gönderen Hakim Ayal » Pzr Şub 24, 2008 6:55 pm
Aha korktuğum başıma geldi..
Ben biliyordum ve hep korktuğum da buydu.. Biri çıkacak merhaba diyecek sonra zayıflamış, konusunda çalışmadığı için tembel kalmış hafızamın hışmına uğrayacağım. Ama yola çıktık bir kere başa gelen çekilir, eh bende çekerim
Demişsinki ben senden iki yaş büyüğüm. eyvallah abi de deriz. Ama revamı yani beni yaşını söylememkle itham ederken sen yaşını söyledinmi sanki. Ya ben senden büyüksem ne olacak...?????
Şu olacak
Tabi ben sana Kamil Abi demeyeceğim. Yakışmaz daha çok genç görünümdesin
Kamil demiyeceğim . Nezaketen yakışıklı olmaz.. öyleyse ;
Bende beni karşıladığın sıcaklıkla seni kucaklıyor hoşbulduk Kamilciğim diyorum.
Beni çok iyi tanıdığına inandım, Duygularımı bir iki satırda çözümlemen bile aynı derenin balığı olduğumuzun işareti. ikimizde de, belki ve eminimki o mubarek yerlerden uzak düşmüş herkeste aynı özlem, aynı haykırışlar var. Aslında;
Güneşi öğlen doğan bir derenin nesi güzel , kurumuş topraklarında ağaç bile zor yetişen ve sisinden yaşamı sinir edecek gibi görünen sonuçlar çıkabilecek bir yaylanın yok deresiyle ,yok değirmeniyle yok plakanokayalarıyla ah çekip oflayıp pufluyoruz, özlemler yaşıyoruz. niyeki ? İlahi bir güç olduğu kuşkusuz ki, her insanın içinde olan" doğduğun topraklar" söylemi,aslında tarifsiz bir sevgi bağı
Ben çok küçük ayrıldım ve bilirsin belki çok nadirde gidip geldik. Hele son yıllarda bu yaklaşık yirmi yıldan fazla ancak iki üç günlüğüne gidebildim. Mecburi ahirete göç edenlere vefa borcumuzu ödeyebilelim diye. Böyle bir mecburiyet henüz oluşmamışken eşim ve ilk oğlum küçük yaşlarda henüz ağlayan bir çocukken gittiğim memlekette hesapladıkki onsekiz yıl geçmiş gitmeyeli. Bir hatadır yapmam dedim ama aynı alışkanlıklar devam ediyor. Gidemiyorum. Gitmem için neden olmak zorunda. Var aslında derenin şiriltısında bir sabah çayı keyfi yaşamak güzel olur, veya yaylasında taşlarından eline kına yapan kızların seyrine dalmışken tezek toplamaktan gelen teyzemin, halamın elinde sarı kır çiçek demeti görmek.. onlar o çocukluk yıllarımda kaldı bilirim. Gitsem ne moç oynayacak arkadaşlarımı bulurum ne o yılları. Ama nasip olur gidersem ve o kadar zamanım olursa belki o beynime kazınmış kareleri yaşadığım yerlerde tekrar yaşarım. Tek avuntum bu. Yoksa gittiğimde umduklarımla değil bulduklarımla neler yaşayabilirimki o günlere dair.
Sen şanslı olmalısın yakınsın daha sıklıkla gidip gelebilirsin veya en azından benzer topraklarda çokta fazla özlem duymadan çalışıyorsundur diyecem ama
sanıyorum sende aynı dertten muzdaripsin.Yoksa artık yakın oldu ırak yerler, istemek ve zaman ayırabilmek yeter.
Dağlarada yazılan bir hikayem olduğu doğru. iyi hatırlıyorsun,bir farkla ki
bir taş kovuğun da değil (O hikayeyi dramatize etmek için kullanımış ) derebaşına yakın Heneke köyünün çoban amcası ( Ruhu şad olsun) nın ellerinin sıcaklığı ve güveniyle bayılarak sonlanmış bir çocuk hikayesidir. (Yazılsa okuyucu bulur belkide)
Sevgili dostum ,çocukluk arkadaşım. Beni çok mutlu ettin yazarak ve o duygu sağnağında bende boşaldım gittim. Sıkmamışımdır umarım. Sıkca görüşelim. MSN ime ekledim nasipse ordanda görüşürüz arzu edresen. ve dahası yolun düşerse buralara, ve bir gün yolum düşerse oralara habersiz olmasın geliş gidişler.
Dilediğin tüm güzellikleri fazlasıyla diliyorum sanada. Selam ve sevgilerimi yolluyorum hepinize. sağlıcakla kalın.