KARAOĞLAN'IN ARDINDAN

Forumdaki bazı önemli belge ve bilgilerin saklandığı bölümdür.

Moderatör: Fatma Ozbilgi

w

Mesajgönderen Mustafa Mechul Ayal » Cmt Kas 11, 2006 9:32 pm

Merhaba sami, olayı iyi özetledin, büyük buluşmada her zerre değerlendirilecektir. mademki ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor ona göre hareket etmeli, dostla öyle dost olki yarın bozuşabilirsin, düşmana öyle düşmanlık yapki yarın dost olabilirsin. neticede hepsi bir gün bir yerde değerlendirilecektir. sayın ecevite Allah rahmet etsein demekten başka şu an söyleyecek pek fazla bir şey yok. Ama insan şuna üzülüyor insan öldüğünde daha kıymetemi biniyor. kişi hakkında sahip olunan değerler kişi canlıyken iletilmeliki anlamı olsun. Örneğin sami, cengiz,taner,bülent Altuncu,ilhan ayal, fatma özbilgi, ve sitenin tüm üyeleri sizleri kalbimdeki sır, hafa ve bilimum güzel duygularla seviyorum.
Kullanıcı avatarı
Mustafa Mechul Ayal
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 97
Kayıt: Sal Kas 22, 2005 9:06 pm

Mesajgönderen Necati Yavuz » Pzr Kas 12, 2006 8:38 am

Sami Hocam;
Çok hiddetli gördüm seni.
1- Merve kavakçı konusunu sen açtın ben değil ve sende itiraf ettin ki ; Merve inanan insanlar için bir virüstür.O halde Ecevitin tavrı seni memnun edecek yerde neden üzmüştür?
2-Ecevit tanrı değildir ve elbette sağlığında ve ölümünden sonra konuşulacaktır.
3.Ecevit ile Erbakanı aynı kefeye nasıl koyabiliyorsun?Clinton karşısındaki görüntüsünden dolayı diye yazıyorsun.Sayın Sami hocam lütfen yapma bunu ;O görüntüsü ile dahi ABD yi Iraka sokmayan,arkasından hükümetin yıkılmasına neden olan şey ne idi ?O hastalık halinde bile ABD karşısında bir şahin idi kanalizasyona süpürülecek bir sahte kabadayı değil....
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Mesajgönderen İlkay Güvercin » Pzr Kas 12, 2006 11:56 am

Zaman zaman Eceviti bizde eleştirdik.Tabiki bu eleştiriler o anki davranışlarının bir yansımasıydı.İnsanoğlu zaman zaman babasını kardeşini de eleştirebiliyor.Ama öldükten sonra onlara karşı bir kin besleyerek olaylara yaklaşmıyor.Başsağlığı açılan bölüme sevmiyorsan illaki birşeyler yazmak zorunda değilsin elbette.Eceviti tekrar tartışmaya açmak değildir mevsubahis.Adı altında başsağlığı bölümü.Bu anlamda Ecevite allah rahmet etsin diyor,sevenlerine başsağlığı diliyorum.Selamlar.
Kullanıcı avatarı
İlkay Güvercin
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 566
Kayıt: Çrş Kas 02, 2005 1:47 pm
Konum: kütahya

Mesajgönderen İlkay Durgun » Pzr Kas 12, 2006 3:14 pm

sadece ve sadece "dürüst" olmanın bile nasıl bir ödüle dönüştüğünü gördük cenazesinde Sn.Ecevit'in
( kendi deyimiyle sayın)

Bu ülkede halkın gözleri önünde öldürülmeye çalışılan ilk başbakan olarak tarihe geçmiştir yine Sn. Ecevit. Eşi ,sevgilisi Rahşan hanımın durumu görüp apar topar Eceiri tedavi! olduğu hastaneden çıkarıp neredeyse o yürüyemeyen adamı çorbasıyla bir kaç günde ayağa kaldırmıştı.O güngü gazete sayfalarında başlıklarda ve makalelerde Ecevit'in nasıl hasta olduğu başbakanlığı bırakması gerektiği gibi yorumlar ve manşettleri hatırlıyoruz.Ecevit bunlara direndi( Ecevit 12 eylül darbesinede direnen tek liderdi) Sonra uluslar arası operasyon kendi partisi ve arkadaşları marifetiyle gerçekleşti.

O Başbakanken ABD Irak'a giremedi...uluslar arası ve ulusal bir operasyonla başbakanlıktan düşürüldü...( bu yine ecevit başbakanken tüsiadın karaborsa taktiğiyle yokluk yaratılması operasyonunuda hatırlamamıza vesile oluyor)

AB 'ye resti sonucu helsinki zirvesinde alınan kararla adaylık süreci başlamış oldu...

Amerikayla onca iyi ilişkileri olmasına rağmen özalın,tansunun _ki kendisi pkk ile mücadele için kanunsuz çeteci oluşumların doruğa ulaştığı kişidir_ yılmazın,vs vs... teslim alamadığı öcalanı suriyeden çıkartılarak amerikadan teslim almıştır.

yine pek söylenmeyen bu topraklardaki _ataürkün bile yapamadığı_ ilk toprak reformunu yapan kişidir...

işçi haklarındaki çalışmaları....hatta bu konuda maden işçileri şöyle söylerler; "öyle haklar tanıdıki bize elimizden ala ala bitiremediler."

Ecevit şüphesiz idealisttir... vatanseverdir...mücadelecidir... sosyal demokrasinin türkiyedeki ideologlarından en önemlisidir...zariftir...ince ve saygılıdır... kanaatkardır( yine bu konuda son başbakanlığı döneminde lüks makam araçlarını terk etmesini gazetelerin köşe yazarlarının nasıl eleştirdiğini hatırlayalım)


Ruhu şad olsun...Allah cennetinin kapılarını ardına kadar açsın...bu halk onun kasketini,güvercinlerini ve mavi gömleğini unutmasın inşallah
Kullanıcı avatarı
İlkay Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 280
Kayıt: Pzr Kas 06, 2005 9:27 pm

Mesajgönderen Sami Ayan » Pzr Kas 12, 2006 5:21 pm

CENAZESİNE KATILAN ONBİNLERCE KİŞİ VE BURADA ECEVİT'İN VEFATINDAN DERİN ÜZÜNTÜ DUYANLARA SAYGI VE BU AŞAMADAN SONRA ONUNLA İLGİLİ YARGILARIN BİR ANLAMI OLMADIĞI İÇİN ECEVİT HAKKINDA TÜM YAZDIKLARIMI SİLİYORUM.

ALLAH RAHMET ETSİN
En son Sami Ayan tarafından Pzr Kas 12, 2006 11:26 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Mehmet Zeki Sarı » Pzr Kas 12, 2006 7:59 pm

türkiyenin önemli liderlerinden biri olan karaoğlanın edebi yolculuğuna uğurlanışındaki kalabalığın ve bu kalabalıktan gelen uğultuyu yine devletin resmi tv si sıfatındaki tv kanalının sansürlemesi demokratik olan ecevite hiçte demokratik olmayan bir davranışta bulunulması gerçekten tuaf bir durumdu.hepsi bi yana halkçı ecevitin kirlenmiş siyasette çok az siyasetçiye nasip olabilecek bir şekilde son yolculuğuna halkı tarafından uğurlanışı hafızalardan silinmeyecek, kirlenmiş siyasete ve bunu icra edenlere örnek olacak inancındayım.allah rahmet eylesin
Kullanıcı avatarı
Mehmet Zeki Sarı
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 1575
Kayıt: Prş Eki 06, 2005 6:46 pm
Konum: istanbul

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Pzr Kas 12, 2006 8:22 pm

Sevgili Sami;

Yazını silinmeden okuyabildiğim ve bu koşullarda kendi yazını silmeyi gerekli gördüğün için “hüzünlü bir mutluluk” içerisinde yazıyorum. Daha önce de yaptığımız sohbetler çerçevesinde ruh halini bilerek ve seni tanıyarak okuduğum yazında, hangi derinlik ve çekincelerle, hangi isyan ve itirazlarını sönümleyerek yazdığını çok iyi anlıyorum.

Eleştiri, özeleştiri de gerektirir. Tıpkı hepimizde olduğu gibi, sana bu yazından dolayı eleştiride bulunanlar için de bu gerekli değil midir? Ana temada ne söylediğin değil de, paparazzi haberlerine manşet edilebilecek şeklide, istenilen tarafa çekiştirilebilecek cümle veya anekdotları ele alıp eleştiride bulunmak da öz eleştiri gerektirmez mi? Daha önce de konuştuğumuz gibi; monitör arkasında yaptıklarımızı yüz yüzeyken birbirimize yapabilir miyiz? Gündelik yaşantımızda övünçle andığımız “hoşgörü” ‘müzün aynı zamanda milli kültürümüzün de harcı olduğunu bilmeyenimiz var mı? Maalesef biz daha önce yaptıklarımızı yine yaptık. Şimdi mutlu muyuz?

Yukarıdaki eleştirilerdeki dozajı bile hak etmediğini düşündüğüm yazını silme gerekçeni çok iyi anlıyor ve bu erdeminden dolayı sana ayrıca saygılarımı sunuyorum.

Bu başlıktaki sakin ve birleştirici olmayan eleştiriler en çok rahmetli Bülent Ecevit’i üzerdi sanırım.

Saygılarımla.
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Özgür Hasan Altuncu » Pzr Kas 12, 2006 10:23 pm

Ne kadar çok zaman geçti. Ama o gün öğrendiklerim, hala bana yol gösteriyor. Yıl 1994. Kuşmer'deyiz, gençlik heyecanının alabildiğine etkisindeyiz. Yerinde duramıyor, Anavavulalar gibi bir o yana bir yana atlayıp duruyoruz. Bilenler anımsayacaktır, Kamali'da Güzade anaganun evinin tufasında bir çeşme vardır. İşte o çeşmenin hemen karşısında bir de merdiven bulunur. İşte o merdiven sisli bozuk havalarda bizim mekanımız olurdu. Bir serbest kürsü gibi dileyen herkes orada oturur, istediği konuda düşüncelerini açıklardı. Ailelerimizin etkisiyle yeni yeni şekillenmeye başlayan dünya görüşlerimizi, yüksek sesle ilk kez orada dile getirdik. Yaşıtlarım için konuşuyorum tabi o yıllarda henüz 16-17 yaşında olan, bıyığı yeni terlemiş, sesi yeni kalınlaşan yaşıtlarım için konuşuyorum.


Esat Kama'yı tanıyanlar vardır. Müftü Kama'nın torunu. Şimdi nerelerde ne yapıyor bilmiyorum. O çeşme karşısındaki merdiven onun Kuşmerle ilk bağlantısıdır. Biz köyde büyüyen ama dünyayı tanıma heyecanındaki gençlerken, o Ankara'da büyüyen tam tersi, köyümüzü, kültürümüzü tanıma arayışında olan bir arkadaşımızdı.


Taşra insanı geleneklerine daha bağlıdır. Muhafazakar eğilimler göstermesi çokta doğaldır. Ama bizim arkadaşlığımızda tam tersi bir durum vardı. Esat, ailesinin siyasi eğiliminin etkisinde ama daha uçda bir Ülkücü gençken, ben Sosyal Demokrat bir babanın etkisinde daha solda bir görüşe sahip yaşıtıydım.


Şehirli Ülkücü, köylü Sosyalist. Aslında olması gereken ama ülkemizde ne yazık ki tersi olan bir ikilem. Düşünebiliyor musunuz ? Esat kolejlerde okuyan, Sakarya caddesinde kız arkadaşlarıyla gezen, dansı, sanatı, estetiği, nezaketi, çatalın kaşığın bir yemekte nasıl kullanılacağını bilirken, ben İstanbul'u Vedat Türkali'nin şiirlerinden tanıyordum. Müftü Kama torunlarıyla birlikte yaylaya geldiğinde onlara hoşgeldin mahiyetinde Anagamun yeni sağdığı sütten bir bakraç götüren yamalı pantolonlu, kara lastikli bir yayla delikanlısıydım. Kızlara karşı utangaç, Trabzon'u bile tanımayan bakir bir genç.


Herşeyiyle farklı bu iki heyecanlı gencin tartışmaları nasıl olur bir tahmin edin. Ben eskimiş bilgilerle güncel bir mesele hakkında yorum yaparken, Esat o yıllarda yaylada günlük gazetenin girdiği belki de tek evin torunu olarak hep bir adım önümde olurdu. Hitabeti benim çok çok önümdeydi. Benim ona karşı kullanabileceğim tek silahım militan bir çoşkuyla fikirlerimi savunmaktı. Ben Ülkücülere Faşist ; o da Solculara Komünist gözüyle bakıyordu.


Gün geldi tartışmalarımız etraftakilerin kulağına gitti. İlk önce eniştesi geldi. Eniştesini tanıyanlar vardır ama ben yine de hatırlatayım, o yıllarda Afşin ya da Elbistan'ın belediye başkanıydı. Mhp'liydi. Yaylamızı çok sevdiği için her yaz Kuşmer'e gelirdi. Benim ilk tanıdığım siyasetçi odur. Onun köylülerimizle kuçaklaşmasını, hoş sahbetini görünce etkilenmedim değil. İşte siyaset böyle yapılır dediğimi hatırlıyorum. İşte o güzel insan Mhp'li bir belediye başkanı olarak değil daha çok bir ağabey olarak tartışmamıza ilk müdahale eden kişidir. Ben terslemesini beklerken, o oldukca nazik bir uslüpla bunları yaşamamızın çok doğal olduğunu ama arkadaşlığımızın etkilemesine asla izin vermemiz gerektiğini söylerek gitti. İşte o insan, yıllar sonra trafik kazası geçirdi, şimdi felçli ve yatağa bağımlı. Bu yıl onu yıllarca dağlarını aşındırdığı Kuşmer'de sedyeyle görünce yıkıldım. Ve aklıma tek birşey geldi, eğer onu eleştirseydim, militan bir tavırla ona önyargıyla baksaydım, onu bir insan olarak değil, öteki olarak algılasaydım ne olurdu ? Düştüğü bu durum karşısında ne tepki verirdim?

İşte birbirimizi eleştirirken, buna benzer bir durumda ne yapacağımızı düşünerek hareket etmeliyiz. Benim hayattan öğrendiğim en önemli deneyim budur. Saygılarımla....
Kullanıcı avatarı
Özgür Hasan Altuncu
Bölum yetkilisi
Bölum yetkilisi
 
Mesajlar: 87
Kayıt: Pzt Ağu 28, 2006 6:15 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen Sami Ayan » Pzr Kas 12, 2006 11:22 pm

"Ana temada ne söylediğin değil de, paparazzi haberlerine manşet edilebilecek şeklide, istenilen tarafa çekiştirilebilecek cümle veya anekdotları ele alıp eleştiride bulunmak da öz eleştiri gerektirmez mi?"

Nihayet ne dediğimi anlayan biri çıktığı için mutluyum. Ama demekki paparrazzilere de meydan vermemeli saf ve yalın olarak meramımızı anlatmalıymışız.

Silme gerekçem aynen anladığın anlamdadır sevgili Cevdet ağabey.

Teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Necati Yavuz » Pzt Kas 13, 2006 10:33 am

Monitor karşısında iken farklı,yüz yüzeyken farklı olmaktan endişesi olanlar lütfen toplum bilim hakkında ders vermesinler.Elbette insanlar doğru bildiklerini söyleyecekler,monitor karşısında ve yüz yüze.Hoşgörü,arkasına sığınılacak bir şey değildir.
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Mesajgönderen Cevdet Durgun » Pzt Kas 13, 2006 10:46 pm

Dileğim; sahip olduğu “kibar, saygılı, alçak gönüllü” özellikleriyle de hafızalarımızda kalacak olan rahmetli Bülent Ecevit’in, bu vesile ile henüz tam anlamıyla başaramadığımız “kibar, saygılı, alçak gönüllü” ilişkiler kurmamızda da bizlere yardımcı olmasıdır.

Hepimiz bu başlığın amacına ve duygusallığına ne derece uygun olduğuna dikkat ederek kullandığımız sözcükleri şöyle bir gözden geçirelim. Uygun mudur?

Saygılarımla.
Kullanıcı avatarı
Cevdet Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 99
Kayıt: Cum Kas 18, 2005 7:33 pm
Konum: Trabzon

Mesajgönderen Mehmet Nuri Durgun » Sal Kas 14, 2006 11:51 am

Mustafa Ayaloğlu konusunda söylenecek hiç bir şey yok.Ortaçağ kafaları ile ne konuşulabilirki.Osman çok güzel cevap verdi. Adam şırk koştuğunun farkında bile olamıyacak bilinçte. Daha ne diyebilirimki.

Sami bireysel olarak sevdiğim ve iyi niyetli olduğunu düşündüğüm biri.Ama başlıkla konulan yazı arasında bağ kurmak için kendimi çok zorladım ama başaramadım.

Yaşadığımız ülkemizde her bireyin, her lideri daha da ileri giderek her bireyi eleştirme ve sorgulama hakkı olduğunu düşünüyorum. Demokrasi kültürü bunu gerektirir.Ancak kendi liderlerini hiç eleştirmemeleri sinsi ve kötü niyetlerini göstermektedirler (çünkü daha iyiyi, daha güzeli bulma sorunları yoktur). Son yaşanan tarikat olaylarında o kadar güzel örnekleri varki bunun. Nedense bu insanlar hiç bir katkı sağlamıyacakları düşünce ve liderlere eleştirilerini hemen yöneltirler.

Ülkemize yıllarca hizmet etmiş bir insanın ardından iyi niyetler ve güzel tememnniler için açılmış bir başlık altında, kafa bulandırmak için yazı yazmayı, hoşgörü sınırları içinde algılamak zaten kendi başına bir hoşgörüsüzlüktür.
Kullanıcı avatarı
Mehmet Nuri Durgun
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 75
Kayıt: Cum Nis 14, 2006 9:31 pm

Mesajgönderen Necati Yavuz » Sal Kas 14, 2006 1:18 pm

Konu açılıyor burada,ardından yeni vefat etmiş ve bir dönem yüzde 44 oy almış bir siyasi akımın liderine iftira bazında bazı yakıştırmalar yapılıyor.Bunu eleştirmek için bir yazı yazıyoruz.Yazdıklarımın her zaman arkasındayım.Bunun harici bir şeyler çıkarılıp maydanoz üretimine geçilmesin.
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

Mesajgönderen Sami Ayan » Prş Kas 16, 2006 11:32 am

Sevgili Mehmet abi

Size çocukluğumdan beri duyduğum derin bir sevgi ve saygı vardır. Bunu bütün samimiyetinle söylüyorum ve bunu siz de biliyorsunuzdur. Yazdığım yazı cevap hakkı doğurmaması için tarafımdan zaten kaldırılmıştır. Bu konudaki samimi görüşlerimi bu ortamın polemik ve yanlış anlaşılmaya müsait olması sebebiyle burada yeniden gündeme getirmeyeceğim. Yüzyüze karşılaşmamızda neyi ne amaçla söylediğimi ifade ederim.
Saygı ve muhabbetlerimle.

Bu arada Necati abi daha bir pideni de yiyemedik. En kısa zamanda ziyaretindeyim inşallah....
Kullanıcı avatarı
Sami Ayan
Site Yönetim
Site Yönetim
 
Mesajlar: 724
Kayıt: Çrş Eyl 21, 2005 11:09 pm
Konum: Çaykara-Şahinkaya

Mesajgönderen Necati Yavuz » Cum Kas 17, 2006 7:58 am

Sami hocam ;
En kısa zamanda bekliyorum pide yemeye.Selam ve sevgiler
Kullanıcı avatarı
Necati Yavuz
Sitenin Sahipleri
Sitenin Sahipleri
 
Mesajlar: 70
Kayıt: Prş Şub 09, 2006 5:31 pm
Konum: Trabzon / Hopşera

ÖncekiSonraki

Dön ARŞİV

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir

cron