gönderen Yılmaz Ersezer » Pzt Oca 29, 2007 9:45 am
Sevgili Bülent, ben cinayete ilişkin tavrımı daha önceki yazılarımda ifade ettim zaten, neden şoka girdiğini anlayabilmiş değilim. Drink'in öldürülmesinden üzüntü duyduğum açık değil mi? Bu cinayetten üzüntü duymak başka bir şey, cinayet sonrasında tetikçilerin parmaklarının gösterdiği istikamete bakmak başka. O istikamette yürümeyi reddediyorum. Türk kanının pis kan olduğunu söyleyen bir adamın kardeşi olmadığımı, bu cinayetin emperyalist politikaların Türkiye'ye dikte ettirileceği bir süreci başlatmak üzere planlandığını, bir vatansızlaştırma, devletsizleştirme, Türkiye'yi ABD askeri yapma operasyonu olduğunu söylüyorum. Ermeni kanının pis kan olduğunu duyduğumda nasıl tüylerim diken diken oluyorsa, en iyi Kürdün ölü Kürt olduğunu duyduğumda nasıl sinirden deli oluyorsam bu hakaret Türklere yapıldığında da aynı tepkiyi gösteriyorum, doğal ve olması gereken de bu değil mi?
Bir başka milletin kanına küfreden fikir ile hiç bir bağımın olmadığını söylemem mi şaşırtıyor seni? Türklere küfreden "Ermeni"'lerle de kardeş değilim Ermenilere küfreden "Türk"'lerle de. Bu durumda ben de sana şaşırıyorum, hem de çok.
Drink'in ölümüne üzüldüğü için elinde Türk bayraklarıyla cinayeti protesto etmek ve cenazeye katılmak için gazete önüne giden insanların nasıl yuhlanarak ve sizin burada işiniz-dostunuz yok defolun gidin diyerek alandan uzaklaştırıldığını izledin mi? Ben de çok şaşırıyorum sana.
Bir Ermeni, Ermeni olduğu için öldürüldüğünde hepimiz Ermeniyiz demek o cinayete karşı durmak, direnmek, Ermeni'yi Ermeni olduğu için öldüren kuvvete meydan okumaktır. Şüphesiz bu durumda bu meydan okumaya katılırdık. Ama Türk kanı pis kandır diyen bir Ermeni'yi Ermeni kanı pis kandır diyen bir "Türk"e öldürtmek, sonra da insanları sokağa yığıp hepimiz Ermeni'yiz dedirtmek şuna denk düşüyor: Biz soykırımcıyız, biz tarihimizden utanıyoruz, biz zavallı bir milletiz, biz bu işi geçmişte de yaptık, biz ABD provokasyonları ile milliyetimizden geçmişimizden tarihimizden ayrılmaya hazır milletsizler vatansızlarız, Amerikancıyız biz. O cenaze Drink cinayetinden çok daha büyük bir cinayettir, katliamdır. Bir kaç on bin kişi'nin intihar eylemi.
Cengiz Çandar'la, Oral Çalışar'la, Ethem Mahçupyan'la, Taner Akçam'la, Hadi Uluengin'le ve diğer bilcümle kaşar amerikan ajanları ile aynı safa düşülmesi, aynı hedefe vurulması, aynı amacın güdülmesi, işte beni şaşırtan da bu. Acıma duygusu ile açıklanabilir mi bu?
Saddam'a zerre kadar acımadığımı da tüm dürüstlüğümle ifade edeyim. Vatan savunması yapan, emperyalistlerin ve kuklalarının önünde eğilmeyen dimdik ölüme giden adama acımam, gurur ve saygı duyarım. Öyle yaptım. Politik stratejiler çok kolay değişmez Bülent kardeş, hele anti-emperyalizm hiç bir zaman değişmeyecek (en azından emperyalizm tüm kalıntıları ve işbirlikçileri dünya üzerinden temizlenene kadar) politik stratejidir. Biz Saddam olayına da Drink olayına da o pencereden bakıyoruz, bakmaya çalışıyoruz. 19-20-21. yy'ın en temel gerçeği budur.
Selamlar.