Türk kanı pis kan Hrant Dink kahraman

[Özgür Hasan Altuncu]

Bir polis düşünün hırsızları kovalıyor. İşini yapıyor, tebrik etmek lazım diyenler olacaktır, " teslim ol", "kaçma" diye bağırması da kimseyi şaşırtmaz değil mi ? En son çare ne olabilir, havaya ateş açmak bu da olsaydı anlaşılabilirdi. Ama ne oldu biliyor musunuz ? Anlatayım...

Bu "vatensever" polisimiz ; " kaçma lan Ermeni dölü" diye bağırmaya başladı. O kadar aşınayız ki bu sözlere, o an algılayamadım. Bu o kadar sık duyduğumuz bir sözdü ki, masum bir ifade gibi geldi bana...

Ertesi gün haber merkezine bir telefon geldi. Bir hırsızlık haberiyle ilgili bir vatandaş konuşmak istemişti. Haberi yapan ben olduğum için telefon bana bağlandı. Karşımda son derece kibar bir ses, " Özgür bey, merhaba bir haber yayınlamışsınız dün akşam, bir polisin sözlerini kullanmışsınız, kaçan hırsızlara ' pis ermeni dölleri' diye bağırıyormuş ben izlemedim ama bazı Ermeni vatandaşlar beni arayıp şikayetlerini ilettiler, bir meslektaşınız olarak sizi uyarmak istedim, ne olur bu tip ayırımcılık yaratacak sözlere dikkat edelim" dedi ve teşekkür ederek telefonu kapattı. Benimle konuşan bir gazeteci, Hrant Dink'ti...Şimdi düşünüyorum da tersi olsaydı, devleti eleştirecek ufak bir söz ya da Türkiye'deki herhangi bir adaletsizliği dile getiren bir haber yayınlasaydık ne olurdu ? Söyleyeyim tehditler, küfürlerin ardı arkası kesilmezdi. Nitekim de öyle oluyor, Milliyetçiliği ve kutsal dinimizi tekellerine alanlar ne yazıktır ki, insanlıktan çok ama çok uzak oluyor. Saygılarımla......

[Bülent Altuncu]

Kayhan ın espirisini okumadan önce bu gün işyerimde aynı şeyi duymuştum.Ama anlatan çok ciddiydi, basın sırf adamı mağdur göstermek için ayakkabısının yırtık olduğunu göstermişmiş. Bu adama haklıdır da diyebilirsiniz , ne derseniz deyin ama ben şunu derim insanı insan yapan en önemli şey "acıma duygusudur". Katillerde de eksik olan ilk duygu bu duygudur. "Hepimiz Ermeni " :lol: olmayız ama hepimiz katil olmadan bu halklar arası düşmanlıkların mantıksızlığını birileri açıklar inşallah. Bir de basına bu kadar eleştiride çok insafsız. Basının bu olayda yönlendirildiği kesin.Türkiye nin bu katliamı geniş katılımla kınadığının avrupaya gösterilmesi istenmiştir basından. Basının tutumunu eleştireceksek, bunu bir olaya yaklaşımıyla değil, gelmişiyle geçmişiyle her yönüyle değerlendirelim. Bu açıdan bakarsak basının hiç bir zaman özgür olmadığını ve bugünki şiddet ortamının birinci sorumlusunun basın olduğunu görebiliriz. Ve bugün, dünyada zenginliği, sefayı son haddinde yaşamış Saddamın ölümünden içi sızlayanların, ayakkabısı delik bir vatandaşın ölümünden kıllarının kıpırdamaz oluşunun nedeni de basındır.

[Serkan Birinci]

BU NE YAMAN ÇELİŞKİDİR:


İFADE ŞU : Bu "vatensever" polisimiz ; " KAÇMA LAN ERMENİ DÖLÜ"

Dikkat: tırnak içi ifadeler HERHAL ALINTI ANLAINDA !?

Ve İşte haber dikkat ediniz !

DİNK aramış Bizim hemşehrimizi ve ne demişmiş:

kaçan hırsızlara ' pis ermeni dölleri' diye bağırıyormuş......

KAÇMA LAN=PİS

VAY BE.........

[Serkan Birinci]

VE BAKINIZ SEVGİLİ MEDYA MENSUBU ARKADAŞIMIZ NE DER:

"Şimdi düşünüyorum da tersi olsaydı, devleti eleştirecek ufak bir söz ya da Türkiye'deki herhangi bir adaletsizliği dile getiren bir haber yayınlasaydık ne olurdu ? Söyleyeyim tehditler, küfürlerin ardı arkası kesilmezdi. Nitekim de öyle oluyor, Milliyetçiliği ve kutsal dinimizi tekellerine alanlar ne yazıktır ki, insanlıktan çok ama çok uzak oluyor......."

BEN DE KENDİ KENDİME SORUYORUM. TV EKRANLARINDA AŞİNA OLDUĞUMUZ AYDINLARIMIZIN ! HER GÜN ELEŞTİRDİKLERİ ab,abd HERHAL ??

BENDE ÇANAK ANTEN DE YOK AMA BEN ECNEBİ KANALLARI MI SEYREDİYORUM!!!!!!!

VE LANET OLSUN MİLLİYETÇİLİĞİ VE DİNİ TEKELİNE ALANLARA???

Bİ BIRAKSALAR SAHİP ÇIKACAK ONCA İNSAN VARKEN HEM DE....

yaşasın özgür basın........

saygılarımla

[Bülent Altuncu]

Ola Serkan, sana kafayı sıyıracağım derken galiba sen benden önce sıyırdın. Ne demek istediğini anlayamıyorum, sen bu kadar anlaşılmaz yazmazdın. Kafan mı karıştı yoksa

[Bülent Altuncu]

İyi ettin geldin Hakan, yazını detayıyla okudum o yüzden iyi ki geldin. Ama şu soğanlı yı anlatışın ve son cümlen harikaydı.

[Hakan Durgun]

Kime başvuracağımı bilmiyorum.Bu işlerden hiç çakmadığım da ziyadesiyle ortada artık.Artık utanamanın faydası da olamadığına göre;
Uşaklar,eğer teknik olarak mümkünse birisi şu ykardaki yazımı aynı hizaya sokuversin.

Hayde gözünüzü seveyim ,bir hal çaresine bakıverin şunun

[Bülent Altuncu]

Yetkiler bori da, ona başvurursan dj likten kalan bi zamanında düzeltir heralde

[İlkay Güvercin]

Hakan edebi yönü güçlü olan yazını sıkılmadan okudum.Ortaya çıkman bu gibi olaylara bağlıysa demek bu yıl bayağı yazılarını okuyacağız.Çünkü önümüzde ki günlerde bu tür olaylar olacağı muhakkak.Bu ülkede bir çok basın emekçisi katledildi.Yüzbinler o cenazelerde de oradaydı.Her kes o cenazelere katılanlarla öğündü.Bu faili belli olayın bir reaksiyon sonucu olduğu kesinlik kazanmak üzere.Benim izlediğim kadarıyla bu olay iki bölümde incelenmeli.Birincisi Ermeni vatandaşımızın öldürülmesi(Söylemleri diaspora kadar sert olsa bile) ki bunu kimse onaylamıyor.Bende ama... cümlesini kurmadan nokta koyuyorum.Bunun yanısıra asıl üzüntü verici ve tepki doğurucu olan basının ve kitle iletişim araçlarının takındığı roldür.Bu ülkede demokratikleşme deyince neden hemen akla PKK yada 2. cumhuriyetçiler gelmektedir.Bir bakıyorsun bir tarafta her fırsatta olayı PKK yönüne cevirmeye çalışan bir kesim ki bu cenazenin en aktif rolcüleriydi.Diğer tarafta Atatürke,Türklüğe hakaret eden kişileri bünyesinde barındıran basın ve yandaşları.San ki bu ülkede Demokratikleşme Türklüğü,Atatürk ü aşağılamadan ulaşılması mümkün olmayan bir yapı.Demokratsan ilk önce Atatürkü arkasından Türklüğü aşağılayacaksın ondan sonra o kişilerin saflarına ulaşacaksın.Asıl tepki konan bu.Birde olaylara farlı pencerelerden bakmak kadar doğal bir düşünce olamaz.Olaylara neden-Sonuç ilişkisinden bakılldığında bu hareketlerin sonuç olarak vardırılmak istenen amaç hemen kendini ele vermektedir.Cumhuriyetin halkaları zayıflasında nasıl olursa olsun.Selamlar.

[Cengiz Selimoğlu]

Yazacağımdan belkide ilkay abi ve kayhan abi kızacaklar bana ama bunu yazmak zorundayım.Adam öldrüldü siz adamın ayakkabılarına taktınız.Adamın ayakkabıları bizim sitemizde nerdeyse mizah konusu oldu.Belki farklı bir yaklaşım tarzı ama bence doğru değil.Biz ona insan olduğu için ve birde ölüş şeklinden dolayı üzüldük.Ne ayakkabıları , ne inancı ne uyruğu nede düşünceleri nede tarzından dolayı üzüldük.Şundanda eminim biraz zaman geçtikden sonra bazı mizah dergilerinde adamın ayakkabıları gerçekten eğlence konusu olacak

[Yusuf Uysal]

evet şimdide konumuz hrant dink in ayakkabıları delikmiş.evet olabilir benimde delik yanımdaki arkadaşımında delik hatta cinayeti işleyen katilinde ayakkabılarıda delik.delik ayabbıyla yapılabilecek demagojilerin boyutunu anlayamadım hala.delik olunca ne oluyo olmayınca ne.parasımı yoktuda alamıyodu acaba yoksa başka bişiy mi kime ne.insanları kahraman edebilmek için birileri devamlı olarak uğraşıyor ama nafile.galiba delik ayakkabı olunca halk tan biri gariban içimizden biri oluyo delik olmayıncada olmuyo.bi çoğumuzda halk olamıyoruz bu doğrultuda.

[Sami Ayan]

Öldürülen bir Ermeni dahi olsa sızlayan insan vicdanıdır. İnsanların ırkları, dilleri, dinleri ayrı ayrı da olsa gözyaşı, hüzün, mutluluk, sevinç, acıma, merhamet duygularının dini, dili ve milliyeti yoktur. Akif'in mısralarında

"Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!"

dizeleriyle manasını bulan geleneğimizdeki mazlumun yanında olma anlayışımız burada da kendisini gösterdi ve hepimiz tarifsiz bir acı duyduk Hrant Dink'in öldürülmesinden. Hepimiz Ermeni olmasak da Hrant olduk duyduğumuz acıyla. Zulumederek geçse de ömrü insanın, eğer zalimce öldürülmüşse mazlumlar mezarlığında yatmaya hak kazanır. Belki size garip gelecek ama gündemi yakından takip etmeye çalışan birisi olarak Hrant Dink adını ilk defa öldürüldüğü gün duydum. Tıpkı ülkemin insanının büyük bir çoğunluğu gibi. 301. madde ile ilgili tartışmalardan haberdar olmama, çevresinde dönen fikir tartışmalarını bilmeme rağmen tanımamıştım Hrant Dintk'i. Evet hiç tanımadığım insanın ölümüne çok üzüldüm. İnsan ne düşünürse düşünsün ki bu düşündükleri saçma dahi olsa düşüncesi dolayısıyla bir insan ölümü hak etmez. Doğduğu bu topraklarda hep ezik yaşayan bir insanın ezikliğini dışa vurması olarak nitelenebilecek düşüncelerini anlamalıydık.

Milliyetçilik yapacağız diye kimseye hayat hakkı tanımamak yanlış olduğu gibi hiç kimsenin bir diğer ırkı küçümsemesi, hakaret etmesi de hakkı değildir. Biz Türküz diye hatasız bir toplum değiliz elbet. Eleştirilmekten yanlışımızın yüzümüze haykırılmasından neden rahatsız oluyoruz. İşte şövenist duygularla yok ettiğimiz bir şahsiyeti dünya çapında bir kahraman yaptık. vatana millete hayırlı olsun. İçinde yaşadığı ülkenin bile büyük çoğunluğu tarafından tanınmayan Hrant Dink'i dünya tanıyor artık. Tabi onu öldüreni de onu öldürenin yaşadığı ülkeyi de. Burada içinde bulunduğumuz bir gemiyi hep beraber batırdık.

Hakan beyin Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra Ama... diye başlayan hiçbir cümleyi kabul etmemesi konusunda da söyleyeceklerim var. Toplum psikolojisini kontrol etmek zor olduğu gibi harekete geçirmek kolaydır. Dünyanın değişik ülkelerinde çıkan ve akıl ve mantıkla izahı mümkün olmayacak Ermeni tasarılarını nasıl kabul edeceğiz? Hrant'ın katilleri biraz da onlar değil mi? Fransa, Arjantın, Kanada gibi çeşitli ülkelerde çıkan ve "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan gülünç yasaların hiç mi suçu yok Hrant'ın öldürülmesinde. Ama'siz bakamayız bu olaya. İnsani reflekslerimizle sonuna kadar ve en derinde üzülürüz bu konuya ama, 'ama'sı var işte. Sürekli kaşınan milli duygular, insanlarımızı gözü kör birer milliyetçi haline getiriyor. Cehalet ve işsizlik gibi faktörlerle bütünleşen dünya kamuoyundaki dışlanma duygusu gençlerimizi Nihat Genç'in deyimiyle 'yürüyen trafo' haline getiriyor. Dink'in eşinin cenaze konuşmasında da 'onlar da bebekti' diyerek vurgu yaptığı gibi bebek temizliğinden sokak ortasında bir insanın beynine sıkacak kadar beyni sulanmış gençler kimin veya neyin ürünü.

Bir zulme üzülürken, arkasındaki gerçekleri görmezden gelemeyiz. Onun için ama var. Nefret doğduğu yere gitmedi, işaret edilen yere gitti. Tuzağa düştük gene.

[Kayhan Durgun]

AYAKKABI OLAYI BİR DEMOGOJİ DEĞİLDİR.BİR GERÇEKTİR.AYAĞINDA BİR ÇİFT AYAKKABISI VARDIR VEDE ALTI DELİKTİR.HA SEN DELİĞİ GÖRÜP NEDEN TAMİR ETTİRMEDİĞİNİ SORGULARSIN.YADA DELİKLİ AYAKKABININ FAKİRLİĞİNİ GÖRÜRSÜN.SENİN GÖRMEK İSTEDİĞİN YADA GÖREBİLDİĞİN BUDUR DİYE DÜŞÜNÜRÜM.

BENSE AYAKKABISININ YIRTIKLIĞINDAN KALEMİNİ SATMADIĞINI ,MADDİ ÇIKAR UĞRUNA ŞEREFSİZLİK YAPMADIĞINI GÖREBİLİYORUM.(UMARIM ŞİMDİDE AYAKKABISI DELİK OLMAYANLAR BİLMEM ŞUNUMU YAPIYOR DEMEZSİNİZ).AMA BEN GÖRDÜĞÜMÜ VEYA GÖREBİLDİĞİMİ YORUMLUYORUM.BU BENİM DÜŞÜNCEMDİR.DEMOGOJİ DEĞİLDİR.

[Necati Yavuz]

Delinmeyen ne kaldıki kalkmış ayakkabıyı tartışıyorsunuz.

[Özgür Hasan Altuncu]

Bazı arkadaşların üstü kapalı eleştirilerini anlamakta zorlansakta, cevap yazmama gerek yok. Çünkü daha önce Düşünce Platformunda yazdığı yazı sanırım iyi cevaptır. Siteyi iyi takip etmeleri sorunu çözer sanırım saygılarımla...