HEPİMİZ MEHMETÇİĞİZ

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Prş Eki 18, 2007 4:43 am

Sevgili Serkan okuduğum yerleri anlayamadığımı nerden çıkardığını bilmiyorum ama "fatih" ile "fatiha" anlaşmazlığına çözüm getirmen Türüt ün türküsünden itibaren bu sayfanın başında ki senin yazılarına kadar tüm süreci tekrar gözden geçirmeme sebeb olacak bir bilgilendirme oldu. :D

Camede kaç kere gördünüz hoca nın vaazının bölündüğünü, hatta bölünmeyi geçin bir tartışma ortamı oluşturuldunu, eğer Yılmazı ın dediği gibi" bu akıl sadece" hocalara verilmediyse tartışma da olur bu sitede de , amma cami de ne yazık ki hala daha vaazı bölenlere "densiz" diyorlar. Densizler olmazsa vaaz dinlersiniz sadece ama sen diyorsan ben hocayım vaaz veririm o başka.

Ben çıkıyorum daha bişey yazmayacağım. Bu namaz böyle benim gibi densizlerle bitmez, herkesin işi gücü var. :D
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlkay Durgun » Prş Eki 18, 2007 8:57 am

Siirt Eruh'a bağlı bir dağ köyünde askerlik yaptım 1995 de.Kışın göbeğiydi.Yeni gelmiştik.

Koğuşlarımız;boşaltılan köylülerin eviydi,yani köylülerle iç içeydik.Bizim tertipler geldiğinde yer sorunu oldu.Köylülerin evinde ahırdan bozma bir yer verdiler bir arkadaşımla bana.kapının tahtaları arasında iki parmak boşluk.İçeriye kar yağıyor nerdeyse.Denizden binbeşyüzmetre yukardayız.Soğuktan uyuyamıyorum.Bir hafta köyün okulundan bozma "er gazinosu"unda sandalye üstünde sobanın önünde uyuyorum.

Timler bir saaatte bir mevzilerde yer değiştiriyor.Onlar gelip gidiyor ben orada kedi gibi kıvrılmış uyumaya çalışıyorum."Parmaksız zeki "kod adlı Şemdin Sakık ikiyüzelli adamıyla köyün etrafındaki dağlarda dolaşıyor.Hergün baskın olabilir diye istihbarat alıyoruz.Bütün tabur alarmda.Timler köyün etrafında pusuda bekliyor.Gerginiz ilk günler.Kar,tipi mevzilerde bir metre ileriyi görmüyorsun.Gece görüş dürbünleriyle dahi.Projektör tutuyoruz.Nafile.Dedeler anlatıyor mevzilere yaklaşıp,mevzilere taş atıyor PKK militanları.Dikkatinizi sınıyorlar.Durum o derece vahim yani.Sonraları telsizci olduğumda çok bununla ilgili mesajlar aldım bölge komutanlığından.Bir timi mevzilerinde nöbette iken gecenin karanlığından yararlanıp,boğazlarını keserek şehit ettikleriyle ilgili.

Zifiri karanlık.Şehirde yaşadığımız için,zifiri karanlık nedir unutmuşum.Buraya gelince yeniden zifiri karanlık nedir bunu hatırladım.Çocukluğumda köyden hatırlıyorum bu karanlığı.Evet bu karanlık doğduğum köylerde de var.

İlk bir kaç hafta böyle geçti.İstihbaratlar Baskın olabilir diyor.PKK her yeni gelen tetibe baskın yapıyormuş.Ancak bizden bir önceki tertibe yapmamış.Şimdi kesin diyor dedeler .Dedeler çok tecrübeli,birçok çatışmaya girmiş çıkmış,zehir hepsi.Çok disiplinliler iş başındayken.Hepimiz hayranlıkla onları dinliyoruz.Dede diyorum ama nerdeyse hepsi bizden küçük.Bizimtertiplerin çoğu askere geç gidenlerden oluşmuş.Dedelerin en büyüğü benden en az dört yaş küçük.Ama onlar dede.Gariptir; biz onlara dede saygısıyla, onlar bize torun şefkati ile yaklaşıyorlar.Sebebi; bizim gelmemiz onların teskereye gideceğinin habercisidir.

Dedelerden biri aklını kaçırmış artık.İzmirli bir çocuk.Ama her gece timiyle beraber nöbetine yada araziye pusuya çıkıyor.Yani işinde aksama yok.Dolayısı ile askerliğe devam ediyor.Nöbeti olmadığında kendi kendine konuşuyor.Gülüyor.Ama timinde öncü görevini o yapıyor genellikle.İş başındayken başka bir çocuk,dinlenirken başka...

Bulunduğumuz köy;bir çanağın içinde etrafı dağlarla çevrili.Güneş saat onda yüzünü gösteriyor hava açıksa tabi.Köyün içinde "ziyaret" denilen bir tepecik var.o tepecik olmamış olsaydı o köyü bin kere basarlardı.Ama oraya ağır silahlar yerleştirilmiş.Askerliğimizin ortalarına doğru termal kamerada koydular ki istihbaratın baskın olacak dedikleri bir zamandı bu zaman.

Köyün ismi; "Görendoruk"

Biz nöbette yada arazide olmadığımız zamanlarda o köyün okulundan bozma er gazinosunda televizyon seyrederdik.İstanbul'un gece hayatını,o magazin programlarını seyreder galiz küfürler savururduk.İzledikçe kendimizi bu dağ başında unutulmuş sanıyorduk.

Bizi burada üşümüş,ölümle burun buruna,bazen yarı aç_ki bazen yiyecek konvoyu tehlike yüzünden gelmez sadece eldeki kumanya ile idare ederdik_ bir dağa başında bırakmışlar gibi geliyordu bize.Buna öfkelenip kapıları tekmeleyenler olduğunu gördüm.

Bir sürü hikayem var Görendoruk'la ilgili.Şimdi bu sayfalarda bazılarını ifade etmem bile doğru değil.Birsürü ayrıntı.Her ayrıntı bir gerçeğe işaret ediyor.Yukarıda tariflediğim sadece askerin durumuyla ilgili.

Dediğim gibi biz bu köyde köylülerle iç içe yaşıyorduk.Komşuyduk.Ama aramızda bir mesefa vardı hep.Bazen dinlenme saatlerimizde sohbetler ederdik köylülerle.

Nerdeyse doksan yaşına gelen bir dede ile de sohbet etme imkanı bulduk;

"Oğlum ben bu dağlarda avcılık yapardım gençliğimde,karış karış bilirim.Şimdi köyden yüz metre dışarı çıkmak içim komutandan izin istemem lazım" evet istemesi lazım.Çünki vurulabilir köye habersiz yaklaştığına yada uzaklaştığında. " askere gitmek için yirmi gün yol yürüdüm askerliğimi izmirde yaptım" diyerek de askerlik anılarından bahetti bize.

Şimdi, bütün bunları anlatmamın nedeni ;Elbete oradaki askerlerin durumu çok zor.Çok zor şartlarda görev yapıyorlar.Desteğe ihtiyaçları var.Orada olduklarının hatırlanmasına ihtiyaçları var.Şehit olan askerlerimizin ailelerinin korunmasına,şartlarının düzeltilmesine ihtiyaçları var.Birçoğu yoksul insanlar çünkü.

Yani oradaki askerlerin,yada şehit ailelerinin Hrant DİNK'in ölümüyle ilgili olarak bir karşılaştırmaya ihtiyaçları yok.Yani "hepimiz Hrant Dink'iz" karşılığı olarak "Hepimiz Mehmetçiğiz" dememeliyiz.Evet "Hepimiz Mehmetiçiğiz" bu çok haklı bir slogan ancak "Hepimiz Hrnt DİNK'İZ" de çok haklı bir slogan.Bu sayfalarda bin kere tekrarlandı.Bu sloganın çıkış kaynağı solingende yakılarak öldürülen türkler için almanların"Hepimiz Türk'üz" sloganıdır.Bu insani bir tepkidir.Bu içinde adaletsizliğe,vahşiliğe,alçakca saldırılara,ırk,din,mezhep ayrımına tabi tutulan ,kalleşce,vahşice öldürülen herkes için söylenir.İnsan olmak anca böyle mümkündür.Evrensel adalet ve barış anca böyle kurulur.

muhabbetle..
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Sabri Kahveci » Prş Eki 18, 2007 2:43 pm

İlkay kardeş;

Bende senin gibi Eruh’da askerlik yaptım.2.komando taburunda.Sen varken yoktu belki orada.Çünkü daha önce Mardin Kızıltepe’deydi.Sonradan Eruh’daki yatılı okulun yanına taşındı.Eruh’un bilmediğim dağı,vadisi,mağarası patikası ….yoktur.Zaten ilk 6 aydan sonra haritada da kullanmazdım pek.Anlatmış olduğunuz zorlukların çok daha fazlasını çektim.
Bizim tabur komando taburu olduğu için nerede görüntü (terörist görünürse yada istihbarat gelirse) alınırsa biz hemen o bölgeye giderdik.Görünürde Eruh’daydık.Ama sabit bir yerimiz yoktu.Genelde dağlarda yatardık.Böyle Görendoruk gibi piyade ve jandarma birliklerinde bazı akşamlar kalırdık.
Görendoruk’dan bahsettiniz.Onunla ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum.Uyuyoruz.Gece yarısı acil haber geldi Görendoruk’da görüntü alındı diye.Hemen kalktık yer tespitini yaptık.Ancak gidilecek yol üzerinde pusu yenecek ve mayın döşenebilecek vadiler ve dar geçitler vardı.Bu bölgelere kadar arabayla tehlikeli bölgelerde ise gerekli emniyet tedbirlerini tehlikeli bölgeyi geçtik.Denilen yeri hemen kuşattık.Çemberi daralttık.Sesleri duymaya başladık.Anlayacağınız kafullar* sallanıyordu.Daralttık çemberi daralttık..daralttık… Birde bakarız domuz sürüsü.Anlayacağınız o “ziyaret tepesi”ndeki termalcinin acemiliğinin kurbanı olduk.Daha sonraki operasyonların birinde o “ziyaret tepesi’nde bir gece çevre nöbeti tuttum.Bahardı yağmur ve çamur her yerin hakimiydi…Oradaki askerlik anlatılmaz.Ancak yaşanır.Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum..


* çalılar
Kullanıcı avatarı
Sabri Kahveci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 236
Kayıt: Prş Ara 29, 2005 2:26 pm
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Cengiz Selimoğlu » Prş Eki 18, 2007 7:48 pm

Bende sizlere izmir urlada şuanda hayatta olmayan bir arkadaşımın mektubundan kesitler sunayım.Şırnak ikizcedeyiz mekanımız dağlar yıl 1992 nisan ayınız bir cuma akşamı.Mermi sesleriyle bir anda etrafımız aydınlandı.Aklıma eşim ve 7 aylık oğlum geldi.Yanımdaki ankaralı arkadaşımın çığlığı kulaklarımdan hiç gitmeyecek.Her zamankinden farklı bir çatışmaydı bu.herkes mevzilendi dedelerim arnavut göçmeniydi ve o yüzden herkes bana arnavut çavuş derdi.Mevzilendiğim yerin yanında kastamonulu devre arkadaşımın yattığını farkettim yanına sürünerek gittim kanlar içindeydi.Hemen yanıbaşında niğdeli bir üst devre emin onbaşı.kastamonulu osmanın elinde bir resim vardı ve resimi elinden aldım cebime koydum yapabileceğim çok şey yoktu içim içime sığmıyordu.arnavut inadım tuttu ses çıkarmamam lazımdı ama yapamadım ve bir anda sesin kesildiği mermilerin geldiği yöne doğru haykırdım olanca gücümle Allahsızlar diye çok fazla geçmedi yaralılar şehitler 5 şehit 3 yaralı kimsenin ağızını bıcak açmıyordu o akşamın sabahında gün ışımaya yüz tutunca cebimdeki resmi çıkardım osmandan aldığım resmi annesinin resmiydi son nefesinde görmek istediği.Arkasında büyük harflerle KUZUCUĞUM yazıyodu belliki annesi mektupla göndermiş ve arkasınada kuzucuğum yazmıştı.Binbaşımız dahil hepimiz ağladık en iyi kürt ölü kürt diye seslendim herkes bana baktı yanımdaki can arkadaşım Diyarbakırlı bedir de bana baktı utandım canımı ona borçluydum boynuna sarıldım yerinden kalkarak usandık komutanım kime ne borcumuz varsa ödeyelimde bitsin dedi.Çok daha uzun ama ben burada bitireceğim bu yazıyı çünkü o arkadaşımıda urlada kurtlar vadisi dizisi yüzünden amcasının oğlu kucağında çocuğunu severken vurdu.Bende hatırası bir yüzük, bir mektup, bir kazak ve bir fotoğrafı birde anılar kaldı. Mektubun bir kısmını bu başlıkta sizlerle baylaştım

Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır
Bir ömür boyunca onun uğrunda
Kendini toprağa verenlerindir
Kullanıcı avatarı
Cengiz Selimoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 520
Kayıt: Pzt Nis 10, 2006 3:32 pm

Mesajgönderen Canan Uysal » Pzr Eki 21, 2007 8:46 pm

BU VATAN HERKEZİN BU MEHMETCİKLERİN HERKEZİN ÖLEN SEHİTLERİMİZİN YAKINLARININ VE TÜM TÜRKİYENİN BAŞI SAĞOLSUN
Kullanıcı avatarı
Canan Uysal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 757
Kayıt: Cum Ara 16, 2005 8:05 pm

se

Mesajgönderen Cengiz Selimoğlu » Pzt Eki 22, 2007 6:32 am

Hiçbirşey yazmayacağım fakat şu kurtlar vadisi başlığının kaldırılmasını istiyorum.Bu filmi seyredenlerin bu filme zaman ayıranların değil bu sitede bu ülkede yeri yok
Kullanıcı avatarı
Cengiz Selimoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 520
Kayıt: Pzt Nis 10, 2006 3:32 pm

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Pzt Eki 22, 2007 11:00 am

Türkiye İç Savaşa Götürülüyor...

PKK'nın yasal uzantıları Türkiye'yi ve Türk Devleti'ni tehdit eden açıklamalar yapıyor.

PKK son derece planlı bir şekilde Türk milletini tahrik eden ve nefrete boğan büyük cinayetler işliyor.

Tepkilerini göstermek için insanlar sokaklara dökülüyorlar. Bu tepkiyi kullanan birileri sokaklarda terör estiriyor. Cep telefonunda Ahmet Kaya melodisi var diye insanlar linç edilmeye kalkılıyor. Otogarda otobüs bekleyen insanlar Kürt görünümlü olduğu için etrafları sarılarak kahrolsun pkk diye bağırtılmaya zorlanıyor ve bağırmaları beğenilmediği için linç edilmeye kalkılıyor.

PKK'ya bu cinayetleri işleme emrini veren merkez ile Türk toplumunun bu cinayetler sonrası nefretini Türk-Kürt çatışmasına - iç savaşa yönlendirmeye çalışan karanlık merkez aynıdır ve CIA'dır. İçerde Türk'ün Kürd'ün birbirini öldürdüğü Türkiye ne Kuzey Irak'a müdahale edebilir ne de herhangi başka bir sorununa. PKK tüm ümitlerini bir iç savaş sonrasında AB ve ABD'nin bölgeye müdahalesine bağlamış durumda ve bunu açık açık yazıyor yayın organlarında zaten. Türk Devleti'ni katil ilan eden Ermeni soykırımı yasa tasarıları da zaten bir iç savaş ortamında "katil" Türk Devleti'ne müdahaleyi meşrulaştırma amacı güden bu psikolojik ortamı yaratmayı amaçlayan çalışmalar. Psikolojik savaş merkezlerinin içerdeki uzantılarının faalşyetlerini görmeden ve engellemeden savaş kazanılmaz ama ne yazık ki Türk Devleti'nin bazı unusrları da karşı tarafın psikolojik savaşına neferlik ediyor. İhanet dizi aştı boğaz boyu.

Şüphesiz Türk Devleti büyük bir devlettir ve şüphesiz Türk milleti emperyalizme ve onun içerde dışardaki işbirlikçilerine gereken cevabı verecektir ama bizi akıl ve mantık çizgisinden çıkarıp semerci eşeği durumuna düşürmeye çalışanlara, milletin birliğine tecavüz edenlere müsade etmememiz gerekiyor. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, kimin ne kadar çok bağırdığına ve hiddet gösterdiğine değil yaptığı işin kime hizmet ettiğine, kimin ambarına tahıl taşıdığına bakmak gerekir. Çok büyük bir dikkatle milletin emperyalizme karşı birliğini sağlamamız gereken, çetin savaşlarla dolu bir sürece giriyoruz. Akıl ve sağduyu lütfen.

Selamlar...
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzt Eki 22, 2007 11:33 am

Yılmaz bu yazıyı keşke başlık olarak açsaydın, herkesin okuması lazım
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Ayşe Kama » Pzt Eki 22, 2007 12:46 pm

insanların ecnebi ya da yerli oldukları için değil insan oldukları için sevileceklerine inanıyorum.

Rum,Kürt,Türk,Laz,Ermeni vb.olmak coğrafi bir rastlantıdır,ama insan olmak rastlantı değildir.

Terörü lanetliyor ve hiçbir ideolojinin terörü destekleyemeyeceğine inanıyorum.

Aynı şekilde teröre lanet mitinglerinde de hiçbir ideolojiyi deşifre edici simgesel hareketlerin yapılmaması gerektiğini düşünüyorum.Aksi taktirde bu insanların terörden bile rant elde etmeye çelıştıklarını düşünürüm.

Bu topraklar onun bunun değil bu sınırlar içinde yaşayan herkesindir.
belli etnik yapıları hedef göstermek yanlıştır.


İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN
Kullanıcı avatarı
Ayşe Kama
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 249
Kayıt: Çrş Tem 18, 2007 7:09 pm
Konum: SAMSUN

Mesajgönderen Serkan Birinci » Pzt Eki 22, 2007 9:17 pm

SEVGİLİ YILMAZ;

DEĞERLENDİRME VE ANALİZLERİNİN BÜYÜK BİR KISMINA KATILIYORUM. BU MEYANDA BÜLENT'İN ÖNERİSİNİ DE YERİNDE BULDUĞUMU İFADE EDEYİM.

ŞURASI AÇIK BİR GERÇEKLİK Kİ, SORGULAYAN HER ZİHİN ANLIK ÖFKENİN ÖTESİNDE TÜRKİYE'Yİ IRAK'IN KUZEYİNE ÇEKMEYE ÇALIŞAN (Kİ ABD, AB GİBİ EMPERYALLERİN ÇIKARLARI İLE ÖRTÜŞMEYECEĞİ AŞİKAR) YA DA ORAYA İTMEYE ÇALIŞAN BİR SİNSİ PLANIN OLDUĞUNU DÜŞÜNEBİLİR.

ZAYIF BİR OLASILIK OLMAKLA BERABER SURİYE, AZERBAYCAN, İRAN İLE YAPILAN ENERJİ ANLAŞMALARI VE İTTİFAK AYIŞLARININ UZANTISINDA DAHA ABD Cİ BİR İKTİDAR YARATMA ÇABASI DA BU EYLEMLERİN ARKA PLANI OLABİLİR.

SON SÖZDE, SENİN DE İFADE ETTİĞİN GİBİ BU NECİP MİLLET EMPERYALİSTLERE GEREKEN DERSİ VERMEYE MUKTEDİRDİR. YETER Kİ MÜCADELE MERTCE YAPILSIN.

SELAMLAR.
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Sal Eki 23, 2007 5:31 am

Karanligin en zifiri oldugu an,sabahin acmaya en yakin oldugu andir.
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Sal Eki 23, 2007 6:57 am

Umarız bu sorun içinde aynısıdır Hasret
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Sal Eki 23, 2007 11:20 am

Operasyon yapilirsa ne olacak?
teroristler temizlenecekmi?
-Hayir kesinlikle.
Saldirilar bitecekmi?
-Kesinlikle hayir.
Peki bu operasyon gerekli mi?
-Kesinlikle evet.
Niye?
-Dost ve dusmani tanimak icin.
Daha da onemlisi Kallesi tanimak icin.
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Sal Eki 23, 2007 12:16 pm

İlkayın,Sabrının ve Cengizin( arkadaşının) anılarını okurken duygulanmamak elde değil.Ateş düştüğü yeri yakıyormuş.
Son dönemde dikkatimi ceken bir kaç olgudan bahsetmek istiyorum.
Bunu hepimizin bilmesi lazim Amerikaya rağmen bu coğrafya da kimse
kendi kafasına göre hareket edemez.Bu sadece efelenmeyle kalır ve pratiğe yansımaz(hani küçük çocukların birbirine kızdırma ha gelirim oraya gibisinden birşey)
Amerika 10 yada 20 yıl sonrasının planını yaptı.İsteyerek yada istemeyerek bizde bu planın bir yerinde bulunacağız.Umarım hakkımızda iyi şeyler düşünüyordur(!).Ortalıkta hava basmanın hiçbir önemi yoktur.Bu sadece halkımızın biriken gazını almaktan öteye gitmez.
Bunun yanısıra bana öyle geliyor ki herkes tiyatro oynuyor gibi.San ki herkes bu olayları kullanarak birbirine köşeye sıkıştırma rolünde.
Türkiyede Hükümet Orduya Ordu Hükümete güvenmedikten sonra bu ülkenin geleceğinden kimse emin olamaz.
Umut edelim Sam amca hakkımızda hayırlı karar verir.Şehitlerimize allahtan rahmet dilerim.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Sal Eki 23, 2007 6:45 pm

Aynı şeyleri konuşmaktan bıkmadınızmı.?
Çok duygusal olduğum için bu olaylardan çok etkilendim inanın elim klavyeye gitmiyor.Kaç gündür bir şey yazamıyorum.Zorla yazıyorum.Bunu da yazarken sadece tepki koymak için yazıyorum.Duygularım çok karışık.
Düşmanlar belli,plan-proje belli.
İçerdekilerin hayaleri ile dışardakilerin hayalleri farklı olsada ortak hedef Atatürk Cumhuriyeti,Türkiye Cumhuriyeti.Biri bir tarafından yontuyor diğeri bir tarafından az kaldı. Ama bu hayalleri gercekleşemeyecek, başaramayacaklar .
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

ÖncekiSonraki

Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir