SADDAM HÜSEYİN

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Pzt Oca 08, 2007 2:44 pm

Kayhan ağabey, benim seni ya da İlkay'ı işbirlikçilikle suçlamam gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Yurtseverlikte ya da diğer insani değerlerde sizinle kıyaslayabileceğim bir "sermaye"m olmadığını siz ne kadar iyi biliyorsanız ben de o kadar iyi biliyorum. Böyle bir durum oluştuğuna göre bunun sebebi benim ve yürekten özür diliyorum. Fikri münakaşada bulunuyoruz ve burada çok ince olunması gerektiğini düşünemedim. Ben sizin hiç bir eleştirinizden alınmam, o rahatlıkla yazmaya çalışıyordum, affola.

Halkların kardeşliği sloganı, emperyalizme karşı mücadele içinde bir kardeşlik durumunu ifade ediyor. Bir halk, ya da onu oluşturan unsurların bir bölümü emperyalist kışkırtma ya da amaçlar doğrultusunda bir kalkışmaya giriştiğinde halk düşmanı ve işbirlikçi durumuna düşüyor ve evet o durumda kardeş falan dinlenmez. Şeyh Sait tek başına ayaklanmadı yanında "halk" dediğiniz zümreye ait insanlar vardı. Keza Menemen'deki kalkışma da 3-5 kişinin işi değildi. O kalkışmanın içinde de "halk" vardı. Gene emperyalist merkezlerle işbirliği içinde Ermeni çeteleri ve "halk"ının bir bölümü Türk ve Kürt köylerinde katliam ve yağmaya giriştiğinde bu faaliyet şiddet ile ezildi, doğrusu ve olması gereken de budur. Ermenistan Devleti'nin ilk başbakanı ve ermeni Taşnaksutyun partisinin kurucusu Ovanes Kaçaznuni, "Biz emperyalist devletlere uşaklık ettik, Müslüman nüfusu katlettik, bu nedenle Türklerin aldığı tehcir kararı doğrudur ve uygundur" derken kardeşlik-işbirlikçilik gerçeğini sanırım en net şekilde ortaya koymuş bulunuyor. Kürtler şüphesiz kardeş halktır, aslında bu ifade bile yanlış aynı bütünün parçalarıyız. Lafımız onlara özel değil, yarın öbür gün pontus ya da lazlık adına "halk" a ait birileri işbirlikçi bir kalkışmaya giriştiğinde onlar da ezilecektir. Halk ile başıbozuk kitleleri birbirinden ayıran temel olgu hareketin karakterinin antiemperyalist olup olmamasıdır. ABD, Barzani ve Talabani kuklaları aracılığı ile Kürtleri ayaklandırıp aşağıya sürdüğünde tam olarak hesabı merkezi otoritenin bu ayaklanmayı şiddet ile ezmesi üzerine Kürt sorunu'nun uluslararasılaşmasını sağlamaktı, bugüne hazırlıktı yani. Aynı proje Türkiye üzerinde de uygulandı. Pkk ayaklanma çağrıları yaptı, güneydoğu illerinde büyük gösteriler düzenlendi, merkezi otorite bu kalkışmanın üzerine gittiğinde ABD'nin hesaplayamadığı bir gelişme yaşandı. Kaçan Kürtler aşağıya Kuzey Irak'a gitmediler, batıya kaçtılar. Öcalan, elemanlarını, 5 para etmezsiniz, şu koyun sürüsünü aşağıya süremediniz diye aşağılarken şüphesiz o işbirlikçi faaliyetin nasıl bir parçası olduğunu ortaya seriyordu ve aynı zamanda "halk" ile "koyun sürüsü" arasındaki farklılığı da.

Irak'ta Kürtler ya da Şiiler ya da Sünniler ya da Türkmenler Saddam döneminde dinsel ya da etnik kimliklerinden ötürü bir baskı ya da zulüm görmediler. Dikkat edilirse baskı görmediler demiyorum, dinsel ya da etnik kimliklerinden ötürü görmediler diyorum, arada ciddi fark var. Türkmenler, Şiiler, Sünniler, Kürtler hem eğitim anlamında hem kültürel faaliyetler anlamında hem ibadet vs.. anlamında her türlü özgürlüğü sahiptiler. Sahip olmadıkları tek "özgürlük" işbirlikçilik özgürlüğü idi. Mesela Türkmen örgütlerin bir bölümü ABD adına, Türkiyedeki "Türkçü"ler üzerinden çeşitli provokasyonlara alet edildiler ve şiddetle ezildiler. O gün ortalığı ayağa kaldıran Türkiye'deki kuvvetlerin bugün sesini çıkartmıyor olmasının altında yatan sebep de budur. Amerika adına faaliyet yürütüyorsanız el üstünde ona karşı bir faaliyet yürütüyorsanız kaf dağının ardındasınız. O zaman ne kardeş ne eloğlu duyuyor sesinizi.
Laiklik, devleti mezheplerin ve dinlerin dışına çıkarır. Mezheplerin ve dinlerin devleti ele geçirme faliyetlerine gerektiğinde şiddeti de bir araç olarak kullanarak engel olur. Bu faaliyete girişen bir dinsel ya da etnik unsurun başı sıkıştığında demokrasi ve özgürlük çığırtkanlığı yapması komik bir durum değil midir? Şimdi Türkiye'de başörtüsü özgürlüğü, çarşaf özgürlüğü, tarikat özgürlüğü diye ayağa kalkanların Mustafa Kemal'i ve Cumhuriyet Devrimi'ni düşman olarak görmeleri, gerileme olarak görmeleri ne kadar doğalsa Cumhuriyet Devrimi'nin onlara yaptığı şey de aynı doğallığı içerir. Hangisi'nin demokrasi olduğu sorusunun cevabı da tarihsel süreçlere hakim olanlar için oldukça açık olsa gerek. Mustafa Kemal'in sünnilere ettiği (Menemen vs.), kürtlere ettiği (Şeyh Sait ve diğerleri), türklere ettiği (Menemen vb..), Ermenilere ettiği vb.. ne ise Baas'ın ettiği de odur. Üstte bir şeyler ettiği vurgulanan kimlikler Baas hareketini oluşturan kimliklerdir zaten. Sünni, Şii, Türkmen, Kürt, müslüman, hırisitiyan vb.. unsurlar bir üst kimlikte "Irak halkı" kimliğinde emperyalizme karşı mücadele içinde oluşturdular o hareketi.
İran meselesi'nde Saddam haklıdır iddiasında bulunmadım, kendince ileri sürdüğü "doğrular" vardır şüphesiz ama biz o süreci de değerlendirirken olaya, kimin ne tarafta olduğuna ve emperyalizm ekseninde baktığımız için İran'ın başarısı için "dua" ediyorduk. Yani tek kıstasımız antiemperyalizmdir. Dünya üstündeki tüm haksızlıkların, eşitsizliklerin, savaşların ve kanın temel sorumlusu olarak emperyalizmi gördüğümüz için tüm somut olaylarda denek taşımız da o oluyor. Ama daha önce de söylemeye çalıştığım gibi siyaset arenası tertemiz veya sadece çamur kuvvetlerden oluşmuyor. Dün hata yapan, işbirlikçilik yapan bir kişi ya da kuvvet bugün farklı bir tavır gösterebiliyor. Ya da tam tersi, geçmişte emperyalizme karşı mücadeleye kellesini koymuş birileri bugün o merkezlerden aldıkları maaşla lüküs hayatlarını sürdürüp emperyalizmin kazanması için kelle koltukta mücadele edebiliyorlar. Geçmiş ya da gelecek değil somut an ilgilendiriyor bizi.
Hasan Hüseyin Korkmazgil, Baas'ın davetlisi olarak gitmiştir Irak'a, Baas yetkilileri ve Irak emekçileri ile yaptığı roportajları yayımlamıştır. Baas hakkındaki fikrimin oluşmasında da önemli bir kaynaktır Hasan Hüseyin'in yazıları. O şiirleri de Baas ve önderlik ettiği Irak halkı için yazmıştır, kendi beyanı da bu yöndedir.
Irak'taki Türkmen örgütleri burada tatilde bulunmuyorlar. Buradaki temsilcileri dahi savaşmak için ülkelerine gittiler. Gitmeden evvel burada yürüttükleri faaliyeti aktardım size.
ABD'nin paldır küldür girdiği ülkelerde demokrasi olmaması ABD'ye bir haklılık mı kazandırıyor? O'nun iddiası budur zaten. İlgili ülkelerde demokrasi olmadığının psikolojik ikna sürecini hazırlayan da odur. Amerika'da ne kadar demokrasi var ise belki bin katı mesela o paldır küldür ülkelerden Irak'ta var idi yakın zamana kadar.
Konuyu nereye bağlayacağım sorusunu anlayamadım. Son derece net bir şekilde bağladığımı sanıyorum. Türkiyeli ya da Ortadoğu'lu herkesin, her etnik gurubun, her dinsel grubun, istisnasız tüm halk fertlerinin önündeki öncelikli görevin, emperyalizmin bu coğrafyadaki varlığına ve hükmüne engel olmak olduğunu, bunun için elinden geleni ardına koymamak zorunda olduğunu düşünüyorum. İnsan olmanın gereğinin bu olduğunu düşünüyorum. Olacak olan da budur. Amerika yenilecek, Amerika ile ittifak edenler de yenilecek ve tarihin karanlık sayfalarına gömülecekler. İran onu eder bunu eder diye düşünmenin bir anlamı yok, bugün için İran ABD'ye karşı safta yerini almakta. Namuslu, ahlaklı ve onurlu bir başbakanı var. Bundan dolayı Amerika'dan başka birilerinin rahatsız olmasının bir manası yok.
Selamlar!...
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Fatih Ağaoğlu » Pzt Oca 08, 2007 2:53 pm

ABD, Irakta verdiği kayıplara ve yaptığı operasyonun genel manada başarısızlığına rağmen hedeflerine adım adım ulaşıyor. İşgalin sonuçlarına bakıldığında şu an ki manzara ABDnin istediği en güzel durum.Geçmişte olduğu gibi kardeşi kardeşe kırdırma sistemi devreye sokulmuş vaziyette.Gelecek süreçte ortadoğu ve de Türkiyeyi hiç te iyi şeyler beklemiyor.Bence bu saatten sonra saddamı değil,onun yaptığı hatalara nasıl düşmeyeceğimizi ve de ülkemizin bölgede istikrarı nasıl sağlayabileceğinin stratejisini tartışmamız lazım.Türkiyenin vakit kaybetmeden BM'ye gidip,söz de ABDnin yapmaya çalıştığı iç barışa talip olmasıdır.Ne kadar vakit kaybedersek o kadar insan ölüyor.Sevgi ve Saygılarımla...
Kullanıcı avatarı
Fatih Ağaoğlu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 253
Kayıt: Prş Haz 29, 2006 8:56 pm

Mesajgönderen Serkan Birinci » Pzt Oca 08, 2007 8:08 pm

HALEPÇE KATLİAMI
İRAN SAVAŞI
KUVEYTİN İŞGALİ

V.S V.S V.S'DEN SONRA ÜLKE İNSANINA VE BÖLGE İNSANLARINA KARŞI TUTUMUYLA HAİN SADDAM, ABD UŞAĞI SADDAM

ŞİMDİLERDE İDAMA GİDERKENKİ VAKUR DURUŞUYLA "EMPERYALİZME KARŞI" DİRENİŞ SEMBOLÜ SADDAM.....

NE VARSA HEPSİ SÖYLENMİŞ ASLINDA. AMA ALTI ÇİZİLMESİ GEREKEN ŞEY SANIRIM FATİHİN SÖYLEDİKLERİNİN BİR KISMI....

IRAK PETROLLERİ VE DOĞALGAZI KAN İÇEN BU VAMPİPLERE YETMEDİ YETMEYECEK. BU GÜNLERDE ABD VE İNGİLİZ GAZETELERİ İRAN'A İSRAİL SALDIRISI SENARYOSUNDAN SÖZ EDİYOR, TÜRKİYE ÜZERİNDEN İRANA CEPHE AÇILMASINDAN DEM VURUYOR. HATTA DAHA DA İLERİ GİDİP ABD VE İNGİLTERENİN BU DOĞAL ZENGİNLİĞİ NASIL PAYLAŞACAĞI BİLE YAZILIP ÇİZİLİYOR.

DEMOKRASİ VE BARIŞ TACİRLERİ İRANDAKİ PETROLÜN VE DOĞALGAZIN HESAPLARINI YAPIP, YİNE VE ASLINDA DAHA ÖNCE ÇOKCA İZLEDİĞİMİZ BİR OYUN SERGİLİYOR.

TURUNCU DEVRİM SENARYOSU BU KEZ BİRAZ DAHA KIZILLAŞARAK AHMEDİ NEJAT KARŞITI MUHALİFLERİ TETİKLEMEKLE BAŞLADI BİLE. ARDINDAN BATI GAZETELERİNDE SAVAŞ SENARYOLARI İLE OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILAN ENDİŞE HAVASI MUHALEFETİ GÜÇLENDİRİLECEK, BİR DIŞ MÜDAHALEDE DİRENİŞİN KUVVETİNİ AZALTACAK V.S.

İŞTE FATİHİN İŞARET ETTİĞİ VE ALTI ÇİZİLESİ NOKTA DA BUNDAN SONRA ORTAYA ÇIKIYOR. BÜYÜK ORTADOĞU (ASLINDA MÜMKÜN MERTEBE PARÇALANMIŞ ORTADOĞU TAM ADI) PROJESİNDE TÜRKİYENİN YERİ......

İŞTE ONDAN ÇEVREMİZDE OLUP BİTEN BU VAHŞET OYUNUNA KARŞI YANLIZ İZLEYİCİ OLMAK DA BENİ RAHATSIZ EDİYOR.

ÇÜNKÜ, BİLİYORUM Kİ BEREKETLİ TOPRAKLARI YURT EDİNMİŞ BU ASİL MİLLET DUYGUSALDIR, SÖMÜRGECİ DEĞİLDİR, AMAN DİLEYENİ EZMEZ, MAZLUMA YARDIM EDER.

İŞTE ONDAN ELİDEĞEN HER YERE ADALET TAŞIYAN BİR ECDADIN BU GÜN İÇİNDE OLDUĞU DURUMA VE DAHA DA KÖTÜSÜ MAZALLAH HÜRRÜYETİ BİLE OLMAYAN YARINLARINA BAKARKEN SADDAMIN İPE GİDİŞİ HERŞEYE RAĞMEN YÜREĞİMİ ACITTI, VE İŞTE ONDAN YARIN İRANDA OLACAKLARI DÜŞÜNÜNCE CANIM SIKILIYOR VE ,İŞTE ONDAN

İNADINA ÖZGÜRLÜK İNADINA HÜRRİYET..................
Serkan Birinci
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 260
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 7:18 am
Konum: Ankara

Mesajgönderen Şemsettin Hamsici » Prş Oca 11, 2007 11:59 am

son duydugum bilgiler ve gördügüm görüntüler cok insafsızcaydı saddamla ilgili adamı astılar asarken küfür ediyorlar(canın cehenneme,cehennemde görüsürüz)filan onları gectik adam öldükten sonra adamı dövmüşler yok böle bi insafsızlık bence bunun tek nedeni olarakda su söleniyor.''saddam kendisini asan adamların yıllar önce babalarını,dedelerini akrabalarını aynı sekilde astırmıs.Irak iyice elden gidiyo sanırım zaten bi seyi yoktu amerika bence isini biliyo yakındır iranla amerika kardes olurlar ve öle gözüküyoki savas cıkacak ve türkiyede bu svasın ortasında kalacak ama hadi hayırlısı diyelim zamanında dedelerimiz bizim icin savasmıstı sira bizde olacak insallah...





SAYGILARIMLA...
Kullanıcı avatarı
Şemsettin Hamsici
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1767
Kayıt: Pzr Nis 30, 2006 1:36 pm

Mesajgönderen Mehmet Aydinli » Sal Oca 16, 2007 1:59 am

Evet bizler böyleyiz işte çok çabuk unuturuz .Hemen konulardan uzaklaşırız .
Yaşamımızda öyleyiz hemen unuturuz ve her şeyi hallettiğimizi sanırız. Saddam asıldı kimimiz diktatör diye iyi oldu dedik , kimimiz emperyalizme karşı duruşu ile işimize öyle geldiği için veya duygusal davranarak üzüldük.Mesela ben şahsım adına çok üzüldüm.Her kim olursa olsun bir insanın hayatının sona erdirilmesi yaşama hakkının diğer bir kişi tarafından elinden alınıp hayatına son verilmesini kabul edemem ve etmemizde mümkün değildir diye düşünüyorum.Saddamın asılması benimde çok üzüldüğüm bir olay olmuştur.Evet tarihte o da bir çok insanın ölümüne sebep olmuştur ve öldürtmüştür.Ölüm cezasını kendi ülkesinin kanunları gereği belki hak etmiştir .Ama kendi ülkesinin kanunları ile yargılanmamış,kendi ülkesinin ve insanlarının menfaati için asılmamış ,Irak halkı insanları bu cezayı bu kararı kendi iradeleri ile vermemişlerdir vermediler de.sorun burada yatıyor işte.Bir devrim yapılmamıştır ,demokrasi denen şey getirilmemiştir,daha fazla değil hiç özgürlük getirilmemiştir.Sevinenler niye seviniyorlar onu anlayamıyorum.Eğer halk kendi diktatörlerini devirip kendi ülke kanunları ile yargılasa ,ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek için bunu yapsa idi beklide bu kadar üzülmeyecektik İşgal güçleri tarafından ,emperyalist ülkelerin başı A.B.D tarafından ve yönetimi tarafından “şahinler” diye adlandırılan başta Bush olmak üzere beş kişi tarafından ve dünyaya silah satan tüccarlar ve onların yaltakçıları tarafından kullanılarak yine kendi kanunları ile idam etmeleri insanın tüylerini diken diken ediyor.Saddamın diktatörlüğü bugünkü işgal güçlerinin vahşetinden daha vahşi ve acımasız değildi .Yanlış anlamayın ben bir diktatörlük yönetimini savunan birisi değilim.Saddamı da seven ve savunan biriside değilim .Ülkeler kendi yöneticilerini kendileri seçmelidirler ,kendi yönetimlerini kendileri yapmalıdırlar kendi kendilerini yönetmesini bilemelidirler .Daha iyi bir yönetim ,yaşam için iyi bir ideoloji getirilmemiş ki.Dünyanın en acımasız yönetim biçimi insanlar katleledilerek uygulanmaya çalışılmaktatır. Saddamı idam edenlerin ve ettirenlerin daha diktatör olduğunu ve ortamı hazırlattıranlarında yine bu güçler olduğunu biliyoruz.Bunların yanı başımızda olup bizleri ilgilendirdiği kadar her insanın bunlara karşı insanlığından utanması gerekir ve üzerine düşen görevi yapması gerekir ,tepkisini vermesi gerekir.
Bütün bunları anlatırken tarihten birkaç kısa hatırlatma yapmamız gerekir ve olaylara daha geriden bakmamızda yarar vardır diye düşünüyorum.
Arapların hiçbir zaman tarihte Musul’un kuzeyine çıkamamışlar Kerkük’e sahip olmadıkları çeşitli uygarlıkların ,milletlerin yönetiminde olduğunu bugün bile Türkmenlerin çoğunlukta olduğu , Kürt ve Arapların da değişik mezheplerden burada bulundukları bilinmekte fakat yönetim olarak tam olarak hiçbir zaman Arapların yönetiminde olmamıştır. Tarihte Sünni ve Şiilerinde hiçbir zaman anlaştığı da görülmemiş sürekli din ve mezhep ayrımlarının ,kanlı suikastler olduğu bilinmektedir.Bu mezhepsel çatışmaların temelinde de iktidar savaşının yattığı bilinir ve Hz.Ali’nin öldürülmesinden sora Müslümanlığın günümüze kadar gelen mezheplere bölünmesine yol açmıştır.
İşte bütün bu gelişmeleri çok iyi analiz edip yıllarca emellerine ulaşmaya çalışan B.O.P sinin mimarları planlarını adım adım uygulamaya sokmaya çalışılmakta olduğu bir gerçektir.En fazla İslam tarihini yazanların ve yazdıranlarında Yahudiler olduğu bilinir.Bu mezhep ayrılıklarını da sürekli gündemde tutarlar.Bu işin dini kullanma boyutu.
Buradan hareketle asıl yeraltı kaynaklarını şimdiden ele geçirip tamamen bu bölgeye yerleşmek niyetlerini sağır sultan bilmekte.Buradan tarihteki mezhep bölünmelerini bölgeye kalıcı olarak bırakıp buraya yerleşmek.Bir diğer ve asıl plan Kürtleri kullanarak Türklerle ve Türkmenlerle bir etnik bir savaş çıkarmak,Türkiye ve İran’ı birbirine düşürerek bölgedeki Türkiye ve İran’ın güçünü kırarak kendi hakimiyetini tamamen kalıcı ve kendilerince haklı kılmaya çalışmaktır.
Bugün dünyaya milliyetçilği de ,emperyalizmi de ,kapitalizmi de,sömürüyü de ,işgali ,katliamı her şeyi bu emperyalist güçler sokmuştur.Diktatölüğüde kendileri yaratmıştır.Böl - parçala yönet taktiğini Saddam gibileri kullanarak devreye sokmaya çalışırken , emellerine ulaşmaya çalışırken bir diktatör daha öldü diye kimsenin hoşuna gitmesin.Önemli olan bu gibi zeminlere ,olaylara fırsat verdirmemektir.Diktatörlüğe ve onu meydana getiren oluşumuna katkı sağlayan her ne olursa olsun mezhepsel,şöven, ve etnik ayrımlara ,çatışmalara yol vermemek gerekir diye düşünüyorum.
Herkese saygı ve sevgilerimle.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Aydinli
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 2166
Kayıt: Sal Kas 15, 2005 11:47 am
Konum: Trabzon

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Sal Oca 16, 2007 11:55 pm

Saddamın asılmasına hepimiz üzüldük.Burda tartışılan kişileri yerli yerine koyma tartışmasıdır.Yoksa Amerika karşısında hepimiz Saddamın yanındaydık.Gördüğü davranışlar,aşağılanmalar öfkemizi daha fazla artırmıştır.Ama bütün bu durumlar Saddamın diktatörlüğünü,İnsan hakları karşısındaki tutumunuve güç elindeyken yaptığı davranışları değiştirmez.Saddam Savaplarıyla günahlarıyla bir döneme damgasını vurmuş ve ebediyete intikal etmiştir.Tarih ilerleyen zamanlarda daha mantıklı ve duygulardan arınmış bir şekilde hükmünü verecektir.Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Önceki

Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir

cron