http://www.kolkhoba.org/makale.htm ADRESİNDEN ALINMISTIR.
UNUTULAN LAZ EVLERİ -1
Ev denildiği zaman içinde torunlar, baba ve dedenin birlikte yaşadığı yuva akla gelir. Yemyeşil bahçeler içinde birer konaktır bunlar. Bahçeler ve bostanlar, yeryüzünde biz de varız diyen tüm sebze ve meyveleriyle, sayfiye evlerini rüyalar alemine sokar. Avlusunda serendesi, çesmesi, oçambresi, xalesi ile tam bir farlılık arz eder. Bir de Laz evlerinin en yakın dere ve ırmaklarına kurulu olan her evin veya sülalenin değirmenleri de olur. Bu yapı 20’nci yüzyılın ikinci yarısından sonra birden gözden düştü. Herkes eski Laz evlerini yıkıyor, yerine betonarme evler dikmeye çalışıyordu. Bir tarihin gözlerden kazınmasına şahit olmak varmış ve oldum. Her eski ev yerle bir ediliyor, sonra onunla hiç alakası olmayan, mimari hiçbir değer taşımayan yapılar kuruluyordu.
Köylerimize henüz araba yolları yapılmamıştı. Betonarme binaların; kumu, çakılı, çimentosu, kerestesi, kiremiti hep atlar ile taşınıyordu. Bu atları ilk defa bu kadar yakından gördüğümüz için yaşıtlarım ile bu atlarla çok ilgileniyorduk. Sağına ve soluna tahtadan yapılmış kutu şeklindeki küfeler ile bu hayvanlar Karadeniz’in dik yamaçlarına doğru patika yollardan ağır yükleri taşırken, bizler peşlerinden gitmekten çok hoşlanıyorduk. Bir defasında ağır yükü ile diz üstü çöken ve can çekişmeye başlayan hayvanı seyretmiştim. Hayvan gözlerimin önünde öldü. Onu, yol kenarındaki küçük bahçeye gömdüler.
Evet insanlara bir şeyler olmuştu. Israrla eskiyi kazıyor ve yeni bir yapı olan betonarme ev için kendilerini yırtıyorlardı. Babalar, bazen de büyük erkek çocuklar da gurbette idiler. Eskiyi gözler önünden kazımak için insanlar birbirleriyle yarışıyorlardı. Biz de o sıra yeni evimizi yapıyorduk. Ama eskisini yıkamamıştık. Çünkü eski eve diğer amcalarımda ortak idiler. Ev yıkımları öyle çoktu ki; yıkımları seyretmek, orda bulunmak en büyük zevklerimizdi.
Eski evler, taş, ahşaptan değişik kompozisyonlar oluşturarak çok kuvvetli yapılar oluşturuyorlardı. Ev yapmak her toplumda olduğu gibi Lazlarda da sosyal yaşamda çok önemli yer tutar. Bir zamanların kültürünü yansıtan bu evleri yıkmak, büyük bir itina ile yapılırdı. Bu iş için gönüllü müfrezeler oluşmuştu. Zaten o sıralar imece usulü ile yardımlaşarak iş yapmak halk arasında çok yaygındı. Önce büyük bir itina ile enin damındaki kiremitleri elden ele yere indirirlerdi. Bu çalışmaya, yani toplu olarak çalışmaya Lazlar, Meci diyorlar. Elden ele kiremitler, yere inerken aynı zamanda bir kenara sanatkarane bir şekilde, bir duvar gibi dizilirdi. Sağlam kiremitler yığınlanırken yere düşen kiremitlerden tombala taşı yapardık. Tombala oyunu daire şeklinde yuvarlak hale getirilen kiremitler üst üste konarak, topla oynanan bir tür çocuk oyunuydu. Yıkım çalışmaları bütün hızı ile devam ederken çocuklar da kendi alemlerinde oyunlarına devam ederlerdi.
Çatıdan bütün kiremitleri indirdikten sonra, artık çatıdan bir şey düşmez diye inandıktan sonra büyük zevkimiz otrebiyi kaldırmaktı. Otrebi ocaklığın önüne konan kocaman yassı bir taştır. Büyüklerimizden öğrendiğim kadarı ile bu otrebi taşının altında altın para çıkardı. Bu parayı görmek hoşumuza giderdi. Otrebiyi büyük bir gayretle kaldırırlardı. Yıllarca yanan ateş ile taşın altındaki toprak bile kumlaşmış ve beyazlaşmış olurdu. Altındaki toprağı genelde çocuklara eşelettirirlerdi. Epeyce toprak eşelendikten sonra beyazımsı toprak, birbirine yapışık ve kolay dağılan topraklar çıkardı. Bu kolay kırılan, dağılan toprağın içinde bir altın para bulunurdu. Büyüklerden öğrenmiştim. Bu kolay kırılan ve dağılan toprak aslında kemikti. Yıllarca ateşe yakın toprağın altında buluna buluna bu hale geliyordu.
Çoğu zaman kendi kendime düşünmüşümdür. Bu kemiğin burada ne işi vardı? Otrebinin altında altın para çıkarsa o evin sahibi zengin Laz idi.
“Senin eskiler iyi idi, sen de aşağı kalmazsın” dediklerinde evin sahibi bu tür iltifatlardan çok hoşlanırdı. O takılmaları izler, konuşulanları dinler ve anlamaya çalışırdım. Lazların nasıl ev yaptığını ta o zamandan beri büyük merak ile araştırmaya başlamıştım. Araştırdım. Çok güzel bilgiler edindim. Şimdi bu uzun yıllar süren izlenim ve araştırmalarımı aktaracağım.