Hainler aptal olur.

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

Hainler aptal olur.

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Cum Mar 28, 2008 2:00 pm

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, 26 Mart 2008 günü Genel Merkezde bir basın toplantısı yaptılar. Tüm televizyon, ajans ve gazetelerin izledikleri basın toplantısında Gültekin şu hususları açıkladıl

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede yasadışı eylemlerin odağı olduğu belirlenen AKP, iktidarını korumak amacıyla “suç” ve “suçlu” imal etme faaliyetini sürdürüyor.
Genel Başkanımız ve diğer arkadaşlarımızın tutuklanması ile birlikte iktidar yanlısı basın organlarında büyük bir tantanayla duyurulan, İşçi Partisi Genel Merkezi’nde Yargıtay’ın krokisinin bulunduğu iddiasının, nasıl bir komplonun ürünü olduğunu açığa çıkaracağımızı söylemiştik.
Çok fazla beklememize gerek kalmadı. Komployu açıklıyoruz.

“Taraf” gazetesi komplonun aracı!
Taraf Gazetesi, 24 Mart tarihli nüshasında “Yargıtay’ı vuracaklardı” manşeti ile verdiği haberinde İşçi Partisi Genel Merkezinde ele geçirildiğini iddia ettiği krokiyi yayınladı.
Kroki’nin Taraf gazetesinde yayınlanması, başlı başına sahnelenmekte olan komployu ortaya koyan yeterli bir kanıttır. Sanıkların bilmediği, sanık avukatlarının ulaşamadığı, hazırlık “soruşturmasının gizliliği” esasına göre başkalarının ulaşmasının mümkün olmadığı bir belge nasıl oluyor da Taraf gazetesinin eline geçiyor ve suçluluğun kesin kanıtıymış gibi yayınlanıyor?
Çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır ki, yargı, emniyet ve basın içine sızmış olan bir Cumhuriyet ve Türkiye düşmanı Çete, faaliyetini fütursuzca sürdürmektedir.
Ama “hainler aptal olur”. Nitekim, fotokopisi yayınlanan bu kroki büyütülerek bakıldığı zaman bunun bir faks metni olduğu açıkça görülmektedir. Gönderildiği faksın numarası da okunuyor. Bu numara “0312 4259976”dır. Faksın gönderildiği tarih ise “13 Mart 2008”. Yani İşçi Partisi’ne yapılan polis baskınının tam sekiz gün öncesi.
Söz konusu faks numarası, Taraf gazetesini yayımlayan Alkım Gazeteciliğe aittir. Numara Gazete’nin künyesinde de yer almaktadır.
Komplo, komplocular tarafından itiraf edilmektedir.

Komplo devam ediyor
Recep Tayip Erdoğan, son iki ay içinde yaptığı birçok konuşmada, Ergenekon soruşturmasında “yürütme ile yargının birlikte uyum içinde hareket ettiğini” söyleyerek aslında yargıya iktidar tarafından yapılan müdahaleyi itiraf etmiştir.

İktidar yanlısı medyada bu müdahalenin çok sayıda kanıtını neredeyse her gün okumaktayız.
Bize ulaşan bilgilere göre, emniyet ve yargı teşkilatı içine sızmış olan F tipi örgüt; bazı çete mensuplarıyla özel görüşmeler yapmakta ve bu çete mensuplarına tutarlı ve kararlı olarak ifade verdiklerinde “gizli tanık” olarak adlandırıp, bu şekilde “tutarlı ve kararlı” olarak verdikleri ifadelerinden dolayı, kendileri aleyhine açılmış ve açılacak davalarında yardımcı olunacağı vaadinde bulunmakta ve bu amaçla ikna etmeye çalışmaktadır.
Cumhuriyet ve Türkiye düşmanı Çetenin her türlü kanunsuzluğa başvurduğu ve başvurmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.
Soruşturmayı yürüten yetkilileri uyarıyoruz: Bu tertiplere alet olmayınız!

Nemrut Mustafa Paşa Divanı
Bundan 89 yıl önce İstanbul’da İngiliz emperyalistlerinin kurduğu Nemrut Mustafa Paşa Divanı, o günün yurtseverlerini uydurma belgeler ve yalancı tanıklarla idam etti, sürgüne yolladı ve hapse attı.
Bugün de birileri, Washington ve Brüksel’den aldıkları emirler doğrultusunda Nemrut Mustafa Paşa Divanı olmaya soyunmuşlardır. Amaçları yurtseverleri cezalandırmaktır. Amaç Türkiye’yi savunmayı suç haline getirmektir.
Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde AKP’ye verilen görev budur.
Ama Cumhuriyet Yargısı ve yurtsever cumhuriyetçi güçler, bu emperyalist saldırıyı boşa çıkaracaktır.
Bütün ilgilileri uyarıyoruz: Yargıtay Başsavcılığının gayrımeşru ilan ettiği bir Parti’nin tertiplerine alet olmayın! Kanunsuz emirleri dinlemeyin!
Cumhuriyet kazanacak, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinin görevlileri kaybedecektir!
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Cum Mar 28, 2008 2:27 pm

Mrb öncelikle geçmiş olsun,Türkiye'nin karanlık geçmii olan ve şaibeli bir siyaset hayatına sahip politikacılarından biri daha yargı önünde.Bütün medya dört gözle olup biteni seyrediyor yada öyle görünüyor,çünkü kimse bu konu hakkında bir şey bilmiyor...İşçi partisi lideri sayın Doğu Perinçek i tanırım,kimdir nedir,nerden gelir,ne yaptı,ne söyledi,ne yapmadı vs... hemen hemen bütün konulara hakimim o yüzden onun hakkında söylenenlerin bir kısmına gülerken diğer yandan içim acıyarak dinliyorum...Belikede yen amerikancılar,eski amerikancıları tasviye ediyordur,çünkü sorun çıkarmaya başlamış ve bazı geçitlerinin önünü tıkamaya başlamıştır eski amerikancılar...Yazık Türk politikası bu kadar basit ve hafif bir şey olmamalıydı...Kendi politakımızı bile üretmekten aciziz,ki dışardan müdahelelere mağruz kalıyoruz...Bu durumda hem eskiyi hemde yeniyi eleştirmek daha doğru olmaz mı?
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Cum Mar 28, 2008 9:25 pm

Sayın kültür bilimci, her şeye hakimsin, her şeyi biliyosun lakin bir Türkçe'den eksiksin. Mit-Cia çöplerini Türkçe'ye benzer kelimelerin ortasına alelade savurmak bilmek ve fikir bildirmek değildir, bunu sıklıkla yapıyorsun, yapma.
Hayatın boyunca kaç tane "adam" tanıdın da karanlık şaibeli geçmiş yaftasını elalemin boynuna asmaya çalışıyorsun?
Bak orda bir bilgi var, AKP sözcüsü bir gazetenin önceki günkü manşetinde çıkan bir haberin nasıl sefil bir tezgah olduğu bizzat o gazetenin manşetindeki kroki fotoğrafın üstünde ortaya dökülüyor. Sahtekarlığın, ahlaksızlığın ve ihanetin somut belgesi insanların önüne konuyor. Var mı bu hususta bir fikrin? Konuyu başka taraflara ve Mit-Cia çöplerine çevirerek bu sefilliği saklamak derdinde misin? Beceremezsin, mızrak çuvala sığmaz. Değil misin, e iyi o zaman fikir bildir, başka oyunlara girme.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Hakan Durgun » Çrş Nis 02, 2008 7:58 am

Muhterem Yılmaz bey,

Yaptıklarından ve dolayısıyla başına geleceklerden emin olman sanırım bu kadar telaşlandırıyor seni.
Ama nafile...
Kolsuzun hamuceralarının ve Çaluğun kirazının -bizim ayvaları söyleyip hadiseyi kisiselleştirmek istemiyorum- bilgisayarında ele geçen krokileri yakında çarşaf çarşaf yayınlandığında ne yalanlar uyduracağını doğrusu epey merak etmekteyim.

Ayrıca,bu kroki işine verdiğiniz ehemmiyet yüzünden,Harita Mühendisleri Odası' nda yürüttüğünüz hücre faaliyetleri de malumumuzdur,bilesin.
Hakan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 63
Kayıt: Cum Ara 30, 2005 4:10 pm

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Çrş Nis 02, 2008 11:00 pm

benim konuyu bir taraflara çekmek gibi basit bir amacım yok olamazda,hayatımda tanıdığım insanların listesini tutmak gibi gereksiz bir amacımda yok...Ne zaman bu siteye gelsem seni provakatif faliyetler içerisnde gören ben bu davranışlarından rahatsızlık duyuyorum...Evet bu konuya hakimim ve evet Sayın Doğu'yu onun yaptıklarını,yapmak istediklerinide çok iyi biliyor ve görüyorum,oturup sana yıllar öncesinin olaylarını anlatacak değilim neyin ne olduğunu,bu siyaset oyuncağının nasıl bir oyun hamuru olduğunu,bir düşüncenin yıllar içerisinde nasıl şekil aldığını hatta oy kaygısıyla hareket edilip nasıl değiştiğini sen benden daha iyi biliyorsun ve hatta sen kendin yaşıyorsun...Ben inanıyorum ki,daha bir çok yeni kroki çıkaccaktır o bilgisayarlardan,amaç ortada karışıklık çıkar ve yönet...Arkadaş ben bir şeyi ima etmeye çalışmıyorum açık konuşuyorum,yazdıklarımdan anlaşılmayacak bir şey yok...Hem insanlar seni eleştiriken seni eleştirdiği konuya sadık kalırsan hem karşıdakinin ne söylemek istediğini daha rahat anlarsın hemde ortalığı gereksiz yere germemiş olursun...Bunları bildiğini sanıyordum...
son olarak yazdıklarımda abartılacak kadar bir anlaşılmaz yok herşey ortada,düzese düzen,komploysa komplo...Madem bana soru sordun ki cevabını verdiğime inanıyorum bana Sayın Doğu'nun kandilde ne aradığını söyle,bana 1974 yılındaki TRT konuşmasını anlat,bunlarda mı komploydu? yada sana göre en büyük komplo 1996 dan sonra işçi partisinde yaşanan ideolojik düşüncelerindeki değişikliktir değil mi? neyse neyse sen yine bildik cevaplar verecelsin yada beni başka bir şeyden dolayı eleştireceksin ben susuyorum!
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Prş Nis 03, 2008 12:41 pm

Sayın Doğu'nun Kandil'de ne aradığı döner dönmez 2000'e doğru dergisinde bir kaç hafta süreli olarak yayımlandı, ayrıca kitap olarak da basıldı. Alır okursan ne aradığını öğrenirsin, merak etme efsane üretecek bir şeyler bulamazsın. 1974 yılında bir televizyon konuşması yok Doğu'nun, o yıllarda tv yok zaten, Doğu da 71-75 yılları arasında cezaevinde, bir şey uyduracaksan hiç olmazsa azcık araştır. 1996 yılından sonra İp'in ideolojik çizgisinde bir değişiklik yaşandığı da senin uydurduğun bir şey. İp'in çizgisi 1968'den beri aynıdır, bilimsel sosyalizm. Konuyu esastan çıkartıp saçma sapan şeyleri tartıştırarak kısmen amacına ulaşıyorsun ama bunu yaparken komik oluyorsun.

Benim "provokatif" yazılarımdan rahatsızlık duyuyorsun, enteresansın. Yukarda kaynağın kendisinden (Taraf gazetesi manşeti) ortaya saçılan provokasyona ilişkin söyleyecek bir lafın yok, bariz bir şekilde panik oluyorsun, pisliği örtme ihtiyacı ile dengesiz ve kontrolsüz bir şekilde saçmalıyorsun, fazla hata yapıyorsun. Yukarıdaki pislik ortaya çıkmasa 6 ay sonra bilgisayarınızda ortaya çıkan kroki'nin hesabını ver diye yazı yazacaksın sen ve ben de oturup sana ciddi ciddi cevap yazacağım öyle mi? Akıl, bilgi ve analiz ihtiyacı duymadığın için böyle hatalar yapıyorsun diyeceğim eğer kötü niyetli bir görevli değilsen.

Not: Pek muhterem Hakan Durgun, Kolsuzun hamuceralarına ve Çaluğun kirazına ve dahi sizun ayvalara düzenlenen yasadışı operasyonlarda ne benum ne da yakin dostlarumun en küçuk bir rolü olmamiştur, olabilemez. Tarihsel olarak da mümkün değil. Çünkü bildirdiğin tarihlerde ben Harvırd üniversitesi'nde kroki yüksek lisansumi yapmakla meşgul iken, Mustafa Durgun İngiltere'de çocuk bakıcılığı yapayudi, Mehmet Aydinli Kızılordu orkestrasinda bori üfleyudi, Cengiz Selimoğli Kuşmer'de kahveci-tüccar idi vs.. Yani yazdıkların külliyen yalan, uydurma, psikolojik savaş. Ufağiken uydurduğun ha böyle yalanlar yüzünden Rüstem Durgun'un seni adam etma maksatli elinde pıçak ilen nasi kovaladığını bilmeyen mi var? Görünen o ki emicem başarılı olamamış. Çamur at izi kalsın mantığı ile hareket edeyusun. Ufağiken da beni kıskanurdun, böyudun eşek kadar doktor oldun hala aynisun, Allah islah etsun.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Prş Nis 03, 2008 2:56 pm

işçi partisi için biliimsel sosyalizm dedin ya.Bu tartışmanın benim tarafımdan önemsiz bir hale geldiğini belirtmek isterim..Sürçi lisan ettiysem affalo!
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Prş Nis 03, 2008 4:25 pm

arkadaş,oturmuış bana Doğu Perinçek'in pkk ya yaptığı ziyaretin nedenlerini anlattığından bahsediyorsun...Amerika'da Irak'ı işgal etmeden önce ve sonra ansiklopediler dolusu açıklama yaptı...Bana elle tutulur şeylerden bahsediniz.Bakınız AB,Perinçek'in ziyaret ettiği terörist örgütü listelerden çıkarmaya hazırlanıyor,siz hangi insan hakkından,siz hangi sosyalizmden bahsediyorsunuz...Ve bizler uyuyoruz uyutuluyoruz,Ergenokon adında bir operasyon yapılıyor,bürokrasi kilitleniyor;devleti yönetme yetkisi verilmiş bir partiye,ki;ben olayı sadece meşruluk bakımından eleştiriyorum,kapatma davası açılıyor,dış ilişkiler ve siyaset kilitleniyor...Kör müyüm,körmüyüz? Bunların hepsi birer tezgah,bırakınız aynaya bakmayı da aynanın arkasındakine bakmayı deneyelim artık...Bizim gördüklerimiz bunlar ya bilmediklerimiz,bizden gizlenenler...Sen diyorsun ki serv işletilmeye çalışılıyor,evet bende onu söylüyorum;sen diyorsun ki Türkiye satılıyor,evet bende aynı kanıdayım;sen diyorsun ki BOP un son ayağı Türkiye dir,evet arkadaş bende onu söylüyorum...Ama ne,komiklik yapan sensin,bana oturup pkk yapılan ziyareti aslında onun bir amacı var gibi çocukların inanmayacağı bir yaklaşımla açıklayabilcek kadar komiksin,sen işçi partisine bilimsel sosyalizm deiyecek kadar komiksin ve komiksin 1996 dan sonra ip te meydana gelen gelişmleri göremeyecek kadar...1996 da Türkler kürtçe öğrensinler çünkü ilerde kürdistan kurulduğunda bize turist olarak geldiklerinde yabancılık cekmezler sonucunu çıkardıkları bir kürt sorunu konulu panele yer vermiş işçi partisi,sen bunu yalanlayacaksın HAYIR OLMADI diyeceksin,İftira atıyorsun diyeceksin...Yazık ki oldu arkadaş,Kastamonu işçi partisi il teşkilatında oldu üstelik...2000 yılı sosyalizmi savunan ve arkasına bir çok kürt partizanı barındaıran işçi partisi solun kalesi olarak görülen ANKARA üniversitei DTCF kampüsünde ki bütün etkinliğini kaybediyor ve bünyesindeki partizanların özellikle kürt kökenlerin hemen hemen hepsi TKP ye geçiyor ve tekrar eden senesinde oy kaygısı içerisindeki işçi partisi 2001 yılında kızıl elma koaliasyonun dan bahsedip Milliyetçi hareket partisine ittifak çağrısında bulunuyor.Neden,bilimsel olduğu için mi? alakası yok,işçi partisi oy kaybetmiştir halkın gözündeki değerini yitirmiştir ve bilir bu ülkede din ve millet kelimelerinin çok değer gördüğünü...Seni kınıyorum arkadaş ve sözümü burada bitiriyorum...Beni hiç bir şey bilmiyr farzet olur mu!!!
"Gerçek aranmakla bulunmaz,ancak gerçeği bulanlar onu araştıranlardır." Beyazıd-ı Bestami
Beni söylediğim şeylerden dolayı yalancılıkla ve iftira atmakla suçlayan insan,bu senin hatalarını ve yanlışlarını gizlemek için kullandığın tek silahındır...
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Prş Nis 03, 2008 6:19 pm

Senin bir kusurun yok çocuk ...
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Prş Nis 03, 2008 9:15 pm

Sorun sende yani ihtiyar :)
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Kayhan Durgun » Cum Nis 04, 2008 8:03 pm

BİLGİ yi yaşadığımız dünyayı anlayabilmenin bir aracı olarak değil de,'' bakın ne çok şey biliyorum '' fiyakasıyla gevezelik yapabilmenin ihtiyacı zanneden zavallılar, hayatları boyunca ona ulaşamazlar aslında.

Bildiklerinizi sistemli ve belli bir tutarlılık içerisinde,BİLGİ nin doğasına uygun olacak şekilde söylemek yerine,dönüp dolaşıp '' Ben bu konulara çok ama çok hakimim '' vurgusunu yinelemek,ifade etmeye çalıştığınız esas şeyin gücünü arttırmayacağı gibi kendinize olan güveniniz konusunda da ciddi endişeler oluşmasına yol açar.Üstelik sıklıkla yalana başvurursanız,bu ''Biliyorum işte var mı diyeceğin'' nakaratı,düşündüğünüzün aksine,yalanı kollayan bir zırh değil,onu bütün çıplaklığıyla ortalığa döken bir araç haline gelir.

İnsanlık tarihi,büyük mücadelelerden damıtılmış BİLGİ nin,yalanı yerlebir etme tarihidir de aslında.BİLGİ nin yalanı kovması,evrensel bir kuraldır.Ancak,yalanın ve yalancılığın da evrensel kuralları vardır.Bu kurallara uyulduğu ölçüde dirençlidir yalan BİLGİ nin karşısında.Kurallardan uzaklaştıkça ömrü kısalır yalanın.

Peki nedir bu yalanın ve yalancılığın evrensel kuralları?:

YALAN AYRINTIYI SEVMEZ
En iyi yalan,en kısa olanıdır.Ayrıntıya girdikçe,açık verme,dolayısıyla deşifre olma riski artar.İyi bir yalancı,iyi bir katil veya iyi bir hırsıza benzer.İpucu bırakmadığı ölçüde başarılıdır.

ARASINA DOĞRULAR SERPİŞTİRİLEN YALANIN MUHKEMLİĞİ ARTAR
Her zerresi yalandan müteşekkil bir iddianın da yaratacağı etki sınırlı olacaktır. Araya serpiştirilecek doğrular,oltanın ucundaki yem etkisi yapacaktır. Serpiştirilen doğruları hemen herkesin bilebileceği şeylerden seçmek yani yemin tanınabilir olması da hayati önem taşır.

YALAN BİLGİ YLE MİNDERE ÇIKMAZ
Herhangi bir
Kayhan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 139
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 1:35 pm
Konum: ankara

Mesajgönderen Kayhan Durgun » Cum Nis 04, 2008 11:08 pm

BİLGİ yi yaşadığımız dünyayı anlayabilmenin bir aracı olarak değil de,'' bakın ne çok şey biliyorum '' fiyakasıyla gevezelik yapabilmenin ihtiyacı zanneden zavallılar, hayatları boyunca ona ulaşamazlar aslında.

Bildiklerinizi sistemli ve belli bir tutarlılık içerisinde,BİLGİ nin doğasına uygun olacak şekilde söylemek yerine,dönüp dolaşıp '' Ben bu konulara çok ama çok hakimim '' vurgusunu yinelemek,ifade etmeye çalıştığınız esas şeyin gücünü arttırmayacağı gibi kendinize olan güveniniz konusunda da ciddi endişeler oluşmasına yol açar.Üstelik sıklıkla yalana başvurursanız,bu ''Biliyorum işte var mı diyeceğin'' nakaratı,düşündüğünüzün aksine,yalanı kollayan bir zırh değil,onu bütün çıplaklığıyla ortalığa döken bir araç haline gelir.

İnsanlık tarihi,büyük mücadelelerden damıtılmış BİLGİ nin,yalanı yerlebir etme tarihidir de aslında.BİLGİ nin yalanı kovması,evrensel bir kuraldır.Ancak,yalanın ve yalancılığın da evrensel kuralları vardır.Bu kurallara uyulduğu ölçüde dirençlidir yalan BİLGİ nin karşısında.Kurallardan uzaklaştıkça ömrü kısalır yalanın.

Peki nedir bu yalanın ve yalancılığın evrensel kuralları?:

YALAN AYRINTIYI SEVMEZ
En iyi yalan,en kısa olanıdır.Ayrıntıya girdikçe,açık verme,dolayısıyla deşifre olma riski artar.İyi bir yalancı,iyi bir katil veya iyi bir hırsıza benzer.İpucu bırakmadığı ölçüde başarılıdır.

ARASINA DOĞRULAR SERPİŞTİRİLEN YALANIN MUHKEMLİĞİ ARTAR
Her zerresi yalandan müteşekkil bir iddianın da yaratacağı etki sınırlı olacaktır. Araya serpiştirilecek doğrular,oltanın ucundaki yem etkisi yapacaktır. Serpiştirilen doğruları hemen herkesin bilebileceği şeylerden seçmek yani yemin tanınabilir olması da hayati önem taşır.

YALAN BİLGİ YLE MİNDERE ÇIKMAZ
Herhangi bir BİLGİ hoş bulunmazsa yapılacak şey,tartışmaya girmeksizin yalanın tekrar edilmesidir.BİLGİ yenilemeyeceğine göre,hiçbirşey duymamış gibi,bütün gücünüzle yalanı tekrarlayın,bu aşamada başka şansınız yoktur çünkü. Kimbilir,belki işe yarar.

Yalan la yanlış ı da ayırmak gerekir elbette.Bir iddia eksik bilgiye dayanıyorsa ona yanlış demek daha doğru olur.Ancak her şeye rağmen yanlışa devam ediliyorsa,artık niyetlerin sorgulanmaya başlanması gerekir.Bundan sonrası yalan ve yalancılığın içerisinde mütala edilebilir ancak.

Yukarıdaki iddiaların sahibi arkadaşın kimliği ve birikimine tanıklığım bu sitede okuduklarımdan ibarettir.Eksik bilgisinin kurbanı olduğuna inanmak isterim.

Her söylenene yanıt vermek değil niyetim.Zira bunun sonunun olmayacağını biliyorum.İddialarının bir kısmına değinerek,izlediği yol,niyeti ve tarzı hakkında tespitler yapmaya çalışacağım.

1996 yılında İP Kastamonu il örgütünde düzenlendiğini iddia ettiği panelden başlamak istiyorum.Daha önce de bahsettiği için bu hadisedenyanlışlık yaptı sayamayacağım kendisini.Katılımcılar kim belli değil,iddia ettiği cümleyi kim sarfetti bilmiyoruz.Bir yalan için fena bir kurgu sayılmaz,çünkü ayrıntılar yok. Ama gel gör ki o yıllarda İP Kastamonu il örgütü diye bir örgüt yok,çok merak eden İçişleri Bakanlığı kayıtlarından bu bilgiye ulaşabilir.Hangi gerçek böyle bir yalana ihtiyaç duyabilir ? Devamını tartışmak anlamsızlaşsa da bahsi geçen konuda o yıllarda yazılmış,söylenmiş onlarca kayıtlı belge vardır,yine merak edenler için referans değeri taşıyanlar onlar olsa gerektir.

1974 yılında Doğu Perinçek'in tv konuşması !
Bu kadar beceriksizce bir yalan olur mu şimdi.Yorumsuz geçmek lazım bunu. Hapishaneden korsan yayın yapmışlardır kesin.

2000 yılında kürtçüler İP nden ayrılıp TKP ne geçmiş.Kim,nerde,niçin belli değil tabi ki. Bu kadar çok şey bilen arkadaş bir tek isim söylesin,kürt milliyetçisi olup İP üyesi olan ve de bahsettiği şekilde ayrılan.Ne olmuş ki 2000 yılında,niye ayrılmışlar belli değil.İP nin Kürt milliyetçiliğine bakışı yıllardır belgelerle sabitken, bu iddianın sonunu nereye bağladığını da anlayamadım. Yani ne olmuş,sonuç ve de kabahat ne belli değil.'' Amma da çok şey biliyorum '' a delil olsun diye yapılmış gevezelik ötesine geçilemiyor maalesef.

Kızılelma... İyi de hani Aydınlık hareketini çok iyi biliyor arkadaşımız.Okuduğunu anlayabilen herkes,1968 den bu yana MDD tezini savunan Aydınlıçıların Ulusalcılık anlayışlarında en ufak bir sapma olmadığını görür,gerçekten bilmek isteyen okusun.Arkadaşımız yanlış biliyorsa,arşivleri kaçıran yok,yeniden bakabiliriz.Ulusal Güçlerle işbirliği hep savunuldu ama MHP ile ittifak hangi bilgiye dayandırılıyor anlayamadım.

Gelelim meşhur Bekaa görüşmesine(Burada bile özensiz arkadaşımız.Sanki her cümlesinde maddi bir hata yapmaya yeminli.Bu kadar populer olmuş bir görüşmeyi bile Kandil deyip geçiverdi) :
Mızıkçı çocuklar gibi '' Gitti...gitti...'' demenin bir anlamı yok.Zaten aksi iddia edilmiyor.Buraya kadar olan kısmını herkes biliyor.Ne olmuş o görüşmede ,ne söylemiş Doğu Perinçek,bu kısmını atlamak hangi ahlakla açıklanabilir?.

BİLGİ ulaşılabilirdir,ona ulaşmanın evrensel kurallarına uyanlar için.Yalan ın yasalarına uyanların ulaşabilecekleri en ileri şey ise,iyi bir yalan olabilir sadece...

BU YAZI BİLGİSAYARIN AZİZLİĞİNE UĞRAMIŞ OLUP HAKAN DURGUN A AİTTİR
Kayhan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 139
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 1:35 pm
Konum: ankara

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Cum Nis 04, 2008 11:50 pm

Yazık...Beni yalan söylemekle itham eden insan,söyle bunlarda mı yalan? Siz kime neyi anlatmaya çalışıyorsunuz?



PERİNÇEK'İN 2000'E DOĞRU DERGİSİNDEN BİRKAÇ BAŞLIK

2000'e Doğru Dergisi PKK'nın yayın organı mıydı?

Öyle olmadığını söyleyeceksiniz.

Peki neden PKK'nın 'psikolojik harp merkezi' gibi çalıştınız?

Sadece soruyoruz: 2000'e Doğru Dergisi'nde bu haberleri neden yaptınız?

-Türk askerleri Cudi de kimyasal silah kullanıyor (23.Temmuz 1989)

-PKK ordulaşıyor: Doktor Baran, komando taburuna meydan okuyor: ‘Gelin buradayız’ diyor. Karakol komutanı erzaklarını PKK ile paylaşıyor.(6 Ağustos 1989)

-‘Dağlarda Gerilla barınmayasın’ diye Ordu, orman yakıyor (3 Eylül 1989)

-Öldürülen PKK gerillaları efsaneleşiyor, kimse öldüklerine inanmıyor. ( 24 Eylül 1989)

-PKK kamp komutanları anlatıyor: Hedefimiz çocuklar değil (3 Aralık 1989)

-Nusaybin'de Kürt intifadası ( 18 Mart 1990)

-Gerillalar Onbaşı'yı dağa kaldırdı (1 Nisan 1990)

-Hakkari'nin küçük generalleri ( 21 Mayıs 1990)

Bu haberlerin yanı sıra 2000'e Doğru'da, Abdullah Öcalan tıpkı Atatürk'ün Kocatepe'deki fotoğrafına benzetilerek dağda çekilmiş fotoğrafına yer verildi.(22 Ekim 1989)

Ayrıca bugün medyanın gündeminde olan PKK'lı Yücel Halis cezaevinde olduğu 1991 yılında, 2000'e Doğru aracılığıyla dağdaki teröristlere mesajlar gönderdi. ( 1 Eylül 1991)

Uzatmayalım bu durum 20 Ekim 1991 seçimleri öncesine kadar devam etti.

Dergi o dönem Kürtlerin partisi HEP ile ittifak yapabilmek için kolları sıvadı ve haber yapmaya başladı:

-Taban birlik istiyor (25 Ağustos 1991) vs.



Fazla söze gerek yok sanırım...
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Cmt Nis 05, 2008 12:30 pm

http://www.samanyoluhaber.com/haber-95500.html den kopyala yapıştır. Bir fikir sahibi olduğunu düşünmek bile hata. Yalanın gidebileceği en son makama Fetoş ve CIA'ya ulaşmışsın sen. O kapıdakilerle muhatap olmuyoruz biz, hade başka kapıya.

İlgili psikolojik savaş malzemelerine cevap http://ip.org.tr/lib/pages/detay.asp?goster=sss adresinde verilmiştir.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Pzr Nis 06, 2008 5:01 pm

kopyala yapıştır veya kes yapıştır bütün bunlar neyi değiştiriyor? işçi partisi gerçeğini mi yoksa benim bir şey bilmediği mi? Sizin gibi insanlara bu sitede yazdığım cevaplarla konuşma ve söz hakkı verdiğim için kendimden utanıyorum...Yazık ki bu provakatif amaca bende alet oldum...Burdan size şahsım adına yapmış olduğunuz suçlamalardan dolayı özür dilemenizi öneriyorum aksi takdirde yaş ve konum belirtmeden hakkettiğiniz karşılığı benden fazlasıyla alacağınızı garanti ediyorum...Bunca zaman sustuysam yaşanıza olan saygı ve almış olduğum terbiyenin bana izin vermeyişidir.Bir ideoloji ona sıkı sıkıya sarılmakla yüceltilmez,eksikleri ve yanlışları eleştirilerek yüzeltilir....1974 te televizyon yoktu diyen zihniyet (TRT nin resmi web sitesinden kopyala yapıştır yöntemiyle öğrenilebilir) ve kastamonuda öyle bir konferansın olmadığını iddaa eden ve aslında biraz sorgulasa kendisinin bile inanmayacağı fikirlerini ezbere buraya aksettiren,seviye tanımaz saygısız konuşmalarıyla kapatmaya çalışan,eleştiri yoksunu kişilere,legal olmayan bir konferansın hangi kayıtlara geçmesi bekliyordu...Yazık size acıyorum kendimede kızıyorum...Kendi kapınızda yolunuz açık olsun,çünkü gidecek başka kapınız yok!
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Sonraki

Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 0 misafir

cron