BARIŞ EVLİYASI DEDEGALARIMIZ VE BİZ

Atalarımızın, kışın gaz lambası altında yaptığı "peke" sohbetlerini yaşatmaya ne dersiniz?

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı

BARIŞ EVLİYASI DEDEGALARIMIZ VE BİZ

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Pzr Eki 01, 2006 9:39 pm

Hepimiz anılarla büyüdük. Hala anlatılır. İlk günkü heyecanla usanmadan dinleriz. Dedeme her yıl aynı soruları bıkmadan sorar cevabını ezbere bildiğim yanıtları alırım. "Soloma'daki mezireyi ağabeyumden 40 koyun karşılığında aldum, diğer ağabeylerum benimle şu kadar zaman konuşmadı ". İhtilalde dağda koyun beklerken Jandarma peşume düşti, 14'lim varidi, oni Panduki'de gömdum, sonra bir daha bulamadum" o silahi falanca şerefsuz aldi. “Falanca kişi bana küfür etti Çoban değneğiyle kafasına vurdum hastanelik oldi”. Bunun gibi nice hikaye. Dedem yaşadıklarından öğrendiklerini anlattı. Dağları anlattı bize, yaylaları anlattı, koyunlarını anlattı, yoklukları, kavgaları, olayları anlattı. Her birinde büyük bir yaşam deneyiminin izleri, insanlık dersleri vardı. Ölümüne kavga ettiği arkadaşlarıyla küs kaldı belki ama onları hiç rencide etmedi. Gün geldi bayramlarda barıştı, gün geldi hiç duyurmadan hasmının yakınına yardım etti. Bütün bunları "barış evliyası" büyükleri sayesinde yaptı.


Herkesin büyüklerine saygısız vardır, en azından olmalıdır. Hiç merak ettiniz mi bizim köyümüzde o kadar anlaşmazlıklara, sinor kavgalarına, kız kaçırmalara rağmen bütün köyü sarsacak cinayetler neden hiç işlenmedi ? Neden kan dökülmedi? Coğrafyamızda yakın zamana kadar kan davaları sürüp giderken bizde neden bu ilkellik hiç filizlenmedi. Cevabını yine dedemden vereceğim. Başka yerlerde çok rahat cinayet nedeni olabilecek meselelerde dedem, dedelerimiz hep bir çıkış yolu buldu. Deneyimlerine, yaşlarına saygı duydukları büyük ağabeylerininin, babalarının, dedelerinin sözlerini dinlediler. Doğruyu anlatanı dinlediler. Araya girenleri, barış elçilerini hiç geri çevirmediler. Aklı selim insanlar olarak hep 'bir bilene güvendiler. Koyun meselesi oldu. Köyün en yaşlı koyuncusuna danıştılar. Çayır meselesi oldu, onbaşılarla ( Çuruk çayırındaki mahalle reisleri) toplanıp çözümü buldular.Siyaset toplumu bölerken, aynı hastalığa yakalanmalarına rağmen, üstesinden geldiler. Ülkede mahalleler bölünürken, kardeşler birbirine düşerken, aynı kahvede oturup, aynı derelerden geçtiler. Berlerini bölmediler, koyunlarını yan yana yatırdılar, dib dibe sağdılar. Çuruk çayırında sağcıya daha fazla ot, solcuya daha fazla deste vermediler. Hiçbir şeylerini ayırmadılar. Neden mi ? "Adil hakemleri" vardı da ondan. Taraf tutmayan, hata yapan kendi oğluysa bile onu kayırmayan yaşlılarımız vardı. Köyümüzün düzenini sağlayan, eli öpülesi bu insanlara hürmet gösterildi. Camilerimizde en ön saflar hep onlara bırakıldı. Bayram namazlarında ilk önce onların elleri öpüldü.Yayla çıkımlarında kamyonların şoförmahallerinde onlar oturdu. Eli bastonlu, ak sakallı, mübarek yüzlü dedegaları hayal meyal bende hatırlıyorum. İşte onlar bizim barış evliyalarımızdı.Ekonomiden, dünya dengelerinden, siyasetten anlamazlardı. Felsefe nedir, Enflasyon nedir, devalüasyon nedir bilmelerine gerek yoktu. Ama yine de bir gencin heyecanıyla, üniversiteye giden torunlarına sorarlar, o yaşlarına rağmen öğrenmeye çalışırlar, o engin deneyimleriyle yoğurdukları bu yeni bilgilerden profesörleri bile kıskandıracak yorumlar, sonuçlar çıkarırlardı. Sen sus, konuşma, ne bilirsin demezlerdi. Üç kuşak önceden bahsediyorum. Dedelerimizin babalarından, barış evliyası eli öpülesi dedegalardan bahsediyorum.Geçmişimizden, namusumuzdan bahsediyorum.Dedelerimiz, babalarımız ve biz ne yazık ki, onlara ihanet ediyoruz.

Zaman değişti. Bir arada değiliz artık, barış evliyası dedegalarımızın mezarlarına bile uğramıyoruz. Ama zamanımızın bize sağladığı olanaklarla İnternet denilen koca bir dünyada kendi sanal köyümüzde ayrıda olsak bir arada yaşamaya çalışıyoruz. Geçmişin namusunu günümüzün ahlak yoksunu sanal dünyasında korumaya çalışıyoruz. Çölde vaha misali kendi barış evliyalarımızı oluşturmaya çalışıyoruz.

“Ben bilirim,bal alacağım çiçeği kendim seçerim,başkasından öğreneceğim birşey yok, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, ben silerim, ben okumam, ben yazmam tavrıylarıyla ihanet içindeyiz.
Bizim barış evliyalarımız artık bu sanal köye hizmet edenlerdir. Yazan, öğreten, düşündüren ağabeylerimizdir. Onlara saygı boynumuzun borcu, dedelerimizin vasiyetidir. Onlara tıpkı barış evliyası dedelerimize yapıldığı gibi en ön sıraları vermeliyiz. Bu sitede baş tacı edilmesi gereken onlardır. Onları dinlemeli, öğreneceğimiz şeyler varsa öğrenmeli, gerekiyorsa eleştirmeliyiz. Sözleri yazılarıdır. Yazılar kestiğimiz, topladığımız otlarımız, emeğimizdir. Başımızdaki onbaşılar adil olmalı, her yazıya deste misali destan gözüyle bakmalıdır. Unutmayalım, kim yazarsa yazsın, yazı namusumuzdur. Yapacağımız tek şey namusu silmek değil korumaktır.
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Muzaffer Mustafa Altuncu » Pzr Eki 01, 2006 11:12 pm

.....Seni tebrik ederim,yeyenim...Ne kadar güzel gerçekleri dile getirdin. Dedelerimiz aynen anlattığın gibi her işlerini hoşgörü ve adaletle hal ettiler. Ama son kuşak ne yapıyor.Birlik ve beraberlik adına ne yapıyor? Ufak nedenlerden dolayı küsmeler... Arayı bulan da olmuyor. Oluyorsa da dinlenmiyor. Birlik çağrılarında orta yol bulunamıyor. Birlik beraberlik için bazı şeylerden fedekarlık yapılamıyor.Kör olası siyaset içimize işledi. Aslında dedelerimiz bizden daha ateşli siyaset yapıyorlardı.Ama köy için, komşu için bazı şeyleri feda etmesini de biliyorlardı.Onun için o dediğin güzel şeyler oluyordu.

....Bu manada herkesi köy için,köylülerimiz için bazı şeylerden fedekarlık yaparak birlik ve beraberliğe bir defa daha davet ediyorum.

....Ve tekrar seni bu güzel tespitin için tebrik ediyorum.
Kullanıcı avatarı
Muzaffer Mustafa Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 26605
Kayıt: Cmt Şub 04, 2006 9:12 pm
Konum: GÖLCÜK

Mesajgönderen Sami Ayan » Pzt Eki 02, 2006 9:04 am

Sevgili kardeşim. Aslında günümüz gençliğinin içerisindeki buhranı aşacak reçeteyi ortaya koyduğun yazını büyük bir zevk ve mutlulukla okudum. Evet dedelerimiz kendi içinde birbirlerini yese de kol kırıldı yen içinde kaldı daima. Son bölümdeki yazdıklarına aynen katılıyorum ama bir farkla. Kimsenin kemseyi küstürmeye kırmaya yazısını silmeye hakkı yoktur. Ama kimsenin de gitmek bırakmak için bir gerekçesi olmamalıdır. Bu site kimsenin malı değildir ki biri öbürüne kızıp bıraksın. Kızdığımız insanı uyarıp yolumuza devam etmeli bu kültür birikimimizi beslemeliyiz kanaatindeyim. Selam ve muhabbetlerimizle.
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Kayhan Durgun » Çrş Eki 04, 2006 9:24 pm

Bugün hayatta olmamaları nedeniyle arkalarından kötü konuşmak olmaz elbette.Nur içinde yatsınlar.Ama aynı dedegalardan söz ediyorsak,bizim dedegalarımızın hiçte barışçıl olmadığını söyleyebilirim.Onlar zamanında olan kavgaların onda biri şimdi yok.Gurbete giden veya birinn boşadığı karıyı ertesi gün alan bizim dedegalar değilmiydi.yıllarca köy içinde aşağı-yukarı şur kavgaları onlar yüzünden başlamamışmıydı.Yoksa bizmi ilk kavgaları başlattık.Dedegalar anlatırken geçmişteki hep güzel olayları anlatır.Hiç yediği haltı anlatanı gördünüzmi.Sözün özü onlar sadece bizim dedegalarımız olduğu için güzeldir.Kuşkusuz aralarında iyilerde vardı ama kaç tane.Bizde yaşlanınca aynı şeyler bizim içinde söylenecek.Yani torunlarımızın çoğu yalan konuşacak.Dedegalarla ilgili çok güzel bir fıkram var ama burda anlatılmaz.isteyene özelden gönderirim.Neyse onlar bizim dedegalarımız hemde tüm yanlışlarına rağmen.
Kayhan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 139
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 1:35 pm
Konum: ankara

barışci dedegalar

Mesajgönderen Hasan Sever » Cum Eki 06, 2006 11:40 am

Bu barışci dedegalar konusunda altuncuya sonuna kadar katılıyor ama o derece de Kayhan durguna katılmıyorum.Ama onunda bizim gibi düşündüğünü,sadece olay renklensin diye olaya biber katmak istiyor.Onada eyvallah.Yurdumuzun başka bölgelerindeki sınor,töre,yan baktın,ekşi baktın cinayetlerini düşününce dedelerimize haksızlık etmeyelim.Benim ve senin dedenin erotik vaybenilerini düşünürsen bana hakverirsin sanırım Kayhanbey.
Kullanıcı avatarı
Hasan Sever
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 45
Kayıt: Pzt Ara 05, 2005 7:03 pm
Konum: istanbul


Dön PEKE SOHBETLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir