TÜRK MİLLETİ" YLE EMPATİ KURMAK

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

TÜRK MİLLETİ" YLE EMPATİ KURMAK

Mesajgönderen Köksal Ağaoğlu » Prş Mar 08, 2007 10:27 am

“Türk Milleti”yle Empati Kurmak

İnsanın din, dil, ırk ve etnik kökeninden dolayı üstünlük iddia etmesi ilmen, ahlaken ve dinimizce tasvip edilmeyen açık bir husustur.
Dil, din, ırk etnik kökenin üstünlük nedeni yapılmasının yanlışlığı gibi bunları inkar etmek de aynı yanlışa düşmektir.
Etnik kimlik, insanın seçerek belirleyemediği, doğuştan kazanılan bir özelliği olduğuna göre insanlar arasında üstünlük kriteri, imtiyaz vesilesi olarak değerlendirilmesi yanlıştır.
Osmanlı imparatorluğu; ( sayılabilecek birçok sebebin yanında) ayrılıkçı milliyetçilik cereyanlarına maruz kaldığında parçalanmaması için, önce Osmanlıcılık sonra İslamcılık ve en son olarak ta Türkçülük siyasetini bir arada yaşamanın formülü olarak düşünmüştü.
Cumhuriyetle birlikte milliyetçilik cereyanlarına karşı tepki olarak imparatorluk bakiyesi insanlarımızdan yeni bir kimlik inşa etmek istendi ve bu insanların ortak adına da Türk dendi.
Şartlar muvacehesinde verilebilecek en makul isimdi Türk. Bu adlandırmayı da nüfusun çoğunluğuna dayanarak yapmaktan başka sağlıklı yolu yoktu bakiyenin.
Türk milletini millet olmaya, Balkanlardan, Kafkaslardan ve Anadolu’dan herkes bu kimliğin oluşumuna katkıda bulunmuştur.

“Dost dost diye hayalına yeldiğim.
Dostusa ayırmış özünü benden.
Çatık kaşlı, benlerini saydığım
Dostusa çevirmiş yüzünü benden”

Türk kavramından, Türklükten bahsetmek tereddüde vesile oluyor. Şimdilerde Türk’üm diyebilmek cesaret ister hale geldi.
Bu coğrafyada birileri kalkıp etnik, ırkı olarak kendilerini Kürt, Ermeni, Laz v.s. olarak tanımlama cesaretini ( hakikat olarak) gösterebiliyorsa, vicdan sahibi herkesin teslim etmesi gerekir ki bu coğrafyada bu sıfatlardan kendisini Türk olarak adlandırabilecek büyük bir çoğunluk mevcuttur. Kürt’ün, Ermeni’nin… etnik, kültürel varlığı teslim edilirken, Türk kimliği ve ırkından bahsetmek; faşizm, olumsuz anlamda milliyetçilik olarak değerlendirilmektedir. Türkiye adından dahi rahatsızlık duyulmakta oysa Türkiye bu coğrafya içerisinde yaşayan, yaşamış tüm etnik grupların ortak vatanıdır.
Bizlerin ırkçılığa bulaşmamamızın en büyük kaynağı dinimiz, Osmanlı geçmişimiz, coğrafi gerçekliğimiz ve nüfus yapımızdır.
Irkıyla öğünmeyi, bunu marifet bilmeyi sığlık, bunu milliyetçilik olarak değerlendirmeyi ve böyle bir düşünceyi sakat bir duruş olarak görmekteyim.
Aynı coğrafyayı, aynı şehri benzer zihniyeti benzer ülküleri paylaşan insanlara yakınlık duymayı doğal, toplumumuza ait müspet maddi ve manevi değerleri savunmayı, geliştirmeyi, muhafaza etmeyi, kötü yönleri eleştirmeyi, yermeyi, iyileştirmeyi ve buna da milliyetçilik deniyorsa, benimseyerek milliyetçiyim demeyi seviyorum. Ancak insandan insana, insandan insanlığa yakınlık yerine mesafe koyan her türlü düşünce, anlayış, yaklaşım, pratik, kelime ve kavramlara da her ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın karşı olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bir insanın kendisine milliyetçiyim demesiyle milliyetçi olunmaz. Bir insanın ben ırkçı, faşist değilim demesiyle de bu kavramların anlamından kurtulmuş olamaz. Neticede iş kelime oyunuyla değil zihniyetle ilgilidir.
Şiddetin ideolojisi olmaz. Fanatikliğin ideolojisi olmaz. Geri zekalılığın, bağnazlığın dini imanı olmaz. Her türlü sakat kafadan şiddetin her türlüsü çıkabilir. Şiddetin kaynağı fanatizmdir. Ne din, ne milliyetçilik, ne sosyalizm, ne de ırkçılıktır. Düşünmeyen, akletmeyen, eleştirel düşünemeyen, eleştiriden korkan, yargıları üzerine tekrar tekrar düşünemeyen, soru sormayan, aydınlığa bakamayan kör beyinler taşlaşmış düşüncelerdir.

Türk milleti ve Türkçülük: Parçalanan Osmanlı coğrafyasında birlikte yaşama ifadesinin samimiyetini, ümidini taşıyan herkesi kapsamaktaydı. Amaç; birlik oluşturmak, bölünmeyi parçalanmayı durdurmak ve müştereklik yaratmak yoksa ırki bir Türk savunuculuğunu yapmak değildi.
Türk, Türk milliyetçiliği; “Büyük Türkiye” hayali, ümidi ve düşünün adıydı. Bu milletin geleceğine ümit bağlamanın, ortak endişenin, ortak korkunun, heyecanın bir başka adıydı. Tarihin ender sunduğu birlik imkanlarını değerlendirebilmenin; birilerine yaslanmadan, kendimiz kalarak var olabilme imkanının adıydı.
Batı karşısında ezilen gururumuzu okşayabilecek isimdi Türk. Osmanlının başarısızlıklarını, kötü çağrışımlarını, hatta inançlarını kısmen bir tarafa koymanın adıydı.
Yeni bir toplum projesinin, geleceğe yazılan mektubun adıydı Türk. Arzuydu; birliğin, bütünlüğün, sosyo-psikolojik gücün. Bir imkan, bir imtihan ve bir ihtimalin adıydı.
Üzerimize gelen emperyal dalgaya karşı; ortak duruşun, ortak tahkimatın, azınlık olmayı rededenlerin, Çanakkale’nin, Sarıkamış’ın, Müslüman’ın, İslam’ın, tarihi bir kader birliğinin seferberlik adıydı .

“Hani dost uğruna can baş verenler
Hasbeten söylesin gözle görenler
Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler
Evvel kekitmezdi gözünü benden”

Tüm yukarıda geçmişe ait Türk, Türk Milleti, milliyetçilik vb. kavramlarına müspet manada yüklemiş olduğum değerler tarihi süreç içerisindeki uygulamada birçok yanlışları da içinde barındırmaktadır. Bu vesileyle “Türk Milleti” ne gösterilen, gösterilecek empati Kürt, Ermeni, sağ, sol, dindar, sosyalist, İslamcı, laik, alevi… kavramlarına da gösterilmelidir. Sorunlarımıza sağlıklı çözüm bulabilmek için bu ülkede “Biz” kavramının içini açtığımızda kültürel anlamda göreceğimiz; “sağ”, “sol”, “dindar”, “milliyetçi”, “sosyalist”, “komünist”, “Türk”, “Ermeni”, “Kürt”, “Rum”, “Çerkez” vs. dir. Kimlik tartışmalarını bir tarafa koyabilmenin yolu ülkemizdeki tüm kimliklerden bir parçamızın olduğunun bilincine varmaktan geçiyor. Böylece kimlikler konusunda takılıp kalmak yerine gerçek sorunlarımız olan; sömürü, eşitsizlik, yoksulluk, eğitim, sağlık kısaca insanca yaşamaya dair meselelerimize zaman, kafa, emek harcamış oluruz. Şu muhakkak ki “başkası”na , “bize benzemeyen” e, “öteki” ne, “yabancı” ya olan ihtiyacımız zihinsel olgunluğumuz için şimdilerde daha fazla vurgulanması gerekmekte. Daralan yüreğimizi genişletecek bilgi, ilgi ve sevgiye daha fazla ihtiyacımız bulunmakta…

“Gözüm yaşlı döner m’ola sellere
Bu ayrılık har düşürür güllere
Evvel aşnaydım her bir hallere
Şimdi sakınıyor sözünü benden”

Aşık Veysel’imizden mülhem olarak tekrarlayalım: “Sinor”, “tapu” derdine düşmeksizin kendini “yerli” kabul eden, kıdem basmayan, vatandaşlık ve gönül bağıyla bağlı herkes bu vatanın öz sahibidir.
Kullanıcı avatarı
Köksal Ağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 176
Kayıt: Pzt Eki 24, 2005 5:30 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Prş Mar 08, 2007 11:00 am

neden ben hep kabul ediyorum bir şeyleri,neden benimle ilgili olan konular kabul edilmiyor...Hayır kabul etmiyorum artık.Önceden söylediğim hepimiz kardeşiz şarkısını söylemeyeceğim bir kere daha,Hayır kabul edemem,benden ayrılanı,böleni kabul edemem,Hayır sahiplenemem beni,benim ülkemi iki kuruşa satanı yeniden sahiplenemem...Dünya yeni bir düzene ve girdaba doğru sürüklenirken ben oturupta kardeşlik naraları atamam eskiden olduğu gibi,kardeş acısını bir kere daha yaşamak istemiyorum...Evet kurtuluş savaşında beraber savaşarak kurtardık bu vatanı ama keşke o zamanki samimiyet ve kardeşlik şimdide olsada bende bunları yazamasaydım...Milliyetçilik mi? Kafatası milliyetçiliği değil tabiki ama artık sınırları çizme zamanı geldi,taviz veren hep ben oldum dinimden,dilimden,kültürümden ve bağımsızlığımdan...Artık yeter,duygusal olmak zamanı değil şimdi mantıklı düşünüp davranmak zamanıdır...NE mutlu Türküm diyenle aynı safta seve seve bulunurum hatta bundan gurur ve onur duyarım,ama beni görmezden gelip,beni yok etmeye çalışanında karşısında olurum...Bana hepimiz kardeşiz demeyin,detirtirmeyede çalışmayın sakın,beni arkadan vuran kardeş olamaz,olsa olsa koynumda beslediğim yılan olur...Onlar desinler hepimiz kardeşiz diye,Türkler benim kardeşim diye,bizi türklerden kimse ayıramaz diye YERSE!
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Prş Mar 08, 2007 12:00 pm

Mustafa Demir kardesim
Oyle anliyorumki Koksal in yazdiklarinin dogrulugunu kabul ediyorsun ama inadin seni onlari kabullenmemeye zorluyor.
Seytan bu ya adami birakmaz iste.

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Cum Mar 09, 2007 11:41 am

eğer yazdığım yazıdan bu yargıyı çıkardıysanız size söyleyecek sözüm yok hasret abi...belirtmem gerekiyor galiba düşüncelerimi...benim yazımda hep bir şeyleri kabul etmek zorunda kalan bir milletin yazısı var,ben bu ülkede türkten başka kimse yaşamasın demiyorum,benim karşı çıktığım konu bu ülkede laz,kürt,çerkez,süryani vs. yaşıyor ve biz onları hem kültürel hemde toplumsal olarak tanımlayıp adlandırabiliyorsak,neden sıra kendimi tanıtmaya geldiğinde susan hep ben oluyorum...Yazımı dikkatlice okumanızı tavsiye ederim,benim yazımda bir serseniş var,tavizin tavizi doğurduğu bir anlatım...elbetteki bu ülkede herkesin kardeşçe yaşamalı ama yaşamak isteyen yaşamalı...Eğer benim inatçı olduğumu düşünüyorsanız size şunu söylemeliyim,inat hatalı olduğu bile bile bir konuda ısrarcı olursa zaralıdır ancak haklı olduğunu bildiği konuda söylediği sözün ya da davranışın arkasında durulursa o inad günü geldiğinde bir murada erer...Açıkçası yazdığım yazıyı basit bir duygu gibi görmeniz beni üzmüştür çünkü benim uzmanlık alanımla ilgili konuda beni bir basit kaç cümleyle eleştirdiniz...


Amacım başka topluluklara verilen değer ya da övgü neden benim milletime verilmiyor neden ben azınlık durumuna sokuluyorum,hiç hakları yokken...Benim milletçilikten anladığım kafatası milliyetçiliği değil,benim milliyetçiliğim bayrak ve vatan birliğidir...
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Cum Mar 09, 2007 12:31 pm

"Bağteten olmuş iken tuti guraba hem nişin
Yine şekvayı gurab eyler garabet bundadır"
Nevi

Yani:
"Kader savurupta ansizin bir karga ile papagan ayni kafese dusunce,bundan ilk once karganin sikayet etmesi ilginc degilmidir?"

Simdi ki durumda ayni.
Lazlar cerkezler kurtler bizimle ayni kafese dustu ve bundan oncelikle onlar sikayet ediyor.
Ustelik kafeste bizim anasini satayim.
Neyse herkes istedigi gibi anlayabilir konuyu.

Bu ulkeye niye Turkiye ve
bu insanlara niye Turk ismini verdik?
sorusunu Koksal bey yukarda yanitladi.
Ben buna sahsen katilmiyorum.
Cunku bu kadar ince ve hosgorulu bir tanimlamayi baskalarinin kabul etmesini bekleyemeyiz.
Beklesek bile bu kabul gormez.
Osmanli yikilmasaydi belki Osmanli olabilirdik.
Ama yikildi.
Herkesi yeni bir Turk luk tanimlamasiyla Turk yapamayiz.
Bunada zaten gerek yok.
Cunku bizim kullanmadigimiz ve cok gecerli olan ortak bir kimligimiz var.
Muslumanlik.
Ummet-i muselman.
Bu yetmezmi?
Bence yeterde artar bile.

Selamlar
Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Cmt Mar 10, 2007 3:50 pm

Tam olarak neye karşı olduğunuzu anlayamadım...
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Prş Mar 15, 2007 3:07 pm

Her satırı oya gibi işli bir yazı, boşa sarf edilen tek kelime yok. Büyük bir keyfle okudum ve her satırına yürekten katılıyorum. Tekrar hoşgeldin Köksal.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Cum Mar 16, 2007 3:10 pm

Yokmus birbirimizden farkimiz.
Hadi gayret arkadaslar.
Ne kadar ortak dusuncelerimizin oldugunu zaten biliyordum.
Biribirimizin uzerine gecirdigimiz yaftalar bizi yaniltiyor.
Halbuki tek vatanimiz var.
O da su veya bu sekilde budandi budaniyor.
Bari buna sahip cikalim.

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Cum Mar 16, 2007 4:46 pm

Sevgili ağabeyim, eline, yüreğine, bilgine sağlık...Kimlik sorunu yaşayanlara bundan daha iyi bir çıkış yolu gösterilemezdi...
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Sami Ayan » Cum Mar 16, 2007 11:28 pm

Aslında bu güzel tahliline eklenecek fazla bir şey yok. Ben de kendisini ırk olarak Türk olarak adlandırmakla gurur duyan, ama bunu bir üstünlük vesilesi, baskın tür vb olarak görmeyen güruh içinde görürüm kendimi.

En az içerisinde bulunduğumuz coğrafyada kendisini çeşitli isimlerle adlandıranların hakkı olduğu kadar benim de hakkımdır Türk olduğumu haykırmak ve bundan gurur duymak.

'Ben Türk'üm', şuyum buyum dediğimde 'seni' hiç bir şekilde rencide etmek, yargılamak, aşağılamak ve sana tahakküm etmek niyeti taşımıyorsam bunda senin için ya da benim için ne sakınca olabilir seni ne rahatsız edebilir ki? Ya da tersi olduğunda sende beni?

'Benim adım Sami' desem sana küfretmiş, seni aşağılamış mı olurum? Ya da ben Türküm dediğim zaman?... Ya da sen kendini ırkınla ifade ettiğin zaman beni yaralamış olur musun?

Bu gün ben Türküm diyenlere hücum ediliyorsa, kimliksizliğe itilmeye çalışılıyorsa bu haksızlıktır arkadaşlar. Zulümdür. Bir dönem türk milletinin ırk olarak diğerlerini baskı altında tuttuğu varsayımından hareketle bir suçluluk psikolojisine sokulmak istenmesi Türk ırkının maruz kaldığı bur zulümdür.

Bu vatanın temel taşını mozayik diye kendi kendisine yutturmaya çalışmak insanca değildir. Türk olan Türklüğünü sonuna kadar haykıracak. Kürt olan Kürtlüğünü, Çerkez Çerkezliğini vs... Yağız hırsız ev sahibini bastırsa da son dönemlerde sesimiz daha gür ama sevgiyle çıkmalı. Türk milleti olmak adalet dağıtmaktır. Adalette zulmün karşılığıdır.

Irklar ne olursa olsun insanoğlu bir anne ve bir babadan gelir. Temelde kardeştir yani. Hiçbir insanın hiçbir insana, hiçbir ırkın bir diğerine üstünlüğü yoktur. Yüce Allah insanları ırklar halinde yaratmanın gerekçesini 'birbirlerini tanımak' olarak beyan eder. Yani benim ismimin Sami olmasının benim tanınmama vesile olması gibi, ırkımın Türk olması da milletimin tanınmasına vesile olur. Ve Allah katında en değerli olanı ise Allah, 'en takva olan' olarak açıklıyor. Yani dünyaya niçin geldiğini ve sonunun ne olacağını kavrayan, Rabbini tanıyan ve O'nun istediği gibi bir hayat süren, yaratılış gayesinn farkında olan... İşte üstünlük burada. Ve bizleri çeşitli milletler halinde yaratan Allah Buyurur ki 'Rabbiniz dileseydi sizi tek bir ümmet ve tek bir millet olarakta yaratırdı. Buna şüphesiz gücü yeter. Ama birbirinizi tanımanız için sizi milletler ve kabileler halinde yarattı.

Yani milletler halinde olmamızın bize zarar vermesi yerine yarar sağlaması amaçlanmıştır yaratan tarafından. Bunu böyle görmek gerekir. Ve yine Allah buyurur ki;

"Bir millete olan kinininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin'

Aslında belki ırk kavramının kaynaklık ettiği ve edeceği tüm sorunları çözecek reçete budur işte. Kimliğimizi yüksek sesle ifade ederken bir diğer kimliğe asla zulüm yapmamak. Hangi ırktan olunsa olsun milletlerin birbirine adaletle hükmetmesi. Kuşkusuz ideal olan bu...
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Cmt Mar 17, 2007 9:11 pm

Çok değerli arkadaşlar ; hepinizin yazdıklarına yüzde yüz olmasada genelde katılıyorum.Yalnız benim katılmadığım aslında hepinizin belkide bana katıldığı veya katılacağı konu şu.Biz hala tartışılmaması gereken veya tartışmaya gerek duymadığımız,duymayaçağımız ırk,din ,dil ,mezhep ,etnik köken meselelerini tartışıyoruz. Asıl bunları tartışması gereken ,kendilerini sorgulaması gereken,bir bedel ödemesi gereken millet veya milletler varsa onlarda emperyalist avrupa ve A.B.D dir.Din savaşlarını ,milliyeçiliği ,ırkçılığı ,soykırım gibi bu terimlerin aslında terimlerde kalması gereken, bunları tarihte yapanlar ve günümüzde hala sürdürmekte olan milletler bunlardırlar(avrupa devletleri,emperyalistler,a.bd.).Bugün biz ulus ve millet olarak bunları tartışmamamız gerekirken ve onların yaptıklarını bizim onlara anlatmamız gerekiyordu.Ancak kendi yaptıkları pislikleri, bizim gibi millletlerin hassas olduğu din ve milliyetçilik konuları üzererinden ekonomik olarakta baskı kurarak örtmeye çalışmaktadırlar.Bunları bizim tartışmamamız gerekir.Onların bu sorunlarla uğraşması gerekir ve sorunu çözmeleri gerekir.Ama ne yazıkki bizim hassas olduğumuz konulardan onlar kendilerine prim yaptırıyorlar.Bizim asıl ekonomki ,siyasi ve kültür olarak bu devletlerin daha üzerinde bir üstünlükte olmamız gerekirdi.Ki biz daha bilimsel konuları ,dünya sorunlarını konuşacaktık.Birbirimizi anlamakdan uzak durmak yerine,ortak düşmanlarımızı tanımak daha doğru olur.Asıl düşmanı tanımadan kardeşden düşman yapmak kimseye çıkar sağlamaz.
herkese saygı ve sevgilerimle.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Naci Altuncu » Cmt Mar 17, 2007 9:41 pm

Osmanlıcılıkla Türkçülüğü karıştırmamak gerekir. Dağılmayı önlemeye yönelik düşünce akımı Osmanlıcılıktı. Türkçülük ve islamcılık gibi akımlar alternatif olarak ortaya çıkmış ve parçalanmayı hızlandırmıştır. 93 harbi ve Balkan savaşları buna örnektir. Osmanlıda Türkçülük politikası İttihat ve terakki ile iktidar oldu. Son biliniyor. Türk kimliği Osmanlının alt kimliği idi. Türk kimliği ulus devletle birlikte ulusal kimlik durumuna geldi. Ülkenin adı Türkiye olunca da tüm Anadolu halklarının ortaklaşa kullandığı kimlik haline dönüştü.
Kısacası Türklük söyleminin vurguya ihtiyacı yok. Türklük ulus devletin ortak nüfus cüzdanıdır.
Naci Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 125
Kayıt: Prş Eyl 21, 2006 7:15 pm
Konum: SAMSUN

Mesajgönderen Köksal Ağaoğlu » Pzr Mar 18, 2007 4:50 pm

Sevgili Naci ağabeyim, Osmanlıcılıkla Türkçülüğü birbirine karıştıran bir anlam çıktıysa bir iki hususa kısaca değinmekte fayda görüyorum.
Benim o cümleden vurgulamak istediğim Osmanlı siyasi düşüncesinde Türkçülük en son çare olarak doğmuştur.
Şöyle ki:
Osmanlı imparatorluğu’nun - yukarıdaki yazımda da söylediğim gibi sayılabilecek pek çok sebebin yanında- parçalanma nedenlerinin başında milliyetçilik cereyanlarının geldiği malumunuzdur. Bu cereyanlara karşı Osmanlı imparatorluğu, ilk tedbir “Vatan müşterekliği” “Osmanlı Milleti” kavramını ön plana çıkararak “Osmanlıcılık” siyasetini
savunmuştur..Ancak Gayri Müslimlerden yeterli desteği göremeyen ve toprak kayıplarının devam etmesini önleyemeyen imparatorluk: II. Abdülhamit’le zirvesine çıkacak olan İslamcılık akımını kurtuluş siyaseti olarak benimseyecektir. Lakin “Müslümanlar tek millettir” politikası da dağılan coğrafyaya merhem olmak yerine düş kırıklığı yaratacaktır.

19. yüzyılın Osmanlıcılık ve İslamcılık politikaları imparatorluğun toprak kayıplarını, ayrılıkçı milliyetçi cereyanlarını ve bağımsızlık hareketlerini engelleyememesi, bahsetmiş olduğunuz 93 Harbi ve Balkan Savaşları, koskoca bir imparatorluğa Türklük üzerine politika üretmekten başka alternatif bırakmayacaktır.

“Türkçülük ve İslamcılık gibi akımlar alternatif olarak ortaya çıkmış ve parçalanmayı hızlandırmıştır.” sözlerinize katılamayacağım. Varolan bir parçalanmayı önleyememiş olabilir ama parçalanmayı hızlandırmamıştır. Yine “Dağılmayı önlemeye yönelik düşünce akımı Osmanlıcılıktı.” diyorsunuz ki: Bu cümleden şöyle bir anlam çıkar ki o da yanlış olur; “İslamcılık ve Türkçülük gibi akımların amacı imparatorluğu parçalamaktı.
Bir başka katılmadığım husus: “Türk kimliği Osmanlının alt kimliği idi?” cümleniz. Çünkü Osmanlıda Türk kimliği diye bir şey yoktu. Ne alt ne üst olarak. Türk aidiyet bilinci var mıydı derseniz evet vardı. Türkçülük, aynı zaman da bu aidiyete ve kendini bu vatana bir şekilde bağlı hissedenlere Türk kimliğini aşılamaktı. Ulus devletle birlikte, ulus olmanın, uluslaşmanın gereği olarak makul olarak seçilebilecek olan ulus kimliği olarak “Türk Kimliği”nin inşa süreci başlayacaktır.
...

Sevgili Mustafa Demir, Hasret, Yımaz, Özgür Hasan,Sami, Mehmet kardeşlerime ve size katkınız için teşekkür ederek saygı ve sevgilerimi sunarım.
Kullanıcı avatarı
Köksal Ağaoğlu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 176
Kayıt: Pzt Eki 24, 2005 5:30 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Pzt Mar 19, 2007 2:57 pm

Koksal keske gelmeseydin.
Simdi her yaziyi dikkatle okumak ve elestiri,cevap yazilarini dikkatle yazmak gerekecek.
Simdi birde senle ugrasacaz.
Hayret bir sey yaw....

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Mustafa Demir Özaslan » Sal Mar 20, 2007 11:07 am

köksal bey ben teşekkür ederim size...Benim ilave etmek istediğim bir şey var oda türklüğün islamla içiçe olduğudur.Bu coğrafyada Türk denilince İslamiyet,İslamiyet denilincede Türk akla gelen bir olgu olmuştur.Bırakınız bu coğrafyayı tüm dünya bizi böyle tanır ve bilir.Milliyet gazetesinin yaptırdığı son ankette "ki ben bu anketi gerçekçi bulmamakla birlikte,yapılmasının yada yaptırılmasının altında bir şeyler aranması gerektiğini düşünüyorum" bu durum ortaya güzel bir şekilde konmaktadır.Türkiye çok uluslu bir devlettir bu devletin içinde yer alan etnik unsurlar olduğu gibi bu etnik unsurları bir arada tutan birde harç bulunmaktadır bu da "islamiyettir"...Türk-islam kültürü diye bir şey var,bunu göz ardı etmemeliyiz...Bu ülke bu kültürle kuruldu,bunu inkar etmek tarihe ve ataya yapılmış bir hakaret ve bugüne yapılmış katliamdır.
Dünya üzerinde milliyetçilik almış başını gitmişken neden benim milliyetçiliğim nbu kadar göz önünde ve onur kırıcı bir şeymiş gibi gösterilmekte üzerine saldrılmaktadır.Ben BOP'un "büyük orta doğu projesi" tamamiyle Türkiye üzerine kurulu olduğuna inanıyorum yapılmaya çalışılan afrikadan asyaya ülkelere demokrasi getirmek değil,70 milyonluk bir ülkeyi bütün halinde değil parçalar halinde sindirmek olduğunu düşünüyorum...İçimizdeki etnik unsurlar uyandırılarak bölücülük ateşlendirilmektedir.
Mustafa Demir Özaslan
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 308
Kayıt: Pzt Kas 13, 2006 11:16 am
Konum: Ankara


Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir