HEPİMİZ HRANT DİNK'İZ

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

HEPİMİZ HRANT DİNK'İZ

Mesajgönderen Mehmet Şahin » Çrş Oca 31, 2007 12:39 am

ÇOK ANLADIĞIMDAN DEĞİL,HİÇ ANLAMAYIPTA ORTALIĞI KARIŞTIRANLARDAN DAHA İYİ ANLADIĞIMA EMİNİM.

60 LI YILLARDA AMERİKADA ZENCİLERE UYGULANAN AŞAĞILAMA ,ZAMAN ZAMAN İŞKENCE,SOKAK ORTASI ADAM ÖLDÜRMELER DUYARLI AMERİKAN HALKINDA ZENCİLERİ SAHİPLENME GEREĞİ DOĞURMUŞ.BEYAZ AMERİKAN HALKI SOKAKLARA DÖKÜLMÜŞ VE İNSANLAR 'HEPİMİZ ZENCİYİZ 'DİYEBİLMİŞLERDİR.

90 LI YILLARDA ŞU ANDA ALMANYADA YAŞAYANLAR BİLİR,KAFATASÇI FAŞİSTLERİN KUNDAKLAYARAK ÖLDÜRDÜKLERİ TÜRKLERİ DUYARLI ALMAN VATANDAŞLAR 'HEPİMİZ TÜRKÜZ'DİYE SAHİPLENMİŞLERDİR.

YILLARCA ÜLKEMİZDEDE 'HEPİMİZ FİLİSTİNLİYİZ' ,'HEPİMİZ IRAKLIYIZ',VE HATTA 'HEPİMİZ ÇEÇENİSTANLIYIZ'DİYEREK MAZLUM İNSANLARI HEMDE GURURLA SAHİPLENMEDİKMİ.


BEYAZ ABD LİLER ZENCİ OLMADI

ALMANLAR DA TÜRK OLMADI

BİZDE NE FİLİSTİNLİ,NE IRAKLI ,NEDE ÇEÇEN OLDUK

TIPKI ŞİMDİ ERMENİ OLMADIĞIMIZ GİBİ


EVELLALLAH TÜRK OLMAKTAN HİÇBİR GOCUNMASI OLMADIĞINA EMİN OLDUĞUM TÜM ARKADAŞLAR GİBİ TEPKİM SADECE MAZLUMUN ÖLDÜRÜLMESİNEDİR.SIRF ERMENİ OLDUĞUNDAN EĞER ALKIŞ TUTUYORSAK YAKIŞMAZ.YANLIŞ SÖZ BİLE SÖYLEMİŞ OLSA CEZA KESMEK KULUN İŞİ DEĞİL DÜŞÜNCESİNDEYİM.AKSİ DURUMDA HERKES MÜSLÜMANLIĞINI SORGULAMALIDIR DÜŞÜNCESİNDEYİM.

SÜRÇİ LİSAN EYLEDİMSE AFFOLA
Mehmet Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 42
Kayıt: Sal Oca 02, 2007 9:51 am

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Oca 31, 2007 12:54 am

Mehmet Şahin bey, hafızana sağlık ne kadar doğru ve güzel örnekler hatırlayıp bize de hatırlattın. Bak şimdi iyi ettin geldin köyüne :D
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Mehmet Şahin » Çrş Oca 31, 2007 1:02 am

BEN GİTMEMİŞTİM,SİZ KOVMUŞTUNUZ :D
Mehmet Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 42
Kayıt: Sal Oca 02, 2007 9:51 am

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Çrş Oca 31, 2007 1:11 am

İlk gelişine hoşgeldin diyememiştik o yüzden dedim. Ama nerden de bilelim bu kadar alıngan olacağını, dur bakalım daha ne özelliklerin çıkar.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Çrş Oca 31, 2007 1:13 am

Sende kapıdan çık bacadan gir :D :D yaptığın gibi işte.Şaka burada kimse kimseyi kovmuş değil kovamazda.
herkese sevgi ,saygı ve selamlar.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Çrş Oca 31, 2007 11:06 am

Mehmet Şahin kardeşim o dediğin sloganlar sorunu olmayan iki halk arasında söylenebilir.Ama bu gün Ermenistan ve Ermenilerin son yıllarda ki amaçları doğrusu bizleri endişelendiriyor.Adamların eline fırsat geçtikçe toprak bütünlüğümüze kadar giden isteklerde bulunabileceğini biliyoruz.Bunlardan dolayı bu slogana karşıyız.Yoksa bizimle herhangi bir sorunu olmayan halkalar için bu sloganı rahatlıkla kullanabiliriz.Onun için "Hepimiz Filistinliyiz",Hepimiz Iraklıyız",Hepimiz Vietnamlıyız" diyebilmemiz mümkündür.Bu yaklaşımlardan dolayı ben "Hepimiz Kürtüz","Hepimiz Rumuz","Hepimiz Ermeniyiz" sloganlarını olumsuz karşılayanlardanım.Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Hakan Durgun » Çrş Oca 31, 2007 3:36 pm

Ya arkadaşlar,konuşmayayım diyorum ama dayanamıyorum.

Ola ilkay!

Oğlum senin idrak yollarına ne oldu böyle.Nedir bu tıkanıklık!

Halklar arasında düşmanlık olmaz.Sadece birbirine düşman edilmeye çalışılan halklar olur.Ve o halkların sorumluluk sahibi bireyleri bu oyunu bozmaya çalıştıkları ölçüde mensubu oldukları millete layık olabilirler.
Hakan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 63
Kayıt: Cum Ara 30, 2005 4:10 pm

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Cum Şub 02, 2007 3:04 pm

Doktor bu ülkede Halkın kardeşliğinden bahsedemiyoruz ki,halkların kardeşliğinden bahsedelim.İdrak yollarımızın kapalı olup olmadığını bilmiyorum ama bildiğim bu ülkede halkların kardeşliğini bölücülük olarak algılayanlar,azınlık haklarını toprakların parçalanmasına giden yol olarak görenler ve Cumhuriyetin kazanımlarını geriye getirmeye çalışanlarla uzlaşma yapabilmek olanaksızdır diye düşünüyorum.Yoksa karşında ki insanların bir art düşüncesi olmadığı noktasında uzlaşma yapmak kadar doğal bir istek olamaz. Aslında bir haftadır yapılan tartışmalar şunu göstermiştir:Kişiler olaylara hanki düşünce penceresinden bakarsa ulaşacakları sonuçlar bu pencerenin gösterdiği görüntü katardır.Yani kişilerin siyasi eğilimleri,inançları,düşünceleri ve duyarlılıkları bu olaya karşıkı tutumlarını belirliyor.Ve bu farklılıkların olması son derece doğaldır.Olaylara ak kara mantığıyla bakmamız mümkün değil.Saldırıyı eleştirirken arkasından gelen eleştiri ve gösterilere olumsuz bakmak kadar doğal bir düşünce olamaz.Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Mehmet Şahin » Cum Şub 02, 2007 4:48 pm

bu kadar çelişkili yazılar.yani ilkay bey bravo.

tüm kürtleri pkk lı yaptınya bravo
ne zaman biz ıraklılarla dost kalmışız.mesela yıllardır kandil dağında dimi
ya diğerleri.hakikaten bravo.

hakan beyin uyarısı sonrasıda tam bir u dönüşü.
Mehmet Şahin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 42
Kayıt: Sal Oca 02, 2007 9:51 am

Mesajgönderen İlkay Durgun » Cmt Şub 03, 2007 1:08 pm

Yorum - Sadık Yalsızuçanlar] Armenian Romances

Yüzyıllardır bir birlikte yaşama, sosyolojik ifadesiyle kültürel çoğulculuk tecrübesi yaşamış milletin evlatlarının bu denli merhametsiz ve muhabbetsiz olması, toplumsal/siyasal kültürün bu kadar daralıp gerilmesi, topyekun bir kabz halinin, bir linç kültürünün yaygınlaşması tedirgin edici ve ürkütücüdür.




Djivan Gasparyan'ın 'duduk'undan Armenian Romances'ı dinliyorum. Dinlerken Eğin manileri okuyorum. Eğin, Egon kelimesinden bozma. Egon, Ermenice, 'cennet bahçesi' anlamına geliyor. Eğin'e ilk kez, ikibin yılında bir belgesel film çekimi için gitmiştim. Dinlediğim ilk manide, yüreği gurbetteki 'ağa'sının kömür gözlerinin hasretiyle dağlanmış bir Ermeni gelini şöyle diyordu:


'Evimin önüne bir asma diktim
Asmanın boyunu kıbleye büktüm
Ela gözlerini sevdiğim ağam
Gözyaşım asmanın dibine döktüm'



Bindokuzyüzbeş yılında nüfusu kırk iki bin Eğin'in ve yirmi iki bini Ermeni. Kayalık, sarp bir yamaca kurulmuş şehir. Şehrin Müslim veya Ermeni ahalisi, bu dev kayaları çekiçle, balyozla kıra kıra oymuş ve Murat suyunun alüvyonlarını taşıyarak meyve fidanları dikmiş, Eğin'i, adına uygun bir hale, cennet bahçesine dönüştürmüşler. Ermenilerin yaşadığı topraklarda ruhun en dolaysız ifade aracı olan müzik, maddi yaşamın merkezi olan mutfak ve toplumsal hayatın önemli bir boyutunu oluşturan zanaatlar olağanüstü bir zenginlik sergiler. Çocukluk ve ilkgençlik yıllarım altmışlı yıllarda Malatya'da geçti. Sinema işletmeciliği yapan babamın ilk makinisti bir Ermeni idi. Aynı zamanda iki dost olan babamla Agop amcanın dostlukları bana, kültürel çoğulculuğun erdemini anlatan yüzlerce kitabın veremeyeceği bir kavrayış ve hatırayı armağan etmişti.
Mahallemdeki zimmiler...

Tatillerde yanında çalıştığım radyocu İrfan ustanın dükkanına bitişik Ermeni bir ayakkabı ustası hatırlıyorum sonra. Mahallemizdeki Ermeni komşularımızı sonra... Ramazan'da, Kurban Bayramı'nda, bizim için değerli ve özel günlerde/anlarda, düğün ve cenazelerimizde nasıl sevinç ve acılarımızı paylaştıklarını hatırlıyorum.
İnsan bir bakıma hatıralarıdır. Gasparyan'ı ve Eğin manilerini dinlerken, zihnimin kuytularına sinmiş olan bu hatıraların Hrant Dink'in ölümünün geride bıraktığı kaosu daha da koyulaştırdığını görüyorum. Ermeni veya Müslüman bir başka Eğin'li gelin, hayat arkadaşının/gönüldaşının hasretiyle şöyle inliyor:


'İstanbul içinde öter bir keklik
Sana vatan oldu bize gurbetlik
Kömürgözlerini sevdiğim ağam
Bizi kavuşturan olur cennetlik'


Bu kavuşma dileğinin gerisinde bir saadet ve huzur ihtiyacı var, bir mutluluk dileği ve esenlik arzusu yatıyor. Ölümün kara bir deve gibi Dink'in kapısına çöktüğü o günde yine zihnimin ıssız bir yerinden bir başka Ermeni hatırası geçiyordu: Gasparyan'ın duduk'undan süzülen ezgiler, bizi, Hz. Mevlânâ'nın 'kamil insan'ın mazmunu olarak zikrettiği ney'ine benzer bir sırrın içine çağırıyordu. Sır aynı sırdır, hikaye, kozmik bir öyküdür, macera, kamil insan'ın sergüzeştidir. Hayat bir oyun, bir oyalanmadır evet, kelimenin birincil anlamıyla, doğrudan ve ilk manasıyla bir oyun'dan ibarettir her şey. Hayyam'ın dediği gibi, hepimiz 'feleğin kuklasıyız/oynaşıp durmadayız perdede'...

Bu hikayenin en hicranlı faslını, yüzyılın başlarında bir samyeli gibi esen milliyetçilik rüzgarının geride bıraktığı acılar oluşturur. Başbakanlık arşivlerine girip bakıldığında, Kars, Ardahan, Posof, Çıldır, Malatya, Elazığ, Erzurum ve daha nice yerde, Müslümanların Ermenileri, Ermenilerin Müslümanları, Kürtlerin Ermenileri, Ermenilerin Kürtleri nasıl acımasızca kırdığı, ne denli bir cinnet halinin kısa sürede birbirini tetikleyerek beldeden beldeye yayıldığı, düne kadar barış içinde, esenlik dolu bir yaşam süren, birbirine karşı hakiki bir muhabbet ve şefkatle muamele eden insanların nasıl birer canavara dönüştüğü, devletin ve devlet denetiminden uzak çeşitli odakların nasıl ülkeyi bir acılar cehennemine dönüştürdüğüne ilişkin notlar bulmak mümkündür.

Hrant Dink'in acı ölümü, bize Eğin manilerindeki o derin hüznü tekrar yaşatırken, ülkenin kaderine çöreklenmiş olan Karakoncolus' un nasıl bir bir fesat ortamı oluşturmaya çalıştığını gösteriyor. Milliyetçiliğin, bir kanser gibi ülkenin akciğerini sarmaya çalışırken, bunun aynı zamanda bir kaosu da alttan alta beslediğini görmezden gelenleri dönüp birer birer vuracağını hatırlatıyor. Dink'in toplumsal kültürün özgürleşmesine yönelik iyi niyetli çabalarını algılamakta güçlük çekenlere, Gasparyan'ın duduk'una ve Eğin manilerine kulak vermelerini öneririm. 'Soykırım' tezini savunsa da, ameller niyetlere göredir kaziyesince, bir insanın, zihinsel çabalarından ötürü sadece saygı ve dikkati hak ettiğini bize ancak Eğin manilerindeki o kavurucu hüzün anlatabilir:

'Issız hanelere giremiyorum
Derdimi ellere diyemiyorum
Ben de nazlı yardan ayrı düşeli
Karışıp ellere gülemiyorum'


Eğin manileri ve Gasparyan Yüzyıllardır bir birlikte yaşama, sosyolojik ifadesiyle kültürel çoğulculuk tecrübesi yaşamış milletin evlatlarının bu denli merhametsiz ve muhabbetsiz olması, toplumsal/siyasal kültürün bu kadar daralıp gerilmesi, topyekun bir kabz halinin, bir linç kültürünün yaygınlaşması tedirgin edici ve ürkütücüdür. Bu kabz halinden kurtulmanın yolu, sanatın kozmik diline, tarihin daima insanı emziren, bugünde ve yarının içinde yaşayan besleyici gücü ve işlevine bakmak, evrensel adalet ilkesine dönmek, ona sımsıkı sarılmaktır.
Eğin'de belgesel filmin çekimlerini gerçekleştirirken geleneksel zanaatlara ilişkin ayrı bir başlık açmıştık ve mesleklerin debbağyan, keçeciyan, dericiyan, demirciyan, semerciyan vs. gibi adlarla anılması dikkatimi çekmişti. Çarşıdaki küçük bakkala sordum, 'Kaç Ermeni hane var şimdi Eğin'de?' 'Hiç kalmadı paşam' dedi, 'en son seksen ikide Agop amcalar gitti Kanada'ya... ' Çarşı iki kez sabotaj ihtimalli yangın yaşamış. Esnafın çoğu Ermeni imiş ve dükkanları yanınca bir dehşetin içinde kalmış, evlerini de o halde bırakıp gitmişler. Ülkenin bu hali ancak Büyük Şeytan'ları mutlu edecektir. Hiçbir medeniyet, öteki'ni yok ederek kendini var kılmaz. Bir medeniyetin yaşama ve büyüme imkanları ancak başkalarını yaşatma ve büyütebilme kabiliyetleri ile açılabilir. Gasparyan'ın duduk'u ve Eğin manilerindeki hüzün de bize bunu söyler:

'Akşam olur tren kalkar garından
Yandım Allah ayrılığın zarından
Kimi yavrusundan kimi yarından
Yine bugün ayrılığın günüdür'
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Cmt Şub 03, 2007 5:17 pm

Mehmet Şahin ya okumadığını anlamıyorsun yada seninde idrak yolların kapalı.Herneyse U dönüşü bazen çarpmamak için iyidir(!).Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Cmt Şub 03, 2007 6:57 pm

:D , derken U dönüşü esprisine gülmüştüm, ne anlayıp sildiniz anlayamadım, benzetmesi çok iyi olmuş ve iyi kıvırdı İlkay demek istedim.
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Bülent Altuncu » Pzr Şub 04, 2007 9:14 pm

Yukardaki güzel "eğin" dörtlüklerini gördükten sonra benimde aklıma yine o yörede yaşanan bir türk gencin "ahçik" isimli ermeni bir kıza olan aşkı üzerine yakılmış bir türkü geldi. İki toplum arasındaki huzursuzluğun başlamasından önce mi, sonra mı yakıldı bu türkü bilmiyorum ama savaşın en kanlı zamanın da bile olsa delikanlı Türk genci dinlemez gene yakardı bu Türküyü sanırım.

Ahçiği yolladım Urum eline
Eser bad-ı sabah zülfün teline
Gel seni götürem İslam eline

Serimi sevdaya salan o Ahçik
Aman o Ahçik civan o Ahçik

Vardım kiliseye baktım haçına
Gönlümü bağladım sırma saçına
Gel seni götürem İslam içine

Serimi sevdaya salan o Ahçik
Aman o Ahçik civan o Ahçik

Müziğide çok güzeldir. Dinlemek isterseniz:

http://youtube.com/watch?v=AFN3tAYu6Mo
Kullanıcı avatarı
Bülent Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1533
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 8:55 pm
Konum: Van (Erciş)

Mesajgönderen Pelin Çağla Altuncu » Pzt Şub 05, 2007 1:30 pm

Bence bu ermeni,kürt, rum kavgası ne bizim sitemizde nede bu ülkede biter ama ne yaparsak yapalım biz o insanlarla yaşamak zorundayız.Mesela ben Bayburtta kredi yurtlar kurumunda kalıyorum ve odamdaki arkadaşlarımdan biri Mardinli bir kürt,biri Adanalı bir alevi,biri Sivaslı,biri Mersinli diğeride Erzurumlu.Gördüğünüz gibi güzel ülkemin her bölgesinden biri var.Bu durumda ben ne yapmalıyım ülkeme birkaç kişinin kışkırtması ile karşı çıkmış bir toplumda yer alan kürt arkadaşımı mı yok sayayım yada dinimden farklı bir din seçti diye alevi arkadaşımdan mı vaz geçeyim?Hem bu kürt arkadaşımla iki yıldır sınıf arkadaşıyım oda iki sene sonra bu topraklarda ders verecek belkide gelip Çaykara'da öğretmenlik yapacak biri.O zaman ne olacak öğretmen kürt diye çocuklarımızı okula mı göndermeyeceğiz yoksa onu memleketimizden soğutupzorla bize düşman olmasını mı sağlayacağız?
Geçenlerde kürt ve alevi arkadaşımla odada yanlızdık.Alevi arkadaşım eğer bir kürdistan devleti kurulursa orda yaşamak istermiydin diye sordu.Kürt arkadaşım her zaman her yerde kürt olduğunu çok açık bir şekilde belirten biridir ve bu yüzden ben evet diyeceğini düşündün.Ama o kızarak "elbette hayır benim dedelerim bu ülke için savaşmış eğer kürdistanı isteselerdi onun için savaşırdı hem ben bu devlet sayesinde ekmeğimi yiyorum, bu devlet sayesinde okuyorum ve bu devlet sayesinde yaşayacağım kim nederse desin ben bu devlet için çalışacağım"dedi.Ha diyeceksiniz içten dediğini nerden biliyosun bunuda iki senelik arkadaşlığıma güvenerek söylüyorum.
Yani kısacası hangimizin okulunda yada işyerinde yada mahallesinde bir kürt yada ermeni yok.O yüzden bence o toplumları düşmanımız olarak değilde bizim bir parçamız olarak değerlendirirsek daha fazla yol alacağımızı düşünüyorum tabi kendi fikrim bu hepinize saygılar.
Pelin Çağla Altuncu
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 78
Kayıt: Prş Oca 05, 2006 11:40 pm
Konum: trabzon

Mesajgönderen Caner Topaloğlu » Pzt Şub 05, 2007 1:50 pm

gerek annemin gerekse az önce bayburtta okuduğunu yazan arkadaşımızın yazdıklarını yorumlarsak hepsi kürtler ve ermenlilerin aslında hiç te böyle sorun edilmeyecek,iyi insanlar olduğunu anlatıyorlar..en iyisi bir ermeni,bir kürt,bir alevi,bir rum üye bulalım onlar yazsın biz okuyalım biz yazalım onlar okusunlar.Medya bile ufak ufak sonunu getirdi Dink tartışmalarının ama bizim site de rekora koşuyor bu tartışma...
Caner Topaloğlu
 

Sonraki

Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir