SADDAM HÜSEYİN

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

SADDAM HÜSEYİN

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Cmt Ara 30, 2006 5:19 pm

Irak direnişi, dünyanın başına bela olan emperyalist karanlığa karşı insanlığın umudu olmaya devam ederken Irak gibi bir ülkenin nasıl yönetileceğini bilen tek kişiyi de astılar.

Saddam Hüseyin'in, siyasal geçmişindeki çelişki ve lekeler bir yana, yaşamının son yıllarında ABD emperyalizmine karşı umudun adı olmuştu.
Saddam Hüseyin mücadeleci ve boyun eğmez tutumuyla, Irak halkının direnişini ateşlemiştir.Saddam Hüseyin, kendini vatanına ve milletine feda etmiştir.Savaş öncesinde ailesini alarak ülkeyi terk etmesi yönünde yapılan tekliflere itibar etmemesi, oğullarını ve torununu direniş savaşında şehit vermesi ve nihayet yargılama sürecinde işbirliği yapması karşılığında canının bağışlanması tekliflerini, elinin tersiyle itmesi, ona tarih içinde ve Irak halkının kalbinde onurlu bir yer kazandırmıştır.

Dünya bu cinayet dolayısıyla 2006 yılını utanç içinde kapattı. ABD Başkanı idamı "demokrasi yolunda bir adım" sayacak, İngiltere ise "bağımsız mahkeme kararı"ndan söz edecek kadar insanlıktan ve en temel ahlak değerlerinden uzak düşmüş, AKP hükümeti de "bu Irak'ın iç işleridir" diyecek kadar pişkinleşmiş, Avrupa ülkeleri ise idam cezasına "zaten" karşı olduklarını söyleyip kendilerini aklamakla yetinmişlerdir.


Saddam Hüseyin, şimdi Irak halkının şehididir.Irak’ın bu kahraman evladı, mücadelesi ve boyun eğmez tutumuyla aynı zamanda tüm mazlum milletlerin şehididir. Halkının direnişi içindeki yeri ve işgal mahkemeleri karşısındaki onurlu tavrıyla hatırlanacak olan Saddam Hüseyin'in alçakça öldürülmesini protesto edelim.
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Yılmaz Güvercin » Cmt Ara 30, 2006 11:01 pm

Saddam bu sabah idam edildi diye basın tüm dünyaya duyurdu ama bence saddamın ipi 91 de cekilmişdi. saddam kahramanmıydı bence değildi.Yıllarca amerikan desteğiyle komşunu vur,kitle iletişim silahlarını insanlar üzerinde dene ipin çekilince kahraman ol. Bu kadar kolay değil.Ayrıca nasıl yakalanması spekülatifse,idamıda spekülatifdir diye düşünüyorum.
Yılmaz Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 58
Kayıt: Pzr Nis 02, 2006 9:38 am
Konum: TRABZON

Mesajgönderen Kayhan Durgun » Cmt Ara 30, 2006 11:08 pm

ÖLÜMÜN HER ŞEKLİ ÜRKÜTÜCÜDÜR.HELE HELE İNSANLARIN ÖLÜME SÜRÜKLENİŞİNİ İZLEMEK, İÇİNDE İNSANCIL DUYGULAR TAŞIYAN HERKESİ ETKİLER.

BENCE ÖZGÜR SADDAMI SEVDİĞİNDEN YADA BENİMSEDİĞİNDEN BU YAZIYI YAZMADI.BENCE SADECE SADDAM,AMERİKAN EMPERYALİZMİNE KARŞI DURUŞUNDAN BÖYLE BİR YAZI YAZMIŞTIR.

GENEL ANLAMDA BİR IRAK DİRENİŞİNDEN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR.IRAKTA KÜRTLERİN ,TÜRKMENLERİN VE ŞİİLERİN ( SADECE ŞİİLER IRAK NÜFUSUNUN %60 INI OLUŞTURMAKTADIR) AMERİKAN EMPERYALİZMİNE KARŞI BİR DİRENİŞİNDEN SÖZ EDEBİLİRMİYİZ?

ÜLKEMİZDE 15 MİLYON İŞSİZ,ÇOĞU SATILMIŞ MEDYA,HABERLEŞMESİ VE BANKALARI BİLE YABANCILARA SATILMIŞ,ÇALIŞAN TÜM EMEKÇİLERİN ALDIĞI ÜCRET AÇLIK SINIRININ BİLE ALTINDA,GÜNDEMİ FUTBOL VE HÜLYA AVŞAR OLAN BİR HALK.........KİMSE SOKAKLARA DÖKÜLMÜYOR,KİMSEDEN TEPKİ YOK,HERKES HALİNDEN MEMNUN GİBİ...NE YANİ SENCE TÜRKİYE GİBİ BİR ÜLKENİN NASIL YÖNETİLECEĞİNİ BİLEN TEK KİŞİ RECEP TAYYİP ERDAĞAN'MIDIR?

YAŞAMININ SON YILLARINDA AMERİKAN EMPERYALİZMİNE KARŞI UMUDUN ADI...YAPMA ÖZGÜR.HANİ ÖMRÜ BOYUNCA HER TÜRLÜ HALTI YEMİŞ,60 INA GELDİĞİNDE GÜNAHLARINDAN ARINMAK İÇİN HACCA GİTMİŞ OLANLARI ANIMSADIM.

SADDAM NE BİR ŞEHİTTİR NEDE BİR KAHRAMAN.SADDAM SADECE ÖLÜME BİR KAHRAMAN GİBİ GİTMİŞTİR.SEVGİLİ ÖZGÜR SADECE HALEPÇE KATLİAMINDA KİMYASAL SİLAH KULLANARAK ÜSTELİK KENDİ HALKINDAN BİNLERCE İNSANIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN ACIMASIZ BİR KATİLE NASIL KAHRAMAN SÖYLEYEBİLİRİZ?

HA ŞUNU SÖYLEYEBİLMELİYİZ.BİNLERCE KİŞİNİN KATİLİ OLAN SADDAM İDAMLA CEZALANDIRILIYORSA,SADECE IRAKTA İŞGALDEN GÜNÜMÜZE 700 BİN KİŞİNİN KATİLİNE NASIL BİR CEZA VERİLMELİDİR?

GELELİM PROTESTOYA.KİŞİ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL.İNSANLARIN ALÇAKÇA ÖLDÜRÜLMESİNİ HEP BİRLİKTE PROTESTO EDELİM.
Kayhan Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 139
Kayıt: Prş Ara 08, 2005 1:35 pm
Konum: ankara

Mesajgönderen Mehmet Zeki Sarı » Pzr Ara 31, 2006 12:49 am

saddam hüseyin küçük bir zümre ile amerikan emperyalizmine direniş gösterirken binlerce insanı da katletme cesaretide göstermiştir.ölüm şekli ve son sözleri kahramanca olabilir ama o bir diktatördü.ne kendisinin yaptığını ne de kendisine yapılanları tasvip etmiyorum.oyunu kendi kuralları ile oynayan ABD ve yandaşlarını ayrıca devrik ve ölü liderlerini ve ülkelerini satan ıraklı arapları da protesto ediyorum.osmanlının bedduası bir kez daha tecellimi etti ne allah seonumuzuhayır getire :D
Kullanıcı avatarı
Mehmet Zeki Sarı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1575
Kayıt: Prş Eki 06, 2005 6:46 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Pzr Ara 31, 2006 6:27 pm

Beklediğim gibi "siz onu bir de Iraklılara sorun" diyenler çıktı. "Kürtlere, Şiilere yapmadığını bırakmadı" sadece bunlar, idam edilmesi için yeterliydi düşüncesi de hemen arkasından geldi. Saddam Hüseyin'in ne kadar acımasız, halk düşmanı bir siyasetçi olduğunu da yeni öğreniyor değilim.

Saddam Hüseyin ölçüsüz derecece acımasızdı, halk düşmanı olduğu da tartışılamayacak bir gerçekti.Ancak Saddam Hüseyin bir Hitler, bir Mussolini, kesinlikle değildi. Dediğim gibi o Irak gibi bir ülkenin nasıl bir arada tutulacağını bilen tek kişiydi.

Benim derdim gaddarlık yarıştırmak değil, uluslararası dengelerde bu idamın nereye oturduğudur.Uzun bir dönem ABD'nin bölgesel çıkarlarına hizmet etse de, Saddam döneminde Irak her zaman Arap dünyasının öncüsü oldu. Ortadoğu'daki gelişmeleri belirleyen güç oldu.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Irak'ın bu durumunu ortadan kaldırmaya dönük emperyalist girişimlerin karşısında durdu. Bütün baskılara karşın Filistin'deki direniş hareketini açık bir biçimde destekledi.

Saddam Hüseyin için her şey söylenebilir, emperyalizmin adamı olduğu söylenemez. Fırsat geçtiğinde Saddam'dan daha gaddar olacaklarını belli eden Talabani ve Barzani dururken Saddam'ı eleştirmek en kolay yol.

Eğer Irak'ta ve bölgede emperyalizme hizmet yarışı sürer, çaresizlik içerisindeki Şii ve Kürt kitleler bu hizmetin arkasında durmaya devam ederse, "halk düşmanı ve gaddar"ın üzeri örtülür, mahkemede ve ölüme giderken ABD'ye meydan okuyan Saddam Hüseyin öne çıkar.
Binlerce Iraklının cesedi üzerinde ve ABD korumasında halay çekildiği bir sırada tersi gerçekleşmektedir.ABD Irak'ta iç savaşın ateşine benzin dökmüş, bölünme için düğmeye basmıştır. İşte burası bizim için çok önemlidir. "Dünyanın en güçlü ve yenilmez ordusu"nun, kurbanını "zavallılar"ın önüne atıp "alın asın" demesi ve hemen sonra cesedini geri alması, Ortadoğu halklarını aşağılamaya dönük iyi planlanmış bir skeçtir. Burada rol alan herkes Amerika'yı eğlendirmiş, ona moral vermiş olur. Unutmayın işgalci katillerin bu skeçinden alıntılar yapanlar, suça ortaktır. Kurban'ı eleştirmek, katillere destek vermektir. Eleştiriler oynanan bu skecin dipnotu olmaktan kurtulamaz. En azından bu aşağalık oyunda rolleri iyi belirlemek gerekir.

Şimdi Bush'un sevincinin gölgelenmesi, Amerikalı aptalların ve en aptalların güvenlerinin yeniden kaybolması için direnişçilerin daha fazla işgalciyi ortadan kaldırması gerekecektir. Bunun icinde Saddam önemli bir
sembol olmaya adaydır. Benim derdim de budur. Saygılarımla....
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Pzt Oca 01, 2007 7:45 pm

Ortadoğu coğrafyasında günümüzde demokrat bir yönetici çıkması olasılığı çok zayıftır.Ya Amerikan işbirliğiyle halkını yönetirsin ya da diktatör olarak halkını sindirirsin.Bu olaya da bu mantık çerçevesinde bakmak lazım.Amerika karşıtlığı hepimizi duygusal olarak okşuyor ama işin gerçeğini değiştirmiyor.Selamlar
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Sal Oca 02, 2007 3:40 am

Bugüne kadar çok az ağladığımı biliyorum. Ağlamama şaşırmadığım ağlamalardı hepsi. Sevdiklerimi kaybettiğimde ağladım mesela ve neden ağladığımı sormadım kendime, öyle bir ihtiyaç hissetmedim, çok açıktı.
Çok uzun sayılabilecek bir zamandan sonra dün Saddam'ın katledilme görüntülerini izlerken ağladım, korkunç bir öfke hissettim, etrafında gördüğüm sefil sürüsünü ve ağababalarını defalarca defalarca öldürebilecek kadar büyük bir öfke.
Emperyalizmin, itin, işbirlikçinin kopuğun önünde başının gölgesini önüne düşürmemiş olmasından dolayı. İnsanlar, önderler, kadrolar en net nerede sınanır ki? Tarihin daha hassas bir terazisi, daha sağlam bir denek taşı var mı?
20'li yaşlarda Kahrolsun Amerikan emperyalizmi diyerek, gülümseyerek, hiç bir korku belirtisi göstermeden ipe giden Deniz'ler, bir mitingde konuşma yaparken oğlunun İsrail tarafından az önce öldürüldüğü kulağına fısıldandığında "birlikte savaşıyoruz, birlikte öleceğiz" diyebilen Nasrallah ve şu görüntülerde Saddam. Bir insanın saygıyı haketmek için yapabileceği daha erdemli bir eylem var mı?
Ölüme dimdik yürüyen, yürüyebilen her insan saygıyı hak ediyor ama tam burada hangi değerler bir insanı dimdik ipe yürütebilir diye de sormak gerekiyor. Çok sağlam bir takım değerlere, insani değerlere politik değerlere sahip olmayan birilerinin bu duruşu gösterme şansı, olasılığı var mı? Bush'u ipe giderken tasavvur edebiliyor musunuz? Ya da onun dünyanın dört bir tarafındaki işbirlikçilerinden herhangi bir tanesini? Peki Türkiyede'ki ayakçılarından bir tanesini?
Tanıdığım, izlediğim tüm liderleri Saddam'ın yerinde düşündüm. Ne yapardı, nasıl giderdi ölüme diye. Kafamın içinde defalarca astım birilerini. Saddam'ın iradesini gösterebileceğini en iyi ihtimalle ümit edebildiğim bir iki kişi çıktı.
Yalan mekanizmasının dişlilerinin arasında eriyip giden herkese duyurulması gösterilmesi gerekeni ölümüyle Saddam gösterdi. Arapların uluslaşma, ulus olma mücadelesine son katkısını yaptı. Halk düşmanı olduğunu söylüyor bazı arkadaşlar :-D Nereden vardınız bu muhteşem yargıya? Halepçe'de kimyasal silahlarla halkı katletmiş, evet miş. Amerikan kışkırtması ile ayaklanan Kürtlere devleti taa o zaman teslim etseydi nazarınızda değerli bir adam olacaktı muhtemelen. Ne mutlu ki insanlık tarihi sizin at gözlüklerinizi umursamadan yürüyor. Mustafa Kemal, ulus devlete direnen ortaçağ ilişkilerine karşı Şeyh Sait' karşı Menemen ayaklanmacılarına karşı nasıl bir politika izledi ise onu yaptı Saddam. Siz yarın Türkiye'nin doğusunda PKK'nın emri ile bir kaç yüzbin kişi ayaklandığında ve ayrılma talebinde bulunduğunda vatan topraklarını teslim mi edeceksiniz? Tarih ve siyaset o kadar düz mü? Tam 50 yıldır Baas hareketi Arap ulusunun emperyalizme ve işbirlikçiliğe karşı yürüttüğü mücadelenin adıdır, Arapların uluslaşma mücadelesinin adı. Şüphesiz bir takım hataları ve zaafları vardır ama bunlar temel niteliğini değiştirmez. Sünni Saddam, nüfusu %60 oranında Şii, Türkmen ve Kürtlerden oluşan bir ülkede, mezhepler ve ulusal kökenler arasında bir ayrım gütmeksizin laik temelli bir ulus devleti oluşturan Baas hareketinin lideridir. Sormak gerek, (siz ya da ben) hangi dava için 3 kuruşluk mal varlığımızdan vazgeçerdik? Oğullarımızı hangi dava için feda edebilirdik? Canımızı? İpe hangi dava için yürürdük? Saddam'a küfreden dönüp kendisine bakacak önce.
Kurtuluş savaşımızda düşmanla işbirliği yaparak bizi arkadan vuran Ermeni çetelere karşı verdiğimiz mücadeleden dolayı Mustafa Kemal ve kurtuluş savaşı önderlerimizin yani bizim soykırımla suçlandığımız şu dönemde yalan merkezlerinin ürettiği yalanları tartabilecek önseziye de sahip değil miyiz?

Hasan Hüseyin Korkmazgil alttaki iki şiiri gazeteci olarak gittiği bir Irak gezisinden sonra 1970'li yıllarda, 1968 de Irak'ta iktidarı ele alan Baas partisi'nin önderlerine ve kadrolarına yazmıştı:

...
Kokun burda rengin burda yüzümde saçlarımda
Kanım kanımda akıyor ey Bağdat biz hep sizleyiz

Bağdatlım, emekçim,
Kardeşim ha, kardeşim ha
Tuttuğun zafer olsun hep böyle
Güzel kardeşim güzel Bağdatlım
Tuttuğun zafer olsun hep böyle

Ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç

Gözüm kardeşim canım kardeşim
Benim kardeşim, benim kardeşim
Yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle

Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git.



“vatan topraksa eğer
ormansa nehirse madense vatan
işçiyse köylüyse aydınsa vatan
yani yapıp yaratmaksa herşeyi yenibaştan
sevmeyi yenibaştan
alkışı yenibaştan
bir hesabı vardır bunun sorulur
bu hesabı soracaklar bulunur"

Şüphesiz Arap halkı ihanetin ve alçaklığın hesabını soracaktır!..
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Caner Topaloğlu » Sal Oca 02, 2007 11:08 am

Umarım son diktatör olur.Gerçekten kahramanca öldü.Ve işin en garibi bu şekilde öldürülmesi sadece ona karşı olan antipatiyi azalttı.ÖLürken birlik olma çağrısı yapması da çok güzeldi bence..80-88 ırak iran savaşında sebepsiz yere,sırf ortadoğunun lideri olmak için iranda milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet vermesi,sadist oğullarının canları sıkıldıkça aslanlara insan yem etmeleri ve daha bir çok olay insanlık adına zararlı bir hayat geçiriklerinin kanıtı.Ama Saddam Hüseyin gibi bir ismin bu şekilde öldürülmesi üzücü :(.

Kaddafi yas ilan etmiş...Bakalım onu da dökerler belki yakında :)
Caner Topaloğlu
 

Mesajgönderen İlyas Hasret Uygun » Sal Oca 02, 2007 11:18 am

Saddam da bizler gibi emperyalizm dusmaniydi.
Oldu gitti zavalli.
Zavalliydi cunku kullanilip atilmis bir peceteydi O.
Emperyalist oyunlar O nu kuveyt e sokmus ve savas sebebi olusturulmustu.
Ne guzel kullaniyor herkesi bu emperyalizm.
Dr Frankestayn hikayesine benziyor butun bunlar.
Kendi canavarini kendin yaratiyorsun ve o canavar gelip bir gun seni yiyor.
Putlar yikiliyor birer birer.
Ama yikilan putlarin yerine dikilenler bir oncekisini aratiyor.
Yikilan zalim putlarin yerine bir adil olanini dikemedik.
Maalesef o yikilan putlarin altinda eziliyoruz.
Irak halki da yiktiklari Saddam putunun altinda ezildi.
Ulus culuk mulusculuk hikaye bunlarin hepsi.
Aptalca hikayeler.Inaniyoruz bvu hikayelere.
Bu hikayelerden kareler soyleyerek,alarak saglamlastirmaya calisiyoruz davamizi.
Halbuki guddugumuz dava degil,egolarin tatmini.
Ulus olacaktik.Olamadik.Olamayiz da.
Yirmi tane ulusun icinde bir uluscu nasil olunur bunu bile akil terazisine vuramiyoruz.
Olmaz bu arkadaslar.Olmaz.Olmadi ve olmayacak.
Ne olacagina gelince; cok basit:
Bu sartlarda bu anlayista kalindigi surece hic bir zaman cozulmeyecek bir orta dogu sorunu,
Bu anlayista ve sartlarda kalindigi surece hic bir zaman sorun olmaktan cikmayacak ve hic bir zaman bir biriyle barismayacak bir arap,kurt ve turk milliyetciligi,
On bin km uzakliktaki bir ulke kadar bile olmayan komsuluk hareketliligi,
Kan,gozyasi,zulum ve hic bir seyi cozmeyen beyaz sayfalara bir seyler yazilip alti torenlerle imzalanan anlasmalar,
Sunni ayirimlar,yapay sinirlar ve uckagitci ve tarihten bihaber yoneticiler.
Butun bunlar ve sayamadigim bir suru seyler bugun oldugu gibi devam edip gidecek.
Islam kardesligi ve islam ahlaki ile ahlaklanilmadigi surece butun bunlar var olacak ve olamaga devam edecek.
TBMM manevi sahsiyetinde halen var olan hilafet diriltilmedigi surece bu boyle devam edecek.

Selam ve dua ile.
Hasret UYGUN
MOSKOVA
Kullanıcı avatarı
İlyas Hasret Uygun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 511
Kayıt: Cum Eyl 16, 2005 12:53 pm
Konum: Moskova

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Sal Oca 02, 2007 2:44 pm

Yılmaz'ın vurguladığı bazı saptamalara katılmadığımı belirtmek isterim. Saddam'ı idealize etmen çabana anlam veremedim doğrusu.Şunu desen anlamaya çalışırım:"Bu coğrafyada Saddamın yaptığından başka bir çözüm üretmek olanaksızdır".İnsanları ölüme soğukkanlı bir şekilde gitmek onun hayatında yanlışlar yapmadığı anlamına gelmez.Unutmamak lazim ki dünyanın en büyük katilleride ölüme çok soğukkanlı bir şekilde gitmişlerdir.Zülfi Livaleninin söylediği"Ne ölümden korkmak ayıp,nede düşünmek ölümü".Çünkü korku insanı bir duygudur.Bunun yanısıra kurtuluş savaşıyla bu olayın ilişkisini kurmak ne kadar doğru olur.Son olarak şunu belirtmek istiyorum:Mağdurken herkes iyidir.Önemli olan güç ve iktidar sahibiyken uygulanan politikalar ve siyasetin ne kadar insanı olup olmadığıdır.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen Güven Sever » Sal Oca 02, 2007 9:58 pm

Saddam neyin sembolü?


Ağıt yakanlar da, sevinç çığlıkları atanlar da aynı dünyanın insanları. Başına geçirmek için kullanılacak siyah örtünün boynuna sarılması; gözlerindeki tevekkül ile karışık kararlılık idam görüntülerini seyredenleri etkiledi.
Ölümün soğuk yüzüyle karşı karşıya olmasına rağmen duruşu ve davranışları bir lidere uygundu. Ağzından çıkan son sözlere dair rivayet: "Irak'ın birliğini koruyun" vasiyeti, yine ölüm anında bile sorumluluğunu unutmayan bir önderin asaletini ifade ediyordu. Saddam'ın yüzü, söyledikleri ve arka fondakilerin tamamı bir efsanenin başlangıcı gibi göründü. Saddam idam edildi ve bir kahramana dönüştü. Demek ki, eli kanlı bir diktatörden bir kahraman çıkartmak için, başta ABD olmak üzere birçok uluslararası aktörün katkıda bulunması gerekiyor.

Saddam bir diktatördü. Ülkesini demir bir yumrukla ve kan dökerek yönetti. Hırsı, sadece kendi ülkesine değil bölgeye de kan ve ateş getirdi. ABD'nin Humeyni Devrimi'ni dize getirmek için kışkırttığı ve desteklediği, milyonlarca ocağı söndüren İran-Irak savaşını hatırlayalım. Bu savaşın Saddam'ın kişisel hesabı dışında hiçbir anlamı olmadığını, uzun savaş yıllarından sonra tek karış toprağın bile el değiştirmemesi gösterdi. Kuveyt'in işgali yanlış bir hesaptı, Washington'dan geri döndü. Bu savaş, aynı zamanda Soğuk Savaş sonrası ABD hegemonyasının başlangıcına da gebelik yaptı. Saddam'ın Irak'ın lideri olarak tetiklediği ve icra ettiği işler ilkesiz, acımasız ve sınır tanımayan bir diktatörün teşebbüsleri idi. Türk halkı bu acımasızlıkla, sınırlarımıza dayanan Kuzey Irak Kürtleri ve Halepçe katliamının iç burkan fotoğrafları ile tanıştı. Türkiye'de yaşayan Irak Türkmen diasporası ile konuşabilenler, bu acımasızlığa dair daha somut bilgilere sahipti. Hepsi şüphe üzerine veya korku salmak için idam edilen insanlara dairdi. Diktatörlerin insan hayatına hiç değer vermediklerine dair yaşayan somut kanıtlardan biri Irak lideri Saddam Hüseyin'di.

Saddam Hüseyin'in idamına üzülenler de, sevinenler de aslında bir Hollywood filmi kadar sahte ve yabancı bir senaryonun esiri oluyorlar. Saddam'ın üzerinden başka mutfaklarda hazırlanmış, sahibi ve faili başkaları olan bir oyunun tarafı haline geliyoruz. Sonuçlara takılıp, tarihin asıl dinamiklerini gözden kaçırıyoruz. Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı sonrasında terk ettiği üç vilayetten (Basra, Bağdat ve Musul), Irak adıyla bir devlet çıktı. Tıpkı Şam vilayetinin, bazı kısımlarından ayrılarak Suriye devleti olması gibi. Her iki devletin başına, o ülkelerin azınlığına dayanan baskıcı yönetimler getirildi. Saddam'a benzer katliamları Hafız Esad'ın Suriye'de Sünnilere yapması (Hama katliamı gibi) aynı sebepten, azınlık diktasının ancak yaygın bir şiddetle iktidarını sürdürebilmesinden kaynaklanıyordu. Öyleyse şunu unutmamalıyız: I. Dünya Savaşı sonrasında sınırları çizilen ülkelerde yaşananlar, o topraklarda yaşayan insanların veya halkların fail olarak yer aldığı bir tarihi yaşamadılar.

Saddam'ın idamı, I. Dünya Savaşı'nın galiplerinin Ortadoğu'da kurdukları düzenin sona ermesi anlamına geliyor. İdam edilen Saddam değil, o toprakların 20. yüzyılda yaşadığı tarihin kendisi. Saddam'ın idamının yansımaları ilk önce Suriye'de, akabinde Suudi Arabistan'da ve yavaş yavaş Mısır'da görülecek. Saddam idam edildikten sonra Suriye'deki İhvancıları kim, nasıl engelleyebilir? Bölgede azınlık yönetimine dayanan kanlı diktatörlükler nasıl sürdürülebilir? Saddam modelinin Irak'ta yeniden kurulması ne kadar imkansız ise, bölgedeki statükonun sürdürülmesi de o kadar imkansız.

Saddam'ı Saddam yapan ben değildim, benim tarihim değildi. Saddam'ı idam eden de ben değilim. Saddam'ın döktüğü kan da, tek başına Saddam'ın eseri değildi. İdam kararını veren mahkeme ve Saddam'ı darağacına götüren cellatlar da ancak Saddam kadar Irak'ı temsil edebilirdi. Batı bir asra uzanan bölgedeki kendi tarihini Bağdat'ta sona erdirdi. Yas tutacak olanlar da, sevinecek olanlar da önce onlar olmalı. İdam edildiği için kahraman olan efsane bir liderle değil, sona eren bir tarihle karşı karşıyayız. Asıl sorumuz şu olmalı: Şimdi başlayan tarih, kimin eseri olacak?


MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE/ZAMAN


02/01/2007
Kullanıcı avatarı
Güven Sever
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: Prş Ara 15, 2005 11:57 am
Konum: HATAY/Kırıkhan

Mesajgönderen Güven Sever » Sal Oca 02, 2007 10:19 pm

SADDAM HÜSEYİN idam edilirken göstermiş olduğu onurlu duruşunu keşke işgal kuvvetleri BAĞDAT'ı işgal etmek üzereyken göstermiş olsaydı.Kaçmayı deneceğine savaşmayı deneseydi bugün halkının ve dünyanın gözünde bir kahraman olabilirdi.Hergün ırakta onlarca insan can veriyorsa bunun en büyük sorumlusu SADDAM HÜSEYİN'dir.

Ayrıca bu olaydan bile hükümete pay çıkaranları anlamakta baya zorluk çekiyorum.
Kullanıcı avatarı
Güven Sever
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 48
Kayıt: Prş Ara 15, 2005 11:57 am
Konum: HATAY/Kırıkhan

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Çrş Oca 03, 2007 12:43 am

Bazı arkadaşlar sürece bir tiyatro ya da sinema izleyicisi gibi bakıyor. Sinemaya gidersiniz, filmi izler üstüne kritik yaparsınız. Hayatınızı etkilemez ve değiştirmez. Irak't ayaşananlar hepimizin yakın geleceğini etkileyecek ve belirleyecek olaylardır. Burada izleyici olan ancak güçlü olanın taraftarı olur başka bir şey olmaz.
Saddam'ın diktatörlüğü'nden bahseden arkadaşların bu yargıya nasıl vardıklarını sormak istiyorum. Somut olarak cevap versinler. Diktatör ne demektir? Oğullarının birilerini aslanlara yem ettiği vs.. türünden ABD ve Avrupa'nın kendi sefil kitlelerine verdikleri oryantalist gazları da bir tarafa bıraksınlar. Siz çocuk musunuz? Çocukların inanmayacağı yalanlara inanıyor ve bunu uluorta gerçekmiş gibi anlatıyor, yazıyorsunuz.
Hasret arkadaş ulusçuluğun hikaye olduğunu söylüyor. Ulusçuluk bir olgudur, aynı hilafet gibi. Tek farkları birinin 19. yy ve sonrasına diğerinin 5-6 yy daha öncesine ait olmasıdır. Olgu bilim adamı için de sosyal olayları inceleyen kişi içinde inkarı mümkün olmayan gerçekliktir. Ancak elbette tercih olarak farklı seçimler yapılabilir. Örneğin Irak'ta Sünnilik de Şiilik de bir olgudur, ortaçağ olgusudur. Sünni ile Şii'yi birleştiren gerçeklik de 19. yy'ın gerçeği olan Arap ulusu'na ait olduklarıdır. Bunun farkında olmayanlar, buna karşı çıkanlar da gerekirse silah zoru ile (dünyanın her tarafında bu böyle olmuştur, Fransız Devrimi, İngiliz Devrimi, Amerikan Devrimi, Türkiye Cumhuriyet Devrimi vs..) bu gerçekliğe uydurulur. Ulus olmak, ulus devlet olmak, ulusal kaynakların emperyalizmden kurtarılmasına, ulusun ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasına denk düşer. Örneğin Irak'ta ve Arap yarımadasında Baas hareketi İngiliz emperyalizmine karşı mücadele içinde ortaya çıkmış ve bu sürecin eseri olmuştur. İnsanlar gibi politik hareketler de ne tam temiz ne tam kirlidir. İnsanları değerlendirirken nasıl iyi ve kötü taraflarını tartıyor ve son tahlilde dost mu düşman mı olduğuna karar veriyorsanız, politik hareketleri tartarken de aynı yöntemi kullanmanız gerektiğini hatırlatmak isterim. Saddam'ın ve Baas'ın şüphesiz kirleri ve lekeleri vardı, halen daha var. Ama zaman bu kirleri ortaya dökme zamanı değil. Bu tür her faaliyet Amerika'ya ve onun büyük ortadoğu projesine hizmet eder. Emperyalizme karşı mücadeleyi bulandırır.
Irak'ta Baas'ın ve Saddam'ın yenilmesi demek Türkiye'nin yenilmesi ve bölünmesi demektir. Gerçek bu kadar çıplak. 2 göze ve görme isteğine sahip olan herkes için elbette. Ama görmek istemeyen göze hiç kimse bir şey gösteremez.
İlkay Arkadaş, Saddam'ı idealize etmiyorum, idealize etmeye çalıştığım şey antiemperyalizmdir. Saddam'ı ölüme dimdik götüren olgu vatan sevgisidir, yurt sevgisidir, Amerika'ya karşı yürüttüğü mücadeleye duyduğu güvendir. Ölürken söylediği söz bölünmeyindir, birliğinizi bozmayındır. Af teklifini reddederken duyduğu sorumluluk vatanına duyduğu sorumluluktur ve net olarak söyleyeyim senden ve benden 1000 kez daha ahlaklıdır bu tavrıyla, bin kez daha insandır. Biz küçük dertlerimizin peşinde tüketiyoruz ömrümüzü. Dünyanın en büyük katillerinin ölüme soğukkanlı gittiğini hangi tarihsel bilgiye dayandırdığını bilmiyorum, benim elimde öyle bir bilgi yok, olacak bir şey de değil ayrıca. Kurtuluş savaşı ile ilgili kurduğum bağlantı da şudur: Saddam ve ailesi, Irak'ta ki direniş vs.. ile ilgili haber kaynaklarınız ile Ermeni soykırımı, Mustafa Kemal'in diktatörlüğü vs.. ile ilgili haber kaynakları yani yalan merkezi aynıdır diyorum. Net değil mi? Emperyalizm önündeki en büyük engel ulus devletleri tasfiye etmek ve ajan devletler kurma projesi için milyarlarca dolar kaynak ayırarak üniversiteleri, televizyonları, gazeteleri, gazetecileri, yazarları satın alıyor ve beyninize hükmediyor. Net değil mi? Siz de onlarla birlikte demokrasicilik oynuyorsunuz, eyvallah keyfiniz bilir.
Selamlar, sevgiler.
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen Yılmaz Ersezer » Çrş Oca 03, 2007 10:31 am

Yukardaki Zaman gazetesi'nden alıntı yazıya bakar mısınız lütfen. Bir tek Amerika yok o yazıda. Onca palavra bir tek espri için, bir tek gerçeği örtmek için, emperyalizm gerçeğini, Amerika'nın büyük ortadoğu projesi gerçeğini. Ölenler, tecavüze uğrayanlar, vatanları işgal altında olanlar, vatanlarını savunmak için mücadele edenler müslümandır ama suçlu da onlardır. Onların mücadelesini laf kalabalığı içinde eriten, düşmanı gizleyen, saklamak için yırtınan bu gazete ve yazarları da. Güven arkadaşı tanımam ama iyi niyetinden zerre kadar şüphem yok, ama iyi niyet yeterli değil.
Hükümete nasıl bir pay çıkarıldığını soruyor. Tayyip Erdoğan Diyarbakır konuşmasında ve kanal d de Fatih Altaylı'nın programında kendisini büyük ortadoğu projesinin eşbaşkanı ilan etti mi etmedi mi? Diyarbakır'ı BOP'un başkenti yapacağını söyledi mi söylemedi mi? Irak'a ABD adına asker gönderebilmek için yırtındı mı yırtınmadı mı? Olmayınca askeri üsleri bu vahşi saldırıya açtı mı açmadı mı? Daha ne bağlantısı istiyorsunuz ki? İnsanlık tarihinin en vahşi, en iğrenç, en rezil savaşında Hükümet de, şu yukardaki gazete yazısı da, o gazete de kimin tarafındadır?
Siz kimin tarafındasınız?
Kullanıcı avatarı
Yılmaz Ersezer
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 227
Kayıt: Sal Ara 13, 2005 10:48 pm
Konum: ISTANBUL

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Çrş Oca 03, 2007 12:02 pm

Yılmaz çok agresif görüyorum seni.Ama söylediğim gibi Hitlerin yada Mussoloni nin ölüme gözlerini kırpmadan gittikleri kuşkusuzdur.Bu ölüm biçimi onların binlerce insanı katlettiği gerceğini örtmez.Bu olayda Amerika karşıtlığını Saddamla örtüşmenin mantığını bulumıyorum.Ve bu tavır Amerika karşıtlığını yanlış yere yönlendireceği gerçeğini görmeliyiz.Bu gün Güney Amerikada yükselmekte olan Amerika karşıtlığı doğru zeminde ilerlediği ve asıl bu olaydan ders alınması gerektiğini düşünmekteyim.Saddamın bir dönemler Amerika işbirliğiyle İrana saldırmasını nasıl görmeliyiz?Yada halepçe katliyamını hangi gerçek değiştirebilir.Yıllarca İrak ın tek hakimi olmak hangi mantığın ürünüdür.Sonuç olarak Saddamın Amerika karşıtlığı kendi diktatörlüğünü haklı kılmaz .Ve Amerika karşıtlığını bu kadar sığ alana indirgememiz herşeyden önce antiemperyalizm olgusuna haksızlık ederiz düşüncesindeyim.Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Sonraki

Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir