İŞTE KATLİAM

[Erhan Ayal]

Türkiye'de 1910-1922 yılları arasındaki 12 yıllık dönemde 523 bin 955 Türk'ün Ermeniler tarafından katledildiği bildirildi.

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü verilerine göre; 1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamlar ortaya çıkarıldı. Verilere göre; Ermeni çeteleri Anadolu'nun çeşitli kentlerinde 523 bin 955 Türk'ü katletti. Başta Fransa olmak üzere birçok AB ülkeleri ile ABD'de Türklerin Ermenileri katlettiği yönde yapılan açıklamalar, arşivlerin meydana çıkmasıyla, Türklerin Ermenileri değil, Ermenilerin Türkleri katlettiğini ortaya çıkardı.

Başbakanlık Devlet Arşivleri, 1910-1922 yılları arası Anadolu'da 523 bin 955 Türk'ün Ermeni çeteleri tarafından katledildiğini belgeleriyle ortaya koydu. Ermeni çetelerinin katliamları tarih, yer ve isim olarak tek tek açıklandı. Ermeniler, yıllardır sözde soykırım iddialarıyla dünya kamuoyunu yanlarına çekmeye çalışırken, resmi belgeler ise Türklerin katledildiğini gösteriyor. 1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri ile katledilen Türk sayısı ise söyle:

"1910 Muş (10 ölü), 21 Şubat 1914 Kars-Ardahan (30 bin ölü), 1915 Van (44 ölü), 1915 Van (150 ölü), 1915 Bitlis (16 bin ölü), 1915 Muş (80 ölü), 1915 Bitlis-Hizan (113 ölü), 1915 Van (5 bin 200 ölü), Şubat 1915 Haskay (200 ölü), Şubat 1915 Dutak (3 ölü), Nisan 1915 Bitlis (29 ölü), Nisan 1915 Muradiye (10 bin ölü), Nisan 1915 Van (120 ölü), Mayıs 1915 Van (20 bin ölü), Temmuz 1915 Muş-Akçan (19 ölü), Ağustos 1915 Müküs (126 ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (40 bin ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (123 ölü), 15 Ocak 1916 Terme (9 ölü), 1 Nisan 1916 Van-Reşadiye (15 ölü), Mayıs 1916 Muş (500 ölü), 8 Mayıs 1916 Van-Tatvan (bin 600 ölü), 8 Mayıs 1916 Bitlis (10 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Pasinler (2 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Tercan (563 ölü), 11 Mayıs 1916 Van (44 bin 233 ölü), 11 Mayıs 1916 Malazgirt (20 bin ölü), 11 Mayıs 1916 Bitlis (12 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (bin ölü), 22 Mayıs 1916 Köprüköy-Van (200 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (80 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 23 Mayıs 1916 Of (5 ölü), 23 Mayıs 1916 Trabzon (2 bin 86 ölü), 23 Mayıs 1916 Van (300 ölü), 25 Mayıs 1916 Bayezid (14 bin ölü), Haziran 1916 Van-Abbasaga (14 ölü), Haziran 1916 Edremit-Vastan (15 bin ölü), 6 Haziran 1916 Satak-Serir (45 ölü), 6 Haziran 1916 Satak (bin 150 ölü), 7 Haziran 1916 Müküs-Serhan (121 ölü), 14 Ağustos 1916 Bitlis (311 ölü), 1919 Sarıkamış (9 ölü), 1919 Tiksin-Ağadeve (5 ölü), 1919 Nahçivan (4 bin ölü), 6 Ocak 1919 Zarusat (86 ölü), 21 Ocak 1919 Kilis (2 ölü), 22 Ocak 1919 Antep (1 ölü), 25 Ocak 1919 Kars (9 ölü), 26 Şubat 1919 Adana-Pozantı (4 ölü), 18 Mayıs 1919 Osmaniye (1 ölü), 13 Haziran 1919 Pasinler (3 ölü), 3 Haziran 1919 Iğdır (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (803 ölü), Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (695 ölü), 4 Temmuz 1919 Akçakale (180 ölü), 5 Temmuz 1919 Kağızman (4 ölü), 7 Temmuz 1919 Kars-Göle (9 ölü), 8 Temmuz 1919 Mescitli (4 ölü), 8 Temmuz 1919 Gülyantepe (10 ölü), 9 Temmuz 1919 Kağızman (6 ölü), 9 Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), 11 Temmuz 1919 Mescitli (20 ölü), 19 Temmuz 1919 Bulaklı (2 ölü), 19 Temmuz 1919 Pasinler (2 ölü), 24 Temmuz 1919 Kars-Kağızman (9 ölü), Ağustos 1919 Muhtelif köyler (2 bin 502 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (153 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (426 ölü), Eylül 1919 Allahüekber (3 ölü), 9 Eylül 1919 Ünye (12 ölü), 14 Eylül 1919 Sarıkamış (2 ölü), Kasım 1919 Adana (4 ölü), 11 Kasım 1919 Kahramanmaraş (2 ölü), 6 Kasım 1919 Ulukışla (7 ölü), 7 Aralık 1919 Adana (4 ölü), 1920 Göle (600 ölü), 1920 Kars (3 bin 945 ölü), 1920 Haramivartan (138 ölü), 1920 Nahçivan (64 bin 408 ölü), 1920 Nahçivan (5 bin 307 ölü), Şubat 1920 Kars civarı (561 ölü), 1 Şubat 1920 Zarusat (2 bin 150 ölü), 2 Şubat 1920 Suregel (bin 150 ölü), 10 Şubat 1920 Çildir (100 ölü), 28 Şubat 1920 Pozantı (40 ölü), 9 Mart 1920 Zarusat (400 ölü), 9 Mart 1920 Zarusat (120 ölü), 16 Mart 1920 Kağızman (720 ölü), 22 Mart 1920 Suregel-Zarusat (2 bin ölü), 6 Nisan 1920 Gümrü (500 ölü), 28 Nisan 1920 Kars (2 ölü), 5 Mayıs 1920 Kars (bin 774 ölü), 22 Mayıs 1920 Kars (10 ölü), 2 Temmuz 1920 Kars-Erzurum (408 ölü), 2 Temmuz 1920 Zengebasar (bin 500 ölü), 27 Temmuz 1920 Erzurum (69 ölü), Mayıs 1920 Kars-Erzurum (27 ölü), Ağustos 1920 Oltu (650 ölü), Ağustos 1920 Kars-Erzurum (18 ölü), 15 Ekim 1920 Bayburt (bin 387 ölü), 20 Ekim 1920 Göle (100 ölü), 17 Ekim 1920 Pasinler (9 bin 287 ölü), 18 Ekim 1920 Tortum (3 bin 700 ölü), 19 Ekim 1920 Erzurum (8 bin 439 ölü), 26 Ekim 1920 Kars civarı (10 bin 693), Ekim 1920 Aşkale (889 ölü), 1 Aralık 1920 Kosor (69 ölü), 3 Aralık 1920 Göle (508 ölü), 4 Aralık 1920 Kosor (122 ölü), 4 Aralık 1920 Kars-Zeytun (28 ölü), 4 Aralık 1920 Sarıkamış (bin 975 ölü), 6 Aralık 1920 Göle (194 ölü), 7 Aralık 1920 Kars-Digor (14 bin 620 ölü), 14 Aralık 1920 Sarıkamış (5 bin 337 ölü), 29 Kasım 1920 Zarusat (bin 26 ölü), Aralık 1920 Erivan (192 ölü), 1921 Nahçivan (12 ölü), 1921 Bayburt (580 ölü), 1921 Arpaçay (148 ölü), 1921 Karakilise (6 bin ölü), 1921 Karakilise ( 6 bin ölü), Şubat 1921 Zenibasar (18 ölü), 21 Kasım 1921 Pasinler (53 ölü), 21 Kasım 1921 Erzurum (bin 215 ölü), 1918 Hınıs (870 ölü), 1918 Tercan (580 ölü), Mart 1922 Kahramanmaraş (4 ölü)."

[Cengiz Selimoğlu]

Sevgili erhan yani yazdıklarından dolayı yaptığın araştırma ve emeğinden dolayı tşekkürler.Ama en alt kısımda bir adres yazdın bu sanırım vakit gazetesinin bir sitesi.Duyurular bölümündede yazdığım gibi gerçekleri söylemeyerek bir yere varamayız. Ben bolyannacılıkta oynayamam ama bu gazeteninde kendine has sitesininde burda adının geçmesinden rahatsız oldum.Çağdaş Türkiye yi aydını, birliği ,beraberliği istemeyenlerin yada istemeyenleri tetikleyenin doğrularıda yazacağına asla inanmam.Vicdan hürriyetini,beyin hürriyetini ,kişilik hürriyetini,toplumun hürriyetini,tarikatların eline veren bir anlayışa karşı asla ve asla kayıtsız kalmam bu ve bunun gibi aşırı ideolojik amaç taşıyan site ve gazetelerin adlarının bu sitedede yazılmasını bir reklam kabul ettiğim için bu adres satırının kaldırılmasını yönetimden rica ediyorum

[Cengiz Selimoğlu]

Hassasiyetinden dolayı yönetime teşekkür ediyorum.Erhan sende alınma biz yazdıklarını onaylıyoruz bunu bil bir şey hariç şimdi oda yok yani bu konuda aynı şeyleri düşünüyoz.

[Erhan Ayal]

Sevgili selimoğlu. Tabiki benim burada siyasi ve politik bir düşünce yanlısı kesinlikle değilim Bulmuş olduğum bu yazı dizisini sizinle paylaşmak istedim. kaynağını nerden buldun diye soracak olanlara isealt kısmına adresini verdim Site yönetimide sağolsun kaldırı verdi gücenmemde söz konusu olamaz. Evet sayın selimoğlu bir ufak araştırmada yapacak olursak bunu bir çok yayın evleri de doğrular nitelikte değilmi örnek olarak sizinle paylaşmak için ufak bir araştırma daha yaptım

1 fotoğraf 1000 kelimeye bedeldir derler.. ama bunlar DÜNYA'ya bedel..Ağlamamak elde değil,onların arasında kimimizin akrabaları var, kimimizin dostları...
Onlar da bu vatanın evlatlarıydılar..

VATANINI SEVEN HERKESE İLETİR...
Amerika'lı ünlü tarihçi Prof. J. Macharty :
"Ermeni katliamı yoktur; Ermeniler Türkleri katletmiştir"

Ünlü Türk Romancısı Orhan Pamuk :
"1 milyon Ermeniyi katlettik"

Hangisi gerçek...
İşte bir kaç belge.
Bilinçlenme zamanı...
Özellikle de bu konuda belgesiz ve bilgisizce konuşan art niyetlilere karşı...

Balta ile Katliam: İzmit'in Kollar köyünden Ermeniler tarafından balta ile katledilen müslümanlardan bir kısmının olaydan sonra çekilen fotoğrafı; 1- Boşnak Malik 2- Abdulmecid oğlu Ali 3- Ali oğlu Seyid (14 yaşında) 4- Ömer oğlu Abdulgani 5- Abdulgani oğlu Mecid 6- Abdullah oğlu Hüseyin 7- Bekir oğlu Yusuf 8- Osman oğlu İsmail
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.

Erzincan'da Ermeniler tarafından ırzına geçilerek öldürülen Pakize adlı bir Türk kadını.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.

25 Nisan 1918'de, Subatan'da Ermeniler tarafından öldürülen Türk çocuklar, kadınlar ve karınları deşilerek bebekleri çıkarılan anneler.
Kaynak:Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.

Erzincan'ın Odabaşı bölgesinde, Ermeniler tarafından oyularak katledilen bir Türk.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.

Sivas'ta Ermeni çeteleri tarafından yapılan katliamda boğazı kesilerek öldürülen jandarma Mustafa.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.

Ordudan hava değişikliği için terhis edilen ve 23 Temmuz 1915 de Diyarbakır'ın Lice kazasına bağlı Kum ve Çom köyleri civarında elleri ayakları bağlanarak Ermeni komitecileri tarafından “şehid edilen askerler.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.

Diyarbakır'ın Şark nahiyesine bağlı Hızır İlyas köyü Mersani deresi (23 Temmuz 1915). Hono ismindeki ermeninin başında bulunduğu çete tarafından hançer ve kurşunla şehit edilen erkek, kadın ve çocuklar.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.


29 Ağustos 1914 tarihinde Ermeni çeteleri tarafından Siverek-Urfa Yüksekyol ve Karacadağ civarında türbe ziyareti sırasında esir edilip canlı hedef yapılarak şehit edilen müslüman Türkler.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.


Silvan civarında, Beşnik ermeni köyüne Van ve Tolorya'dan gelip, Doryan Dano ve kardeşlerinin başında bulunduğu Ermeni çeteleri tarafından 11 Haziran 1915 tarihinde Şeytankaya mevkiinde şehit edilen milis subayı Hamid Efendi komutasında bulunan erzak kafilesi, jandarması ve subayları.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.


Erzincan Odabaşı bölgesinde, birbirlerine bağlanmış halde öldürülmüş kadın ve çocukların cansız bedenleri.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.

16 Şubat 1918'de, Erzincan'ın Vagarir köyünde, Ermeniler tarafından şehit edilen ve bir evin arkasında bulunan şehit edilmiş Türkler.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.

Hasankale'de, Ermeniler tarafından şehit edilen kadın ve çocuklar.
Kaynak:Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.


Sayın selimoğlu habu siyasi gazete değil ha

[Cengiz Selimoğlu]

Tşk ediyorum.Her okuyuşumda içim sızlasada yazdıklarını okumaya devam ediyorum.Saol erhan ben o adresi art niyetsiz yazdığını biliyom ve bundanda hiç şüphem olmaz.Bu arada devamını bekliyoruz araştırmalarının emeğine sağlık

[Erhan Ayal]

BUNLARDA YUKARDAKİ KATLİAMLARIN KANITLARI



1 fotoğraf 1000 kelimeye bedeldir derler.. ama bunlar DÜNYA'ya bedel..
Ağlamamak elde değil,onların arasında kimimizin akrabaları var, kimimizin dostları...Onlar da bu vatanın evlatlarıydılar..

VATANINI SEVEN HERKESE İLETİR...

Amerika'lı ünlü tarihçi Prof. J. Macharty : "Ermeni katliamı yoktur; Ermeniler Türkleri katletmiştir"
Ünlü Türk Romancısı Orhan Pamuk : "1 milyon Ermeniyi katlettik"
Hangisi gerçek... İşte bir kaç belge.
Bilinçlenme zamanı... Özellikle de bu konuda belgesiz ve bilgisizce konuşan art niyetlilere karşı...


Balta ile Katliam: İzmit'in Kollar köyünden Ermeniler tarafından balta ile katledilen müslümanlardan bir kısmının olaydan sonra çekilen fotoğrafı; 1- Boşnak Malik 2- Abdulmecid oğlu Ali 3- Ali oğlu Seyid (14 yaşında) 4- Ömer oğlu Abdulgani 5- Abdulgani oğlu Mecid 6- Abdullah oğlu Hüseyin 7- Bekir oğlu Yusuf 8- Osman oğlu İsmail
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.



Erzincan'da Ermeniler tarafından ırzına geçilerek öldürülen Pakize adlı bir Türk kadını.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.



25 Nisan 1918'de, Subatan'da Ermeniler tarafından öldürülen Türk çocuklar, kadınlar ve karınları deşilerek bebekleri çıkarılan anneler.
Kaynak:Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.



Erzincan'ın Odabaşı bölgesinde, Ermeniler tarafından oyularak katledilen bir Türk.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.



Sivas'ta Ermeni çeteleri tarafından yapılan katliamda boğazı kesilerek öldürülen jandarma Mustafa.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.



Ordudan hava değişikliği için terhis edilen ve 23 Temmuz 1915 de Diyarbakır'ın Lice kazasına bağlı Kum ve Çom köyleri civarında elleri ayakları bağlanarak Ermeni komitecileri tarafından “şehid edilen askerler.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.



Diyarbakır'ın Şark nahiyesine bağlı Hızır İlyas köyü Mersani deresi (23 Temmuz 1915). Hono ismindeki ermeninin başında bulunduğu çete tarafından hançer ve kurşunla şehit edilen erkek, kadın ve çocuklar.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.



29 Ağustos 1914 tarihinde Ermeni çeteleri tarafından Siverek-Urfa Yüksekyol ve Karacadağ civarında türbe ziyareti sırasında esir edilip canlı hedef yapılarak şehit edilen müslüman Türkler.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.



Silvan civarında, Beşnik ermeni köyüne Van ve Tolorya'dan gelip, Doryan Dano ve kardeşlerinin başında bulunduğu Ermeni çeteleri tarafından 11 Haziran 1915 tarihinde Şeytankaya mevkiinde şehit edilen milis subayı Hamid Efendi komutasında bulunan erzak kafilesi, jandarması ve subayları.
Kaynak : Ermeni Ayaklanmaları ve İhtilal Hareketleri.



Erzincan Odabaşı bölgesinde, birbirlerine bağlanmış halde öldürülmüş kadın ve çocukların cansız bedenleri.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.



16 Şubat 1918'de, Erzincan'ın Vagarir köyünde, Ermeniler tarafından şehit edilen ve bir evin arkasında bulunan şehit edilmiş Türkler.
Kaynak :Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.



Hasankale'de, Ermeniler tarafından şehit edilen kadın ve çocuklar.
Kaynak:Massacre Exerted By The Armenian On The Turks During World War I Pictures.

[Fatma Ozbilgi]

Bu bilgi ve paylasimlarin icin tesekkur ederim Erhan,eline saglik,bu arada resimleri yeniden duzenledim boyle daha anlamli olmus dimi

[Erhan Ayal]

Ellerine sağlık abla güzel olmuş. Bu fotoğrafların üzerine hala Ermeniyiz diyorsalar..... Bunların insanlığından ve ırkından şüphe ederim

[Erhan Ayal]

Abla bu ara PANKART mükkemel olmuş

[Vedat Başar]

öncelikle bu konuyu ve resimleri taşıdığın için sana çok çok teşekkür ederim Erhan.
Bu resimleri daha öncede görmüşdüm ve buraya da yazmadan geçemeyeceğim farkındayım...

evet dediğinizi gibi bu mahlukatların herhangi bir insan ırkıyla ilgisi kesinlikle yoktur.kısacası insan değil bu ........lar

bu resimler türk gençliğine bir kitap teşkil etmiş olarak daima hafızalarımızda yer alacaklardır.şunu anlayacağız ki türkün türkden başka dostu yoktur vede olamaz da. sadece müslümanlık yeterli bişe değil.Bunun yanında türk de olması şarttır.
Avrupalı denen yobazlar bu resimleri görmezlikden gelirler tabi..Çünkü o soyu bitmiş insan dışı mahlukatlar kendi soyları...
Hiç bir insan kendi soyundan gelen bu canavarın yapmış olduğu vahşeti görebilirmi.Görsede gündeme getirebilirmi..insan olmayı da becerebilseler..

İnanın şu an elime bir ip verseler bende çekerim bu mahlukatların kellesini..
gözümü kırpmadan...
bir köpek türü vardır bilirsiniz ''Sırtlanlar'' Leş yiyen sırtlanlar.
işte bunlar bu köpek soyundan geliyor...sanki yiyeceklermiş gibi bu masum vatandaşlarımıza yaptıkları işkenceler...
AMA BEN ŞUNA İNANIYORUM Kİ

'' GÜN GELECEK BUNLARIN HESABI BİR ŞEKİLDE VERİLECEK''

KALIN SAĞLICAKLA...

[Bülent Altuncu]

Her ramazan ayı geldiğinde üzülürüm kendime. Her zaman övündüğüm ve yaşam sevincim olan ayrıcalıklarımı bu sefer yalnızlığımın ve mutsuzluğumun nedeni sayarım. Kızarım beni böyle yapan her şeye ve kendime. Kaderime kahredecek kadar zayıf düşerim nedense. Hiçbir zaman çıkarım için ikiyüzlü olmayı becerememekle övündüğüm kendime kızarım ramazan ayı gelince, niye beceremiyorum ikiyüzlü olmayı diye. Ve daha nadir olsa da diğer aylarda da yaşarım aynı duyguları.

Ramazan da yalnız olduğumu, mutlu olmak için zor biri olduğumu anımsatacak bir çok örneği bir arada görürüm çünkü. Sabahtan beri çekilen açlığın üzerine sofrada onca güzel yemek varken ve benim gözüm onlardayken çiğ bir zeytinle yemeğe başlamanın, tanrıyı veya böyle yaptığını söyledikleri peygamberimizi mutlu edeceğini ve akşama kadar biriken sevap haneme kıyından bir ufak sevap daha sıkıştıracağına inanamam. Nice insan bundan manevi bir tat alıp mutlu olabilirken böylesi basit ve karlı bir işlemi yapmayı beceremem, kendime saygısızlık olur diye. Ve kızarım kendime niye böyleyim ben diye. Yıl boyu birbirlerinin evine girmeyen aileler ayın ilk gününden takvimi yapılıp düzeni konmuş bir iftar yemeği trafiğine girerler. Utanırım kapıdan içeri girerken , davetini kıramadığım arkadaşımın, evine gitmemden mutlu olmuş yüz ifadesine onun kadar samimi ifadeyle gülemem. Ve gene kızarım kendime. Farz namazları kılmazken teravi namazlarına gitmeyi hiç düşünmedim ama yemeğin üstüne kazanılan özgürlüğün tadına kutsal bir vazifeyi yerine getirmiş olmanın huzurunu da ekleyerek sokaklarda grup grup caminin yolunu tutan neşeli kalabalıkların namaz esnasında da neşelerinden bir şey kaybetmediklerini belli eden teravi namazı muzipliklerini dinlerken , kızarım kendime ben niye ?…. Ben bunları düşünüp uyuyamazken, sokaktan gelen davul sesiyle evlerin ışıklarının birbir açılıp yarım saat içinde birbir sönmesi ne güzel bir eğlencedir gecenin bir vakti.

Veya artık mesajla oy verilen erovizyon şarkı yarışması gibi milli görev havasına sokulan etkinliklere mesaj atmayı vazife bilmem. Bu ülke için, yüz kere mesaj gönderen herhangi birinden çok daha fazla bedel ödeyebileceğim halde ve onların benim tutumumu milliyetçi duyguları zayıf olarak değerlendireceklerini bildiğim halde. Onlar kadar sevinemem erovizyonda veya futbolda veya güzellik yarışmasında birinci olanın bizden biri çıkmasına. Oturur ağlanacak halimizi düşünürüm tüm millet sokaklardayken. Gene kızarım kendime “ula senin derdin ne diye”.

Azınlık olmak kadar zor bir şey yoktur. Azınlık olmak veya azınlıktan yana tavır koyabilmek cesaret işidir, duyarlılık işidir, vicdan gerektirir, hiçbir karı yoktur, hep zarardır ama yeri gelince insanlık vazifesidir, onurdur, aksini yapma şansın yoktur. Bayburt gibi muhafazakar bir yerde bir komünist çıkarsa cevheri onda ararım onun yanına sokulurum, Tunceli gibi bir yerde bir muhafazakar çıkarsa cevheri onda arar ona sokulurum. Bunlardır zararı göze alabilenler, cesaretliler, inandığından şaşmayanlar. Yoksa milliyetçiliğin hat safhada popüler, sosyal itibar, ekonomik kar, iş, aş getirdiği bir yerde miliyetçi olmak kadar kolay bir şey olabilir mi?

Önce Türk olduğuma sevindim bu hayatta, ne mutlu bana dedim. Bir arkadaşımın dediği gibi geceleri yatmadan önce “Allahım beni iyi ki Türk yarattın, yoksa ben ne yapardım, intihar ederdim valla” diyecek kadar Türklüğün üstün özellikleri olarak kavratılan şeylere sahip olmanın gayretine girip Türklüğü sevdim ve rezil etmemeye çalıştım. Sonra yine ilkokul yıllarında yukarda ki dünyanın en çirkin resimlerini gördüm. Bize bunu nasıl yaparlar dedim, bu kadar misapirverliği ile meşhur bir millete böyle bir şeyi kimse yapamaz dedim.Yok dedim, bunlar dünyanın başka yerlerinde çekilmiş fotoğraflar olmalı dedim. İnanamadım. Ama giyimleri bize benziyordu. Anladım babaannemin yaramazlık yaptığımda “ermeninun yavrisi” demesinin nedenini. Sonra savaşların neden olduğunu, halkların birbirine niçin nasıl düşürüldüğünü, savaşta ilk vurulan şeyin gerçekler olduğunu ve iki tarafında sadece kendi tarafından bilgi alabildiğini. Ve hepsinden önemlisi savaşta hiçbir insanın normal psikolojide olmayacağını, zor şartların insanın hayvani yönlerini açığa çıkaracağını.

Ve şimdi gene kendime kızıyorum. Bu dünyanın en çirkin fotoğraflarına bakarken niçin halkları masum görebildiğime. İstemezmiydim bu resimlerin bizi haklı çıkartacak delil olmalarını. Ama kime sorsan, fotoğrafların hepsinde ölülerin Türk olduğunu kanıtlayamazsın der. Biliyorum savaşın nedeninde haklı olan ve olmayan taraflar olabilir( ki onlar haksız) ama yaşanılan vahşetleri haklı olanda, olmayan da yapabilir, yapmak zorunda kalabilir bu da bir gerçek.

Şimdi inan Hadi’li komşum Vedat BAŞAR isterdim senin yerinde olmayı, böyle milliyetçiliğin kışkırtıldığı bir ortamda ağzıma geleni söyleyip rahatlarken, bir taraftanda alkışlanmayı. Bak sen gene mutlu ben gene mutsuzum bu yazıdan sonra.Ama ben gün içinde ki tüm mutsuzluklarıma rağmen kafamı yastığa koyup uyuyacağım zaman yumuşuyorum kendime, kaderimi seviyorum, beni böyle yapan her şeyden yatmadan önce özür diliyorum
ve öyle rahat uykuya dalabiliyorum ki. Umarım sende günü gelip hesap soracağın zaman düşmanın halklar olmadığını ve kim olduğunu öğrenir ve beraber hesap sorarız.

[Bülent Altuncu]

Bu arada Erhan Ayal 'a verdiği emek için gerçekten teşekkür ederim.

[Serkan Birinci]

Üstad, döktürmüşün yine. ben ayrılıkların adamıyım diyorsun. farklı lezzetler peşindeyim diyorsun. ne ala....

gerçekler işte böyle. maalesef can acıtıyor. Tarihe ışık tutan ve yürek burkan resimlerin altına da bu "soft" yaklaşım iyi de gitti.

eline sağlık.

[Mehmet Şahin]

kendi köylüsüne bile yaşam şansı tanımayan,her türlü şüphe duyan ,sözde milliyetçi,özde kafatasçı zihniyetlerin ben ne insanlığından nede ırkından şüphe duyarım.

[Vedat Başar]

Sevgili Bülent BEY...İnsan yeri geldiğinde dayanamayıp ağzına geleni söyler...
Tabi ki sinirlerine hakim olamayınca...Kim demiş bu resimlere bir kaç defa bakılıp sonrada iki üç cümle yazarak geçişdirildiğini....
Ben bu resimleri ilk gördüğümden beri ( yaklaşık 7 sene önce ) içim kan ağlıyo.Bunun sadece milli duygularla alakası yok ki...bir insan olarak bu tür işkencelere , katliamlara karşıyım..
Gerek Bosna da gerek Irak da ,kısacası katliamın olduğu her yerde şittede ,işkenceye karşıyım..Yeryüzünde bu tür işkenceleri yapan sadece ermenilermi..kesinlikle hayır bunu yeri geldi Hitler Yahudilere , Amerikalalılar Vietnamda Japonyaya yaptı.
Bu savaşın sanki bir kuralı gibi...

Ben hepsini kınıyorum...Dedim ya savaşın kuralı bu .savaşlar öle çiçeklerle yapılamıyor malesef...bu gerçeği de göremeyiz...

Ama ben bir Türk evlatı olarak şuna inanıyorum ki Türk milleti kendisi ile dost olana dost düşman olana gene dost olmayı istemişdir.Bu rağmen düşmanlık benimseyene de haddini bildmişdir. Bkz. ÇANAKKALE ..

Biz kimsenin ne ırzına geçtik , nede hamile kadının karnını deşip içindeki daha tam olgunmaşmış bebeğini çıkarttık.
Bunları yapan insanların ( pardon köpeklerin ) tohumları nı böyle masumlarmış gibi savunmak ,onların iyi niyetlerine kanıp kendi atalarına sahip çıkmayan insanlar ancak onları insan dan halkdan sayabilir.
Bir devlet kurulmuş olabilir ama bu tür zülüm yapan şahısları hiç bir millet insandan sayamaz..Çünkü bunların insanlıkla alakası yok.O resimde yatanlar belki benim annem belki de arkadaşımın bacısıdır..Bize ait oldukları kemik yapılarından adli tıp gibi unsurlarla kesinlik kazanmış olduğuna istinaden bu sözlerimi sarf ediyorum..

Sanki ' aa bugün bu resimlere baktık üzülelim ,yarın da olunca günlük hayata devam edelim hiç bişe olmamış gibi '' demiyoruz.

Senin hissettiklerini bizde gönüllerde hissediyoruz.

Yanıldığın bir nokta var abicim ..sen ne hissediyosan ;
-komşum açken ben tok olabilirmiyim...
-ülkenin değişik yerlerinde almanya da ,bosna da , ırak da zülüm gören insanlar bunlar türkler de olabilir araplarda da veya yabancı uyruklu ülkenin vatandaşlarıda ...

Bizde ( bende dahil ) üzülüyoruz.
Düşüncelerinin sadece sana ait olduğu hissetme .

Şunuda belirteyim ki sanal bir ortamda veya miting alanlarında alkışlanmak gibi hobim de yok..
DİYORUM Kİ GÖNÜLLER BİR OLSUN...

Keşke bende senin gibi makale türünde bu tür yazılar yazabilseydim.İnan çok isterdim ...Ama şiir yazmak gibi Rabbimin bana vermiş olduğu bir ilham var bende..Dilimdeki , kalbimdekileri de zaten döküyorum sayfalara..

Aslında bu konuda yazacağım çok şey var.Ama ben bu güzelim sitede bu tür tartışmaların olamayacağı kanısındayım.Bak yanlış anlama gerçekden kaçtığım yok.İsterdim ki başka bir sayfada güzel temlenmiş bir çayın yanında senle muhabbet etmeyi...Nasip olurmu bilmem ama inşallah olur diyorum ...

KALIN SAĞLICAKLA....