, bir haftada 534,9 milyon YTL artarak 13 Temmuz itibarıyla 54 milyar 418,2 milyon YTL’ye yükseldi. Söz konusu krediler, 6 Temmuz itibarıyla 53 milyar 883,3 milyon YTL düzeyinde idi. Merkez Bankası verilerine göre, tüketici kredileri kapsamında konut kredileri 25 milyar 854,1 milyon YTL, taşıt kredileri 5 milyar 808,2 milyon YTL, diğer krediler 22 milyar 755,9 milyon YTL olarak hesaplandı. Bireysel kredi kartları ise 13 Temmuz itibarıyla 23 milyar 643,3 milyon YTL’den 23 milyar 743,9 milyon YTL’ye çıktı. YTL cinsinden bireysel kredi kartlarının 9 milyar 538,9 milyon YTL’si taksitli, 14 milyar 161 milyon YTL’si taksitsiz kredi kartından oluştu. Tüketici kredilerinin yaklaşık 15,8 milyar YTL’si kamu bankaları, yaklaşık 28,1 milyar YTL’si özel bankalar, 10,5 milyar YTL’si de yabancı bankaları içeriyor.

Kart harcaması arttı

Kredi kartı ile yapılan tüm işlemlerin tutarı, yurtiçi ve yurtdışı kullanımı dahil olmak üzere geçen yılın ilk altı ayına göre yüzde 29,3 artış göstererek, 64 milyar 705 milyon YTL’ye ulaştı. Bankalar arası Kart Merkezi’nin bu yılın ilk 6 aylık kredi kartı ve banka kartı kullanım verilerine göre, kredi kartıyla yapılan tüm işlemlerin tutarı, yurtiçi ve yurtdışı kullanımı dahil olmak üzere 64 milyar 705 milyon YTL oldu. Bankalar arası Kart Merkezi’nin değerlendirmesinde, banka kartlarının alışverişlerde kullanımının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 52 artışla 1 milyar 233 milyon Yeni Türk Lirasına ulaştığı kaydedildi.


Milyonlarca vatandaş borçlu

Nisan-Haziran 2007 döneminde kullandırılan tüketici kredileriyle birlikte bankalara tüketici kredisi borcu bulunanların sayısı geçen yıl Haziran sonundaki düzeyine göre yüzde 0.2 artarak 5 milyon 230 bin 132 kişiye ulaştı. Tüketicilerin bankalara olan tüketici kredisi borçlarının bakiyesi ise geçen yıl Haziran sonundaki düzeyine göre yüzde 113, bu yıl Mart ayı sonundaki düzeyine göre ise yüzde 24 oranında arttı.TBB’nin verilerine göre Nisan-Haziran 2007 döneminde bankalar 56.7 milyon YTL’Lik tüketici kredisini yasal takibe aldılar. Bakiyesi 256.8 milyon YTL olan takipteki krediler, toplam tüketici kredilerinin yüzde 0,4’ünü oluşturuyor. Dönem içinde yasal takibe geçilen kredilerin yüzde 35’ini taşıt, yüzde 15’i konut, yüzde 48’ini ihtiyaç, yüzde 2’sini ise diğer krediler oluşturdu.

487 bin kişi kara listede

Merkez Bankası verilerine göre bu yıl ocak-temmuz döneminde kara listeye 19 bin 661’i tüketici kredisi, 172 bin 998’i ise kredi kartı borcunu zamanında ödemeyen toplam 192 bin 659 isim alındı. Kara listedeki kişi sayısı temmuz sonunda 486 bin 562’yle kadar yükseldi. Listedekilerin 68 bin 551’ini tüketici kredisi, 418 bin 11’ini ise kredi kartı borcunu ödemediği için listeye alınanlar oluşturdu.

Dikkat çeken oranlar

Analistler AKP’nin artan oylarının oranı ile bankalara borçlu olan vatandaşların sayısının eşit olmasına dikkat çekiyor. 2002 seçimlerinde 10 milyon 808 bin oy alan AKP bu seçimlerde oyunu 16 milyona çıkardı. Bankalara borçlu olan vatandaş sayısı ise, 5.2 milyon.

İktidar ‘sıcak para’

22 Temmuz seçimlerini değerlendiren Devlet eski Bakanı Ufuk Söylemez, “Türkiye’de paralı turuncu devrim oldu” dedi. “Türkiye’de seçimlerin bu kadar açık ara ile tek parti iktidarı olarak sonuçlanmasını net bir ifade ile sıcak paranın zaferi olarak nitelendirebiliriz. Bu aynı zamanda Sorosçuların zaferidir” diyen Söylemez, şunları kaydetti: “ Seçimlerde uluslararası sermayenin çok fazla etkisi oldu. Uluslararası finans desteği, medya desteği ile birleşince sıcak para sahiplerinin dediği oldu. Türkiye dışından bu kadar müdahale olması aynı zamanda Türkiye açısından da son derece düşündürücüdür. Tek parti iktidarının ekonomide yarattığı keyfiyetten son derece rahatsız edici. Özelleştirmelerde yaşanan keyfiyet, partizanca atamalar, kamu ihalelerinde yandaş kayırma gibi bir dizi yanlış tek parti iktidarının keyfiyetiyle bağdaşabiliyor ve bunların denetlenmesi de son derece zor oluyor. Türkiye’de seçimlerde para tacirlerinin bu kadar etkili olması son derece düşündürücü bir durum”

Ekonomi kırılgan

Türkiye’de yapılan seçimlerden tek parti iktidarının çıkmasına rağmen oluşan TBMM tablosuna bakıldığında önümüzdeki süreçte Türk ekonomisinde kırılganlığın tam olarak ortadan kalkmadığını da belirten Söylemez, şöyle devam etti: “Seçimlerden önce olası bir AKP-DTP birlikteliği ekonomi açısından son derece kırılgan ve gerilim dolu bir noktayı işaret ediyordu. Şimdi bu gerilim dolu nokta Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine taşındı. Sonuçta ekonomide bir dalgalanma daha yaşanabilir.”


Halk, korktuğu için seçti

CHP Milletvekili Yakup Kepenek, Türk milletinin yoksullaştığını, işsizliğin son beş yılda artış kaydettiğini belirterek, halkın tüketim için borçlandığını ve tüm gereksinimini bankayla giderme yoluna gittiğini söyledi. Kepenek, “Ev, araba sahibi olmak için bankalara hücum eden ve borçlanan vatandaş, kendini güvenceye altına almak ihtiyacı hissetmiştir. Borçlananların sayısı görülmemiş bir hızla artmıştır. AKP’nin seçim başarısı, halkın korkusunun bir sonucudur” dedi.

Endişeyle tercih yaptılar

DSP eski Milletvekili ve TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi, 22 Temmuz seçimleri ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Vatandaş endişe içerisinde istikrar arayışına girdi. İş dünyası da bu arayışı desteklemiştir. Türkiye ekonomisi 2001 krizinin etkilerini halen yaşıyor. Seçmenlerin kaygısı AKP’yi bir kez daha tek başına iktidar yaptı. Bu bir tercihtir. AKP hükümetinin de bu kaygıları çok iyi okuması gerekiyor”


* * *


Yabancılar şimdi de Köşk’le tehdit ediyor

Tayyİp Erdoğan’a destek vermek için borsayı ateşleyerek tavan yaptıran yabancılar, şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ediyor. Soros’un ekibi, Çankaya’ya AKP adayının çıkmaması halinde İMKB’yi çökerteceklerini söylüyor.

Yabancı Çankaya tehdidine başladı

Seçim süresi boyunca AKP’ye destek çıkmak için borsayı ateşleyerek tavan yaptıran yabancılar şimdi de, iktidarın istediği Köşk’e seçilmezse ‘İMKB’yi düşürürüz’ tehdidinde bulunuyor


Hafta sonu yapılan genel seçimlerde AKP’nin tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu sağlaması borsa başta olmak üzere para piyasalarındaki alımları artırdı. Yaklaşık 1 aydır ‘tek parti’ beklentisi ile rekor üstüne rekor kıran piyasalar, şimdi de Çankaya korkusuyla temkinli hareket etmeye başladı.

Borsadaki gaz...

Bu temkin de arkasından tehdidi getirdi: ‘AKP’nin istediği Köşk’e çıkmazsa İMKB’yi sarsarız!’ İşte bu gazla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), birinci seansın ilk yarısında yükseldi ve 56.309,76 puanı görerek, seans içi zirve rekorunu yeniledi. Günü ise 54.309 puandan tamamladı. Dolar ise 1.2470 YTL’ye gerilerken, 1,7170 YTL’den alınan euronun satış fiyatı ise 1,7190 YTL olarak belirlendi.

Merkez’den müdahele!

Dolardaki hızlı düşüş üzerine Merkez Bankası harekete geçti. Doğrudan müdahale yerine dolaylı bir önlem alındı. Merkez Bankası döviz alım miktarını günlük 15 milyon dolardan, 40 milyon dolara çıkardı.

Cumhurbaşkanlığı senaryosu!


Ekonomi yazarlarından Remzi Özdemir, AKP iktidarına oynayan yabancı büyük fonların şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçim vurgununa hazırlandıklarının altını çizdi. Özdemir, “Seçimlerden bir hafta önce piyasaya yaklaşık 3 milyar dolar sokarak borsanın rekor kırmasına neden olan bu yabancı fonlar, yüzde 75’i bulan borsa takas avantajını da kullanarak Cumhurbaşkanlığı seçim öncesi yeni bir hamle yapacaklardır” şeklinde konuştu. Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanlığı seçiminin AKP’nin istediği doğrultuda olması ile Halkbankası ve Ziraat Bankası gibi bazı stratejik özelleştirmeler daha kolay yapılacaktır. Dövizde yukarı yönde bir hareket hükümetin tüm planlarını alt üst edecektir. O yüzden bu temkinli hareket devam ederek dolar düşecek borsa 60 bin seviyesini görecektir. Bir de yabancı yatırımcının beklediği en önemli durum ise Merkez Bankası’nın faizi indirip indirmeyeceğidir.”

Odak noktaları değişti !

Lehman Brothers’ın global piyasalar direktörü Tolga Ediz, “Sonuçlar oldukça pozitif algılanmış durumda. Çünkü en başta geçen hafta hep konuşuldu. Bir şekilde tabii ki piyalasarın bunu fiyatlayacağı konuşuldu. Aslında yatırımcılar yine de ne olur ne olmaz diye bir şekilde pozisyonlarını hafta sonundan önce biraz kapamışlardı. Şimdi o pozisyonları yeniden açıkdığını görüyoruz” dedi. Lokal yatırımcıların uzun süredir temkinli davrandığını söyleyen Ediz, “Geçen seferki en yüksek dolar hareketi en son seçimden sonra olmuştu. Bu aşamadan sonra cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandık. Cumhurbaşkanı seçimi olduktan sonra siyasi risklerin en azından düşteceğini söyleyebiliriz” dedi.x

* Yeniçağ gazetesinden alınmıştır.
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Caner Topaloğlu » Prş Tem 26, 2007 9:18 pm

Lokman'ım elinde hangi kaynak var bilmiyorum 5.7milyar dolar demişsin ya.Ama öyle olmadığının garantisini verebilirim sana ne zaman istersen.

Ben kendi açımdan bu seçimleri yorumlamak istiyorum.

-Akp gibi bir parti olabilmeyi anladığım kadarıyla dünyada istemeyecek parti yoktur.Hayır,yüzde bilmem kaç oy aldığı için değil.Karşısında onun oyuna oy katması için sözbirliği etmişçesine uğraşan 2 liderimsi vardı.Bu kadar üçkağıdın,bu kadar gözler önüne serilmiş ahlaksızca kadrolaşmanın ,şirketi özelleştirme cüzdanı güzelleştirme operasyonlarının,KELLElerimizin de ANAlarımızın da hesabını sormasına izin bile verilmemiştir millete.

Rodos yollarında telef olasıca baykal efendi
İplikçi Bahçeli ittifakı Akp'yi bence türkiyede herhangi bir partinin bu saatten sonra ulaşamayacağı bir orana ulaştırmıştır.

Gelelim baykal efendiye.
E şimdi biz daha ne yapalım.
Sevmiyoruz,istemiyoruz,beğenmiyoruz...

O 6 okun oraya ne mücadelelerle kazındığını,ne demek olduklarını,nasıl yukarı taşınabileceğini düşünmek yerine, o okları alıp kendi çapında rakibinin ciğerine fırlatma çalışırsan.Ok gider elinde de sapı kalır.

Attın laiklik diye bir ok....Bak kim oluyor şimdi cumhurbaşkanı...Ara da bulasın attığın oku...

Attın halkçılık diye bir ok...Halkın yüzde 80ninin seninle alakası yok.Haksız da değiller arkanda ki çıkarcılar dışında senin de kimseyle alakan yok.

Attın milliyetçilik diye bir ok.O da yakındır alttan girer bi taraflarına...

Hele seni değiştiremedik ya hala inkılapçılık inancı da bırakmadın biz de...

Ne istiyorsun artık hiç birimiz oy vermeyelim mi...Baykal'ın bu saatten sonra bu ülke de seçim başarı kazanmasının tek yolu var...Şu sözleri bekliyoruz ağzından artık "Seçimi ben kazanırsam yarın istifa edeceğim".

hep kızdık insanların dini inançlarını sömürüyorlar diye.Manevi olayları sömürmenin ne kadar etik dışı olduğuna dair...Peki ya senin benim Atatürkçülüğümü sömürmenin manası neydi baykal efendi.Ata'ya yürüyüş,cumhuriyet mitingi dediğinizde,son paramızla bindik trenlere gecenin bi vakti.Bindirilmiş kıta oldu adımız sayende.Orada ki saf,orada ki sadece Atatürk ve laiklik kaygısıyla gitmiş milyonları da zamanla Chp mitingi gibi göstermedin mi...Senin istifan uğruna yürürüm ancak bu saatten sonra meydanlarda.Gerçi istifa etsen ne olacak ki amerikan uşağının teki geçecek yerine.

Aldanmasın kimse yüzde 47lere,bu ülke de hala gerçek Atatürk ilkelerini benimsemiş,yeni fikirlere açık,vatanına milletine sahip çıkacak çok sayıda genç var.Bu gençlerin önüne işine bakan,işini yapan ve hakkını veren bir lider koyulsa gerisi havagazı.

Birazcık ar,birazcık utanma duygusu olur insanda..Pişkin pişkin "millet bize muhalefet görevi vermiştir." demenin mantığı nedir.Evet ben gittim sandığın başına baktım partilere ve dedim ki ben şu baykala ana muhalefet görevini vereyim.

Tayfanı da al git baykal.
Caner Topaloğlu
 

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Cmt Tem 28, 2007 9:00 am

Atı alan Üsküdarı geçti......!!!!!!!!!!
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Mehmet Zeki Sarı » Pzr Tem 29, 2007 12:47 pm

borç yiğidin kamçısıdır.durmak yok yola devam :D
Kullanıcı avatarı
Mehmet Zeki Sarı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1575
Kayıt: Prş Eki 06, 2005 6:46 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Mehmet Şahin » Pzr Tem 29, 2007 9:01 pm

Herkesin konuyla olan düşünceleri farklı olabiliyor.Açıkçası okun kime 'konduğunu' pek anlamak mümkün değil.Ama yazılanlara bakılırsa okun kendilerine konduğuna gururla sevinenleride anlamış değilim.Herneyse ben konuyu biraz farklı değerlendiriyorum.Bana göre bu senaryo Şemdinli olaylarına dayanır.Bu olaylar sonrası Büyükanıt paşa Sam amcanın davetlisi olarak büyük şeytanın ayağına gider.Tarih temmuz 2006.Ziyaret sonrası ülkeye dönen paşa 'çok yararlı' görüşmeler yaptığını basına açıklar.2-3 gün sonrada paşanın Genelkurmay başkanı olacağı açıklanır.Oysa o güne kadar Genelkurmay başkanı olacak olan,terfi eden,emekliye ayrılan,kuvvet komutanları 30 ağustos öncesi ( bir hafta önce kadar ) yapılan YAŞ toplantıları sonrasında belli olurdu.İlginçtir bu kez farklı olmuştur.Dedimya bu benim yorumum gerçeklik payı var demiyorum.
- Yine bana göre, Cumhurbaşkanlığı seçim öncesinde,ilerde sıkıntı yaşanmaması için birileri devredeydi.Hem istedikleri kişiyi Cumhurbaşkanı seçeceklerdi hemde yola devam edeceklerdi.ABD yol arkadaşının SADAKAT ından son derece memnundu.Yeni bir yol arkadaşına ihtiyacı yoktu.Ama biliyorduki bu yol arkadaşının desteği (RTE nin demecidir;oyumuz %26 dır)azalmış.Mutlak ona destek gerek.Yinelemek zorundayım,BANA GÖRE ;işte tam bu anda imdata 27 NİSAN MUHTIRASI yetişiyor.Herkes çok iyi biliyorki (en çokta AZİZ NESİN) bu halk MAZLUMLARIN yanında yer alır.NETEKİM aldılarda.
-SAHİ NETEKİM NAPIYOR.
-İlginçtir eskiler iyi bilir.Tabi Sam amcamızda.12 eylül sonrasında demokrasiye geçilirken 3 parti seçime girmişti.Halkçı parti ki başkanı asker olan CALP,MDP başkanı Sunalp paşa ve ANAP lı ÖZAL.NETEKİM Kenan Evren paşa il il gezerek Sunalp paşaya oy istiyordu.Yoksa 12 eylül öncesinde olduğu gibi kardeş kardeşi vuracaktı.Tabiki halk tıpkı bugün olduğu gibi askere tepkisini göstermiş ve %45 le ÖZAL ı iktidara taşımıştı.
-Yine bilenler iyi bilirki ABD 12 eylül darbesine izin verirken Kenan paşadan iki önemli olmazsa olmaz isteği vardı.Biri Üniversitelerin başına İhsan DOĞRAMACI (geldiğinde cidden iyi doğramalar yapmıştı), ikinciside ,ekonominin başına ÖZAL.
...Şimdi diycenizki ne ALAKA!
...Dedimya siz bu süreci farklı değerlendirirsiniz ben farklı.Ben bu olayın danışıklı döğüş olduğuna inanıyorum.İnanıyorumki insanlar ABDullah Gül cumbaba olmadı diye oy vermediler,ASKER karıştı diye oy verdiler.
...Ve inanıyorumki bunun böyle olacağını ASKER de biliyordu.Amcam da.
Mehmet Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 42
Kayıt: Sal Oca 02, 2007 9:51 am

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr Tem 29, 2007 10:54 pm

Mehmet Şahin beye aynen katılmakla beraber iki de soru sormak istiyorum. (Yanlış anlaşılmasın sorum M.Şahin e değil, yukarda ki herkese)

- Seçimden önce gerek Trabzonda, gerek Bayburtta ve gerek yaylada seçimle ilgili her yaştan insanların bulunduğu sohbetlerde bulundum. Seçim sonuçlarına bakılırsa (%46,6 AKP) bu sohbet ettiğimiz ortamlarda neredeyse iki kişiden biri Akp li imiş ama ben hiç bir sohbette değil iki kişiden biri on kişiden birinden fazla bir insan görmemiştim AKP yi savunan. Bu durum bence psikososyal açıdan incelenecek bir durum. Yorum yapmak istemiyorum sadece soruyorum.

-İkinci sorum da şu yukarda ki tartışmada dikkatimi çeken bir şey var. Mesela ben A partili isem B partisinin başarısızlığında benim B partisinin başkanını eleştirmem B partisine çıkış yolları aramam gibi bir durum saçmalık olur. Şimdi yukarda Baykal ı eleştirenler eğer saçmalamıyorlarsa aslında CHP li mi olmak istiyorlarda buna engel Baykal ı görüyorlar ben anlayamıyorum. Yoksa ne ?
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Sabri Kahveci » Pzt Tem 30, 2007 8:08 am

Mehmet Şahin'nin yazdıklarının altına imzamı attım gitti.
Kullanıcı avatarı
Sabri Kahveci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 236
Kayıt: Prş Ara 29, 2005 2:26 pm
Konum: TRABZON

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Pzt Tem 30, 2007 10:08 am

Gedurun benda imzalayayim oni!!!
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Yusuf Uysal » Sal Tem 31, 2007 9:40 pm

evet mehmet sahinin komple teorileri fena diil.ki zaten bu süreç yıllardır böyle devam ediyor.al gülü ver gülü....sonuç sen amca ben amca...ikinciside bülent ağabınin yaklasımı...

açıklayayım...29 yasında vergisini odeyen okuduğu bolumle alakası olmayan işle uğraşan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak seçim oncesi ve seçim sonrası izlemiş olduğu iğrenç ten daha öte seçim politikalarını,yüzsüzlükleri aşağılık beş para bile etmeyecek insanları vekil olarak karşısına çıkaranları ve sandık başında geleceksizliğine umutsuzluğuna oy vermek ve bir yenı kazığa yaslanmak için sıra bekleyen yaklaşık 1 saat süren oy verme sürecini vatandaşlık görevi diye ıhmal etmeyen bir;tek ayaklı tek elli tek gözlü bir neslin ferdi olarak sağcıda veya solcuda olsam benim geleceğimle oynayan herkese tepki vermek eleştirmek en doğal vatandaşlık hakkımdır.

Aylarca caddelerdeki ses kirliliğini aylarca broşürlerdeki yüz kirliliğini ve yıllarca bu ülkedeki siyasi kirliliği çektim,çekiyorumda buda bana çok kolay bir şekilde vergimle odediğim maaşlarının hesabını sorma hakkı doğuruyor.bu doğrultu da ihtilal katillerini vatan hainlerini geleceğime kurşun sıkmak isteyen üç beş berduşu yargılama ve yadırgama hakkını haddimi aşarak kendimde buluyorum.
Kullanıcı avatarı
Yusuf Uysal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 112
Kayıt: Cmt Mar 04, 2006 4:06 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Ağu 01, 2007 4:21 pm

Özgür Hasan'a diyecektim unuttum. Oğlum, bu kadar bol rakamlı bir yazının bir anlamı yok. Matematiği bu millet sevmez, bir daha ki seçimde biraz daha böyle rakamlı yazılar yazarsanız bak o zaman Aziz Nesin'in verdiği oranı yakalayarak daha da güçlenip gelir AKP.

_Sorduğum sorulara yeterli yanıt gelmedi. Sadece Yusuf Uysal bişeyler yazmış , kızmakta da haklı ama kime kızdığını tam anlayamadım. Ülkeyi muhalefet yönetmediğine göre İktidarda olanlar, onun hatırladığı dönemlerde iktidar olan Özal, Mesut,Demirel, Refah-yol,,TAnsu, DSP_ANAP_MHP ve son olarakda AKP ye kızıyordur sanırım.(hatırlamadığımız son 57 yıllık çok partili hayatımızda da sol iktidar yoktur-tek başına-) Seçimlerde bunlara oy vermek için sandık başlarında çile çekmeğede değmediğine aynen katılıyorum.(yazdıklarımdan Baykal'cı olduğumu düşünmeyin sakın, gerçekten üzülürüm)

Bir soru daha sormadan geçemeyeceğim.3-) Neden özel hayatlarında eli açık, birikim yapamayan, bu ayki maaşlarını bankaya verip, sonraki ayınki ni kurtarmaya çalışan tipler daha çok devletçi iken bunun yanında özel hayatlarında tutumlu, yatırım peşinde koşan hatta cimri ve işadamlığı vaat eden tipler devlet bazında özelleştirmeden, riskten, krediden, dış borçtan yana tercih yaparlar.? Gerçe soru gene matematiğe komşu mantık dersinden oldu ama buradaki tutarsızığa psikososyal açıdan cevap verilebilir bence.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Önceki

Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir

cron