UNUTULAN GELENEKLERİMİZ - yediye-

Atalarımızın, kışın gaz lambası altında yaptığı "peke" sohbetlerini yaşatmaya ne dersiniz?

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı

UNUTULAN GELENEKLERİMİZ - yediye-

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzr Kas 25, 2007 10:40 pm

Bu gün böyle bir şey düşündüm... Nereden nereye. Peki niçin ? Klasik mazeretler dışında tatminkar bir cevabı kendi kendime veremedim.
Ekmek kavgası mı, HAYIR Memlekettekiler ekmek yemiyor mu şimdi ?
Değil değil daha başka...
Bir şey kazandığını iddia edenlerin neyi kaybettiklerinin farkına vardıkları zaman sorumun cevabı ortaya çıkar.
O zaman da şu soruyu sorsanız; peki değdi mi bari ... cevap hayır.
Yaş guruplarına ayırıp sorayım acizane olarak,
Ama lütfen bu sayfada cevap verin ki katkınız olsun.
İşin ehemmiyeti babından katılınız lütfen...
Yaşları 20-25 arası olanlar YEDİYE NE DEMEKTİR
Yaşları 30-50 arası olanlar EN SON KAÇ YIL OLDU VE DE ESKİ YEDİYELERE BENZEDİ Mİ
KAYBOLAN DEĞERLERİMİZDEN YEDİYE BAŞLIYOR
KATKILARINIZI BEKLİYORUM.
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzt Kas 26, 2007 3:28 pm

:arrow: Bu konu çok önemli,İhsan Şahin sana çok teşekkür ederim...

Bütün herkesin bu sayfaya katkıda bulunmasını isterim..... İnşallah ben de hatırımda kalan hatıralarımı sizinle paylaşmaya çalışacağım...

Haydi hayırlısı,,,,,,,,,,,
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Re: UNUTULAN GELENEKLERİMİZ - yediye-

Mesajgönderen Caner Topaloğlu » Pzt Kas 26, 2007 4:03 pm

20-25 yaş arası grup üyesi olarak yediye hakkında bu yaz öğrendiğim bir iki ufak bilgi var ama yanılıyor olabilirim lütfen siz büyüklerim beni düzeltin.

Kuzenlerim anneanneme dedemle nasıl evlendiklerini sordukları zaman anneannem anlatmıştı bilgim oradan kalma.Tamamen tesadüf yani."Yediye" denilen olay farklı köyden gelin alma durumunda aradan sanırım yedi gün geçtikten sonra kızın köyünü ziyaret etmek oluyor.Bu ziyaretin çeşitli amaçları var,hem gelin ailesiyle hasret giderip ayrılığa hazırlanıyor,hem erkek tarafı gelinden memnun olduğunu ifade etmiş oluyor.Anlatıldığı kadar basit olmadığını,bütün köyün "yediyeci"ler geliyor hazırlanalım dediğini,duruma göre kurbanlar kesildiğini ve zamanın ötesine itilmiş çok farklı ve değerli bir adet olduğunu biliyorum.

inşallah doğru biliyorum.Yanlışlarımı düzeltirseniz çok sevinirim.Varsa yediye anılarını da okumayı çok isterim.

Saygılarımla.
Caner Topaloğlu
 

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzt Kas 26, 2007 4:51 pm

:arrow: Caner,bilgi kısmen doğru,Çünkü farklı köy olması şart değil... Aynı köyden de olsa yediye yapılır...Enişte ile Kaynana-Kayınbabayı görüştürme amaçlı bir gelenekti...

İnşallah İhsan amcan "yediye" yi etraflıca siz gençlere anlatacaktır...
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Pzt Kas 26, 2007 6:09 pm

İhsan,benim birşeyler yazmam için bu sayfayı açmadı biliyorum.Bu konuda gerekli açıklamaları mutlaka yapacaktır.Bu geleneğin devam ettiği köyler mutlaka vardır diye düşünüyorum.
Bence yaşatılması gereken önemli bir geleneğimiz iken düğünlerin şehir merkezlerinde ve düğün salonlarında yapılmasıyla birçok adetimiz yok olmaya yüz tutmuş olmakla birlikte tekrar geri gelebilir mi diye düşünüyor ve kendimce artık çok geç diyorum.İnşallah yanılmış olurum.Çünkü o şenlikleri yaşayan birisi olarak özledim biliyor musunuz.Yediye ile ilgili yazılacak çok anılar var.Şu an aklıma gelen iki adetcik dörtlüğü yazıp sözü tekrar kadim dostum İhsana bırakacağım.

Rahmetli müfettiş M.Cemal Durgun'un yediyesinde yapılan seyirde yine rahmetli babası atışmanın bir yerinde şöyle demişti:

Dünyada duydunuzmi oğul boba yediye.Burası dağbaşidur Fosiya belediye...

70 li yıllardı.Arslan(Ahmet) Özbilgi ile mektuplaşmamız devam ederken bir mektuptaki yazdığım manilerin birinde şöyle yazmıştım...

Yedi sene kalmıştır Adnanın yedisine.Ne zaman gideceğiz Ahmet seninkisine.........
O güzel şenlikleri yaşamak ve yaşatmak dileğimle saygı ve sevgler sunarım...
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Naci Altuncu » Pzt Kas 26, 2007 11:48 pm

Yediye evlenenlerin mutluluklarını paylaştıkları son törendir. Biliyorum biraz kitabi bir dille girdim ama amacım bu törene dikkat çekmek oldu. Ben ki yediye töreni yapılan şanslı kişilerden biriyim. O töreni de anı olarak aşağıda anlatacağım. Özellikle kaçarak ya da kız kaçırılarak yapılan evliliklerin neden olduğu tatsızlıkların , küskünlüklerin, kırgınlıkların giderildiği yediyeler daha büyük törenlere sahne olurdu. Böyle durumlarda hem uymaktır, hem düğündür hemde barışma koklaşma törenidir yediye.
Yediye töreninin kendine özgü espirileri, atışmaları, şakaları ve masumane hırsızlıkları vardır. Atışmalar hısımlar arasında bazen iğneleyici bazen yapıcı şekilde gelişir. Espiriler bize özgü argo ama düşündürücü espirilerdir. Şakalar ise damada yöneliktir. Un atma yumrta atama iğne batırma ayakkabıya yağ koyma gibi.Hırsızlık ise damat tarafının kız tarafı evinden kaşık, tabak, fincan gibi tqaşınabilir eşyaları çalmasıydı. Ki bu eşyalar hatıra olarak uzun süre saklanırdı. Damat kayın peder ve kaynananın elini öptükten sonra düğün dernek kurulur, vay beni horon yapılırdı. Bazı aileler bu son bölümü yaptırmazdı. Yediyeler çok kalabalık olmazdı.İki tarafın akrabaları ve arkadaşları davet edilirdi.(en çok 20.30 kişi.)
Geleleim benim Yediye'me. Ben büyük bir düğünle evlenmiştim.
evlendikten bir hafta sonra kayın peder tarafı gelini baklava ile çağırdı. Gelin çağırmaya gelenlerle gündüz babasının evine gitti. Bizde akraba ve dostları yediyeye davet ettik. Kalabalık bir Arekadaş grubuyla gelinin baba evine gittik.
, Kapıya gitmeden mermiler atıldı donanma yapıldı. Kız tarafı lüküs lambalarıyla bizi kapıda karşıladı. Ben arkadaşlarımın koruması altında eve girdik. Koruma bana yapılabilecek şaka suikastlerine karşı. Bizim deyimle bucağa yani odanın köşesine oturtuldum. Kayın peder içerde. Biz odada daha çok gençler ve orta yaşlılarla beraber oturduk.Hal hatırdan sonra muhabbet başladı. Gırgır şamata tam amlamıyla peke sohbeti yaklaşık 3,4 saat sürdü.Sıra damadı topluluktan istemeye geldi. Damadı kız tarafından biri isteyecek, erkek tarafı damadı bütün güvenceleri aldıktan sonra mümkün olduğunca geç verecek ve damat bir arkadaşıyla içeri alınacak, büyüklerin elini öpecek kurulan sofraya oturacak kuymak ve baklava yeyecek. Öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değildi bu. "İçeri" dediğim yer bizim köy evlerinin mutfağı. Ağızına kadara kadın , kız dolu. Herkes damadın yakışıklı mı çirkin mi olduğuna bakacak. Yüzde doksanı tanıyorsa da bu böyle. Tanıyanlar tanımayanlardan daha heyecanlılar. Anlayacağınız içeride müthiş bir mahalle baskısı var. Gelin rahat. Düğün günü bizim evde yaşadıklarının intikamını alırcasına bıyık altından ve içinden katıla katıla gülüyor.
Beni rahmetli Kohman Mehmet istedi. Yazdığı istek kağıdı toplumdaki en yaşlı rahmetli Gaffur ağabeye verdi. Muhabbet başladı. Rahmetli kağıdı "okuyamadum" dedi, Necdet Durguna verdi. O da okuyamadı. Kağıt elden ele bir hayli dolaştı. Espiriler şakalar birbirini izledi. Bir örnek. O sıralar Kohman kaza yapmıştı ve arabası tamıirdeydi. Kağıdı ala Şahmut Hasan şöyle okumuştu. "Oğlum Mehmet duydum kaza yaptun. Uzulma ustin ki fundukluği sat arabayı boyat." Ve sayamayacağım yığınla espiri, İÇTENLİK, ARKADAŞLIK, DOSTLUK DOLU SÖYLEMLERDEN SONRA içeri yollandım. El öptüm baklavayı kestim ve bahşişi hanımın amcasının kızına verdim.
Sonra horon muhabbet çay baklava derken yediye töreni bitti.
O gece gelini de alarak eve döndük.
Daha ayrıntı çoktu ama bu kadarı bir fikir verdi sanırım.
İhsan cığım böyle bir konuyu açman müthiş güzel bir düşünceydi teşekkür ederim.
Naci Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 125
Kayıt: Prş Eyl 21, 2006 7:15 pm
Konum: SAMSUN

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Sal Kas 27, 2007 10:58 am

:arrow: Emiceoğlu Naci buraya yazdıysa hiç okumadan altına imza atarım.. Çünkü bilirim ki en güzelini izah etmiştir...Daha sonra rahat bir zamanda okuyacağım merak etme Naci,

-Bundan sonra herkes kendi yediyesini veya buraya yazılması zor olan ama bulunduğu yediyeleri de yazabilir..

-Güzel bir nostalji olacağından eminim.............
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Adnan Ayaz » Sal Kas 27, 2007 5:52 pm

Sevgili kardeşim Naci'nin hem düğününde hem de yediyesinde bulunmuştum.Her iki şenlik de çok güzel olmuştu.Olup bitenleri kısa ve öz olarak ifade etti.Ben yediyenin olacağı akşam Silandozdan tek başıma yaya olarak Fler ırmağı,Sarmaç,Hati yoluyla Nacilerin evine gitmiştim.Eve vardığım sırada rahmetli babası Ahmet amca ve Kamil Pehlevanoğlu da oradaydılar,isimlerin tek tek sayamayacağım yaşıtlarımızdan bir çok kişi oradaydı.Ahmet amca:Herkes oradaymış gibi,aha Adnan da geldi gidebilriz dercesine hoşbeşten sonra gelinin baba evine doğru yollanmıştık.Tabiiki Ahmet amca bizimle değildi.O nuda böylece anmış oldum.Allah rahmet eylesin.Bu arada tarihin de Şubat 1976 olduğunu belirtmiş olayım.Naci'ye ve tüm arkadaşlara nice mutlu bir yaşam dileklerimle,o günlere o güzelliklere selam olsun der en derin sevgi ve saygılarımı sunarım...
Kullanıcı avatarı
Adnan Ayaz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4990
Kayıt: Cmt May 06, 2006 11:31 am
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Sal Kas 27, 2007 11:30 pm

Başlığı görür görmez İhsan abi iyi konuya değindi diye düşünmüştüm ama bişey yazmamıştım çünkü gittiğim bir yediye var o da Hüseyin amcamın ki onu da çok az hatırlıyorum. Ama çok önemli ve bize özgü bir etkinlik sanırım. Devam eden yazılarla beraber güzel başlık olacak anlaşılan
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Çrş Kas 28, 2007 10:10 am

Yaşım 40 olmasına rağmen sağlıklı bir yediye hatırlamıyorum.Hatırladığım Küçükbey Ahmetin Kambo Hasan emicenin kızı Kağbeha nın yediyesi.O akşam Ahmet'e Resul GÜVERCİN tarafından bir avuç beyaz un atılması ve bunun Ahmet in gözüne gelmesi.Çok kızmıştı.Hatta kızı bırakıp"hayde gidelim"diyerek kızkınlığını ifade etmişti.

Bu anlamda bu konuyu buraya aktaran İhsan Ağabeye ve katkıyı sunanlara tüşekkür ederim.Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Sami Ayan » Çrş Kas 28, 2007 4:48 pm

Çok önemli bir başlık
Kaybolmaya yüz tutmuş değl kaybolmuş bir gelenek yediye. Yediye ditoruz ama diğer köyler yedi diyor sadece. Benim de katıldığım bir kaç yediye var. İbrahim IŞIN son katıldığım yediyenini mağduru ve dolayısıyla damadıydı. Evlendiği Semiye abla halasının kızıydı. Kaynanası ve halası Ayşe halanın bütün yalvarmalarına rağmen tavandan un serpilmesine engel olamamıştı. İbrahim abi kadınların içinde mahçup bir şekilde el öpme merasimini gerçekleştirmişti.
İşin geleneksel yönünü Naci abi gayet güzel anlatı zaten bu anlamda ilave edecek bir şey yok. Ama gerçekten yediyenini asıl fonksiyonu kaçma evlilikleri ailelerce meşru hale getirmesi kırgınlıkları gidermesidir. Damat için hayli zorlu bir merasimdir. Düğünde dikatler gelinin üzerinde ise yediyede gelin tamamen pasif ilgi bütünüyle damattadır. Damadın çağrılması sırasındaki şakalaşmalar işin en eğlenceli yanını oluşturur. Katılanlar için tabi. Naci abinin odadan içeriye gidişini biraz es geçtiğini düşünüyorum. O kısa ama damat için en uzun yolda başına neler geldiğini öğrenemedik. Gelinin damattan rövanşıydı yediye Naci abinin bu tanımı çok yerinde. Ama çok güzel bir gelenekti. Düğün yediye ile biterdi. Burada bir başka tanımlama daha vardır yediye için evli çiftler el öpmeye iderler denirdi. Yediyeyle birlikte gelin çağırma geleneği de gitti bu arada. Bütün bunlar mabeynlerde yapılan düğünlerin bitmesiyle bitti.
Kırıkhandaki yediyelerin baş aktörünün de bu başlığı açan İhsan abi olduğunu ve fevkalade damat çağırma mektupları yazdığını biliyoruz. onlardan birini burada görmeyi arzu ederim doğrusu.
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Naci Altuncu » Çrş Kas 28, 2007 11:41 pm

Sevgili Sami Mabeyinden geçmeyi es geçmedim. Ben çok güçlü bir kadro ile gitmiştim. Köyün delikanlılarıı hep benden yanaydı. Sayayım. Rahmetli Mehmet Altuncu ağabeyim.Ali Kama ,Pehleven Kamil, Mustafa Kazım, Murut Muhammet, Adnan Ayaz, rAHMETLİ Mehmet Özer, Rahmetli Çofala Ahmet, Vahit TopaloğluZihni Başar, M. Nuri Birinci, Vedat Özer, Necdet Durgun, Hüseyin Altuncu,Musatafa Altuncu (Hamza emicemin) Mustafa İşçi (öğretmen) , Halim Erel, Dayım Koter, Rahmetli Gafur Ağabey,Ve anımsayamadığım-ki hepsinden özür dilerim- bir çok kişinin korumasındaydım. Karşımızda nicelik ve sosyal nitelik açısından cök zayıf kadro vardı. Sıkı mı bana bir şey yapmak. Başbakan gibi korunmuştum.
Mabeyini çok rahat geçmiştim Sami'ciğim.
Ama başka yediyelerdeki anılarımı belki yazabilirim. O mabeyin işkencelerini iyi bilirim.
Naci Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 125
Kayıt: Prş Eyl 21, 2006 7:15 pm
Konum: SAMSUN

Mesajgönderen İhsan Şahin » Pzt Ara 03, 2007 8:50 pm

Teşekkür ederim butün dostlara...
Çok mu duygusalım diyorum kendi kendime... Bu yazışma bana ne kazandıracak ki, belki Adnan Ayaz'ın duası...
Televizyonun iğfal etmediği bir sohbet var mı ki şimdi.. Ben onu arıyorum dostlar.
Yediyelerde çok umur görmüşüm. Devam ettirecek gençleri aramaktı benım gayem. Yoklar...
Katil 12 Eylül'ün "savaşma seviş" dediği gençlik budur herhalde...
Gözlerim yine doldu yazamayacağım bağışlayın.. Ama bu sayfa öyle bir sayfa olacak ki size de bir tarihi anlık olarak yaşatacağım SÖZ,SÖZ,SÖZ
Kullanıcı avatarı
İhsan Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 4436
Kayıt: Cmt Eyl 09, 2006 6:09 pm

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Sal Ara 04, 2007 7:47 pm

Evet "nişan","köy düğünü","yediye" hepsi tarihe karışmaya yüz tutmuş özlenen ,hatıralarda kalan güzel gelneklerimiz.Herhalde son zamanlarda "köy düğünü "yapan en son kişi benim.Ama yediye yapmadık ,olsun köy düğünü dedim ve yaptırdımve yaptım .Yediyeyi köyde bakalım görmek bir daha nasip olacakmı bize.Hayal meyal bir şeyler eski tarihlerden hatırlıyoruz ki bunlar bile gözümüzün önünde ne güzel canlaıyor ve gözümüzün canlandığı zaman ne güzel bir yaşanmış gelenek diye özlemle aniyoruz.
Bu konuda kim ne hatırlıyorsa yazsın ne olur .Güzel bir konu.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Şevki Altuncu » Çrş Ara 05, 2007 11:27 am

Emeği geçenlere teşekkürler,,, Bilgi sahibi oluyoruz... Biz bunları yaşamadık da.............
Kullanıcı avatarı
Şevki Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 106
Kayıt: Cmt Kas 11, 2006 8:42 pm
Konum: kocaeli

Sonraki

Dön PEKE SOHBETLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir