UZAK SEVDALARA

Atalarımızın, kışın gaz lambası altında yaptığı "peke" sohbetlerini yaşatmaya ne dersiniz?

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Sal Eki 03, 2006 11:46 am

Asıl başlıkla bek alakası olmayan ama tartışmanın devamı ile ilgili bir alakası olurmi bilmem bir kaç cümlede ben kurmak istedim.
Türk milleti olarak gelişmemizi ve kendimizi tanımamızı engelleyen en büyük milli düşmanlarımız :cehalet,ihtilaf ve fakirliktir. Bu düşmanlar emperyalist güçler in en büyük yandaşları olmuştur. Cehaletten kurtulmamızı hiçbir zaman istememişler. Eğitimsiz,okumamış cahil bir toplumda gelişmekten bahsedilemez. Cehaletten kurtulamayan bir toplum kendini tanıyamaz aslını, kökenini bilemez, düşmanını tanıyamaz ,kullanılmaya müsait olur. Emperyalist ülkeler bir toplumun en büyük düşmanı olan bu cehaletin öncülüğünü yaban ağalığı,şeyhliği destekleyerek sürekliliğini devam ettirmeye çalışılmışlardır. Hiçbir zaman aşiretçiliğin ağa-paşa, şeyh muhabbetinin kaldırılmasını istememişler. Cehalet her zaman onların en büyük silahı olmuştur.
Petrol ve yeraltı kaynaklarını sömürmekten başka hiçbir amaçları olmayan emperyalist ülkeler girdikleri her ülkede ihtilaf yaratarak kardeşi kardeşe kırdırmışlardırlar. Kültürel ,dini ve milli hiç bir bağları olmayan toplumlara özgürlük ve demokrasi yalanlarını vaat ederek kandıran,etnik ayrımcılık ve milliyetçilik çatışmaları,mezhep ayrımcılığı yaratarak emellerine ulaşmaya çalışmışlardırlar.
Ayrımcılık ve ihtilaf sokulan ,cehalet desteklenen yerde fakirlik kaçınılmaz olur. Ve fakirliğin olduğu yerde şiddet ve suç işleme oranları daima yüksek olur ki fakirlik en büyük düşmanların içinde yerini alır. Fakir bırakılan bir toplumda kandırılma ,suça teşvik ve suç unsuru teşkil eden kültürel suç işleme oranı yüksek olur.
Bu unsurlara dikkat ederek daha fazla kullanılmamamıza dikkat etmemiz gerekmez mi?Bun unsurlar meydana getiren ve ortadan kalkmasını istemeyenlere birim vermememiz gerekmezmi?

Aynı coğrafyada ,aynı kültürlere sahip bir arada yaşayan bu insanların kuklacılıktan ve dogmalardan kurtulması gerekir .Kendimizi ve düşmanımızı tanımadan biri birimizi suçlamamamız gerekir. Önce ulus olarak millet olarak kendimizi tanımamız gerekir. Suçu ve suçluyu önce kendimizde aramadan hiçbir yere varamayız.
Konuyu saptırdıysam özür dilerim.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Yusuf Uysal » Prş Eki 05, 2006 11:19 am

başlık neydi ne oldu.....gorünen o ki yuzumude ki gulucukte gözümüzdeki yaşta acılarda tatlılarda kavgalarda barışlarda tek noktada başlıyor ve tek ortak noktada bitiyor siyaset siyaset siyaset....

konu başlığıyla hiç alakası olmayan bu yazılar gösteriyorki bizim mutluluğa ve paylaşıma yaıracak vaktimiz yok.tek boş anımız siyasi arenalarda ortaya çıkıyor yada ortada olan siyasallaşıyor...


merakla takipteyim ama.bakalım neye varacak...
Kullanıcı avatarı
Yusuf Uysal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 112
Kayıt: Cmt Mar 04, 2006 4:06 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Fatih Ağaoğlu » Prş Eki 05, 2006 8:38 pm

Yusuf,yazdıklarınla çocukluğumun belli bir kısmını hemen hemen yaşattın bana.Böylesine güzel yazıların belli bir kenarından alıpta en azından bu metinleri bizlerle paylaşan arkadaşlara haksızlık yapmayalım.Her şeyin yeri ve zamanı var demek burada farz oldu gibi.Siyasi,edebi ve diğer alanlarda ki birikimlerimizi ilgili başlıklar altında yazalım düşüncesindeyim.
Kullanıcı avatarı
Fatih Ağaoğlu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 253
Kayıt: Prş Haz 29, 2006 8:56 pm

Mesajgönderen Serkan Birinci » Cum Eki 06, 2006 9:21 am

sevgili yusuf, sevgili fatih

önce şunu söyleyeyim ki "siyaset" kişisel anlamda bir insanın yemek yiyişi, konuşması, adım atışı, komşusu için , sevgilisi için, dünya için düşündükleridir özetle şiirdir, sevdadır, öfkedir...

toplumsal anlamda da yönetim sanatı gibi kısa bir tanım yeterli sanırım. hani yöneten yönetilen, toplum, dünya, siyasi partiler, dernekler v.s

işte bu nedenledir ki yüzdeki gülücük de gözdeki yaşta siyasetle ilgilidir. mutluluğun formülü de siyaset, paylaşmanın yolu da siyasettir.

siyaset genel algılamalarda olduğu gibi parti, ideoloji, türkiy gibi dar anlamada değil de anlatmaya çalıştığım şekilde algınabilirse bu kadar da sıkıcı ve antipatik olmadığı görülecektir sanırım.

ama yinede, başlangıç yazısından çok farklı bir alana kaydığını kabul ediyorum yazının ve buna da benim sebep olduğumu biliyorum. bir vesile ile edebiyat, hatırat ve siyaseti içiçe sokmuş olmanın okunurluğu arttırdığı da unutulmamalı. yani neydi ki konu diyen "siyaetçiler" baştaki yazıyı tekrar tekrar okudu. böylece siyeset de edebiyata bi khizmette bulundu..(sanırım bu kadar demogoji yeter)

site yöneticisi arkadaşlar lütfeder de siyasi olarak değerlendirilen mesajları başka bir başlığa taşırsa sanırım sorun çözülür. yine de siyasetle edebi bir başlığı gölgelediysek ve sürçü lisan ettiysek affola
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Hamide Kaymak » Cmt Şub 10, 2007 10:03 pm

cok guzl bır paylasım olmus basarlarının devamın dılerım.:)
Kullanıcı avatarı
Hamide Kaymak
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 84
Kayıt: Prş Şub 08, 2007 9:20 pm
Konum: ızmır

gardas

Mesajgönderen Sercan Deliömeroğlu » Pzt Şub 19, 2007 11:58 am

sevdalar hem cok uzak hamde cok zor bu konu onemlı konu dımı herseyın bası sevgı bayyyyyyyy
Sercan Deliömeroğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 22
Kayıt: Sal Eyl 12, 2006 3:45 pm
Konum: TRABZON

Önceki

Dön PEKE SOHBETLERİ

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir