Ben dağları özledim!
<dağlarda piknik yapmayı özledim!eğlenceleri özledim!
<kalabalık yayla çayırcılığını,köy çayırcılığını özledim!
<mezireleri,Görneği,Sultanmurat'ı ,Limonsuyi,Kemeri özledim!!!
<ben yaylamı özledim!
<köyümün topraklarındaki bereketi özledim!
<ben asıl özümü özledim!!!
<sessizliği, temiz bol oksijenli havayı,özgürlüğü özledim!
< bu başka özgürlüktür...
Günümüzde çoğumuzun içinde bulunduğu hızlı yaşam temposu,sahip olduğumuz bu ileri teknoloji aletleri,kapalı mekanlar(işyeri,kahvehane v.b) bizi doğadan uzaklaştırmaya çalıştırıyor.Özellikle kış aylarında bu mekanları çok daha fazla tercih ettiğimiz bir gerçektir.Doğanın ve tabiatın değerini dışarıya çıktığımız zaman,hastalandığımız zaman anlıyoruz ,doğa gerçeğini o zaman anlıyoruz.
Doğanın bizim üstümüzde o kadar büyük bir güce sahip olmasına rağmen ,biz insanların kendi menfaatlerine,gereksinimlerine göre düzenlemesine ,yıkımına ,çirkinleştirilmesine biraz fazla müsaade etmedik mi?Yeni nesil ve gençlerin doğayla ilgilenmesi, doğayı sevmesi daha az olmaktadır.Özünden biraz daha uzaklaşmaya çalışmakta ,toprağın ,çevrenin ve de doğanın kıymetini bilmemekte,asıl kültürün kapalı mekanlarda ,beton yığınları arasında olmadığını bilmemektedir.Özellikle şehirleri veya kapalı mekanları tercih etmektedirler.Doğayı ve tabiatı sadece pencereden seyretmekle yetinmektedirler.Doğanın insan sağlığına ve yaşamına olumlu etkisini görmezlikten gelmekle hem kendilerine hem de doğaya saygısızlık yapmaktadırlar ,yapmaktayız da.Bugün doğayla ,yaylalarla ,köy ,dağlar ile ilgili veya bitkilerle,ağaçlarla ilgili bir şey sorulduğunda belli bir yaş gurubunun ancak yarısı bu konuyla ilgili bir cevap yazabilir veya bir anısını anlatabilir.İnsanın doğadan uzaklaşması ,doğaya karşı ilgisizliği ,doğaya ve tabiata karşı yapılan acımasız katliamlara sessiz duruşu ,sessiz kalışı daha ne kadar sürebilir ki?Artık insanlar doğayla daha fazla baş başa kalması,daha fazla ilgilenmesi gerekir.İnsan kendi köklerini ve kökenini keşfetmenin sırrı doğada yatmakta olduğunu ,doğayı keşfetmenin önemini daha iyi anlamış olur.
Her birimizin toprağın ,çamurun içinde büyüdüğümüzü,en güzel oyunumuzu ,en güzel yiyeceğimizi ana gibi yorgun düşen ama hiç bir zaman yorgunluğunu belli ettirmeyen bu toprakla ve doğayla paylaşmadık mı?
Vücudumuzdaki fazla elektriğimizi bu toprağa ,çiğerlerimizde ki kirli havayı bu doğaya vermedik mi*temiz ve bol oksijeni bu doğadan almadık mı?
eeeeeeeee!!!! daha niye bu toprağı bu havayı ,doğayı kirletiyoruz,?
Niye onunla içiçe yaşamayı sevmiyoruz?
<doğa içinde yapılacak bir yürüyüşün,insan ruh sağlığı ve ruh dengeleri üzerinde olumlu etki yapacağını,doğada ve açık havada yaşayan bir insanın algılama yeteneğinin ,şehirdeki binalar arasında yaşayan daha fazla ve sağlıklı olduğunu ,kapalı mekanlarda yapılan spordan daha etkili ve sağlıklı olduğunu hatırlamak, bilmek gerekmez mi.?İnsan vücudu içindeki organların bile daha uyumlu çalıştığı görülmektedir.
Doğa ve toprak insana aslının ne olduğunu ,çeşitli şekillerle ve olaylarla hatırlatabiliyor.İnsanların topluca bir araya gelerek yürümesi ,başka bireylerle bir arada olma fırsatını ortaya çıkarıyor.Toprakla uğraşmak ,doğayla baş başa kalmak stresten uzaklaştırır,motivasyonu artırır,tansiyon ,kalp hastalığı gibi hastalıkların riskini azalttığı bilinir.
İşte ne olursak olalım ama mutlaka doğayla baş başa olalım , doğayı , tabiatı koruyalım .Baharın geldiği ve geçmekte olduğu bu günlerde ,toprakla uğraşalım bir şeyler ekmeye ,dikmeye çalışalım,yürüyüşler yapalım!!!! yazın gelmesiyle birlikte bir yerlerde buluşalım topluca yürüyelim !!!! dağlarda ,yaylalarda ,mezirelerde ama mutlaka yaz gelince bir yerlere de birleşelim ,doğaya tabiata karşı duyarlı ve saygılı olalım.