Kuşmerde bir yaz geçiren herkesin kolayca anlaması gereken iki fotoğraf yükledim. Birincisi Hidayet amcanın eski taş evi. İkincisi ise eski taş evin yerine yapılmış olan yeni ev ve önünde duran kamyon ise herhangi bir kamyon.
Kurmak istediğim bağlantı ise, çocukluğumuzun geçtiği eski taş evin etrafı, saklambaç oynarken bahçe duvarlarından, ayaklarımız taşlara değmeden atladığımız zamanlar, arada atlarken ayaklarımızın duvara takıldığı zamanlarda olmadı değil, ardından üst üstte ereti duran duvarın yıkılmasıyla "ğğıırrrrrr" sesi, kavuşurdu bizi peşimizden. Özellikle evin önündeki tumbul, Kuşmer'in tribünü orasıydı. Top oynamak kadar oradan maçı seyretmekte büyük haz verirdi bizlere. Rahmetli Çofola Ahmet hocamın (Hep Ahmet amca diye seslenmek istemişimdir ona ama amca dedinmi yer yerinden oynardı amca yok ağabe veye hocam, olmadi Ahmet de yaww. Allah mekanını cennet eylesin.) o tumbulun üstünde durup düdük ağzında hakemlik yaptığı günler...
İkinci fotoğrafdaki herhangi bir kamyon diye bahs ettiğim kamyondaki maksadım ise Sami hocamın koymuş olduğu
bu resimdeki hemen hemen herkesin bir anısı olduğu kamyonun yokluğunu vurgulamaktı. Benim hafızalarımda taş duvarlı ev ve önündeki tumbulun üzerinde duran çamurluksuz, bir farı sökük, motorundaki elektrik ve su tesisatının bir çok evrim geçirip, Hidayet amcanın engin fikirleri sonucu almış olduğu yeni halleri hala tazeliğini korumakta.
Sanırım bu açıklamalarım, yüklemiş olduğum bu fotoğrafların anlamını kavrayıpta, kavrayamadım gibi görünenlere bir şeyler canlandırabilmişdir.
Saygılarımla