"VARDA VAR"

"Düşünebilen bir nesil yaratmak ve düşüncelerimizi özgürce paylaşmak için" burada buluşalım.

Moderatörler: Muzaffer Mustafa Altuncu, Osman Nuri Sarı, Özgür Hasan Altuncu

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Şub 14, 2007 9:36 am

Ben zaten şaka yapmıştım, çok yerinde cevaplar verdiğin için Hasret'e. Yazdıklarından sonra daha ekleyecek bişey kalmıyorda.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Çrş Şub 14, 2007 10:27 am

Selamlar
Himmm....
Vurun bakalim birbirinizin davuluna.
Bu mahnidalara ve Altuncu lara bu Islam i nasil anlatacagiz bilmiyorum.
Aziz dostlarim.
Aziz hemserilerim.
Isterseniz olayi biraz geriden almaga calisalim.
Sadece anlasilmasi bakimindan.
Sadelestirme babinda anlatilmasi ve anlasilmasi kolay olsun.
Bir kere sunu hemen ekleyelim:
Kimsenin siyasi ve dunya gorusunu asagilamak gibi bir niyetimiz yok.
Bu boyle biline.
A ma goruyorum ki yillardir bir din istismari safsatasi almis basini gidiyor.
Nedir bu din istismari?
Duygulara hitap ederek istismar ise;
Siyaset yapan duyguya degilde nereye hitap edecek.
Akla ve mantiga hitap cogu zaman result vermez.
O zaman dogrular duygulara hitap edilerek anlatilir.
Malumunuz akil bilgisi kadar isler.

Mesele sadece istismar ise:
Turkiye de Ataturk ten cok istismar edilen bir sey yok ki.
O nun adina tarihler bile yalan yanlis yazilmis.
O nun adina demokrasiler yikilmis.
O nun adina O na O nun bile bilmedigi seyler ithaf edilmis.
O nun adina yalanlar soylenmis.
O nun adina savaslar bile verilmis.
O nun adina O nun istemedigi seyler yapilmis.
O nun adina O nun dostu olanlar dusman ilan edilmis.
O nun goruslerine set cekilmis engin gorusu mucerretlestirilmis ve oldurulmustur.
O 2.Mahmut tan cok batili olmamasina ragmen O nun adina O nun kurdugu memeleket batinin kolesi haline getirilmistir.
O nun kurdugu fabrikalar zaman icinde teker teker gelistirilecekleri yerde kapatilmis ve memleket korkunc bir geri donulmez girdaba sokulmustur.
O nun dusuncelerini siyasi hayatimizda dumura ugratanlarin hepsini Allah kahretsin.
O nu bos bogazcilikla degil, dedikodu ve demagoji ile degil tamamen fiiliyatiyla takip eden Erbakan din istismarcisi,gerici,saltanatci,seriatci vb yaftalar vurularak siyaset sahnesinden uzaklastirildi.
Bazi yasaklar bazi kisitlamalar getirilerek notralize edilip bir budanmis agac haline getirildi.
Halk partisi diye bildigimiz bahtsiz ve zavalli diye nitelendirebilecegimiz bazi partilerde akilli adamlarin elinden alinip ahmak adamlarin eline verilerek Ataturk dahada istismar edilmistir.
Akilli, bilgi birikimli ve vatansever halk partililerde bir din dusmanligi dusuncesinden kendilerini siyiramamis ve sadece bu sebepten dolayi Halkin destegini arkalarina alamayip bu milletin yaralarina ilac olamamislardir.Ne yazikki bu boyle.
Bakiniz her siyasi hareketin icerisinde munferid iyiler ve kotuler bulunabilir.
Ama asl olan ana gorustur.
Ve bu ana gorus vatanseverlik,vatana baglilik,akl-i selim,adalet (ilkay durgunun gecenlerde yazdigi muhtesem yazi bu babda tekrar okunabilir) olmalidir.
Ve bu kriterlere sahip olanlar kimlerse ve nerdelerse bu kriterleri bayraklastiran partilerde olmalidirlar.
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Çrş Şub 14, 2007 11:14 am

Yeniden merhaba,

Hasret Abi İslam'ı bize anlatmanıza gerek yok. Çünkü herkes dinini istediği gibi anlar ve anladığı gibi yaşar.

Din istismarına gelince bu safsata değil gerçektir. Her ne kadar aksini iddia edenler olsa da durum ne yazık ki bu.

Türk halkı duygusal bir halktır. Türk siyaseti de bundan faydalanarak kendine pay çıkarmaktadır. Sorun da zaten burdadır. Duyguya hitap eden siyaset popülizmdir. Adından da anlaşılacağı gibi popülizm, popüler kültürle doğrudan ilintilidir ve sonu bugün yaşadığımız gibi çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Bu konuda da Bülent Abi'nin popüler kültür,tüketim ekonomisi ve kapitalizmle ilgili yazısında (sevgililer günü yazısı) da oldukça güzel anlatılmıştır. (Hay Allah yine birbirimizin davuluna vurduk!) Duyguya hitap eden siyasetin ürünleri de maşallah toplumumuvda bolca VAR. Ama akıllı siyaset YOK. Doğrudur akla ve mantığa hitap çoğu zaman "result" vermez ama birgün mutlaka "sonuç" verecektir.

Gelelim Atatürk'e ve Atatürk istismarına. Emin olun ki bu durumdan en çok şikayetçi olan Kemalistlerdir. Çünkü bu ülkede Atatürk adına yapılan ne varsa hemen hemen onun ve eserlerinin karşısındadır. Bakınız 12 Eylül. Netekim bazı kesimler de bu durumdan faydalanarak demediklerini bırakmıyorlar bu mümtaz kişiliğe bu da kabullenilir gibi değildir.

Hele hele Erbakan-Atatürk ilişkisini kafamda canlandırabilmiş bile değilim. Erbakan'ın hangi eylemleri Atatürk'ün eylemleriyle benzeşmektedir? Açıklarsan sevinirim Hasret Abi. Öyle slogan atıp kaçmak yok.

Ayrıca din istismarı olan konumuzu birden Gazi'ye çevirmek gibi ajitatif bir refleksi de yakışatıramadım. Yoksa yine birilerinin duygularına mı hitap ediyorsunuz?

Yazının sonudaki görüşlerine de sonuna katar katılıyorum Hasret Abi. Onu da belirtmeden geçemiyeceğim. Ama şu da bir gerçektir ki orada sıraladığın kriterlerin altı sağduyulu bir siyasetle doldurulmazsa o bayrağı taşıyanlar emperyalizmin maşası olmaktan kurtulamazlar.

Saygılarımla...
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Çrş Şub 14, 2007 12:21 pm

Bitiremeden yolladik yaziyi.
Neyse devam edelim.
Din istismarindan Ataturk e atlamak konusuna gelince:
Yani mevzu bahis istismar ise bu memlekette din degil Ataturk istismar ediliyor.
Onu demek istediydimdi.
Erbakan la Ataturk un ortak paydasi fazla uzatmadan soyleyecek olursak:
Milli liktir.
Milli sanayi.
Milli birlik
Milli siyaset
Milli politika
Milli gorus.

Zaten Erbakan ,Ataturk yasasaydi milli goruscu olurdu dememismiydi. :lol:

Ozetle soylemek istedigim sey:
Bu memlekette din istismarciligi degildir sorun olan.
Sorun Ataturk istismarciligindadir.
Bundan niye Din istirmarindan ettiginiz kadar sikayet etmezsiniz ona sasiyorum.

Bu halkin Din le bir sikintisi yoktur.
Dinle sikintisi olanlar Ataturk culugu,laikligi yanlarina alarak Din in karsisina gecmekte ve gereksiz ve aptalca bir cephelesme ortaya cikarmaktadirlar.

Din siyasette olsun ticarette olsun heryerde kullanilmistir ve kullanilacaktir.
Cunku insanin hayatinda onu hic yalniz birakmayan sey dindir.
Insanin herseyden umudunu kesip bir tek seyden kacamayacagi bir olgudur din.
Insanin laik olmakligi gibi bir sey zaten mumkun olamaz cunku laiklik insanla iliskili bir sey degildir.
Gerci laiklik devletle de fazla iliskili degildir.
Devletin dini olamayacagi gibi,laik olmasida mumkun degildir ve laik olmasinada gerek yoktur.
Kisaca soyleyecek olursak:
Bu laiklik bizim tabirle "seyimize yonulmus ve kaltigimizda goge alan,oturdugumuzda yere alan bir kaziktir."
Bu kazikla ne kadar yasayacagiz bilemiyorum.

Evet laf dondu dolasti buralara kadar geldi.
Nerde kalmistik onuda unuttuk.

Iyisimi biraz ara verelim.

Aziz dostlarim hepinizi samimiyetle kucakliyorum.

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Çrş Şub 14, 2007 1:06 pm

Sorduğum soruların ya da ileri sürdüğüm görüşlerin neredeyse hiçbirine bir yanıt alamadığımı ya da aldımsa da anlayamadığımı belirterek söze başlıyorum.

Atatürk'ün istismar edildiğini zaten kabul etmiştik. Ama bu kesinlikle din istismarından daha önemli bir sorun değildir. En azından cumhuriyetiin devamlılığı için durum böyle.

Gelelim Erbakan'a. Kaddafi'nin yanında süklüm püklüm bir milli siyaset, "Ben Kürdüm daha doğruyum daha çalışkanım" diyen bir milli birlik, milliyetçiliğin yanından geçmeyen din birliğini esas alan bir millilik(milli olmayan millilik) ve anlam bile veremediğim milli sanayi(Kombassan herhalde). Hadi ordan, hadi ordan.Hani nerede millilik? Yalnızca isimden ibaret bir milli görüş. Hem hadi Erbakan millidir diyelim. Yalnızca millilik de Erbakan'ı Atatürk'ün en büyük takipçisi yapmaz herhalde.

Atatürk yaşasaydı milli görüşçü olurmuş. Aboooo! Erbakan'a inansaydık halimiz nice olurdu. Ayrıca tez savunması açısından da Erbakan'ın görüşlerini yine Erbakan'ın sözleriyle savunmak nasıl bir yaklaşımdır?

Dinin inanaları hayatı boyunca yalnız bırakmadığı bir gerçektir eyvallah. Zaman zaman (örneğin Ortaçağ'da) dinin siyaset ve ticarette kullanılarak kirletildiği de bir gerçektir. Şimdi "kullanılacaktır" diyerek bunun ileride de böyle olacağını kastetmek istiyorsanız kusura bakmayın biz ortaçağa dönemeyeceğiz. Yok eğer kullanılması gerektiğini kastediyorsanız bunu da hangi gerekçelere dayandırdığınızı da söylemeniz gerekmektedir. En azından sağlıklı bir tartışma bu çerçevede yürür.

Laiklik sorunu da ayrı bir bilinmezlik. Hem işinize gelince demokrasiden dem vuracaksınız, bu ülkede demokrasi yok diyeceksiniz hem de laikliğe karşı çıkacaksanız. Demokrasinin hangi tanımına bakıyorsanız bakın(Tabi kendinize uygun bir demokrasi tanımını kabul etmiyorsanız) laiklik demokrasinin olmazsa olmazı olarak gösterilir. Çünkü özgür düşünce(her türlü baskıdan arındırılmış) temelini laiklikten alır. (Tabi laiklik denince ne düşündüğünüz de ayrı bir tartışma konusudur.) E durum böyleyken adama da sormazlar mı "Bu ne yaman bir çelişkidir böyle?" diye.

Saygılarımla...
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Çrş Şub 14, 2007 3:23 pm

Selamla baslayalim.
Sordugun sorulara sana gore cevap veremeyiz.
sonra ortada sorulan bir soruda yok zaten.
Olanlarda cevaplandirilmis binanaleyh.

Ahmet Cemal uzuluyorum basit ayrintilara takiliyorsun.
Efendim Kaddafi nin yaninda suklum puklum siyaset.
Orda o zaman Kaddafi nin Bizim hakkimizdaki dusuncelerine muhatap oldu Erbakan.
Kibris cikarmasinda kimden benzin aldigimizi hatirlayalim.
Biz karsiliginda amborgo uygulamasi yaptik Libya ya.
Cadirda karsilanmalar filan bunlara deginmeyecegim.
Cunku bunlarin cevaplari verilmis ve isteyen inanmis isteyen kor gozunu gostermistir.
Ayrijca Erbakan i savunma moduna da girmek istemiyorum Onda benim de elestirebilecegim konularda var.
Milli sanayiden bahsederken Kommassana yaptigin vurguyu da anlayamadim.
Niye bunlari ayni potada degerlendirmege calisiyorsun?
Simde bende Isbankasindan mi bahsedeyim.
Nasil kuruldugundan filan......
Ne yaptigindan....
Sermayesini nerden aldigindan.....
Kimi nasiplendirdiginden filan....
Hayir bunlara gerek yok.

Erbakan i Ataturk e yakinlastiran unsur vatanseverliktir.
Bunun yaninda:
Millilik en buyuk unsurdur.
Ve bu unsur onlarin ortak paydasidir.
Erbakan siyasi hayatinin basindan sonuna kadar bunu savunmus ve imkan buldugu zaman da uygulamistir.
Erbakan a keske inanmak degilde ayak uydurabilseydik.

Dinin insaan hayatindaki kullanimina gelince:
Din kullanilan hic bir sey kirlenmez aksine temizlenir.
Demirel vari bir kullanimdan bahsetmiyorum.
Ama Din merkezli kullanabilecegimiz seyleri daha onceki yazilarda yazmistim kisaca tekrar edersem:
Adalet,emanet,ehliyet,maslahat,mesveret.
Dahada acik bir sekilde soyleyecek olursak:
Haktan ve haklidan taraf olma durumu.
Bu kavramlari devlet hayatina en iyi oturtmus olan Din dir.
Ve bunun tarihteki ornekleri gorulur ve tastik edilir.
Cogulculukta (cocgunlukculukta degil) care bunlardir.
Ticarette kullandigimiz helal-haram, terazi-mizan din merkezli olgulardir ve bunlari ticaretimizde niye kullanmayacakmisiz anlamadim?
Ortacag diye tabir ettiginiz cag bizim aydinlik cagimizdir.
Ve o cag insanlarin adalete doydugu zamandir.
Buna niye donmek istemiyorsunuz onuda anlamadim.

Son paragrafinda demokrasi yi istediginiz gibi kullanma elestirisini yonelttiniz.Bu elestiriyi aynen iade ediyorum.Cunku ben sahssen hic bir zaman demokrasi ye inanmadim.Inanmiyorumda.
Ve hatta ben onu bir kandirmacadan ibaret goruyorum.
Demokrasi bize garip bir sekilde en iyi yonetim seklidir diye inandirilmis ve hic bir zaman bizim elimizde en iyi yonetim bicimi olmamistir.
Bu karsi cikisima seriatlami yoneltilelim dediginizi duyar gibiyim ama hemen ekleyeyim seriatin da olmadigina inaniyorum.
Cunku Allah in insanlara sundugu belli bir duzen yoktur.
Bu zamana karsi ne bileyim uydurulabilen,bulunabilen bir seydir.
Dun seriatti bugun demokrasi olabilir.Veya bir baska sey.
Hatta komonizm de olabilir.
Yeter ki o sey neyse iste,adaletli vs vs ... olsun.

Laiklik ozgur dusunceye temel mis diyorsun.
Bir coklari laik degil ama ozgurde dusunebiliyor.
Demokrasinin besigi ingiltere laik bir ulke degilse bu laiklik nasil demokrasinin vazgecilmezidir anlamiyorum.

Evet yine ara verilim dostum.
Bizim seninle o kadar cok kavga edebilecegimiz mesele varki;
erken yorulmayalim.

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Çrş Şub 14, 2007 4:40 pm

Selamlar,

Sorduğum sorulara sizden size göre yanıt bekliyorum. Ama tek şart altını doldurmak o kadar. Sonra ortada soru yok demişsin Hasret Abi. Cevap verilmesi gereken şeylerin illa sorun işaretleriyle belirtilmesi mi gerekir? Zira yazılarımda ortaya attığın görüşlere antitez oluşturan birçok nokta var ve bu konular hakkındaki düşüncelerin hala yazılmış değil. Olmaz ben mutlaka soru istiyorum diyorsan paragrafları okudukça kendi kendine çıkar zaten sorular. Ben de işaretlerini yolluyorum peşin peşin ?????????????????????? :)

Ben Libya-Türkiye ilişkilerini sorgulamadım. Zaten tartıştıklarımızla bu çok farklı konular. O ilşkiler hangi şekilde olursa olsun Erbakan'ın yaptığı milli siyasetin ve milli onurun yanından bile geçmez. Ve sizin ayrıntı dediğiniz benim ulusal onurumdur. Gerçekten de küçük bir ayrıntı değil mi?

Kombassan'a gelince milli sanayi derken neyi kastettiğini anlayamarak herhalde budur diye düşündüm ve onun için söyledim. Yok eğer onu kastetmiyorsan ben ortada milli bir sanayi de göremiyorum(Erbakan döneminde kurulmuş).

Milli birlik ve Kürt meselesinde halen daha yanıt yok.

Millilik Erbakan ve Atatürk'ün ortak paydasıdır diyorsun. Önce de söyledim şimdi de söylüyorum. Erbakan'ın millilikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu düşüncenin aksi de tarafından ispatlanmamıştır Hasret Abi.

Kirlilik soununa gelince sanırım bir yanlış anlaşılma var. Ben dinin kendisinin kirletilmesini kastediyordum. Yani din siyaset ve ticaret gibi konulara meze edilirse burada dinin kendisi kirlenir. Ayrıca bu belirttiklerimden kasıt da helal,haram,hak,hukuk gibi genel etik kurallarda da yerini edinmiş(yalnızca din değil) konular değildir. Bunu da oldukça açık bir şekilde dile getirdiğimi düşünüyorum. Ama bir kez daha söyleyeyim. Dini alet ederek haksız kazanç ve kadro elde etmekten bahsediyorum.

Sonra özgür düşünce. Bu kabaca herkesin kendi düşüncelerini özgür bir ortamda yayabilmesidir. Yoksa özgür düşünceden "Ben özgür düşünüyorun çünkü Özgür!ü düşünüyorum" gibi bir anlam çıkarılmasın. Kısaca bu bireysel bazda değil toplumsal bazda olur.

Sonra İngiltere'nin laik bir ülke olmadığını nerden çıkardınız? Avrupa'nın laisizmi Reform hareketleriyle başlar ve İngiltere'nin neredeyse tamamı Anglikan'dır(Protestanlığın İngiliz versiyonu)Yani çoktan beyinlerini Kilise'nin baskısından kurtarmışlardır.

Ortaçağdan kastım da bir zaman dilimini belli etmek değildi. O dönemle özdeşleşmiş ve literatürde de yer edinmiş düşünce sistemiydi. Skolastik düşünce ve feodal düzen de diyebiliriz. (Şimdi diyeceksiniz ki bunlar bizde zaten yoktu. Nİye hep Avrupa merkezli düşünüyorsunuz? Kesinlikle öyle bir niyetim yok. Yalnızca vurgulamak istediklerim bunlardı.)Biz her dönemin güzelliklerini alıp kötülüklerini atarak insanlığın tarih boyunca yaptığı birikiminden faydalanarak hep daha güzele, daha adile doğru ulaşmaya çalışıyoruz.

Ben de şimdilik ara veriyorum. Umarım kavga etmek yerine nesnel ortamlarda tartışmayı seçeriz.

Saygılarımla...

NOT: Bülent Abi bir yıllık yazımı yazdım. Taşlarına hedef olmam inşallah... :D
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Çrş Şub 14, 2007 5:33 pm

Selamlar

Simdi mecburen Erbakan savunmasi yapacagiz.
En basit ornek Basak motordur.
Bize yakin olan ornek Caykaraya giderken Arsin Arakli arasi sag tarafta simdi depo olarak kullanilan hidrolik fabrikasidir.
Sanayi hamlelerini trekrarlamaya gerek yoktur.
Bunlar bilinen seyler.

Din kullanilarak haksiz kazanc ve mevki elde etmeyi benim kabul ettigimi herhalde dusunmezsin.

Demokrasilerdeki ozgur dusuncede bir hikayeden ibarettir.
Daha dun Fransa ozgur dusunceye ceza koydu.
Almanya da bazi konularda ozgur dusunmek hala yasaktir.

Ingilterenin laik bir ulke oldugunu asil siz nerden cikariyorsunuz?
Orda devletin basi olan Kralice ayni zamanda Anglikan kilisesininde basidir.Hatta avrupa da bir iki ulke haric hic bir devlet ne cumhuriyettir nede laik.
Aytunc Altindal abi bu isleri iyi bilir ona muracaat edebilirsiniz.
Laiklik bizde sorundur.Avrupanin oyle bir sorunuda yoktur.
Bahsettiginiz kilise baskisinin bizimle bir alakasinin olmadigi acik olduguna gore laiklik niye bize gereklidir onuda bilmek isteriz tabii ki.(Cunku bizim kilisemiz yoktur).
Erbakanin Kurdum daha caliskanim lafi;
milliyetciligi irkciliktan ayirmak icin kullanilmis bir ogedir.
Cogulcu bir ortamda irkci vurgularin bir faydasi olurmu? bunu sizin sagduyunuza birakiyorum.
Ayri ayri milletlerin bolca bulundugu bir ulke de islam milliyetciligini savunmaktan daha akilcil cozum ne olabilir ki?
Hele bu insanlarin hepsi musluman ise.

Biz her dönemin güzelliklerini alıp kötülüklerini atarak insanlığın tarih boyunca yaptığı birikiminden faydalanarak hep daha güzele, daha adile doğru ulaşmaya çalışıyoruz.
Bu cumlende sana katiliyorum.
Ama bir uyari yapiyorum:
Islami anlamaya calisalim ve zalimden adalet dilenmeyelim.
Zalimden ancak zulum peydah olur.

Kaddafi babinda bahsettiginiz ulusal onur zaten Erbakan in ziyaretine kadar cignenmistir.
Ve orda Erbakan o onuru kurtarmaga calismaktan gayri bir sey yapmamistir.
Asil o zaman a kadar cignenen ulusal onurdan bahsetmek daha yerinde olur dusuncesindeyim.

Seni hasretle kucakliyorum.

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Şub 14, 2007 7:29 pm

Gerçekten Ahmet Cemal bir yıllık borcunu yerine koydu bu yazdıklarıyla. Onunda Hasret inde tartışma tarzlarını zevkle izliyorum, bir aksilik çıkıp bu tadın kaybolmasından korkuyorum doğrusu. Hasret ,ben de senin tabirinle Ahmet'in davuluna gene vuracam ; şu "result" vermez ama ilerde bir sonuç verir "düzeltmesini ahmet çok yerinde yaptı.O kelimeyi ilk okuduğum an çok rahatsız oldum, bende bu noktadan hareketle bişeler yazacaktım, okumaya devam edince Ahmetin verdiği cevabı görünce rahatladım. Gene bize laf düşmüyor işte, sizleri zevkle izlemeye devam edecem şimdilik.Her ikinize de teşekkürler.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Prş Şub 15, 2007 9:58 am

Selamlar

Şimdi Hasret Abi verdiğin örnekler KOBİ diye adlandırılan küçük ölçekli sanayilerdir. Milli bir sanayi ise ulusal bazda üretim yapan ve ürettiklerini gerek ülke çapındaki gerekse yurt dışındaki pazarlarda halka sunabilen sanayidir. Bu açıdan bakıldığında Erbakan döneminde pek bir ulusal sanayi atılımı yapıldığı söylenemez. Şimdi ulusal sanayinin oluşabilmesi için öncelikle aktif bir KOBİ ortamının sağlanması gerekir ve bu yüzden de Erbakan'ın yaptığı ulusal bir sanayi kurmanın ilk adımlarıdır diyeceksin. O zaman bende yalnızca KOBİ'leri desteklemek yetmez onların çok uluslu şirketlerle rekabet edebilmesi için gerekli hukuksal düzenlemelerin de yapılması gerekir. Aksi durumda yapılanlar yalnızca göz boyamadan ibaret olur. Ayrıca verilen teşviklerin kime gittiği de cevaplanması gereken bir sorudur. Sakın burada da cemaat ilişkileri belirleyici olmuş olmasın? Hem sonra Endonezya'da Türk havacılık sanayisi için dediklerini de unutmadık zatı şahanelerinin.

Din ve haksız kazanç konusunda madem aynı noktadayız o zaman tartışmaya gerek yok bu konuyu. Ama yukarıdaki sorunun sanırım bu noktadan bakılarak cevaplandırılması gerekir.

Demokrasi diye önümüze koyduğunuz örneklerin yalnızca BEYAZ BATILI demokrasisi uyguladıkları herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bizim kastımız da kesinlikle bu değil insanlığın gelişebilmesi için gerekli ideal demokrasidir.

İngiltere konusunda da diyeceklerim var. Birincisi İngiltere kraliçesi yalnızca sembolik bir önderdir. Yürütme organlarıyla bir ilgisi yoktur. İkincisi laisizm bireyde başlar ve Avrupa'da bu hareket yaklaşık 400 yıl önce gerçekleştirildi. İşin özü şudur. Avrupa'da hiçbir siyasi parti ben insanları herhangi bir dinin esaslarına göre yöneteceğim demiyor. Her parti ortaya aklın ışığında kendi çıkarlarına uygun(maalesef çoğu zaman bizimkilere ters) politikalar üretiyor. Bunları yaparken de aman kilise bu duruma ne der diye düşünmüyorlar.

Laiklik konusunu da niye bu kadar sığ bir noktaya çekmek istediğini anlamış değilim Hasret Abi. Laiklik yalnızca kilise baskısından mı kurtulmaktır? Ya da benim yazdıklarımdan bu mu anlaşılıyor? Laiklik, bireyin her türlü baskıdan arınarak özgürce düşünebildiği ve dinin yalnızca birey ve Tanrı arasındaki ilişkileri düzenlediği(yani olması gerektiği gibi) bir ortamı ifade eder. Sanırım bu konuda bir kavram anlaşmazlığı içerisindeyiz. Bu açıdan baktığımızda laiklik bütün insanlık için elzemdir.

Hem İslam'ı(ya da başka bir dini) hem de milliyetçiliği yan yana düşünemiyorum. O dediğinizin adı olsa olsa ümmetçilik olur. (Bir terminoloji sorunu daha) Sonra oradaki vurgunun ırkçı olduğunu nerden çıkardınız?" Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür" ifadesinden daha bütünleştirici bir kavram ortaya atılmış mıdır şimdiye kadar? Erbakan'ın yaptığı milliyetçiliği ırkçılıktan ayırmanın tersine; oldukça hümanist(İlkay Abi'nin dediği gibi bu topraklara en çok yakışan) bir temelde tanımlanan Atatürk milliyetçiliğini, bir kavram kargaşası yaratarak ırkçı bir tanımlama gibi göstererek kendi görüşlerini yutturmaya çalışmaktır. Bunun adı da popülizmdir. Kolaya kaçmaktır.

Bir de bu insanların HEPSİ müslümanmış. El insaf...

İslam'ı elbette anlamaya çalışıyoruz ve asla zalimden adalet dilemiyoruz. Aksini de belirttiğimi düşünmüyorum.

Biz ulusal onurumuzu lekeleyen herkese karşıyız. İsminin ne olduğu bizim için önemli değildir. Ancak adam olan zaten çiğnenmiş olan o onuru daha da ayaklar altına alacak yerde onu temizlemeye çalışır. "Battı balık yan gider" felsefesiyle böyle hassas bir konuda hareket edilmez. Üstelik bu devletin başbakanıysanız hiç ama hiç edilmez. Ulusal onuru kurtarmaya çalışırken ne yapmıştır bunu açıklarsan sevinirim Hasret Abi.

Saygılarımal....
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Prş Şub 15, 2007 9:59 am

Selamlar

Şimdi Hasret Abi verdiğin örnekler KOBİ diye adlandırılan küçük ölçekli sanayilerdir. Milli bir sanayi ise ulusal bazda üretim yapan ve ürettiklerini gerek ülke çapındaki gerekse yurt dışındaki pazarlarda halka sunabilen sanayidir. Bu açıdan bakıldığında Erbakan döneminde pek bir ulusal sanayi atılımı yapıldığı söylenemez. Şimdi ulusal sanayinin oluşabilmesi için öncelikle aktif bir KOBİ ortamının sağlanması gerekir ve bu yüzden de Erbakan'ın yaptığı ulusal bir sanayi kurmanın ilk adımlarıdır diyeceksin. O zaman bende yalnızca KOBİ'leri desteklemek yetmez onların çok uluslu şirketlerle rekabet edebilmesi için gerekli hukuksal düzenlemelerin de yapılması gerekir. Aksi durumda yapılanlar yalnızca göz boyamadan ibaret olur. Ayrıca verilen teşviklerin kime gittiği de cevaplanması gereken bir sorudur. Sakın burada da cemaat ilişkileri belirleyici olmuş olmasın? Hem sonra Endonezya'da Türk havacılık sanayisi için dediklerini de unutmadık zatı şahanelerinin.

Din ve haksız kazanç konusunda madem aynı noktadayız o zaman tartışmaya gerek yok bu konuyu. Ama yukarıdaki sorunun sanırım bu noktadan bakılarak cevaplandırılması gerekir.

Demokrasi diye önümüze koyduğunuz örneklerin yalnızca BEYAZ BATILI demokrasisi uyguladıkları herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bizim kastımız da kesinlikle bu değil insanlığın gelişebilmesi için gerekli ideal demokrasidir.

İngiltere konusunda da diyeceklerim var. Birincisi İngiltere kraliçesi yalnızca sembolik bir önderdir. Yürütme organlarıyla bir ilgisi yoktur. İkincisi laisizm bireyde başlar ve Avrupa'da bu hareket yaklaşık 400 yıl önce gerçekleştirildi. İşin özü şudur. Avrupa'da hiçbir siyasi parti ben insanları herhangi bir dinin esaslarına göre yöneteceğim demiyor. Her parti ortaya aklın ışığında kendi çıkarlarına uygun(maalesef çoğu zaman bizimkilere ters) politikalar üretiyor. Bunları yaparken de aman kilise bu duruma ne der diye düşünmüyorlar.

Laiklik konusunu da niye bu kadar sığ bir noktaya çekmek istediğini anlamış değilim Hasret Abi. Laiklik yalnızca kilise baskısından mı kurtulmaktır? Ya da benim yazdıklarımdan bu mu anlaşılıyor? Laiklik, bireyin her türlü baskıdan arınarak özgürce düşünebildiği ve dinin yalnızca birey ve Tanrı arasındaki ilişkileri düzenlediği(yani olması gerektiği gibi) bir ortamı ifade eder. Sanırım bu konuda bir kavram anlaşmazlığı içerisindeyiz. Bu açıdan baktığımızda laiklik bütün insanlık için elzemdir.

Hem İslam'ı(ya da başka bir dini) hem de milliyetçiliği yan yana düşünemiyorum. O dediğinizin adı olsa olsa ümmetçilik olur. (Bir terminoloji sorunu daha) Sonra oradaki vurgunun ırkçı olduğunu nerden çıkardınız?" Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür" ifadesinden daha bütünleştirici bir kavram ortaya atılmış mıdır şimdiye kadar? Erbakan'ın yaptığı milliyetçiliği ırkçılıktan ayırmanın tersine; oldukça hümanist(İlkay Abi'nin dediği gibi bu topraklara en çok yakışan) bir temelde tanımlanan Atatürk milliyetçiliğini, bir kavram kargaşası yaratarak ırkçı bir tanımlama gibi göstererek kendi görüşlerini yutturmaya çalışmaktır. Bunun adı da popülizmdir. Kolaya kaçmaktır.

Bir de bu insanların HEPSİ müslümanmış. El insaf...

İslam'ı elbette anlamaya çalışıyoruz ve asla zalimden adalet dilemiyoruz. Aksini de belirttiğimi düşünmüyorum.

Biz ulusal onurumuzu lekeleyen herkese karşıyız. İsminin ne olduğu bizim için önemli değildir. Ancak adam olan zaten çiğnenmiş olan o onuru daha da ayaklar altına alacak yerde onu temizlemeye çalışır. "Battı balık yan gider" felsefesiyle böyle hassas bir konuda hareket edilmez. Üstelik bu devletin başbakanıysanız hiç ama hiç edilmez. Ulusal onuru kurtarmaya çalışırken ne yapmıştır bunu açıklarsan sevinirim Hasret Abi.

Saygılarımla....
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Prş Şub 15, 2007 10:03 am

Bazı hataları düzelteyim derken aynı mesajı yanlışlıkla iki kere gönderdim. Önce gönderdiğimi yönetimdeki hemşerilerimden biri silebilirse sevinirim. MEHMET ABİ bilhassa sen :lol:
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Prş Şub 15, 2007 1:28 pm

Selamlar...
Konulari saniyorum dorde indirgedik:
-Erbakan ve agir sanayii.
-Erbakan ve milliyetcilik.
-Demokrasi
-Laiklik ve ozgur dusunce
-Ingiltere laikmi degilmi?
-Erbakan Kaddafi ve ulusal onur.

Alti tane oldu deme Erbakanlari madde olarak dusunebilirsin.
Erbakanlara karsilik vermeme gerek yok.
Cunku Anlasamayacagiz bu kesin.

Demokrasi ye gelince.:
Olmayan bir demokrasiden bahsediyorsun. Yani ozledigin bir demokrasiden.
Beyaz batili demokrasisinin iyi bir ornek olmadigina hemfikiriz.
Belkide eger bu ozlenen demokraside adalet,haklar,liyakat vs vs seyler olacaksa belki bende bundan bahsediyor ve ozluyorum.
O zaman sana muhalefet edecegim tek konu bunun ismine niye demokrasi diyorsun olacaktir.
Ne diyelim dersen? Hakokrasi olabilir mesela. :lol:
Gecelim.

Laiklige bir temas edecek olursak:
Net soylemek gerekirse.
Laiklik Hiristiyanlik dininin, halki ile olan problemlerinden ortaya cikmis bir seydir.
Bizim dinimizin halki ile bir sorunu yoktur ve bu yuzden laiklike de gerek yoktur.
Benim bu konuda gorusum budur ve degismeyecektir.

Ummetcilik tanimi dan bahsettiniz. Bu olsa olsa ummetcilik olur dediniz.
Evet olsun bunu anlatmak istemistim zaten.

Turkiyede yasayan insanlarin hepsinin musluman oldugunu esefle karsiladiniz.
Niye bilmiyorum?
Yahudi ermeni vs vs vardir ama biz onlari sadikay-i millet diye tanimliyoruz.

Kaddafi meselesine belki haklida olabilirsiniz.
Arastirma olanaklarim kisitli oldugu icin fazla ustelemeyecegim.
Ama hatirladigim sey muteahhit alacaklarinin tahsil edildigidir.
Ayrica D8 lerin olusturulmasina alinmis olumlu cevapta bu babda zikredilebilir.

Ingiltere konusuna gelince.
Kraliyet ne orda nede Avrupa nin hic bir yerinde semboliktir diye basitlestirilemez.
Isimi bile Ingiltere degildir Birlesik Krallik tir.
Avrupada bir cok partinin ismi bile hiristiyanligi cagristiran ogelerle doludur.
Incile yemin etmeler filan bunlari saymiyorum tabii ki.
Hayirlisi olsun neyse...
Yordun beni Ahmet Cemal...

Seni selamliyorum...

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen Ahmet Cemal Durgun » Prş Şub 15, 2007 2:08 pm

Selamlar

İsim önemli değil güzel olan, doğru olan ne varsa hepsine eyvallah. Hasretokrasi de diyebiliriz bu bakımdan. Kulağa da fena gelmiyor hani :lol:

Erbakan gibi laiklikte de anlaşamayacağız galiba. Ama "benim görüşüm budur ve değişmeyecektir" gibi bir yaklaşımı da kesinlikle kabul etmiyorum. O zaman boş boş konuşmaktan başka ne yapmış oluruz? Ben de diyorum ki benim görüşlerim kabaca yazdıklarımdan ibarettir ve yanlış oldukları kanıtlanırsa onlardan vazgeçebilirim. Umarım başka bir başlıkta bu konuyu daha ayrıntılı olarak tartışabiliriz.

Ümmetçilikte de anlaştığımıza göre sorun birtek Avrupa ülkeleri olarak kalıyor.Sanırım bu tartışma konusu da doğrudan laiklik tanımına bağlı olduğu için ben de daha fazla uzatmayacağım. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Eğer isim o kadar önemliyse İran'ın adı da cumhuriyettir. İsim değil eskilerin deyimiyle fiiliyat önemlidir yani.

Azınlık konusuna da hiç değinmeyeceğim. Malum hassas konu. Üstelik İlkay Abi ve Serkan Abi konuyu gayet güzel götürüyorlar. İlgiyle takip ediyorum. Yılmaz Abi'yi de unutmayalım tabi. Bu konu da orada şekillenecektir.

Bir de yordun beni diyorsun Hasret Abi. Geyik yapmaktan iyidir sanırım. Hem madem şehzadeliğimizi ilan etiin, o kadar nazımız da geçsin :D

Hadi kal sağlıcakla

Saygılarımla...
Ahmet Cemal Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 108
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 4:01 pm
Konum: Tempe/Arizona/ABD

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Prş Şub 15, 2007 2:31 pm

Selamlar...

Laik husunda takindigim tavri dogru anladin.
Cunku yazilan sekilden anlasilan odur.
Geyik muhabbeti olmasin diye bu konuya aciklik getirecegim.

Tarihte iki olay var hani:
Galilanin dunya donuyor hadisesi.
Dunyanin donmedighini kabul etti de sonra siz nederseniz deyin dunya donuyor diye ekleyince hayatindan oldu.
Yine Bizim "Enel Hak" hadisesi varya.Hallac-i Mansur un Ben Allah im iddiasi. Varlikta yokolus felan.

Benim laiklik iddiam da o seklidir yanii.(Ayiptir soylemesi)
Benim bu konuda ki dusuncem budur hala da; senin bunu kabul etmemen de cok hostu dogrusu.
Sana katiliyor ve bu konuyu baska bir bahara ve basliga tasimayi uygun buluyorum.

Cumhuriyet tanimini bence en iyi uygulayan Iran dir.
Devletin basida ayni zamanda Din in de basi.Ayetullah.
Ingiltere dekisi gibi.
Ne dersin Iran da laikmidir sence?
Saka yapiyorum haaa.Alinma.
Iran hususundaki dusuncelerinizi kestirebiliyorum az cok.

Evvelce babam sagken;
O zamanlar gece gunduz kitap okuyoruz felan.
Babam rahmetli benimle tartismaya kalkismisti da Iran gibimi olalim demisti?
Dedim nasil yani?
O da :
Asilalim kesilelim mi yani, demisti.

Simdi dusunuyorumda ne asilan ne kesilen var Iran da.
Ama bizim ona bictigimiz kaftan bu.
Halbuki Emperyalizme karsi duran bir kac devletten biri onlar.
Bence bu tecrubelerinden faydalanmak lazim.

Ves-selam

Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

ÖncekiSonraki

Dön DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

cron