gönderen Kayhan Durgun » Pzr Eki 08, 2006 12:55 am
Şüphesiz 600 yıl yaşamış Osmanlı hakkında herkesin bildiği bir şeyler vardır.600 yıl gibi bir sürenin okullarda okutulan tarih kitaplarındaki gibi olmadığını biliyoruz.Değişik kaynaklardan bilgi edinildiğinde, aynı olayların farklı yansıtıldığını yada yorumlandığını görebilmekteyiz.Oysa tarihimizi farklı yansıtmak ,gerçekleri saptırarak anlatmanın ne tarihi değiştirmek adına faydası vardır nede bize faydası vardır.Yaşananlar yanlışı ve doğrusuyla bizim tarihimizdir.Benim amacım ne Osmanlıyı göklere çıkarmak nede yerle bir etmektir.Amacım ülkeyi yönetenlerin ,zamanın koşullarına göre etki altında kaldıkları olaylar ve iktidar kavgalarında kimin ne şekilde ihanet edebileceğini bir miktar olsun yansıtabilmektir.Bu süreç içerisinde tüm olumsuz koşullara rağmen ülke çıkarlarını düşünen yöneticilerdende söz edeceğim.Sonuçta Osmanlının yok oluşunun gerçek nedenlerininde kendiliğinden ortaya çıkacağını sanıyorum.Eksik yada yanlış bilgilerim olabilir.İlgilenen tüm arkadaşların uyarılarını dikkate alıp gerekli düzeltmeleri yapacağımı da belirtmek istiyorum.
Selçuklu imparatorluğunun yıkılmasından sonra anadolunun değişik yerlerinde bulunan müslüman -türk beyliklerinden sadece birisidir osmanlı beyliği.1299 yılında Osman bey tarafından kurulmuş,Osman beyin ölümü sonrası kendi iç kavgalarını yaşamıştır.Bu arada diğer müslüman -türk beylikleriyle savaşırken aynı zamanda Bizansla hem savaşmış hemde işbirliği yapmıştır.Osmanlının büyümesinde ,Osmanlının dışında en büyük katkıyı sağlayan kuşkusuz Bizans imparatorluğudur.Osmanlıya imparatorluk yolunu açan yine bizans içindeki taht kavgaları olmuştur.Bizans imparatorluğu için çekişen iki adaydan birinin kızını alan Orhan gazi,verdiği desteğin karşılığında Gelibolu daki Çimpe kalesini almıştır.Bu kaleyi üs olarak kullanıp Osmanlı ya Trakya yolunu açmıştır.Artık Osmanlının önlenemeyen büyümesi başlamıştır.
Yükselme dönemi içerisinde kuşkusuz her padişahın ayrı bir değeri vardır.Ancak tarihi yönlendirmesi açısından ve osmanlıyı kurumsallaştırması açısından sadece Fatihten söz etmek konumuz gereği yeterli olacaktır.Fatih yaptıklarıyla o zamana kadar devlet olma yolundaki bir topluluğu imparatorluğa taşıyarak 600 yıllık tarihin en dahi imparatoru olmayı hak etmiştir.İstanbul fethi sırasında vatikan desteğini isteyen bizansa ,vatikanın önerisi fetihi dahada kolaylaştırmıştır.Katolik olan Vatikan ortodoks olan bizanstan ,katolik kilisesinin emrine girmesini istemiştir.Bizansın buna yanıtı ise 'İstanbulda kardinal şapkası görmektense Osmanlı sarığını tercih ederim ' şeklinde olmuştur.Fetihten sonra Edirne ye sürgün gönderilen ortodoks din adamı Scolarios u İstanbula getirten Fatih ,Scolarios u ortodoks kilisesinin başına getirterek ortodoksların tam desteğini almıştır.İstanbul un fethi esnasında bizanstan rüşvet alan Çandarlı Halil paşayı idam ettirerek ülkede müslüman -türk alternatifleri sindirmiştir.Halil paşanın yerine devşirme Mahmut paşayı veziri azam yaparak olası müslüman-türk ayaklanmaları engellemiştir.Yine anadoludaki diğer türk beyliklerini fethederek kendisine yakın kişileri yönetime getirmiş ve anadolunun kontrolünü eline geçirmiştir.Ceneviz ve venediklilere sağladığı ticari kolaylıklarla(kapütülasyonlar) hem ticari hemde siyasi avantajlar elde etmiştir.(yükselme döneminde kapütülasyonlar osmanlı leyhindeydi ancak bu kapütülasyonlar daha sonra çöküşü hızlandıracaktı).Fetret devri dönemini çok iyi bilen Fatih ,taht kavgalarına engel olmak adına şehzade katline izin vermiştir.
Osmanlının önemli sıkıntılarından birisi,(ki çöküşün hızlanmasına etkin olduğu hiç tartışılamaz)kadınların devlet yönetimine karışmalarıdır.Orhan beyden sonra gelen tüm padişah analarının yabancı kökenli olması,padişah cariyelerinin seçiminde etkin olmaları ve bazı padişahların kadın düşkünlüğü ,Osmanlı yönetimini daima olumsuz etkilemiştir.Devlet yönetimine etkin biçimde ilk karışan Kanuni nin zevcesi Hürrem sultandır.Yine aynı dönemde bir diğer zevcesi Nurbanu sultan,Kanuninin kız kardeşi Mihrimah sultan da saltanatı elinde tutmaya çalışan diğer kadınlardır.İmparatorlukta yıkılıncaya kadar görülecek olan iktidar kavgaları ,bitmek tükenmek bilmeyen ihtiraslar ve saray entrikaları başlamıştır.Osmanlı imparatorluğunda kuşkusuz en nüfuslu kadın 1. Ahmet in karısı bir rum papazının kızı olan Kösem sultandır.Kösem sultan oğulları 4. Murat,Sultan İbrahim ve torunu 4. Mehmet döneminde de çok etkili olmuş ve devlet yönetiminide hemen hemen tam olarak ele geçirmiştir.Bitmez tükenmez ihtirası yüzünden 70 yaşlarında sarayda boğdurtularak öldürülmüştür.
Bir diğer sıkıntı veziri azamlardır.Fatih dönemi itibarıyla hemen hemen tüm veziri azamlar devşirmedir.Saraya en yakın askerler olan yeniçerilerinde devşirme olduğunu biliyoruz.Veziri azamların çok büyük bir kısmının padişah kızkardeşleriyle evli olduğunuda biliyoruz.Zaman zaman bu durum veziri azamları padişahlardan çok daha güçlü bir duruma getirmektedir.Padişahların tahttan indirilmesi veziri azamların ağzından çıkacak bir sözle yeniçeri ayaklanmasıyla mümkün olacaktır.Böylece Osmanlı tahtını belirlemek ,(kadınlar-veziri azam-yeniçeri )şeytan üçgeninin eline geçmiştir.2. Selim itibarıyla bu güçler padişahların ülkeyi yönetmelerine engel olduğu gibi ,bir çok padişah tahtta kalmak adına gönüllü(mecburi) olarak yönetimi onlara bırakmıştır.Öyleki 2. Selimden sonra tahta geçen 3. Muratın tek korkusu ,veziri azam Sokullunun onun yerine kardeşlerinden birisini tercih edecek olmasıdır.Sırf bu yüzden İstanbula ilk geldiğinde Sokullunun elini öpmek istemiştir.
Bir diğer sıkıntı saray içerisinde rüşvetin yaygın hale gelmesidir.Veziri azamların,padişah anaları ve zevcelerinin herhangi bir iş yapması rüşvetsiz mümkün olmamaktadır.Ülkeyi yöneten padişahlar durumdan haberleri olduğu halde habersiz davranmaktadır.Ama 3. Murad Osmanlı tarihine rüşvet yiyen ilk padişah olarak geçerken,kendinden sonra tahta geçen padişahlarında önünü açmıştır.Osmanlıda tahta geçen padişahlar ,hem saraydakilere hemde yeniçerilere adına cülüs denen bir bahşiş verirlerdi.Ancak yine ilk olarak 3. murad zamanında bu bahşiş resmen rüşvet denecek boyuta ulaşmıştı.Yaklaşık 14 bin yeniçeriye kişi başı 50 altın bahşiş verilmişti.Padişahlar sırf tahtta kalmak adına hem rüşvet veriyor hemde rüşvet alıyordu.Yeniçerinin aldığı bu bahşiş artık yeniçerinin önlenilemeyecek azmalarına neden olacaktı.En küçük bir nedenle padişah değişikliği onlar için bir servet niteliğindeki yeni bahşiş demekti.
Bir başka sıkıntıysa ilk olarak ilk olarak 1. Ahmetin kardeş ölümlerine son vermesiydi.Padişahlar artık şehzadeleri öldürmüyor onun yerine tutuklu kalıyorlardı.Artık hanedan babadan oğula geçmeyecek ,ölen padişahın yerine hanedanın en yaşlısının geçmesinin önü açılmış oluyordu.1. Ahmetten sonra tahta geçen kardeşi 1.Mustafa olmuştur.Yıllarca tutuklu yaşayan 1.Mustafa kapısının her açıldığında ölüm korkusunu hissetmiştir.Akli dengesi yerinde olmayan sultan Mustafa ya 2 kez Osmanlı saltanatı teslim edilmiştir.Yine aynı şekilde 4. Muratın yerine geçen sultan İbrahim 17 yıl,Sultan 2. Süleymanında tahta geçmeden önce 40 yıl tutuklu kaldığını da belirtmem gerekir.Hapiste bulundukları sürece ciddi bir eğitim almamış hatta okuma yazmayı bile zor öğrenmiş bu insanların cihan imparatorluğunu yönetmelerini hiç kimse beklememeliydi.
(Devam edecek)