gönderen Serkan Birinci » Pzt Haz 18, 2007 10:55 pm
peke sohbetleri soba kenarında yapılırdı. elektrik direkleri henüz dikilmemişti köyün birbirinden kıymetli, bir karışına dünya savaşlarının çıktığı o dönemlerde , gaz yağından tasarruf etmek için birazda soba ışığında demlenirdi sohbetler. hatta öyleki evin kedisi bile sohbete eşlik ederdi kendince.....
beşko derken aklıma daha doğrusu burnuma köy ekmeği kokusu geldi. şimdilerin ıssızlığına inat gurbet derdi her ocakta yok iken onca nüfusu doyurmaya koruluklarda, mezirelerde bellenen tarlalardan inen mahsul bile yetişmez, salı günleri kamyonlarla taşınan çuval unlar çuval şekerler parası olanın imdadına koşardı. o kamyonlar ki geçtikleri yerlerde 1 saat sonra bile mazot kokusu bırakırdı ya o da başka bi mevzu....
şimdilerde kaç hane beşkolarda ekmek pişirir, kaç hanede pakmaya var bilmem ama reyhası bir başka olurdu köy ekmeğinin. hamur karılacak, eller çiğ köfte yoğuğur gibi hamur deryasında bir güzel yapış yapış olacak, hamur ekşiyecek, siniler biraz yağlanıp, yaz ortasında beşko en hararetlisinden yanacak ki ekmeğin kıvamı tam olsun.
yalnız salılarda o meşhur çaykara ekmeği girerdi sofralara. belki bir de cumaları. mubarek sanki ekmek değil ballı çörek olur katıksız yenirdi.çaykara ekmeğini çaya banıp yemek ise bambaşka bir lezzetti o zamanlar....
bir seferinde fermonos ekibinden bir kaç arkadaş (şimdi kim olduklarını hatırlamıyorum ama muhtemelen biri dr yılmazdı) salı harçlığından biriken paralarla mı yoksa sipariş miydi onu da hatırlayamadım, sarmaç daha sular altında kalmadığı bir zamanda şimdi kullanılmasa da araba yolu olan yoldan inip sarmaçtan ekmek yanına da sanırım meyve almıştık. dönüş yolunun yarısında biraz nefes almak için durduğumuzda "guduğundan " biraz koparmak ile başlanan çaykara ekmekli sohbet köye varamadan bitmişti bile.
hala guduğundan yerim ekmeği, hele yuvarlak ekmeğin peksimek gibi olan o kısmına çok ailede kavga çıktığından eminim......
beşkolar belki henüz duruyor ocaklarda, doğal gazla tanışmadı memleket ama çuval unlar, pakmayalar kalmadı. artık mazot reyehası buruma almıyor, fitil yakılırdı sineklere, spreyler, tabletler, solisyonlar yok iken... ha birde kokan bir ağaç da vardı sinekler için o yakılırdı, sahi neydi onun adı......
bak unuttum şimdi. sahi neydi.........
18.06.2007/ANKARA